Suclu Baskalari

Erdogan' dogalgaza yapilan zammi "fiyati biz belirlemiyoruz" diyerek savunmus. Yanlis soylemis. Her firsatta enerji fiyatlarina mudahale etmeye calisiyorlar. Dogalgaz fiyatlari ne zamandir yukseliyordu, bunlar icerideki fiyatlarin ayarlanmasina izin vermiyorlardi. Tabii simdi bicak kemige dayaninca mecburen fiyatlari biraz yukseltmek durumunda kaldilar.

Ote yandan elektrik fiyatlarini 4-5 sene nominal olarak sabit tuttular. Yani reel olarak dusurduler. Burada da bicak kemige dayandi, fiyatlari arttirmak zorunda kaldilar. Benzin fiyatlarina gelince, bildiginiz gibi dunyanin en pahali benzinini biz oduyoruz. Olmasi gereken de bu. Cari acigin cogunlugu enerji ithalatindan kaynaklaniyor. Durmus Yilmaz ve Zafer Caglayan petrol fiyatlarina care bulana kadar da bu durum devam edecek. Demek ki enerji fiyatlarini hukumet belirliyormus.

Demokrasi Nedir   Küresel ısınma Nedir  Özel Üniversiteler    Bilgisayar Nedir    Teknoloji Nedir

Benim asil vurgulamak istedigim bu degil ama. Buradaki yaklasim onemli. Dunyada kontrol edebilecegimiz seyler vardir, kontrol edemeyecegimiz seyler vardir. Siz iki yildir yan gelip yatarsaniz, yan gelip yatmayi birakin populist adimlara imza atarsaniz, disaridaki gelismelerden sikayet etme hakkiniz yoktur.

Kaldi ki disarida faizler duserken, dunya yuksek hizlarla buyurken ve iceriye sermeya yagarken, bunlar "olanlar bizim basarimizdir" diye kasilip kasilip gezinmiyorlar miydi? Simdi isler tersine dondu, durust iseler "suc bizimdir" demeleri gerekir. Ya da gecmiste olanlarin bizimle bir alakasi yoktu, disaridaki gelismelerin bir sonucuydu demeliler.

Yazi gelirse biz kazaniriz, tura gelirse siz kaybedersiniz uyanikligi gostermeye calisiyorlar akillari sira. AKP'nin notunu dusuruyorum. Madem disaridaki gelismelere biz bu kadar duyarliyiz, gecmisteki basarilarin sorumlusu da disaridaki gelismelerdi demek ki!! Eee, o zaman bunlarin politik soytariliklarina neden katlaniyoruz? Read More!

Durmus Yilmaz 2015

Durmus Yilmaz en azindan 2015'e kadar Merkez Bankasi Baskanligi gorevine devam edecekmis. Nereden mi cikardim bunu? Aksam'in sorularina karsilik "enflasyon dusene kadar yerimdeyim" demis. Bana sorarsaniz enflasyon 2015'e kadar %4 seviyesine dusmez, bu demektir ki Yilmaz da bir yere gitmeyecek!!

Demokrasi Nedir   Küresel ısınma Nedir  Özel Üniversiteler    Bilgisayar Nedir    Teknoloji Nedir

Saka bir yana, bu herif basina yaptigi aciklamalarda enflasyonun dis kaynakli oldugunu, aslinda suclunun kendileri olmadigini soylemiyor muydu? Merkez Bankasinin yurtdisindan kaynaklanan enflasyon uzerinde bir etkisi olmadigina gore bana kalirsa bir an once gorevi biraksin, en azindan kendisine odedigimiz maasdan tasarruf yapmis oluruz.

Ya da Zafer Caglayan'la kafa kafaya verip tuzlu suyu petrole cevirecek bir formul de bulabilirler. Boylece hem enflasyonu hem de butce acigini bir kalemde halletmis oluruz. Ondan sonra isterlerse dolarlardan tuvalet kagidi yapip millete dagitsinlar, gikimiz cikmaz.
Read More!

Muteahhitler Greve Gidebilir mi?

Iscilerden mi ogrendiler nedir, muteahhitler de greve gidiyormus. Artik bundan sonra iscileri greve gidiyorlar diye suclamayiz herhalde.

Demokrasi Nedir   Küresel ısınma Nedir  Özel Üniversiteler    Bilgisayar Nedir    Teknoloji Nedir

Bakalim hukumet ne zaman greve gidecek!!!
Read More!

Petrole de Care Bulun

Bugun vaktim var, yazilari siraliyorum. Hazir elim degmisken bir de Zafer Caglayan'i burada agirlayayim dedim. Radikal'in haberi:

Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, özel sektörün talepleri doğrultusunda, demir çelikte dünyada yaşanan fiyat farklarına yanıt verecek, çözüm önerileri getirecek bir çalışmayı hazırladıklarını, söz konusu çalışmayı en kısa zamanda sonuçlandıracaklarını söyledi.

Demokrasi Nedir   Küresel ısınma Nedir  Özel Üniversiteler    Bilgisayar Nedir    Teknoloji Nedir

Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, TOBB’un 63. Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, demir çelik sektöründeki işadamlarının karşı karşıya kaldıkları sorunların çözümü noktasında önemli bir çalışma hazırlığında olduklarını dile getirdi. Demir çelik sektörünün içinde bulunduğu fiyat artışlarının sebebinin Türkiye olmadığını dile getiren Çağlayan, “Dünya piyasalarında bugün yüzde 60-70’lik maliyet artışları yaşanmıştır. Bu Türkiye veya Hükümetin bir durumu değildir, tamamen dış piyasalarda oluşmuş bir durumdur" dedi.


Zafer Caglayan istedigi calismayi yapsin, demir celik fiyatlarindaki yukselise care olamaz. Bunlar "super cycle" denilen uzun vadeli trendlerdir. Simdi Cin talep gosteriyor, yarin Hindistan. Bir yandan da hem celik ureticileri hem de hammadde ureticileri birlesip piyasayi tekellestirmeye calisiyor. Kolay gelsin diyorum Zafer Caglayan'a. Hazir eli degmisken su petrol fiyatlarina da bir cozum bulsun!!

