Bir de deregülasyonun neden yapıldığını açıklayalım, ondan sonra örnek vererek detaylara gireriz. Türkiye gibi ülkelerde deregülasyon yapılmaz, en azından isteyerek yapılmaz. Ancak IMF veya AB gibi piyasaların serbestleşmesi taraftarı olan güçlerin zorlamasıyla ayak direyerek yapılır. Yoksa regülasyonu yapanlara bıraksanız hayatta regülasyonlardan vazgeçilmesine evet demezler. Regülasyonun olumlu sonuçlar doğurabileceği piyasa çeşitleri monopol veya tekel ile az sayıda şirketin bulunduğu oligopol piyasalardır. Regülasyon daha çok özel bir şirketin tekel olduğu piyasalarda yapılır. Ancak Türkiye gibi eski devletçi (sosyalist) ülkelerde özel şirketlerden ziyade devlet şirketleri tekel olarak faaliyet gösterdikleri için regülasyonlar ya üstü kapalı olarak yapılır ya da vatandaş 80 sene devlet tekeliyle yaşamak zorunda kalır. Sosyalist devletlerde deregülasyon sürecine ise “özelleştirme” denilir. Umarım kavramlar az çok anlaşılmıştır, şimdi bir örnekle açıklayalım.
Geçen hafta Ulaştırma Bakanlığının şehirler arası otobüs biletleri için taban fiyat uygulamaya başlamasi bir regülasyondur. Devlet piyasada ortaya çıkan fiyatlar yanlıştır, kötülük içermektedir diyerek tüm şehirler arasında uygulanabilecek minimum bilet satış fiyatını belirlemişti. Ben de bunun üzerine”Kamil Koç- Metro, şehirlerarası otobüs bileti fiyatları” başlıklı bir yazı yazarak devletin yaptığı bu düzenlemenin yanlış olduğunu, korunmaya çalışılan küçük şirketlerin bu işten karlı çıkamayacağını, kaybedenin ise tüketiciler olacağını söylemiştik. Daha sonra yazıya yapılan yorumlarda da görüşlerimizin detaylı olarak açıklamıştık. Ortaya sürdüğümüz iki tane iddia vardı.
Birincisi, ekonomisinin yarısı kayıtdışı olan Türkiye’de problem kanun konulması değil, kanunların uygulanmasıdır. Kanunlar uygulanmıyorsa yeni kanunlar veya kurallar çıkararak kanunların uygulanmasını sağlayamazsınız. Biz de bu düşünceden hareketle otobüs şirketlerinin Ulaştırma Bakanlığının belirlediği taban fiyatlarının altında bilet satmaya devam edeceğini, kurallara uyan şirketlerin ise fiyatlarını gerektiği durumlarda düşerecemeyeği için de belli hatlarda tüketicilerin zarar göreceğini belirttik. Tartışmayı yaptığımız okurumuz ise kendisinin 20 yıldır haftada iki gün otobüs yolculuğu yaptığını ve otobüs şirketlerinin taban fiyatlara uyacaklarını belirtterek bize karşı çıkmıştı.
Buna karşılık ise biz ikinci iddiamızı ortaya attık. Ona geçmeden önce Ulaştırma Bakanlığının müdahalesine rağmen Istanbul-Edirne arasında 15,5 TL’nin altına satılmaması gereken otobüs biletlerinin 10 TL’ye satıldığına ilişkin Hürriyet’in haberine dikkatinizi çekmek istiyorum. Yorum yapmaya gerek yok.
Ikinci iddiamız ise şuydu. Şirketler fiyatları düşeremiyorlarsa o zaman kaliteyi ve sundukları ikramları arttırarak devletin fiyat kısıtlamasını delebilirler. Ne tür faaliyetlerde bulunabilirler bunu hayal gücünüze bırakıyorum, dikkatinizi çekmek istediğim nokta tüketicilerin sadece fiyata değil, fiyat/kalite oranına bakarak karar verdikleridir. Bu verdiğimiz örnekten de görebileceğiniz üzere devlet piyasalara müdahale etse dahi istediği sonuçları elde edebilecek bir mekanizma kurması çok kolay değil. Türkiye’deki gibi amatörlerin yaptığı düzenlemelerin ise hüsranla sonuçlanması kaçınılmaz. Devletin asli görevi kanunları yapmak ve uygulamaktır. Daha bu konularda bir çok eksikliğimiz var, zaten bu eksiklikler yüzünden ortaya da başka bir çok problem çıkıyor. O problemleri sözde çözmek için bir çok budalaca yeni kanun ve kural ortaya atıyoruz. Sonra onlar başka “önceden tahmin edilemeyen” problemler yaratıyor ve nihayetinde ülkenin kanunları ve kurallarını muhasebeci ve avukat gibi uzmanlardan başka kimse anlamıyor, onların da ufak bir azınlığı her şeyi tam olarak kavrıyor zaten.
Adalet sistemini, vergi sistemini, kanunları ve kuralları basitleştirmemiz, uygulanmasının ve yavaşlatılmasının önündeki engelleri kaldırmamız gerekiyor. Yeni kanunlara ihtiyacımız yok, eskilerinden kurtulsak yeter.
Not: Bu konuyla ilgili baska budalaca bir ornege Stresabi sitesinden ulasabilirsiniz. Hatta gitmisken adalet uzerine su yaziyi, devlet arpaligi TRT hakkinda su yaziyi, devletin etik davranmayan kendi yoneticilerini cezalandirmada acizligini gosteren su yaziyi, Diyanet işleri baskanligi isimli diger bir milyar dolarlik israf hakkindaki su yaziyi da okuyun. Read More!