Amerikan Bankaları Hakikaten Aptal Olmalı...

Geçen akşam geç saatte belgesel kanallarından birini izliyordum, Amerikan bankaları hakikaten aptal olmalı diye dusundum. Kocasını öldüren katil bir kadınla ilgili bir programdı. Kadın gelirinin çok üstünde yaşamaya meraklı, inanılmaz savurgan bir tip. Bir gün yazdığı kitabı yayınevine sattığını ve bunun karşılığında 400,000 USD alacağını söyleyerek, yayınevinden gelen mektuba karşılık bir bankadan 30,000 USD kredi alıyor. Foyasının ortaya çıkmasına yakın bir zamanda ise kocasını vuruyor ve kaza olduğunu iddia ediyor. Adamın ilk eşi polisi uyarmasa, dava kaza olarak neredeyse kapatılacakmış ama kadın sonuçta bu işten paçayı kurtaramamış.

Enteresan olansa şu: Adamın öldürülmesinden evvel, kadının bu yazarlık başarısını kutlamak isteyen yakın dostları bir parti düzenlemek istiyorlar ve kitabın ne zaman yayınlanacağı gibi bazı bilgileri almak için yayınevini arıyorlar. Yayınevi böyle bir projenin olmadığını söyleyince de çok şaşırıp, kadının eşine durumu anlatıyorlar. Ancak, her nasılsa kadına uyduruk bir mektuba karşılık 30,000 USD kredi açan bankanın aklına yayınevini aramak gelmiyor. Böyle bankacılar olduktan sonra, Amerikalıların başının dertten kurtulmamasına ve türev araçlar nedeniyle son krizin (iktisat nedir) patlamasına şaşmamak gerek.

Altın Yorumları    UNESCO Nedir    Sosyalizm Nedir  Forex Nedir    Fraktallar  Altın Oran Nedir

Bizde bu tür bir lakaytlık olamaz. Olsa olsa devlet bankalarını dolandıran politikacılar ve yakınları olur. Uyduruk bir ahır gösterip büyükbaş hayvan yetiştiriciliği yapacağını beyan edip, neredeyse faizsiz kredi alan birileri olmuştu diye hatırlıyorum. Büyükbaş hayvancılıkla uğraştığı kesin de hayvanın cinsi farklı...

7 Yorum Var.:

by-elestirmen dedi ki...

hayvancılık demişken yanlış bilinen bir gerçeği deşifre etmek isterim.
Bu ülkede ciddi olarak yatırımın gereklerini yerine getirdiğinizde zarar etmeyeceğinizin garanti olduğu yegane faaliyetlerden biri besicilik.
Siz bakmayın köylünün şöyle zarar ettik böyle zarar ettik dediğine.
Bankadan aldıkları ucuz kredileri-devlet teşviklerini yatırıma harcayacaklarına çocuklarına şatafatlı düğünlere ya da fuzuli tüketimlere harcıyorlar ve sonra da hayvancılıktan para kazanılmaz diyorlar.
Oysa mantık basit. Ne kadar acemi olursanız olun küçük bir yatırımla bu işe soyunursanız bir yıllık süreçte yatırım sermayenizi ikiye katlıyorsunuz.Birinci avantajınız sürekli yükselen et fiyatları ikinci avantajınız ise hayvanların aldıkları kg.Basit ortalama bir hesapla ilk avantajınız maliyetlerinizi karşılıyor ikinci avantajınız ise reel olarak karınızı oluşturuyor.
Bizzat olayı en olumsuz şartlarda test etmiş biri olarak diyebilirim ki 10 büyükbaş ile başladığınız bir yatırımdan kazandığınız parayı tekrar yatırıma dönüştürürseniz 20 büyükbaş ile yani her sene ikiye katlayarak devam etmeniz mümkün.Ancak ilk seferde kazandığınız parayı köylü zihniyeti ile tüketime harcayarak tekrar aynı noktadan başlarsanız hayvancılık para etmiyor klasiğini tekrar etmeniz kaçınılmaz.

T'Pol dedi ki...

Çok doğru söylemişsiniz. Dayanıklı Tüketim Ürünleri üreten bir grubun Genel Koordinatörü bile bu işe girmiş. Birkaç yıldır süt işleme fabrikalarında ciddi oranda satış yapan bir işletmesi varmış.

Unknown dedi ki...

Olaya bence yanlis yerden yaklasmissiniz. Bu tur olaylari kendi konteksleri icinde degerlendirmek lazim. Olay Amerika'da olmus. Batida bircok sistem sahsi beyanin dogruluguna dayaniyor. Ortada bankanin bir malligi yok. O davayi izlemeye devam ederseniz goreceksiniz, kadin muhtemelen cineyetten aldigi ceza kadar da sahte beyandan alacaktir.

Kadir dedi ki...

T'pol hanım ayet çiftçilik ile ilgili bir bilgiye ihtiyacınız olursa hemen bana sorabilirsiniz.

