Faizler ve Hurmalar

Her ne kadar bilen ve bilmeyen herkes ekonomi konusunda yorum yapiyorsa da ekonomi Turkiye'nin ancak ucuncu onemli konusudur. Birinci konu futboldur (spor degil futbol), ikinci konu politikadir (Ataturkculuk, dincilik, cikar saglama, takim tutar gibi parti tutma, vs.), ekonomi bunlardan sonra gelir. Bu nedenle ekonomiden cok da anlamayan ama ucundan kosesinden bir seyler bilen politikacilar ekonomiden cimbizla rakamlari secerek politik amaclari icin kullanma yoluna gidebiliyorlar.

Son 20 yilda politikacilar genelde ekonomik verilerden "enflasyon" rakami uzerine odaklanirlardi. Neden? Cunku enflasyon sabit geliri eritir, TL tasiyan vatandaslarimizi cezalandirirdi. Ekonomiden anlayanlar buna enflasyonun degil, beklenmeyen enflasyonun neden oldugunu, insanlar beklentilerini bir kez sekillendirdikten sonra faizler, maas artislari, doviz kurlari vs. enflasyon beklentilerine gore ayarlandigi icin politikacilarin vurguladigi olumsuz etkilerin buyuk olcude ortadan kalktigini bilirler. Enflasyon iyidir demiyorum, yanlis anlamayin. Soyledigim politikacilarin cambazlik yapip zaten ekonomiden anlamayan halki manipule ettikleridir.

Enflasyonun olumsuz etkisi riskleri buyutmesidir. Bu nedenle yatirimlar dusuk enflasyonlu bir ortama nazaran azalir, alinan ve verilen borclarda vade azalir, kisa zaman icerisinde enflasyonlardaki dalgalanma neticesinde bir kesimden baska bir kesime buyuk gelir transferi yasanir. Ulkemizde normalde dalgalanma yaratacak gelismelerin krizlere donusmesinin nedeni enflasyon nedeniyle ortaya cikan vade kisaligi ve butce aciklari idi. Artik enflasyon ciddi bir problem olmadigi icin politikacilar da ilgi alanlarini ozellikle cari acik ve doviz kuru konularina ve dolayisiyla yuksek faizlere kaydirmislardir.

Bütçe Nedir    iktisat Nedir    Borsa Yorumları    Regülasyon Nedir    Türkiyede Ödenen Vergiler, Vergi Türleri

Kurt politikacilar dusuk doviz kurunun faizlerin yuksek olmasina sebep oldugunu soylemekteler. Faizin yuksek olmasinin nedeni daha oncede defalarca belirttigimiz gibi "dun yedigimiz hurmalarin bugun bir taraflarimizi tirmalamasi" olayidir. Hurmalari siralayalim:

1. Ozal sonrasinda ilk Mesut Yilmaz doneminde (Mesut Yilmaz daha basbakan olmadan once ustu acik kirmizi bir Cadillac ile oturdugum sehirde tur atmisti, cok "genc" ve "dinamik" bir politikaciydi) memur ve isciye yapilan zamlar cok kisiyi sevindirmisti. Yine de Allah secimlerde herkese bir ev ve bir araba vaadeden, tum problemleri 500 gunde cozecek Cin Demirel'in yuzune guldu.

2. Cin Demirel memurlari ve iscileri erken emekli ederek onlarin yerine issizleri yerlestirerek issizlik problemine "muthis" bir cozum bulmustu. Dunyada hic bir iktisatcinin aklina gelmeyecek bu muthis fikir simdiye kadar yedigimiz hurmalarin en buyugu idi. Karpuz buyuklugundeki bu hurma her gecen gun daha da kroniklesen Sosyal Guvenlik aciklarinin en onemli iki nedeninden bir tanesidir.

3. Bir avuc dolusu kucuk hurma: pamuk taban fiyati, sekerpancari taban fiyati, findik taban fiyati, bugday taban fiyati, fistik taban fiyati, yesil mercimek taban fiyati, yas cay taban fiyati, tutun taban fyati, zeytin taban fiyati, celtik taban fiyati, misir taban fiyati, soya taban fiyati, nohut taban fiyati, cekirdeksiz kuru uzum taban fiyati, incir taban fiyati, aycicegi taban fiyati, antep fistigi taban fiyati, vs. vs.

4. Dusuk faizli krediler her tur politikaci tarafindan sevilen diger bir hurma cesididir. Istihdami arttiracagi varsayilan bu hurmalar butce aciklarinin yukselmesine ve neticede faizlerin daha da yukselmesine katkida bulunarak uzun vadede hedeflenenin tam tersi etkide bulunmuslardir.

5. Tesvikler politikacilarimizin sevdigi baska bir hurma cesididir. Bal dutan barnagini yalar felsefesinden de hareketle uygulamaya konulan bu hurmalar bir cok "girisimci" cikararak ulkemizin "kalkinmasinda" onemli rol oynamistir.