Not: Bu arada Zafer Caglayan demir celik fiyatlarinin neden yukseldigini cok dogru tespit etmis. Kendisini tebrik ediyorum. Bir de bana iceride enflasyonun ve bunun paralelinde faizlerin neden yukseldigini, bir yildir Merkez Bankasinin bogazina sarilip dandik dandik para politikalari uygulatmalarinin sonuclarini da aciklarsa cok memnun olacagim.
Read More!

Yanlis Gundem ve Dogru Gundem Nedir

Rifat Hisarciklioglu neyin dogru neyin yanlis oldugunu cok iyi bilen bir kisi. Kendisini o acidan takdir ediyorum. Kafasi iyi calisiyor. Maalesef Turkiye'de bir yerlere gelebilmek icin dogrulari soylemekten ziyade politikacilarin ve halkin duymak istedigi seyleri soylemek gerekiyor.

Hisarciklioglu cok dogru olan su sozleri sarfetmis:

“2002 ile 2006 arasında büyüme ortalaması yüzde 7’nin üzerindeyken, 2007’de ne yazık ki yüzde 4.5’e kadar geriledi. Şimdi 2008’de, yüzde 4’ün bile altında kalmaktan endişe ediyoruz. Zamanında tedbir alamayışımızın bedelini ödüyoruz” dedi. Türkiye’ye yanlış gündemlerle zaman kaybettirildiğini söyleyen Hisarcıklıoğlu, “Bugünkü çatışma ortamının maliyetini yarın kim ödeyecek?” diye sordu.

Buraya kadar soylediklerinden sanki AKP'nin son 2 yillik politikalarini elestiriyor zannedersiniz. Secimlerden onceki populist politikalara secimlerden sonra devam edilmesini, ustune ustluk turban gerginligi yaratilarak bugunku kapatilma durumuna gelinmesinin sucunu AKP yukluyor izlenimi edinirsiniz.

Ama kazin ayagi oyle degil.

Hisarcıklıoğlu, yargının hem bağımsız ve hem de tarafsız olmasını beklemek ve istemek durumunda olduklarını kaydederek, “Hiçbir kişi ya da kurum eleştiriden muaf tutulamaz” dedi.

Goreceginiz uzere bir bakima yargiclari da sucluyor. Her ne kadar bizim yargiclar sutten cikmis ak kasik olmasa da simdi geldigimiz noktanin sorumlusu %95 AKP'dir. Zaten kendisi de daha sonra sunlari ekliyor:

Ekonomi geri planda kaldı: Ne yazık ki geçmişteki başarı hep devam edilecekmiş sanıldı. 2006’dan sonra ekonomi geri planda kaldı. Reform süreci aksadı. Yapılması gerekenler gözardı edilirken problemler artmaya devam etti. İhracatçımız ithalatçı oldu, sanayicimiz komisyoncu oldu, esnaf işportacı oldu, çiftçi çift bozar oldu. Sonuçta, 2002 ile 2006 arasında büyüme ortalaması yüzde 7’nin üzerindeyken, 2007’de ne yazık ki yüzde 4.5’e kadar geriledi. Şimdi 2008’de, yüzde 4’ün bile altında kalmaktan endişe ediyoruz. Üstelik bizim büyüme hızımız düşerken, rekabet ettiğimiz ülkelerde benzer bir yavaşlama da yok. Zamanında tedbir alamayışımızın bedelini ödüyoruz.

Secimlerden once CHP ile dalga geciyor, AKP'nin kotunun iyisi oldugunu soyluyorduk. Ben bu gorusumu degistirdim. CHP ile hala dalga geciyorum. Ama kotunun iyisinin artik CHP oldugunu dusunuyorum. AKP CHP'nin bir taraflarindan uydurdugu, hic bir destek ve dayanagi olmayan sozde ekonomi politikalarini uygulamaya baslayacagini ilan ediyor son bir kac haftadir. Dunya piyasalari zaten karisik, bir de bunlarin dahiyane ekonomi politikalarini gelismelerin uzerine eklerseniz gecen senenin sonunda yaptigim kriz tahmininin ne kadar yerinde oldugunu gorursunuz.

Demokrasi Nedir   Küresel ısınma Nedir  Özel Üniversiteler    Bilgisayar Nedir    Teknoloji Nedir

AKP'yi kaybettik artik, bence kapatilmasinin ulkeye (iceride) bir zarari olmayacaktir. Zaten kapatilsa da cok bir sey degismeyecek. Yerine yenisini kuracaklar, oy oranlari %40'in altina gerileyecek ama yine iktidarda kalacaklardir. Allem edip kallem edip Erdogan'i yine basbakan yapacaklardir.
Read More!

Okuz Nedir, Kime Heyvan Denir?

Su verecegim listedeki isimlere dikkat edin, milletvekili olmuslar ama adam olamamislar:

Harun Tüfekçi (Meclis Divan Üyesi-Konya Milletvekili),
Hüsnü Ordu (Takım kaptanı-Kütahya Milletvekili),
Hüseyin Mert (Kaleci-İstanbul Milletvekili),
Zekeriya Aslan (Afyonkarahisar Milletvekili),
Haluk İpek (Ankara Milletvekili),
Abdurrahman Arıcı (Antalya Milletvekili),
Mevlüt Çavuşoğlu (Antalya Milletvekili),
Mehmet Günal (Antalya Milletvekili),
Fahrettin Poyraz (Bilecik Milletvekili),
Bayram Özçelik (Burdur Milletvekili),
Metin Kaşıkoğlu (Düzce Milletvekili),
Necdet Budak (Edirne Milletvekili),
Saadettin Aydın (Erzurum Milletvekili),
Fevzi Şanverdi (Hatay Milletvekili),
Nevzat Korkmaz (Isparta Milletvekili),
Enver Yılmaz (Ordu Milletvekili),
Fatih Öztürk (Samsun Milletvekili)
Adem Tatlı (22. Dönem Giresun Milletvekili),
Hacı Turan (22. Dönem Kırşehir Milletvekili)

Demokrasi Nedir   Küresel ısınma Nedir  Özel Üniversiteler    Bilgisayar Nedir    Teknoloji Nedir

Ne halt yemisler onu da soyleyeyim. Gorme engellilere karsi dostluk maci yapmislar, utanmadan maci 7-3 kazanmislar. Kazayla falan da olmamis bu durum. Gecen sene de kimsesiz cocuklarla mac yapmislar, bakin ne olmus:

"Geçen yıl da kimsesiz çocuklarla maç ayarlamıştık. Onlara moral olsun diye. O maçı da 3-2 aldılar. Çocuklar maç sonrasında ağladı, zor susturduk"

Sahaya 11 tane essegi sursek maci kaybederlerdi, bunlar kaybedeceklerine korlere karsi daha da hirslanmislar, 7 tane gol atmislar. Kader vurmus, bir tekme de biz vuralim demisler herhalde!!

