Otobus Yorumlari

Yorumlar arasinda kaybolup gitmesin diye Otobus yazimiza yapilan yorumlari ve onlara yonelik verecegim cevaplari on sayfaya tasimaya karar verdim. Oncelikle Cuneyt Bey'in matbaa uzerine yazdigi yoruma bakalim:

"...1) Hattatlarin bu konuda isimiz elden gidiyor türü bir muhalefeti yok. Bu cok büyük bir yalan: Deniz’in „Kur’an yazicilari“ dedigi hattatlar, Berkes’in kitabinda bu konu cok güzel anlatilir. Matbaa geldigi zaman 3. Ahmed fermanla izin veriyor. Fermanda matbaada basilmasina izin verilen kitaplar dinî ve kur’an harici kitaplardir, cünkü bu kitaplar hattatlarin gecim kaynagidirlar, dolayisiyla matbaada her türlü edebi ya da bilimsel eser basilabilir, bunlar zâten hattatlar tarafindan yazilmazlar. 2) Ibrahim Müteferrika ve babasi Paris sefiri 28 Mehmed Celebi’nin yaninda Paris’te matbaayi taniyip gören Mehmed Said Efendi 1727’de ilk matbaayi kurduklarinda bu ise tesebbüs eden ilk kisilerdi. Yani onlardan önce matbaa kurulmaya calisilmis ama dinî ya da devletsel baskilar nedeniyle olmamis gibi bir durum da söz konusu degil. Kaldi ki Osmanli’da sirasiyla Yahudi, Ermeni ve Rum matbaalari kurulmustur cok daha önce. Berkes’in bu konuda „arastirilmasi gerek“ dedigi noktalardan biri de iste bu gayrimüslimler matbaa kurarken müslümanlarin neden kurmadigidir. Talep konusu gercekten dogru, cünkü 1727’de matbaa kuruluyor, 1750’de yanlis hatirlamiyorsam Müteferrika ölüyor, o zamana kadar 20 kitap ya basiyorlar ya basmiyorlar. Müteferrika’nin ölümünden sonra da matbaa gene tavana kaldiriliyor. Yani nedir sonuc: Okuyan yok! Kitap alan yok! "

VOB nedir?     Taksi Şöförü   A Tipi Yatırım Fonu Nedir?   Olasılık nedir?   Dışsallık Nedir

Demek ki tarihcilerinde en azindan ekonomiye giris dersleri almasi gerektigini yukaridaki yazidan anliyoruz. Cuneyt Bey sozlerine kaynak olarak Niyazi Berkes'i gostermis. Oncelikle yukarida soylenilen "gerceklerin" dogrulugunu varsayalim. 3. Ahmed dini kitaplar haric diger kitaplarin basilmasina izin vermis. Bundan 300 sene once dini kitaplardan baska zaten kac tane kitap vardi ki (talebin %95'i dini kitaptir diye bir rakam uyduracagim burada)? Adamlarin 20 yilda 20 kitap basmasi yine buyuk basari. Bu supermarketlere sadece hafta ici gece 12 ve sabah 6 saatlerinde izin verilmesi gibi bir sey. Ondan sonra da supermarketlere izin verdik ama insanlar "niyeyse" gece alisveris yapmaya cok talep gostermiyor, o yuzden supermarketler kapandi. Yani problem talep yetersizligi, herhangi bir yasaklama ya da bakkallari kollama gibi bir durum yok demekle esdeger. Niyazi Berkes "neden gayrimuslumler matbaa kurarken muslumanlar kurmamis" diye merak ediyor, tarih uzmani olmamama ragmen bir tahminde bulunayim: dini kitap basmalarina yasak getirilmemis olmasindan olabilir mi acaba?!!

