Küçük ayrıntı

Biz ulusal gazetelerde köşe kapmış çomarlarla uğraşırken kendisine kıytırık bir köşe kapmış olan finonun teki aklı sıra bize cevap yetiştiriyor ya, benim asgari ücret yazıma da eski Sovyet vatandaşı kadınların Türkiye'ye gelip fahişelik yapmasını serbest piyasa aleyhine argüman olarak getirmiş. Tabi sormak gerekir bu insanların bu yola düşmesinden serbest piyasa sistemi mi sorumlu yoksa komünist rejim mi? Sosyalist ve devletçi düzenlerinizin günahını serbest piyasa sistemine yüklemeyin lütfen! İnsan bilmeden ya da düşünmeden konuşmaya başlayınca komik oluyor.

Bu kişinin daha Türkçe yazmayı bilmediği, ayrı yazılması gereken -de'ler, -da'lar ve -mi'ler yüzünden anlamayı zorlaştırdığı, yazdığı son dokuz yazıdan yedisi bizim yazarlarımıza hakaret ve aşağılama dolu, ama örneğini yukarıda verdiğim gibi içi boş teneke gürültülerinden oluştuğunu dikkatli okuyucularımız zaten fark etmişlerdir. Açıkçası itiraz niyetine getirdiği argümanlardan okuduğunu da anlamadığını düşünüyorum. Okulu bitiremeyişinin ya da akademik sefaletinin sebebini de profesörler olarak göstermişti. Ha bir de aşk yaşamış o yüzden. Bizim hiç ilişkimiz olmadı, biz tarlada yetiştik! Kendisi hariç herkes suçlu yani. Yine de karşı çıktığı sebest piyasa ve küreselleşmenin nimetlerinden (internet, google, blog) faydalanarak serbest piyasaya küfretmeyi maharet bilmek garip bir duygu olsa gerek. Kendisinin Ekonomix ile devam eden Citi davası da var ama köşeye sıkışınca dolar/YTL paritesindeki değişime sığınmıştı. Benim fındık yazıma da vatansever ve milliyetçi bir üslupla cevap vermişti arkadaş ama daha sonra Danimarka vatandaşı olduğunu açıkladı sitesinde. İnternet milliyetçiliği dedikleri şey böyle olmalı.

Edit: Kişisel polemiklerle işimiz yok. Ama arkadaş güzel bir prototip oluşturduğu için konu ettik. (Gazetede yazıyorsanız polemiğin her türlüsüne varız ama! Yanlış anlaşılmasın.)

2 Yorum Var.:

Kansoy dedi ki...

Kişiselden ziyade bahsedilen kadınlar ve serbest piyasa sistemini murat çokgezenin anlatımıyla renklendirelim :)
Homoekonomikus Kitabında murat çokgezen hocamız bahsedilen kadınlar hakkında kitabının 14. bölümünde şöyle diyor...(telif hakkı istemez inşallah)

"...Bu hayat kadınları gerek güzellikleri gerekse hizmet kaliteleri ve fiyat avantajları nedeniyle Türk tüketicisinin gözbebeği oldular. Gelen kadınlar sadece hayat kadını olarak değil,eş olarak da rağbet gördüler ve bir çok Türk erkeği-bazen eşlerinden boşanarak- bu kadınlarla evlendiler...

(şimdi faydalarına geçiyoruz ) :)

...Neden erkekler Nataşaları tercih etmişlerdi? Nataşaların gelmesi zaten mevcut olan fuhuş piyasasında fiyatların düşmesini sağlayıp ,hizmet kalitesini arttırdımı ? Eşlerini terk edip Doğu Bloğundan gelen kadınlarla evlenen erkekler şimdi daha mı mutlu ? Son ol yılda Trabzon`da güzellik salonlarının sayısı arttı mı ? Slogan atıp dernek kurmak yerine Nataşalarla rekabet etmeyi seçen kadınlar şimdi kendilerine daha iyi mi bakıyorlar ? Kendilerine güvenleri geldi mi ? Yuvaları daha mı mutlu ? Bu soruların cevaplarına bakmadan Nataşalar hakkında verilecek bir hüküm eksik ve yanlış olacaktır...

....Peki Nataşasız günlere geri dönmek istiyorlar mı dersiniz ? Cevap "Hayır" ise Nataşalara zorluk çıkarmayalım , bırakalım istedikleri gibi ülkemize girsinler." (doç.dr.Murat Çokgezen-Homoekonomikus sayfa 72-73)

:))) tartışmanın dışında tartışma ile ilgili bir anektod...murat hocama saygılar... soruları hazırlamaya başladım...

Cuneyt Kazokoglu dedi ki...

Keske hic yazmasaydiniz. "Kisisel polemiklerle isimiz yok" diye kisisel polemigin âlâsina girisecekseniz bari biraz zahmet edip seviyenizi muhatabinizin düzeyine indirmeyin. Kilikirk yarip muhatabinizin ask hayatini, vatandasligini, akademik kariyerini yaziniza konu etmeniz aslinda sizin karakteriniz hakkinda bayagi ipucu veriyor.

Kusura bakmayin, yas tahtaya basmissiniz.

Bir daha sizden böyle cocukca seyler okumamak dilegiyle.

Cüneyt