Diger bir essekligi de Fatih Terim yapmis. Milli takima Brezilyali ve gurbetci futbolculari koyacagina bizim yukaridaki vekilleri koysa birakin Avrupa sampiyonasini, Olimpiyatlari bile aliriz. Bu heriflerde bu hirs olduktan sonra Portekiz'e 5, Isvicre'ye 7 atariz.
Read More!

Petrol $250 Olacak

Turkishtime'dan Inan Dogan bu ay petrol fiyatlari uzerine bir haber yazisi, bir de kose yazisi yazmis. Yazi kendinizi hazirlayin diye basliyor. Gidin okuyun, kose yazisinin tamamini internete koymuslar. Ben de bu konuda bir iki satir karalayacagim.

Bundan iki yil once gunes enerjisiden uretilen elektrigin fiyatinin piyasada rekabet edebilmesi icin petrol fiyatlarinin $130 civarina cikmasi gerektigini soyleyen bir yazi okumustum. Statik analiz yapinca boyle dandik sonuclara sahip yazilar yazmak kacinilmaz oluyor.

Demokrasi Nedir   Küresel ısınma Nedir  Özel Üniversiteler    Bilgisayar Nedir    Teknoloji Nedir

Tahmin edebileceginiz gibi simdi de gunes enerjisinin rekabetci olabilmesi icin petrol fiyatlarinin $250'a cikmasi gerektigini soyluyorlar. Gunes enerjisinden elektrik ureten sistemlerde kullanilan yuksek kalite silikonun maliyeti $25'dan $400'a cikmis. Hic sasirmadim dogrusu. Petrol fiyatlarinin yukselmesine neden olan faktorler diger hammaddelerin fiyatlarini da asagi yukari benzer oranlarda etkiliyor.

O yuzden petrole olan talebi azaltacak alternatiflerin ekonomik olarak rekabetci seviyelere gelmesi cok da muhtemel gorunmuyor. Arz tarafli bir cozum bulunacagini zannetmiyorum.

Petrol fiyatlarindaki yukselisi durdurabilecek en mantikli sey talebin azalmasi olarak gorunuyor. Televizyon programlari, gazete ve dergiler bu konuyla ilgili bir suru haberle dolu. Insanlar aliskanliklarini nasil degistirdiklerinden, petrol fiyatlarinin kendilerini ne kadar olumsuz etkilediginden vs. sikayet ediyorlar.

Gercekten de oyle mi diye rakamlara bir baktim, sasirdim. Amerika'da petrol fiyatlari son bir sene icerisinde neredeyse 2 katina cikarken benzine olan talebe ne olmus dersiniz? Gecen seneye kiyasla benzine olan talep sadece ve sadece %0.3 azalmis. Demek ki insanlar sikayet ediyorlar falan filan ama sonra pasa pasa arabalarina binmeye devam ediyorlarmis. Bu kafayla giderseniz petrol $150 da olur, $200 de, $250 de.

Hemen bugun olur demiyorum ama onumuzdeki 5 yil icerisinde gercekten de petrol $250'i gorur diye dusunuyorum. O gunler geldigi zaman da biz "yahu petrol $100 iken ne kadar ucuzmus, o gunleri bir daha gorebilecek miyiz?" diye soylenecegiz. Nerden mi biliyorum? Bundan 3-4 sene once petrol fiyatlari $50 iken insanlar ne kadar pahali diye sikayet ediyorlardi. Simdi $50'a petrol bulsalar zil takip oynayacaklar.

Kendinizi hazirlayin.
Read More!

Amerikan Halkının Ekonomi Gündemi

kasim'daki baskanlik secimlerinde kimlerin yarisacagi, hemen hemen kesin olarak belli olduktan sonra, amerika'da gundem ekonomiye dondu. artan benzin ve yiyecek fiyatlari, yavaslayan ekonomik buyume ve buyuk bir ekonomik duraklama korkusu ile ilgili haberler, haber bultenlerinin bas koselerine oturdu. sudan ucuza benzin tuketmeye, benzinin girdi olarak kullanildigi urunleri ucuza satin almaya alismis amerikalilar, degisen kosullara ayak uydurmakta zorlaniyorlar. kemer sikmak ve hayat standardini fiyatlara gore degistirmek insanlara zor geliyor. haber bultenlerine, internet sitelerine yansiyan sizlanmalarda, sanki biri bir sey yapsin, bizi kurtarsin mesaji var. bu beklentiler, onumuzdeki donemde, amerikan ekonomisine daha cok devlet mudahalesinin onunu acabilir; bu yondeki egilimleri daha guclu olan demokratlarin elini guclendirebilir.


asagida iste bu tip sizlanmalari dillendiren bir haber var. bu pazartesi memorial day denilen tatil gunuydu. haber, haftasonuyla birlesip insanlara uc gun tatil imkani veren bu gunu, alisik olduklari sekilde karsilayamayan amerikalilarin yakinmalarini ekrana tasimis:



ne demis vatandas?
- ay basindan ay basina maasimiz ucu ucuna yetiyor. cocuklarimiza tatilde evden disari cikamayacagimizi nasil soyleyecegiz?
- eskiden tatilde, biftek, pirzola yanina da bir suru sey yerdik. simdi evde yapilmis hamburger ve patates kizartmasi vs. yiyoruz.
- uc kizimiz var. artan benzin fiyatlarindan sonra, kendi arabalarini kullanmak yerine, kendilerini evden almalari icin, erkek arkadaslarini cagiriyorlar.

bu arada, amerika'da benzinin fiyati ne? galon basina dort dolarin biraz altinda. yani litresi bir dolar kadar.
Read More!