Fatih Kansoy arkadasimiz ise soyle diyor:

"otobüs firmaları teknolojiyi nasıl takip etmeliydiler? mesela 2000 model mercedes 0403 lerini satıp b737 mi alsalardı? birde köde traktör şehirde otobüs şöförlüğü yapan insanlarımızın teknolojiyi takibi bence sadece cep telefonu alımında oluyor. dolayısı ile biraz sert bir eleştri olmus on paragraf itibari ile. "

Ulkemizde insanlar devleti "baba" olarak goruyorlar, devlet baba degildir, devlet benim, sensin, bizleriz. Simdi birisi (tavukcu olabilir, kredi karti kullanicisi olabilir, tekstilci olabilir, insaatci olabilir, findikci olabilir, selzede olabilir, Anadolu kaplani olabilir, veya Vanli otobusculer olabilir) cikip da devletten para istedigi zaman belki siz belki ustunuze alinmiyorsunuz ama ben sanki bu kisiler "benden" bu parayi istiyorlarmis gibi hissediyorum. Cunku bu kisilere verilen paralar yuzunden devlet daha fazla borclanacak, borclari kapatabilmek icin bugun veya yarin daha fazla vergi almaya baslayacak, neticede gercekten de bu hurmalarin parasi benim cebimden cikacak. O zaman Vanli otobuscu kardeslerimiz de gelip benden para dilendikleri zaman bana onlara istedigim gibi davranma hakkini veriyorlar. Ben yine de insafli davranip olayi desmiyorum, desersem ne olur soyleyeyim:

"300 otobusunuz var ise, ve her bir otobusun her gun ortalama 1.2 sefer yaptigini varsayarsak sizin senelik kapasiteniz 300*1.2*365*44 (bir otobuste 44 koltuk var degil mi?) =5.8 milyon yolcudur. Van sehrinin bugunku nufusu 250000 kisinin altinda olduguna gore bizim Polyanna otobusculerimizin her bir Vanlilin ayda bir kez gidis-gelis uzun mesafeli yolculuk yapmasina olanak saglayacak bir kapasite biriktirdigini gorebiliriz. Ben buna "oha falan" olmayayim da ne olayim siz soyleyin. Bir de bu otobusculer Van-Istanbul arasindaki otobus yolculugunun neredeyse 24 saat surdugunu ve insanlarin goreceli olarak ucuz bir alternatif bulmalari halinde bu iskenceden yangindan kacar gibi kacacagini goremiyorlar mi? Neye guvenip bu kadar kapasite yapiyorlar? Ve son olarak otobusculerin bu isbilmezliklerinin faturasini niye sen, ben, biz odeyelim? Ben teknolojiyi takip etmeliler derken bahsettigim teknolojik gelisme bundan 100 sene once icat edilmis ucaklardi, daha ne soyleyeyim.

11 Yorum Var.:

Adsız dedi ki...

3. Ahmed dini kitaplar haric diger kitaplarin basilmasina izin vermis. Bundan 300 sene once dini kitaplardan baska zaten kac tane kitap vardi ki (talebin %95'i dini kitaptir diye bir rakam uyduracagim burada)?

yazmissiniz.. acikcasi garipsedim bu onyargiyi. neye dayandiriyorsunuz dini kitaplar haricinde cok da fazla kitap olmadigini? sahsen hicbir fikrim yok o zamanki dini kitap/ toplam kitap orani hakkinda ama kesinlikle oyle buyutulecek bir rakam oldugunu dusunmuyorum. bu da benim onyargim (onyargilarla konusacaksak).

diyelim ki tahmininiz dogru ve kitaplarin %95'i dini kitap.
ama ornek yanlis ve konuyu carpitiyor; cunku matbaanin yasatilmamasi uzerine bir duzen kuruldugu izlenimi veriliyor. su sekilde kurulmaliydi:

bir ulkede ekmek satisina sadece bakkallarda izin verilmektedir. ekmek haricinde hersey supermarketlerde satilabilmektedir. fakat ne gariptir ki ulke insanlari tuketimlerinin %95'ini ekmege ayirmaktadir. bu durumda supermarketler de bir bir kapanmaktadir. burada supermarketlerin kapanma sebebi talep yetersizligi midir? evet diger mallara olan talep yetersizligidir. sorun halktadir. sadece ekmek satisinin bakkallara tahsis edilmesiyle o supermarketler kapanacaksa zaten hic acilmasa da olur.
cunku o ortamda asil supermarket konumunda olan bakkaldir. bakkal piyasada satilan mallarin %95'ini satarken supermarket %5'ini satmaktadir. bakkal bu ihtiyaci karsilayabiliyorsa kalan %5'lik mallar icin de supermarket acilmasina izin verilmisse ortada cok buyuk bir problem olmasa gerek.


bunu da gecelim..
matbaanin gecikmesini elestirenler nihai olarak dinin buna sebep oldugunu (gavur icadi mazeretiyle) dusunuyorlar. sorun da budur. niyazi berkes de gercek durumun bunu yansitmadigini ortaya koymus. meselenin esas ortaya konulmasi gereken yonu buydu sanirim. ekonomistlere de tarihe giris dersi mi verilmeli acaba?

