Hani bizde de bir ara moda idi, politikacisi guclu olan sehire bir havaalani yapilirdi. Sonra da o havaalani acilmaz curumeye birakilirdi. Haberlerde havaalanin ot tutmus pisti uzerinde yuruyen spiker, "bari yaptiniz acsa idiniz" tadinda bir konusma yapar sonra da sehir ahalisinin ayni sekildeki sikayetlerine mikrofon tutardi. O zamanlar ben de "acin isletin" kardesim diye dusunurdum ama iyi ki o havaalanlari curumeye birakilmis.
Kucuk bir sehire sirf politik nedenlerle havaalani yapmak kendi basina buyuk bir israf. Ama ondan daha da buyuk bir israf var, Japonya'nin yaptigi. Yani adamlar hem o havaalanini yapmis, hem de sonra o havaalanini acip devlet kontrolundeki havayolu sirketini o havaalanina ucmaya zorlamis. Koca koca ucaklar %30-%40 kapasite ile surekli zarar eder durumda ucunca sirket batiyor haliyle. Gerci JAL'in tek derdi bu degil ama en buyuk derdi bu.
Televizyonda izledim, Japon muhabir gunde iki sefer olan kucuk bir sehire JAL'a ait bir MD-81 ile yolculuk yapti. Ucak %60 bos idi. Hep de boyle imis. Daha da kotusu bu sekilde yolculuk yapilan onlarca havaalani var. JAL yillar once hayatta kalmak icin yapmasi gerekeni simdi oldukten sonra mecburen yapacak, bu havaalanlarina ucmayacak. Haberde ucaktan inen bir avuc is adami "simdi biz ne yapacagiz, yerel ekonomimiz buyuk zarar gorecek" tadinda sikayetlerini dile getirdiler. Eger sizin yerel ekonominizden gercek bir talep var ise zaten bir ozel sirket onu gorur ve kucuk bir ucakla (ornegin 70 kisilik bir Q400 ile) doldurur. Belki JAL 170 kisilik ucakla gunde iki kere uctugu icin gercek ve ekonomik bir talep vardi ama verimsiz bir yontemle karsilaniyordu. Ha gunde bir sefer Q400'u dolduracak adam yoksa zaten sizin havaalani kurmaya gucunuz yok demektir. Boyle bir sehre havaalani kurmak, dag basinda 100 nufuslu koye otobus terminali kurmak gibidir.
5 Yorum Var.:
Aksaray ilimiz, benim memleketim, Ankara başkent olmasaydı kesin Aksaray olurdu dediğim mekan. 68 plaka numarasına sahip güzel ilimiz. Burada da benim köyümün hemen kenarına bir havalimanının binacığını ve pistini yaptılar, pistin betonundan sonra bir kat daha asfalt gibi bir şey dökülmesi lazımmış bu yapılmadığı için betonun altından otlar çıktı, bizim oraların ayrık otu çok güçlüdür, ve hiç bir şey yapılmadan iptal edildi.
Amerika'da ufak uçaklarla bölgesel havaalanlarına yolcu taşıyan şirketler var. 10-12 kişilik ufacık uçaklarla bile taşımacılık yapıyorlar. Türkiye de bu işe çok uygun ama yapan çıkmıyor. Sivil havacılıkla ilgili bir dostumdan öğrendiğim kadarıyla bu konudaki bürokrasi çok hantal, yönetmelikler çok caydırıcıymış.
JAL'in mahkeme tarafindan iflas korumasi altina girmesi pek surpriz olmadi. Gectigimiz 10 yilda uc kez daha bu duruma gelmislerdi.
Yazar'in belirttigi gibi ic hat ucuslarindaki verimsizlik buyuk bir neden, bende ayni fikirdeyim.
Benim eklemek istedigim sunlar:
Domestic ucuslar tamam, ama asil uluslararasi ucuslari da pek rekabetci ve karli degil. 2008'in ilk yarisi ile 2009'un ilk yarisi arasinda uluslararasi ucuslarda 168.3pc azalma olmus. Ayni donemdeki ic hatlarda azalma 41.8pc.
Ayrica ben havalimaninin yapilmasina karsi degilim,AMA bunlar "regional airport" lar olabilir. Yani sistem icin "reliever airport" lar olarak. Ufak turboproplarin yada business jetlerin kullanabilecegi sekilde. Bu olcekte ve bu buyuklukte ucaklari icin degil tabii ki.
Neyse talep azalmasi demistik. Bu azalmanin sebebleri neler olabilir?
Once dis cevre sartlari etkili. Dunya ekonomisinde krize bagli yasanan talep azalmasi bunda etkili. Japanya cikisli business amacli ucuslardaki azalma da kotu bir etki yapti. Guclu "Yen"in Japonya'ya yapilan ucuslara ters etkisi de unutulmamali.
Ayrica JAL'in filo yasinin yuksekligi, operasyonel giderleri arttiran bir baska etken.
Bir de son olarak eklemek istedigim sey, Bombardier gibi firmalarin regional jetleri de cok etkili, ayrica Brezilyali bir firma daha vardi, su an adi aklima geliyor. MD'ler de iyi bir alternatiftir, yaygin kaninin aksine guvenli ucaklardirda.
Peki bundan sonrasi?
Beni en cok ilgilendiren nokta, acaba Japon hukumeti JAL in yasamasina izin verecek mi? Verecek ise hangi operasyonel kosullar altinda olacak? Nasil davranacaklari, kapitalizm ve uygulamalari, acisindan iyi bir ornek daha sunacaktir. Bekleyelim ve gorelim. Bu arada Japonya da su an farkli bir hukumetin, Democrat Party of Japan, varligi da not edilmeli.
Japon milletinin gururu incinmistir, bunun icin de gercekten uzgunum.
http://www.airporthaber.com/v3/readarticle.php?newid=365
güzel bir yazı okumanızı tavsiye ederim.
Pilsener ben de yazidaki gibi Turkiye'de turboprop kullanimini savunsam da yazida bahsedilen A-320 operasyon masrafinin abartili oldugunu dusunuyorum. O masrafla birakin marjinal kari, havayolu sirketinin zarari hic marjinal olmaz.
Turboprop ucaklarin 3 dezevantaji var, onlara da deginmek lazim:
- Turboprop motor bakimi, jet motor bakimindan daha masrafli.
- Budget Havayollari bir de bu motorlar ve ucaklar icin bakim yeterliligi olusturmalilar ki bu masrafli.
- En yeni ucaklarda sorun artik cok az olsa da, turboprop kabini jet kabininden daha gurultuludur.
Yorum Gönder