Sokaklarda Sigara Yasaklansin

Serbest piyasa ekonomisi her kosul altinda calisan bir rejim degildir, biz bunun farkindayiz ama genellikle vurgulamiyoruz. Oncelikle ulkemizde piyasa ekonomisine her kosul altinda mudahale etmeye calisan politikacilardan gecilmiyor. Bir de biz bunlara bazi kosullar altinda piyasaya mudahale etmek iyidir dersek bu adamlari hayatta durduramayiz. Ikincisi, piyasaya bazi kosullar altinda mudahale etmek yerinde olsa da bu gerizekalilar nasil mudahale edilmesi gerektigini cogu zaman bilmiyorlar ve sorunu daha da buyutecek ya da baska alanlara kaydiracak adimlara imza atiyorlar. O yuzden biz de cogu zaman "birakin daginik kalsin" diyoruz.

Adamin birinin uc tel saci varmis, berbere gitmis fikrasini biliyorsunuzdur. Iste aynen o durum. Peki hangi kosullarda piyasa ekonomisine mudahale etmek gereklidir?

Ekonomide bazen olumlu bazen de olumsuz dissalliklar (externalities) olusur. Bu dissalliklar asiriya kactigi zaman ve kacinilmasinin zor oldugu durumlarda mudahale edilmesi gundeme gelebilir. Sigara tuketimi de bu kosullardan biridir. Sigara tuketimi kapali alanlarda yasaklamak dogru degildir. Yapilmasi gereken sigara tuketiminin kamuya acik tum kapali alanlarda yasaklanmasi (sigara yasagi yazisi) ve kamuya acik tum acik alanlarda ise sigara tuketmeyenlerin 30 metre yakininda icilmesinin yasaklanmasidir. Eger bir kisi kendisi kendisine ait kapali alanda icmek istiyorsa cevreye zarar vermiyorsa bunu yapabilmelidir. Ayrica sadece sigara icenlere hizmet vermek isteyen isletmeler lisans alarak sigara icenlere hizmet verebilmelidir. Lisans icin kosul ise satislarin %20'sinin tutun satisindan saglanmasi olarak konulabilir.

Bu konuya ara ara deginiyorum. En son Subat ayinda utopik bir yazi yazmistim, orada da sunlari soyluyorum:

Bence yasagin konmasi bayagi iyi olmus. Ama eksik ve fazla yonleri var. Murat Cokgezen'in belirttigi gibi lokantalara ve barlara sigarali hizmet verme firsati taninmalidir, sigara icen vatandaslarin haklari ellerinden alinmamalidir. Ancak bu isletmeler cevreyi kendi sigara dumanlarindan korumakla yukumlu kilinmalidirlar.

Ote yandan kamuya acik yerler olan isletmelerde,kurumlarda, araclarda, cadde ve sokaklarda, apartman ve bina girislerinde, parklarda, vs. sigara icilmesi yasaklanmalidir. Sigara icenler icin disariya sigara dumani vermeyen oda genisliginde (telefon kulubesi gibi) kapali mekanlar insaa edilebilir. Bunlarin masraflari sigaradan alinan vergilerden karsilanabilir.

18 yasindan kucuk cocuklarin oldugu evlerde sigara icilmesi yasaklanmalidir. Adamin kendi evi de olsa cocuklarin can guvenliginden devlet sorumludur. Anne veya babanin cocuklarini sigara icerek yavas yavas oldurme hakki yoktur.

Sigara icenlere bundan kaynaklanan hastaliklarin tedavisinde devlet subvansiyonu uygulanmamalidir. Aslina bakarsaniz, devletin saglik islerinden elini cekmesi daha uygun olur. Ozel sektor sigara icenlerden daha yuksek bir sigorta primi alacaktir zaten.

Bunun yaninda sigaraya uygulanan asiri vergilerin kaldirilmasi gereklidir. Isteyen baskalarini rahatsiz etmedigi muddetce istedigi gunahi isleyebilmelidir. Bunun icin onlari cezalandirmaya kimsenin hakki yoktur.
Read More!

Enflasyon, Faizler

 Bono bilesik faizi (gosterge kagit icin) neden yukselip duruyor? %20'yi devirdik, sirada %22 var. Aciklamasi hic de zor degil.

Turkiye riskli bir ulke. Bu yuzden de %10 civarinda reel faiz odemek durumundayiz. Simdiki enflasyon beklentileri de %10 civarinda seyrettigi icin odeyecegimiz nominal faiz bu ikisinin toplami olan %20 seviyesine yukselmis durumda. Merkez Bankasinin belirledigi %15.75'lik gecelik faiz oraninin goreceginiz uzere bir baglayiciligi yok. Adamlar madara olmus durumdalar.

Bundan sonra ne olacak? Enflasyon yaz aylarinin sonuna dogru %12'e yukselecek diye tahmin ediyorum. Bu kapsamda nominal faizler de %22'e yukselecektir. Kredi kartlarina uygulanan faizleri duzenlemeye calisiyoruz, asil devletimizin odedigi bu faizleri duzenleyelim. Mesela meclisten reel faizler %3'u gecemez diye kanun gecirelim, butun problemlerimiz cozulur!!!
Read More!

Milli Takim Avrupa'da Ne Yapar?