6. Kurtarici hurmalar ziraat, halk, emlak, pamuk, demir, kent gibi turlere ayrilir. Detaya girmeme gerek yok hepiniz biliyorsunuz.

7. Zede hurmalari. Bunlar da imarzede, offshorezede, tavukzede, dovizzede, findikzede gibi gruplara ayrilir, eylem ve santaj yontemleri kullanilarak tuketilen bu urunler de cok sevilen ancak daha sonra hazimsizliga yol acan urunlerdendir.

Bakiniz 1988 yilinda imalat sanayi reel ucret endeksi 62 imis, bu rakam ozellikle Mesut Yilmaz zamaninda 1991'in sonunda 162'e yukselmis. Ben Yilmaz kadar "isci ve memur dostu" bir kisi gormedim. Sonrasinda Erdal Inonu'nun de yer aldigi koalisyonlarin ilk iki yilinda bu yuksek ucretler korunmus olsa da, sonuna dogru ozellikle 1994 krizinden sonra 100 seviyesine gerilemistir bu rakam. 1999 yilinda Ecevit hukumete geldigi zaman tekrar 100'un uzerine cikmayi basaran reel ucretler 2001 kriziyle bir darbe daha alarak bugun 1991'deki seviyesinin neredeyse yarisina dusmustur. Rakamlar bile Mesut Yilmaz'in en buyuk isci dostu oldugunu gosteriyor.

Yilmaz ve Demirel'in bize yedirdigi bu hurmalar faiz harcamalarinin exponential artmasi neticesinde etkisini artan siddetlerde gostermeye basliyor. Koalisyonlardan ve populist hurmalardan dolayi vergileri onemli miktarlarda arttirip butce aciklarini kapatma yoluna gidemiyoruz. 1996-2000 yillari arasinda her topladigimiz 100 liralik vergiye karsilik 140 ile 150 lira arasinda harcama yapmaya devam ediyoruz. 2001 ve 2002 yillarinda ise 100 liralik vergiye karsilik 155 liralik harcama yapiyoruz. Daha sonra AKP doneminde ise vergileri asiri sekilde arttirdigimiz icin ve ozellikle 2003 ve 2004 yillarinda harcamalari reel anlamda azalttigimiz icin bu rakam 2003 yilinda 140'a, 2004 yilinda 125'e ve 2005 yilinda ise 105'e dusmustur.

Dikkat edin surekli acik vermeye devam ediyoruz. Ilk yillarda isciye memura ciftciye sanayiciye para dagittigimiz icin acik veriyorduk, son 10 yilda ise daha once dagittigimiz paralarin faizine yaptigimiz harcamalardan oturu acik veriyoruz.

Bundan cikarmamiz gereken sonuc nedir? Politikacilarimizi dinlerseniz faizleri azaltmali ve doviz kurunu yukseltmeliyiz demeniz gerekir. Kafaniz calisiyorsa yuksek faizlerin bir neden degil, bir sonuc oldugunu, faizleri istesek de hemen dusuremeyecegimizi, faizleri dusurmenin yolunun butce fazlasi vermek ve hurma yememek oldugunu soylersiniz. Hurma yemedigimiz vakit butce fazlasi verecegiz, borclarimiz azalmaya baslayacak, borclar azaldikca faizler de dusecektir. Yuksek faizlerin tohumu 16 yil once Mesut Yilmaz tarafindan atilmis, gubresi Demirel tarafinda saglanmis, ve suyu Ciller ve Ecevit tarafindan verilmistir. 10 yilda ortaya cikan bir problemi bir gunde kurlarla oynayarak cozmeyi hayal ediyorsaniz sizi gelecekte Yilmaz, Demirel, Ciller ve Ecevit gibi daha coooooook kurtlar kapar, bizden soylemesi.

Not: Ekonomi Turk Anadolu kaplanlarina yapilacak 1.7 milyar YTL'lik "kolayliklari" sonuna kadar destekler ve devletten geri odemesiz (gonlunden ne koparsa, 3-5 milyon YTL) kredi bekledigini saygiyla belirtir. Hurmetler!!

9 Yorum Var.:

Adsız dedi ki...

Çok güçlü birileri, Mesut Yılmaz'ı, Demirel'i ve Tansu Çiller'i, devleti borca batırmaya ikna etmiş olabilir mi...? Hem de bu şahıslar iktidara gelmeden çok daha önce...?

Harun Ilıca

Blog Sahibi dedi ki...

Harun Bey,

Biz de onu soyluyoruz zaten. Bu cok guclu birilerine secmen deniyor: memur, ciftci, emekli, isadami, sendikaci. Daha yeni findikcilar yol kesip harac aldilar, Mersin'de limoncular aynisini yapmaya kalkmadi mi?