Şu an popüler olan devleti söğüşleme yöntemini açıklayayım.

Şimdi iç anadolu'da olan moda akım şu. Bir sulama borusu satan bayiden 100.000 TL'lik fatura alıyorsunuz. Bunun yarısı olan 50.000 TL'yi devlet size teşvik olarak kendisi su borusu satan bayiye ödüyor. Kalan yarısını çiftçi ödüyor onuda 5 senede ödüyor.

Çiftçilere verilmiş bir başka destek, Şayet çiftçiler kayıt içine girerse, yani iki sayfa kagıttaki bilgileri doldurup devletin yetkili yerlerine verirse 140 TL falan para alıyorlardı.

Ayrıca bir başka destek ise süt parasında var. Süt alan kişi senden aldığı süt karşılığı sana para veriyor ayrıca devlet sana süt üretimine katkıda bulunduğun için sana ayrıca küçük bir oranda para veriyor.

Ama bitmedi, şayet 5 inegin varsa ya da 5 inekten fazla inegin varsa inek başına 350 TL para veriyor.

Sizi o kötü kötü ahırları gösterme modası geçeli çok oluyor.

Bu arada şunu söyleyebilirim ki köy yerinde yaşayan bir çiftçinin elinde dönen para büyük şehirde bir işyerinde çalışan işçinin elinde dönen paradan kat be kat fazladır.

Allahını seven söylesin kaç işçi ayda 1.500 TL para biriktirip senede 18.000 TL biriktirebiliyor?

Unknown dedi ki...

sozum by elestirmen'e olacak..
Madem besiciligi test ettiniz. Bilginize ve tecrubenize basvurmak isteriz. Ne kadar parayla bu ise basladınız? Ne kadar sürede, ne kadar para kazandiniz? Bir de final sorusu geliyor tabi.. Su anda bu ise devam ediyor musunuz? Eger evet ise, ne kadar geliriniz var?

by-elestirmen dedi ki...

Yok'a cevap;
94'lü yıllarda meşhur çiller krizinde (ki topluma yansıması son krize göre oldukça fazladır)bir arkadaşımla hobi olarak besiciliği denedik. 6 adet büyükbaş hayvanı 6 aylıkken alıp 8 ay besledikten sonra peşin para ile ulusal markalardan birine sattık.Mekan Trakya idi.İş sonunda hesaplarımızı çıkardığımızda tüm olumsuz koşullara rağmen masraflar çıktıktan sonra yüzde 84 kar ettiğimizi gördük.
Çiftçinin faydalandığı kooperatiften ucuz yem, harman sonu ucuz saman stoğu, ekilen yonca,bedava işçilik gibi her türlü girdiyi en pahalısından temin ettiğimiz halde bu yüzdeye ulaştık.
Şu an için iş yoğunluğum arttığından ve gerekli altyapıya sahip olmadığından hobi olarak dahi ilgilenemiyorum ancak emeklilik için ciddi olarak düşünüyorum.
Son söz para kazanmak için amerikayı yeniden keşfetmeye gerek yok diyorum.

Hüseyin MEÇO dedi ki...

ülkemizde şöyle bir gerçek var.

diş teknisyeni dükkan açar.diş hekimini yanında çalıştırır.

bir şekilde çevresi olan insan avukatlık bürosu açar.yanında avukat çalıştırır.

kişi pastane açar.pastacı ustalarını bulur.işini pek güzel işletir.

gemisini yürüten kaptan misali.
kişi bir tekne alır.en kral kaptanı yanına alır...

kişi emekli olur hayvancılığa başlar belki tarımdan da para kazanacak.şart mı yani bunlardan anlaması...

girişimcilik işte budur.

bir arkadaşım berberdi.küçük bir dükkanı var dı.anca geçiniyordu.
bir kaçtane işleri iyi gitmeyen berber ustalarını şimdi yanında çalıştırıyor.gaziosmanpaşa da ist.
işleri gayet iyi.

ülkemin girişimci insanları çok iyi.

bizler aslında banka kaynaklarını tam kullanamıyoruz.

var ya bireysel olarak sınır ticareti yapabilsek.. 2007 deki milli geliri belki daha fazlasını bu şekilde elde ederiz.

ihracat ve ithalat hakkında hiç bilgim yok.

toptan mı olur.firmalar bazında mı olur.

bu olaylar bu bizim bu girişimcilere anlatılırsa yada yol gösterilse...

hani sınıra gidipte bir koli sabun satayım diye olmaz herhalde...

bu işleri bir güzel anlatılmaya ihtiyaç var.

memleketimizinde dövize ihtiyacı var.bu döviz dışarda.

ülkemize turizmle gelen döviz yetmiyor.ticaret şart.bunun yolu yordamı bir şekilde en basit olmalıdır.

böyle düşünüyorum.

aydınlatırsanız sevinirim.

teşekkürler.