Eskiden olsa aslanlar gibi tahmin yapar, milli takimimiz Avrupa'da nasil madara olur daha turnuva baslamadan burada ilan ederdim. Maalesef 6 aydan uzun bir suredir futbol maclarini takip etmiyorum; spor sayfalarindan okudugum haberlere bakarak tahmin yapmamak tahmin yapmaktan daha isabetli. O yuzden ben bu sefer tahmin yapmayacagim. Ama bu futboldan anlayan, Fener Galatasaray'i yenecek diye yaptigim yanlis tahminde sonra bana akil veren isabetli tahminci okurlarimi durdurmamali :-)

Velhasil bahisleri aciyorum. Yine her zamanki gibi kaybeden TEGV'e 10 YTL bagis yapacak. Kurallarimiz basit. Milli Takimimiz Avrupa Sampiyonasi Eleme gruplarinda ne yapacak ou tahmi etmeye calisacagiz. Uc secenegimiz var:

1. Ilk ikiye girerek tur atlayacak
2. Grubu ucuncu bitirecek.
3. Grup sonuncusu olacak.

Kendilerine guvenenler tahminlerini yorumlar kismina sallasinlar. Eger milli takim tur atlarsa yeni bir tahmi yarismasi daha baslatiriz, onu da simdiden belirtelim.

Kolay gelsin.
Read More!

Sigara yasağı

Bir önceki yazımda sigara yasağı konusuna kıyısından köşesinden değinmiştim. Yazıyı aceleyle yazıp gönderdiğim için de konuyu pek fazla açmamıştım. Anlaşılan daha açık seçik yazmak gerek.

Önce daha önceki yazıda verdiğim patlıcan kızartması örneğinden başlamak gerek. Sigara yasağı konusunun iki farklı yönü var. Birincisi, devletin vatandaşın sigara içmesini engellemesinin vatandaşı koruduğu, dolayısıyla doğru olduğu görüşü. Bu görüşü sosyal devlet anlayışının bir uzantısı olarak da görmek mümkün. Ancak sigara içme yahut içmeme kararı bireyin kendisinin hür iradesi ile vereceği bir karardır. Ne devlet ne de başka birisi bu karara hiç bir şekilde karışamaz. Eğer sigara senin için zararlıdır, dolayısı ile yasaklıyoruz zihniyeti haklı görülürse, patlıcan kızartması da yasaklanabilir, her türlü unlu-tatlı mamül de. Hadi biraz gerçekçi olalım, yarın aynı zihniyet alkolü de yasaklarsa ne olacak? Devletin bireylerin sağlığını, huzurunu, mutluluğunu bahane ederek alacağı kararların (yasak ya da emir) sınırını kim belirleyecek?

İkinci durum ise sigara içenlerin, sigara içmeyen bireylere zarar veriyor olmaları. Nitekim yazıma yapılan yorumların birinde "sonuçta patlıcan kızartma yiyen biri başkalarına zarar vermezken sigara içen biri içtiği sigaranın dumanıyla sigara içmeyenlere zarar veriyor" denmiş. Bu argümanda haklılık payı yok değil. Kalkıp sigara içenlerin sigara içmeyenlere zarar verme hakları olduklarını iddia edecek değilim. Ancak burada da sorun bunun devlet eli ile yapılıyor olması.

Sigara içilen bir yere gitmek ya da gitmemek bireylerin bir tercihidir. İnsanlar sigara içilmeyen yere talep gösteriyorsa sigara içilmeyen yerler kendiliğinden oluşacaktır. Daha bir kaç ay önce kahve içmek için Ataşehir'de bir Starbucks'a gittim. Sigara içilmeyen bölümde toplam iki kişi varken sigara içilen bölümde boş yer yoktu.

İnsanların çoğunluğu sigara içiyor diye devletin araya girip müdahele etmesi, sigarayi kismen yasaklamasi, kişisel özgürlükleri çiğnemesi çözüm değildir. Sadece rüşvet ve adam kayırma için kurulmuş yeni bir düzendir. Doğru olan mülkiyet hakkının korunmasını esas alarak insanların bu kararı kendi sahip oldukları alanda özgürce vermelerini sağlamaktır.

Totaliter rejimlerin bireysel özgürlükleri kısıtlamak (yasaklamak) için en sık kullandıkları yalan "kamu yararı"dır. Türkiye'de zaten kamusal alan, ya da kamu yararı tam olarak tarif edilemeyen, güçlünün güçlü olduğu sürece kullandığı bir silahtır. Siz kamu yararı için sigarayla ilgili özgür bireylerin vereceği kararlara müdahele ederseniz birileri de sizin başörtünüze "kamu yararı" ya da "kamusal alan" bahanesi ile müdahele eder. "Kamu"nun değerleri adına youtube kapatılabilir. "Kamu"nun ahlakını korumak için kurallar konduğunda, kız arkadaşınızla el ele dolaşamadığınızda ya da mini eteklerinize karışıldığında kendinizi nasıl savunacaksınız?

Mülkiyet hakkı en temel bireysel haklardandır. Ben kendi evimde, arabamda kimseye sigara içirmiyorum. Sigara içen kişilerin evine de gitmiyorum. Bunlar benim kişisel olarak verdiğim kararlardır. Devlet de bu kararlarımın hiç bir aşamasına karışamaz.

Eğer lokanta, ofis, dükkan, ev, bahçe benimse orada sigara içilebileceğini ya da içilemeyeceğini belirlemek Ankara'da oturan milletvekillerine ya da yargıçlara düşmez. Mülk benimse tasarruf da tamamen bana aittir.

Kaldı ki televizyonlarda gösterilen programlarda, ya da filmlerde, hatta Atatürk'ün resimlerinde bile sigara sansürleniyorsa bunun savunulacak bir tarafı yoktur. Gündemde olan yasa bu durumları da kapsıyor.

Benim sağlığımı nasıl koruyacağımı devlet bana sigara yasagi getirerek öğretmesin. Devlet benim sağlığımı korumaya da kalkmasın. Devletin bireyleri koruması şurada dursun, bireyleri devlete karşı birilerinin koruması gerek. Bunu normalde "bağımsız" yargıdan bekleyebilirdik ama onlar da bu aralar "kamu yararı" adına birilerini kapamakla meşguller.

Edit: Alakasiz bir link vereyim de kafalar karışsın biraz:
19 Mayıs'ta öğrencileri böyle soydular

Edit 2: Buyurun bir de alakalı link vereyim. Bu haberi yazıyı yazdıktan sonra farkettim yoksa kullanırdım yazıda. Fethi Sipahi de emekliye ayrıldı, kime pas atsak?
Sigaradan sonra sıra obezitede
Read More!