Yoksa isin arkasinda ormanda 10 kaplan gucunde olan Fantom yok. Suc hakemde de degil. Bizim topcularda is yok.

Adsız dedi ki...

Yırtmadan çıkarsak bağri şu çekirdekleri de önümüzü görsek

Adsız dedi ki...

Atatürk devrinde, hatta hatta Demokrat Parti kurulana dek bu kadar yolsuzluk yoktu. Dışa açıldıkça yolsuzluk, verimsizlik arttı.

adatopoulos dedi ki...

Sayın Harun Ilıca...

Hep merak ederim, bu "çok güçlü birileri" neden hep Türkiye'nin, Arjantin'in, Brezilya'nın falan liderlerini kendi kendilerini batırmaya ikna eder de, mesela Güney Kore'yi, Japonya'yı, Singapur'u ve daha bilimum sanayi devrimini kaçırmalarına rağman kalkınmış ülkenin liderini ikna edemez?

Bana kalırsa bu çok güçlü birileri, mafyöz ilişkiler, CIA'nın, derin devletin parmakları biraz fazla abartılıyor ülkemizde. Çok Kurtlar Vadisi izlememenizi tavsiye ederim...

Her koyun kendi bacağından asılır. Herşeyin arkasında Amerika ya da derin devlet yok. Hepsinin sorumlusu biziz.

Yolsuzluk, rüşvet ve mafya dünyanın her yerinde var. Kalkınmaya engel değildir bunlar. Bu böyle biline!

Saygılarımla

Adsız dedi ki...

Hep merak ederim, bu "çok güçlü birileri" neden hep Türkiye'nin, Arjantin'in, Brezilya'nın falan liderlerini kendi kendilerini batırmaya ikna eder de, mesela Güney Kore'yi, Japonya'yı, Singapur'u ve daha bilimum sanayi devrimini kaçırmalarına rağman kalkınmış ülkenin liderini ikna edemez?

Toplumun yapısından kaynaklanıyor. Yağmaya alışmış, rönesansı yaşayamış uluslar, yolsuzluğa daha kolay itiliyor. Rusya'yı unutmuşsunuz. Ruslar da 1989'da ve 1998'da olmak üzere iki kere dibe vurdular yakın tarihimizde.

Bana kalırsa bu çok güçlü birileri, mafyöz ilişkiler, CIA'nın, derin devletin parmakları biraz fazla abartılıyor ülkemizde. Çok Kurtlar Vadisi izlememenizi tavsiye ederim...

Kurtlar Vadisi'ni Rothschild Hanedanı uzantısı bir şirketin finanse ettiğini düşünüyorum.

Gazeteleri açıyoruz, orada yolsuzluk, burada yolsuzluk, sanki bize sen de yap der gibi çarşaf çarşaf haberler. Toplum karamsarlığa kapılıyor. Koşa koşa oy verdiklerinin gün geliyor "yolsuz" olduğunu öğreniyor.

Peki verilmek istenen mesaj ne?

Verilmek istenen mesaj :

"Siz yolsuzluğun içine batmışsınız. Birbirinizi soyuyorsunuz. Rüşvet yer, bireysel çıkarlarınız için ruhunuzu satarsınız, sosyal çıkarlarınızın içine edersiniz. Kendi kendinizi idareden acizsiniz. Bir an evvel idarenizi başkalarına devredin kurtulun. Çözüm içinizde değil, dışarıda. IMF ve AB çıpalarını takip edin."

Bu mesajın benzeri "Kurtlar Vadisi Irak" filminde vardı. Amerikalı subay, Polat'a söylüyordu. Hatırladınız mı?

Her koyun kendi bacağından asılır. Herşeyin arkasında Amerika ya da derin devlet yok.

ABD'den daha güçlü bir "devletler üstü global güç"ten bahsediyorum. Rothschild Hanedanı gibi...

Harun Ilıca

adatopoulos dedi ki...

Sayın Harun Ilıca,

Blog'umda (wazowizo.blogspot.com) spesifik olarak bu konuyla ilgili bir yazı yazdım. Bir bakarsanız ne dediğimi anlayacaksınız.

Ekonomi bir bilimdir. Komplo teorilerinin bilimde yeri yoktur.

Teşekkürler

Adsız dedi ki...

Ekonomi pozitif bir bilim değil, beşeri bir bilimdir. Dilediğiniz rakamları cımbızlar, o rakamları dilediğiniz gibi yorumlar, ve kamuoyuna dilediğiniz mesajı verirsiniz.

Blogunuzu ziyaret edip, yazınızı okuyacağım.

Harun Ilıca

Adsız dedi ki...

"İnsanların bilgi düzeyi arttıkça komplolar azalacaktır." Bize düşense insanları bilgi düzeylerini arttırmalarına inandırmak...

Çok sevdiğim bir iktisatçı olan aynı zamanda hocam asaf savaş akatın sevdiğim bir sözü...

Emre Şenel