Adsız dedi ki...

Sizin inandığınız doğrular "gerçek" oluyor da, başkalarının inandığı doğrular niye "gerçek" olmuyor.Velhasil tarihsel yanlı bir bilimdir, hatta bilim olup olmadığı da tartışılabilir. Tarihe yaklaşım da her zaman, hep toplumda yanlidir.Burada rahatsiz oldugum sey bizim inandıgımız boyledir,cunku su zat boyle diyor.Bu ne bicim bi yaklasimdir, yani İlber Ortayli cikip bir sey soylediginde onun dogru olduguna niye herkes inaniveriyor. Tamam belgelere kaynaklara ulasan o, bize aktaran o. Fakat tarihcilerin de ideolojisi vardir unutmayalim.
Bence tarih "inandığınız şeydir", bildiğiniz değil.

Adsız dedi ki...

benim verdigim ornekte de hata var ama varacagim sonucu etkilemiyor.
denebilir ki dini kitaplara izin verilseydi hic degilse matbaa yasardi. ama ekonomix'in dedigi uzere talep %95 dini kitaplara ise bu dini fikirlerin yayilmasina hizmet ederdi. malum geri kalmamiz da dini fikirlere dayandiriliyordu. (sadece matbaa hususunda degil, diger bircok konudaki dini fikirler) eh o zaman problem yok. dini fikirler yayilmamis iste, aydinlarimiz o zamanin ulemasina bir fatiha gonderiversin... :)

Blog Sahibi dedi ki...

Sayin cya209,

Sizin orneginizde atladiginiz nokta bakkallarin sattigi ekmegin fiyatinin supermarketlerin satabilecegi fiyatin cok cok uzerinde oldugu. Bir hattatin Kuran-i Kerimi yazmasi 1 ay surse fiyati en azindan bir aileyi bir ay gecindirecek bir rakam olmasi gerekiyor. Matbaa basimi Kuran da ise boyle bir sey soz konusu degil. Yani sizin soylediginiz gibi bakkallar potansiyel talebi karsilayacak gucte degiller, genis kitlelerin odeyebilecegi fiyattan uretecek teknolojileri de yok.

Olay gayet politik bir olaydir, hattatlari korumak uzere uretkenligi arttiracak ve maliyetleri dusurecek bir teknolojinin ulkede islemesine izin verilmemistir. Haaa, insanlar matbaada basilmis Kuran'a o donemde talep gostermezdi seklinde bir teoriniz varsa o baska.

Sizin bakkal-market teoriniz gayrimuslumlerin matbaayi karli bir sekilde kullanmasini nasil acikliyor bu arada?

Adsız dedi ki...

Burada rahatsiz oldugum sey bizim inandıgımız boyledir,cunku su zat boyle diyor.Bu ne bicim bi yaklasimdir, yani İlber Ortayli cikip bir sey soylediginde onun dogru olduguna niye herkes inaniveriyor. Tamam belgelere kaynaklara ulasan o, bize aktaran o. (...)

demissiniz. bu gayet normal bir yaklasimdir. ilber ortayli gibi belgesi olana inanilir. olmayip da konusana "ideolojik yaklasiyor" denir. gerceklik kriteri tarihi konularda "belge"dir; "senin inandigin", "benim inandigim" degildir.

Adsız dedi ki...

gayrimuslimler matbaayi "karli bir sekilde" kullanabiliyorsa, kitap basilabiliyorsa, neyi tartisiyoruz?? matbaa karli bir sekilde isletiliyorsa nedir politik olan? sanirim son iki paragrafiniz birbiriyle celisiyor.

Adsız dedi ki...