Devlet baba beni adam et!

Merrill Lynchlerin Mehmet, ekonomi bakanımız olur kendisi, "Aflar kamu yararına değil" demiş. Ama hükümet de bir yandan af üstüne af çıkarıyor. Çoğu görüşüne bire bir katıldığım Bakan Şimşek hükümette "hem ağlarım hem giderim" diyen gelin durumunda. Daha önce "Kiz Seni Yerler Yerler", "Mehmet Simsek Gidici" ve yine "Mehmet Şimşek gidici" diyerek bu durumu tespit etmiştik. Hükümetin ekonomi bakanı affa karşı ama hükümet af üstüne af çıkarıyor. Çünkü hükümetin diğer üyeleri ekonomi bakanından daha iyi biliyor bu işleri.

Hükümet bir yandan da kredi kartı faiz oranlarının tespitine ilişkin yeni yasalar çıkarma arayışında. Kira artışına sınır getiren düzenleme kabul edilmiş bile. Buna göre "kira artışları, bir önceki yılın üretici fiyatları endeksini geçemeyecek"miş. Benzeri bir yasayı petrol ve gıda fiyatları için de çıkarsalar da rahatlasak.

Ha bir de sigara yasağı var. Hükümete birileri aferin oğlum iyi yoldasınız mı diyor acaba. Yoksa hükümet nasılsa kapanacağız bari yapabileceğimiz maksimum hasarı yapalım da öyle gidelim mi demek istiyor? Bugün sigaraya karışan hükümet yarın patlıcan kızartmasını da yasaklayabilir. Çünkü yanlış bilmiyorsam kızarmış patlıcanda sigaradan daha fazla nikotin var. Ya da belirli kilonun üzerindeki kişilerin baklava, kadayıf, sütlaç ve bilumum tatlı yemeleri de sağlık gerekçeleri ile engellenmeli. Devlet uyuyor mu? Kilo sorunu çeken milyonlarca vatandaş var. Hemen bir düzenleme gerek.

Zamanım yok, boktan bir yazı oldu ama idare edin artık.
Read More!

Eğitim şart

10 Nisan tarihli Star Gazetesinde yer alan habere göre İstanbul Aksaray bölgesindeki eğlence merkezlerinde gerçekleştirilen denetimler esnasında aralarında basın mensubu, doktor ve öğretmenlerin de bulunduğu çoğu Türkmenistan uyruklu ve üniversite mezunu 20 kadın gözaltına alınmış.
Bu haberleri ‘Eğitim Şart’ diyerek diploma dağıtanların, her ilde üniversite açarak memleketin kurtulacağını düşünenlerin dikkatle okuması gerekiyor. Üniversite mezunlarının sayısı ile ekonomik kalkınma arasında bir ilişki olsaydı eski Sosyalist ülkelerin dünyanın en ileri ülkeleri olmaları gerekirdi. Onlar yıllarca en çok üniversite mezununun kendilerinde olması ile övündüler. Tüm mezunlara devlet kademelerinde işler yarattılar. Mezunlar kendilerine yaratılan işlerde çalışıyormuş gibi yaptılar. Devlet de onlara maaş ödüyormuş gibi yaptı. Sonuçta sistem çöktü. Şimdi üniversite mezunları taksicilik, çocuk bakıcılığı hatta fahişelik yapıyorlar. Read More!

Eski Aliskanliklar

Unutulur birer birer, Eski dostlar, eski dostlar. Ugur Gurses "Eski Aliskanliklara Donus" baslikli bir yazi yazmis. Maalesef kendisine bu sefer katilamayacagiz. 80 yillik rakinin adi bile hala "Yeni" Raki iken, uc dort yil once yapilan "af" uygulamalarina "eski aliskanlik" denmez. Ote yandan bu hukumet sanki son 3-4 yildir hic populist adim atmiyormus gibi bir hava da uyandiriyor Ugur Gurses'in attigi baslik.

Yemezler. Bu hukumet neredeyse 1.5 yildir asiri populist adimlara imza atiyor. Kaldi ki 2006 senesinde de bir suru populist adim attigini biliyoruz. Son 8-10 aydir iyice abartmaya basladilar orasi ayri.

Hukumet secimlerden once CHP'nin ortaya attigi abuk sabuk politikalari uygulamaya basladi. Vatandasin AKP'ye oy vermesinin sebebi gecmiste dogru ekonomi (ekonomi nedir?) politikalarini uygulamasiydi. O yuzden AKP'nin orumcek kafali sosyal politikalarina katlaniyorduk, yani bir bakima "gulu seven dikenine katlanir" durumu icerisindeydik. Simdi AKP ekonomik olarak da sacmalamaya basladigina gore artik AKP'nin savunulacak tarafi kalmamistir. Bence bugunku haliyle CHP AKP'den daha iyi bir parti haline gelmistir. Haa, CHP'nin bir sene oncesinden hic bir farki yoktur; AKP kendisi etmis kendisi bulmustur.

Finansal piyasalar da durumun gayet farkindalar zaten. O yuzden tum dunya borsalari toparlanmisken bizimkisi hala yerlerde surunuyor. Bakalim koalisyon hukumetlerine ne zaman geri donecegiz.
Read More!

Borsa Yatırımcıları Derneği'nin Başkanı Ali Bahçuvan

Bir kitap okudum hayatım değişti derler ya aynen öyle. Bir haber okudum ufkum açıldı. Öyle ki aylar süren yazı orucumu bozmak zorunda kaldım. Haberin bir kısmını buraya alıyorum:

"Borsa Yatırımcıları Derneği (BORYAD) Başkanı Ali Bahçuvan da, Merkez Bankası’nın faiz artırımının yanlış ve gereksiz olduğuna inandıklarını ifade ederek, “Eğer kimse bu işin üstüne gitmeyecekse biz artık Merkez Bankası’nın bu kararlarını yargıya götürmeyi düşünüyoruz. Türkiye ekonomisini ilgilendiren konularda, Merkez Bankasının kamuoyunun tepkisine rağmen hiçbir şeyi göze almadan bunu yapması artık bize bu kararların yargıya götürülmesi gerektiğini düşündürüyor. Bundan sonraki her hangi bir artımında mahkemeye başvurucağız. Diğer sivil toplum kuruluşlarını bu yönde çalışma yapmak üzere davet ediyoruz. Bu ülke sahipsiz değil, ekonomik kararlar sadece bir ağızdan çıkmayacak. Hassasiyeti kimse göz ardı edemez” dedi."

Bu arkadaş hakikaten Borsa Yatırımcıları Derneği'nin başkanı mı yoksa borsanın arka bahçesinde bahçıvan mı anlayamadım ama tek kelime ile mükemmel bir fikir. Daha yaratıcı ne beklenebilir ki?

Açıkçası borsa yatırımcılarının başkanı bu bahçıvansa borsa yatırımcıların hali içler acısı demek. Gerçi bizim borsa Mecnur Çolak gibi futbolcu eskilerine ya da Orhan Gencabay gibi arabesk krallarına emanet zaten daha fazlası beklenmemeli ama yine de durup düşünmeden edemiyor insan. Hele bir de mahkeme başvuruyu kabul eder Durmuş Yılmaz amcaya hapis cezası falan çıkarsa The Economist ve Financial Times'a kapak olmak yetmez ekonomi Nobeline bile aday oluruz millet olarak.

Bizce eksik kalmış. Örneğin İMKB'nin açılış ve kapanış fiyatları da mahkemeye götürülebilir. Borsa yatırımcıları neden bunu düşünmüyorlar acaba. Kimse zarar etmez bu durumda.

Ya da mesela Fisher, Walras, Friedman, Keynes, Lucas gibi belli başlı ekonomistler mahkemeye verilebilir aleyhlerinde tutuklama kararı çıkartılabilir. Biz bundan bir kaç yıl önce benzeri bir öneri ile gelmiş , bir kanun hükmünde kararname ile (Doğan görünümlü Şahin gibi birşey) suyun kaynama derecesinin 100 dereceden 80'e indirilmesinin yurt çapında büyük enerji tasarrufu sağlayacağını ve cari açık belasından bizi kurtaracağını söylemiştik. Ama Bahçuvan beyin önerisi daha pratik ve son derece mantıklı.

Hala gülmeden edemiyorum, yahu bu adam Borsa Yatırımcıları Derneği'nin başkanı imiş.

Kıçımın borsası....

Bu konu ile diger alakali bir yazi ise Borsa Nasıl Oynanır? En Sağlam Tüyolar baslikli yazimizdir.
Read More!

En Onemli Yatirim Egitimdir

Bir okurumuz sormus:
merhaba ben tıp fakültesi1.sınıf öğrencisiyim internette takılırken şans eseri buldum sitenizi ve sizin borsa (Borsa Yorumları) ile olan yazılarınızı okudum.Benim belli bir miktar param var 300-500lira arası bunu değerlendirmek istiyorum mantık olarak herkes borsa diyor ama ben hiç borsa oynamadım borsaya nasıl girilir ve bu para yeterlimidir bana 1 yıl sonra kazancı ve kaybı neler olabilir şimdiden tşk ederim


Borsa Nasıl Oynanır  inovasyon nedir    Borsa Yorumları    Petrol Fiyatları    Standart Sapma

Cevabimiz basit. Sizin yasinizdaki insanlarin yapmasi gereken en onemli yatirim egitimdir. Paranizi kend egitiminize harcayin. Mumkunse Amerika gibi bir ulkeye kapagi atmanin yolunu bulun zira buradaki doktorlar ayda $25000 gibi rakamlar kazaniyorlar. Borsada hangi sirkete yatirsaniz size bu getiriyi getirmez.

Ikinci bir okurumuz soyle demis:
Sitenizi uzun zamandır takip ediyorum.Gerçekten ekonomi üzerine öğrendiklerimin bir çogu sizin sitenizden.Ama bu ara eski yogunlukta siteye yazılar ekleyemiyorsunuz.Herhalde kişisel yogunlugunuzdandır.Umarım en yakın zamanda site eski bol yazılı gunlerıne doner.

Bende kendi dilimin döndüğünce ekonomi üzerine birşeyler yazmaya çalışıyorum."Rakip site" olarak degerlendirme yapmak mümkün değil sadece blograzide sizin arkanızdan benim site geliyor.Malum siteme fazla ziyaretci almak, daha cabuk tanınma ve yazılarımızı daha fazla kesıme ulasması acısından istediğim bir sey ama ortalama 150 kişi ile kalıyoruz günde.

Sizden daha öncede kariyer hedefi için bir yol göstermeniz dileğinde bulunmus sitede yayınlamıstınız bu ıstedıgımı.Sizden baska bir ricamda sitemin daha cok kişiye ulasabilmesi için bloglar kısmında bir satırda bana ayırırsanız cok sevineceğim.Simdiden anlayısınız ve yardımınız için teşekkür ederim.İyi çalışmalar

Hoşçakalın,Samet
www.cafekonomi.com

Yorumumuz kisa. Evet bugunlerde cok mesguluz, hic vaktimiz yok. Orhan Karaca yazip duruyor ama, onu takip ediverin.

Son olarak bu sene Futbol konusunda ne kadar kotu bir tahminci oldugumu belirtmek istiyorum. Bizim ekonomi yazarlarini simdi daha iyi anliyorum. Verilere bakmadan iskembeden sallayip cumle aleme rezil oluyorlar diye onlarla burada az dalga gecmedim. Simdi kendim maclari seyretmeden futbol tahmini yapinca onlarin durumuna dustum. Etme bulma dunyasi iste. Allahtan Galatasaray sampiyon oldu.
Read More!

Dangalaklara Ders: Reel Faiz Hesaplamasi

Hatirliyor musunuz? Gecen sene Subat Mart aylarinda faizler %18 civarinda seyrediyordu. Aralarinda Morgan Stanley'nin ekonomisti olan Serhan Cevik'in de bulundugu bir suru kisi "reel faizler cok yuksek, %14 reel faizle dunyanin en yuksek reel faizini oduyoruz, blah blah blah" seklinde sacma sapan laflar ediyorlardi. Hatta bir kismi duygu somurusu yapip "Ali Riza Bey ile Ayse Teyze Alman Hans'in Yunanlu Yorgo'nun emekli maaslarini oduyor" seklinde milleti galeyana getirecek tahrik edici cumleler kuruyorlardi.