Matbaa olmadığı için o günden bugüne belge kalmamistir :)

Adsız dedi ki...

bence devlet yalnız otobüsçülere değil espri kabızlığı yaşayan beyaza okana y. erdoğana, yaşlanmış tiyatro .ahişelerine ,canere tüline ajdara da destek vermeli..hatta kolluk kuvvetlerin
i Haşmet babaoğluna devretmeli. adama yazık yardım gerekli...
TKAT

Adsız dedi ki...

Merhaba,

Öncelikle yazdiklarimi blogunuzun anasayfasina tasiyip Türkiye’de matbaa konusunda yanlis bilinenleri biraz olsun düzeltme imkâni sundugunuz icin tesekkürler. Basta sunu söyleyeyim, ben tarihci degilim. Iktisat okudum, tarih degil, tarih sadece özel ilgi alanim. Dolayisiyla ekonomiye giris dersini yillar önce görmüstüm. Gene de tavsiyeniz icin sagolun.

Economix Bey: Konuyu tamamen saptirmissiniz. O dönemdeki kitaplarin %95’inin dinî kitaplar oldugunu düsünmeniz fazlasiyla siritiyor.

Ben Deniz Bey’e cevaben yazdigim metinde matbaanin gavur icadi bahanesi ile yayilamadigi yalanina dikkat cektim. Bu konuda yaptigim tespit dogru bir tespittir ve sizin olayi cektiginiz konuyla iliskisi yoktur. Matbaanin ekonomik yanini tartismayi düsünmüyordum, benim icin önemli olan, yillarca resmî tarihin ögrettigi bir yalana dikkat cekmek, matbaanin gelisinin gecikmesinin mutaassip bir Islam anlayisi ile alâkasi olmadigini vurgulamakti.

Size birkac rakam vereyim: Rusya’da ilk matbaa 1711’de Deli Petro devrinde aciliyor ve sadece onun carligi döneminde 600 kitap basiliyor. 15.yy’da, yani matbaanin icad edildigi yüzyilda Avrupa’da 1.700 matbaa var. Avrupa’da sadece matbaanin bulunmasindan sonraki 50 yil icinde 30-35 bin kitap basiliyor, baski olarak 15-20 milyon arasi tahmin ediliyor. Sizce bunlarin kacta kaci dinî kitap? Bu sorunun cevabi, sanirim Osmanli’da gayrimüslim matbaalarinin neden isler durumda olabildiginin de cevabidir. Bu matbaalar dini kitap basmalarina izin verildigi icin degil, din ve din harici kitaplarini alan bir okuyucu kitlesi bulundugu icin islemislerdir. Bundan 300 sene önce kac kitap vardi sizce? 18.yy’da Osmanli’da basilan kitap cesidi 45-50. Ayni dönemde Japonya’da 10.000 cesit kitap basiliyor. Müteferrika zamaninda Osmanli’da hepi topu toplami 23 cilt olan 17 eser basiliyor. Bunlarin 11 tanesi tarih, 3 tanesi dil, 3 tanesi de cografya, miknatislar ve askerlik üzerine. Toplam baski adedi ise 13.200 olarak tahmin ediliyor.

Simdi soru size: Sizce Avrupa ve Rusya ile Müteferrika’nin matbaasi arasindaki bu muazzam basim farki dini kitap basimina izin verilmemesinden mi kaynaklaniyor sadece yoksa baska nedenleri olabilir mi?

Kisa kesiyorum. Kitap cesidi bol, konu bol, basmak isteyene kitap yeteri kadar var. Matbaanin acilisindan hemen sonra basilan kitaplar dil, tarih, cografya, müspet bilimler ve askerlik konularindalar. Fakat sorun bu kitaplarin müsterisi olmamasinda. Tekrar edeyim: Sorun din harici konularda kitap olmamasinda degil, din harici kitaplari okuyan olmamasinda. Ulema tarafindan matbaaya bir tepki gelmemekle beraber bol ve ucuz kitap talebi de gelmiyor. Ucuz diyorum, cünkü matbaada basilan kitap el yazmasindan elbette daha ucuz. Ona ragmen alan yok. Yani sizin supermarket örnegine dönmek gerekirse: Bakkallar var, ekmek satiyorlar. Süpermarket aciliyor, sabah 8 aksam 10 arasi acik, icinde ekmek harici 10 cesit peynir, 5 cesit salam, sarküteri mamülleri, soslar vs. satiliyor, ama ekmek yok. Millet de ekmekten baska bir sey yemedigi, bilmedigi icin buradan alisveris etmiyor.