Bunlari da kotu niyetle degil cehaletlerinden dolayi yapiyorlardi. Gercekten de reel faizlerin nominal faizlerden enflasyon hedefini cikararak hesaplandigini dusunuyorlardi. O gun parasini 1 yillik faize koyan bir kisi 1 sene sonra %18 nominal faiz kazaniyor olacakti. Merkez Bankasi da enflasyonun 1 sene sonra %4 olacagini hedefliyordu. Merkez Bankasi Allah ya, her koydugu hedefe kolayca ulasabilecek enstrumanlara sahip oldugundan, biz daha bugunden 1 sene sonra enflasyonun %4 olacagini "adimiz gibi biliyoruz". Bu yuzden de yatirimcinin reel faizini %18 nominal faizden %4'luk gerceklesecek enflasyon oranini cikararak sippadanak hesaplayabiliriz. Oyle yapinca da %14'luk inanilmaz buyuk reel faiz rakamina ulasabiliyoruz.

Aradan bir sene gecti. Ben demeden once siz kendiniz bir dusunun, neler oldu, reel faiz %14 mu oldu siz soyleyin.

Nisan 2007 ile Nisan 2008 arasinda gerceklesen enflasyon orani %9.7 olarak aciklandi. Parasini bir sene once %18 nominal faize yatiran kisiler sadece %8.3'luk reel faiz kazanmis oldular. %14 nere %8 nere?

Isin kotu yani o degil ama. Gecen sene Eylul ayinda %16 nominal faizle parasini faize koyanlar bu sene Eylul ayinda %12'lik enflasyon yasadiklari zaman ellerine sadece %4'luk net (reel) bir kazanc gecmis olacak.

Evet, gorevi enflasyonu kontrol etmek olan Merkez Bankasi basarisiz oldu. Enflasyonun yukselmeye basladigi bir ortamda faizleri indirmeye basladi. Neticede enflasyon hedefini tutturamayacaklarini onlar da farkettiler, bari buyumeye biraz destek verelim dediler. Zaten ekonomiden haberi olmayan politikacilar da onlarin faizleri indirmesini istiyorlardi. Merkez Bankasi faizleri indirince genel faizlerin de inecegini zannediyorlardi. Merkez Bankasi faizleri %15 civarina dusurdu ama gosterge faizler %20 sinirini zorlamaya basladi. Alin size bir ekonomi dersi daha. Bu da baska bir dersimizin konusu olsun.
Read More!

Enflasyon Cagi

Cok yakin bir tanidigim haber verdi, Turkishtime isimli dergide yazi yazmaya basladim dedi. Iki aydir yaziyormus. Ben de reklamini yapayim dedim. Maalesef yazisinin sadece baslangic kismini internete koyuyorlarmis, o yuzden ben uzaktan yazilarini takip edemeyecegim ama siz edebilirsiniz. Enflasyon uzerine yazdigi yazi soyle basliyor:

"Küreselleşme bir taraftan yoksul ülkeleri sefaletten çıkarırken, diğer taraftan hammaddelere ve temel gıda maddelerine yönelik talepte patlama yaşanmasına neden oluyor. Bu da enflasyonu tetikliyor. Tüm dünyada enflasyon hızla yükseliyor. Küresel ekonomi yeni bir çağın eşiğinde...

Tüm dünya ve ülke olarak çok ilginç bir dönemden geçiyoruz. ABD’de başlayan krizin finans piyasalarındaki etkisini görmeyi beklerken, uzun zamandır tehlike sinyalleri veren gıda ve emtia fiyatları yeni bir kriz kapısı daha açtı. Hali hazırda ülke olarak bir süredir dillendirilen kriz senaryoları, tüketimin düşmesi ve küçük esnaftan başlayarak işlerin yavaşlaması ile kendini gösteriyor. Birçok şirket ödeme problemleri ile karşılaşmaya başladı bile. Diğer taraftan enflasyonist baskı da giderek artıyor. Orta vadeli hedef olan yüzde 4 yerine son iki yıldır enflasyon oranı yüzde 8 civarına sıkışıp kalmış durumda. Ancak bu durum sadece Türkiye için geçerli değil. Tüm dünyada enflasyon tehlikesi artıyor. ABD’den başlayan yükseliş şu anda Çin, Hindistan gibi ülkeleri de etkisi altına almış durumda. Petrol zengini ülkelerde bile bu tehlike giderek yükseliyor.

Peki neler oluyor? Neden enflasyon tüm dünyada hortlamaya başladı? Türkiye olarak tekrar dünya enflasyon liginde liderliğe oynamaya mı başlayacağız? Bu soruların yanıtları için dünya genelinde bir süredir neler yaşandığını sözü mortgage krizine getirmeden ele alalım."


Inan Dogan yazisinda goreceginiz uzere enflasyonun dunya genelinde artmaya basladigindan bahsediyor. Bizim Merkez Bankasinin enflasyon konusunda benim burada ifade ettigim kadar "suclu" olmadigini soyluyor dolayli olarak anlayacaginiz. Ben bu goruse katilamayacagim maalesef. Nedeni ise cok basit.

Bizim Merkez Bankasi daha gecen Eylul ayinda 2008 senesi icin %3.2 enflasyon tahmini yapiyordu. Yani kelimenin tam anlamiyla "dunyadan haberi yoktu". Ati alan Uskudar'i gecti, bizimkiler enflasyon tahminini %9.3'e yukseltti. En mantiklisi bunlarin elinden faiz silahini almak gibi geliyor. Oynamasinlar, faizi sabitlesinler olsun bitsin. Madem enflasyon sepetinin cogu faizden degil "dunyadaki" gelismelerden etkileniyor, biz vatandas olarak Merkez Bankasinin binlerce calisanina (benim de bir suru tanidigim var orada calisan) tonla parayi neden oduyoruz?
Read More!