Elbette sizin dediginiz de bir etken. Belki dini kitaplar da matbaada basilsa matbaa yürürdü, bir arastirma konusu olabilir. Fakat bastan beri göstermek istedigimi anlatabildim sanirim, matbaa gavur icadi vs. diye önü kesilmis bir olgu degil Osmanli’da.

Son olarak söylemek istedigim su: Tartismayi güzellikle belirli ve tarafsiz bir seviyede tutmak yerine hic yoktan kisisel laf atma gibi bir tatsiz bir tavra basvurdunuz. Tarihcilerin de ekonomiye giris dersi almalari gerektigini anliyormusuz… breh breh breh, ufal da cebime gir. Sanirim orta halli bir ailenin oglu olarak yola cikip Amerika’da is sahibi olmak dünyaya bakis acinizda bayagi tahribat yaratmis.

Bir tartismadan maliyet/performans oranini tatmin edici bulmayarak ayrilmistiniz yanlis hatirlamiyorsam, simdi ben de ayni seyi yapacagim, cünkü ne size tarih dersi verecek kadar bilgim ve zamanim var, ne sizin yetersiz bilgilerinizle desteklediginiz tepeden bakma yorumlariniza sinirlenecek. Size samimi tavsiyem, Amerika’ya gidenlerde fazlasiyla görülen „fachidiot“ olma hastaligina yakalanmamaya dikkat edin (Fachidiot icin Almanca-Ingilizce sözlüge bakiverirsiniz). Ekonomi blogu yaziyorsunuz, cok basarili yaziyorsunuz, fakat ya ekonomi alanindan baska alanlarda at oynatmayin, cehâletinizle komik duruma düsüyorsunuz, ya da hayatin ekonomiden ibaret olmadigi gercegine kendinizi alistirin.

Ha bir de unutmayin ki durduk yerde ukalalik, kisisel laf atma vs. bir meziyet degil, tam tersine acinacak bir özgüven eksikligi göstergesidir.

Deniz Bey: Liberal tarih, resmi tarih, ideolojik bakis.... Bunlar bu konustugumuz baglamda tamamen farazi laflar ve tartismayi bilgiyle doldurmak yerine baska zeminlere cekme cabasi kanaatimce. Liberalim deyip „resmi tarihe karsi dururum“ demeye getiriyorsunuz. Lâkin su anda resmî tarihi, yani matbaanin Türkiye’ye mutaassip muhalefeti nedeniyle gec geldigi teorisini savundugunuzu farkedecek durumda degilsiniz. Tam tersine benim bahsettigim resmî tarihe karsi cikarilan tarihsel arastirmalardir. Onun ötesi de fasafisodur. Elinizde belgeniz, bilginiz varsa getirirsiniz, gösterirsiniz, tartisilir. Fakat belge – bilgi getirene ayni ölcüde mukâbele etmeden lise tarih kitabindan birebir aldiginiz malumati buraya tasiyip karsinizdakine ideoloji takintisi ithaminda bulunmak zaten konuyu tartisacak ehliyette bulunmadiginizi gösteriyor.

Saygilar,
Cüneyt

Adsız dedi ki...

selamlar,
daha once adimin cuneyd oldugunu yazmistim. fakat son mesaj sahibi cuneyt bey'le karistirilmamak icin farkli kisiler oldugumuzu belirtmek isterim.

Adsız dedi ki...

İyi de economix,
Bu adamlar sadece Vanlıyı mı taşıyorlar? Hani bu kadar iktisat okumuş birisi olarak bundan daha yanlı bir analiz yapılamazdı.
Bunun asker dönemi var, o hatta seyahat eden başka yolcular var... velhasıl var oğlu var...
haa, senin tezini çürütür çürütmez o ayrı ama doğru yerden yaklaşmak lazım..
sahi, bunları benden 10 kat daha iyi bilecek biri olarak neden yazmadın böyle?