Uzun Vadeli Faizler Nasil Belirlenir?

Hazine borclanma faizlerini kim belirler konusu iyice kizisti. Biliyorum gina geldi, ama her aksam cari acik ile yatip her sabah cari acik ile kalkmaktan iyidir. En son Aksam gazetesinden Deniz Gokce'de tartismaya katildi ve tabii yuksek-faiz-dusuk-kur guruhunun yaninda yer aldi:

"[F]aizin içindeki risk faktörünün boyutunu belirleyen de, iç ve dış piyasa ve medyadır... Piyasa sisteminde önce piyasa beklentilerini değiştirir, kamu otoritesi onlara reaksiyon verir! Bu nedenle 'değirmenin suyu' piyasadan gelir!"

Fatih Özatay ise sorularini devam ediyor:

"[O]zellikle iki dönemde piyasa faizi MB faizinin çok üzerine çıkmış: 2002'nin ikinci yarısı bunlardan ilki. Aradaki fark bazı aylarda 10 puanı geçmiş! İkinci dönem ise 2003'ilk yedi ayı. Yedi puanlık farkın oluştuğu ay var bu dönemde. Dönemlerin özelliği açık: Birincisinde Başbakanımız sayın Bülent Ecevit'in hastalığı ve ona bağlı olarak ortaya çıkan koalisyon hükümetinin dağılma olasılığı var. Seçim belirsizliği kaplamış piyasaları. İkincisi ise Irak savaşına denk düşüyor.


Iflas Nedir  Borsa Nedir  Hisse Senedi Nedir  Risk Nedir  Libor Nedir  Ikame Etkisi Nedir

Her iki dönemde de MB piyasadaki karamsarlığa eşlik etmemiş. Faizini değiştirmemiş. Üstelik bir dolu duyuru yayımlamış: Uygulanan programın özünde doğru bir program olduğunu vurgulamış. Eninde sonunda ekonomideki ana eğilimin bu program tarafınca belirleneceğini belirtmiş. Bu olgu ne kadar çabuk kavranırsa piyasada karamsarlığa yola açan dalgalanmaların o kadar çabuk atlatılacağını bıkıp usanmadan söylemiş.

MB enflasyonu düşürmek amacıyla kurları baskı altına (bkz. altın yorumları) almak için yüksek faiz politikası uyguluyor idiyse, Allah aşkına neden bu dönemde faizlerini piyasadaki gibi sıçratmamış? ... Yabancılar korkup kaçmaya başlamışlar. Kurlar da aynı dönemlerde sıçramış. Evet 'yüksek faiz düşük kurcu' MB neden faizlerini artırmamış? Nasıl kaçırmış bu fırsatı? "

Bugunku yazimizda konuya bir teorisyen gibi yaklasip isin icine biraz matematik koyalim.

Bir menkul kiymet piyasasi dusunun. Iki tur kiymet olsun: bir aylik hazine bonosu ve 12 aylik devlet tahvili.

Bononun su anki faiz orani (su an oldugumuz zamana 1 diyelim): i(1).

Ikinci aydaki faizi i(2), ucuncu ayda bononun faizi i(3) vs.

12 aylik bir hazine tahvilini gozonune alalim. Finans teorisine gore bu tahvilin faizi, bononun simdi ve gelecek 12 ayda beklenen faizinin ortalamasi olacak.

T=[ i(1) + i(2) + ... + i(12)] / 12

Tabii biz bononun su anda verdigi faizi biliyoruz, i(1). Ama gelecek ay (yani ikinci ayda) faiz orani ne olacak bilmiyoruz. Yani i(2) su anda bilinmeyen bir deger. Onun beklenen degerine E[i(2)] diyelim. Ayni sekilde i(3), yani 3.aydaki beklenen bono faizi E[i(3)] olsun.

O zaman 12 aylik devlet tahvilinin bugunku faizi soyle olacak:

T ={ i(1) + E[i(2)] + E[i(3)] +... + E[i(12)] } /12

Uzun vadeli bir kiymet almak kisa vadeli bir kiymet tutmaya gore riskli olacagindan, yukaridaki terime bir de risk primi eklememiz lazim. Bu risk primi paradan 1 yerine 12 ay vazgecmenin bedelidir. Icine herseyi koyabilirsiniz. 1 sene sonra devletin iflas etmesi, dolarin firlamasi, enflasyonun patlamasi, savas cikmasi, Fenerbahce'nin sampiyon olmasi vs. vs. Risk priminin degerine R diyelim ve tahvil faizinin denklemine koyalim:

T ={ i(1) + E[i(2)] + E[i(3)] +... + E[i(12)] } /12 + R

Risk primi R her zaman pozitif bir sayi. Bazen yuksek olur, bazen dusuk, bazen sifira cok yaklasir, ama hic bir zaman negatif olmaz.

Diyelim ki MB faizleri bono faizlerini bire bir sekilde etkiliyor. Yani MB gecelik faizi ne yaparsa hazine bonosunun faizi de o oluyor.

MB isterse uzun donem faizleri indirir diyenler gecelik faiz inerse su anki faiz i(1) ve beklenen faizler i(2), i(3), vs de iner diyorlar. Risk primi R ya degismez, ya da cok ufak degisir.

MB'nin, en azindan Turkiye'de bu sartlarda, uzun donem faizlerini etkileyemeyecgini dusunenler diyor ki her ne kadar su anki faiz i(1) inse bile ekonominin riskinin arttigini dusunenler (MB, secim zamani hukumete boyun egiyor, enflasyon artacak, lira deger kaybedecek, vs) risk primini yukseltecekler. Net sonuc uzun donem faizinin yukselmesi sonucunu bile dogurabilir.

Su an ki risk primi nedir?

Diyelim ki MB gecelik faizi (yillik bazda) %19.1 olarak belirledi ve gokyuzu yikilsa %19.1'den bir sene boyunca sasmayacagina bizi ikna etti (enflasyon raporlarinda 2007 sonuna kadar faizleri bu seviyede tutacagini soyluyor).

O zaman herkes bono faizinin bugun oldugu gibi yarin da, obur gun de hep 19.1'de kalacagini bilecek beklentiler 12 ay icin de 19.1 olacak.

i(1) = E[i(2)] = E[i(3)] = ... = E[i(12)] = 19.1

Daha yukaridaki esitlikte parantezin ici demek ki 19.1 imis. O zaman tahvilin faizi ne olacak:

T = 19.1 + R

R neydi, risk primi. Diyelim ki su anki tahvilin faiz orani %21.1. O zaman risk primi R aslinda 2 imis.

T = 19.1 + 2 = 21.1

Simdi faiz tartismasini bu model isiginda bir kez daha ele alalim:

1. Diyelim ki yil 2002 yazi. Secim belirsizligi icinde R firlamis. Veya 2003 kisi, Ortadogu'da savas ruzgarlari esiyor. Veya 2004 bahari, dunyada faizler yukselmeye basladi, sermaye hareketleri yonunu Amerika'ya dondu. Piyasa MB'nin de faizi yukseltecegini dusunuyor. O yuzden gelecekte beklenen faiz oranlari da, yani E[i(2)] vs. de yukselmis. MB istifini bozmuyor. Bir sure sonra piyasalar MB'na inaniyor gelecekte beklenen faizler eski haline donmeye basliyor (?). Riski yaratan sebepler ortadan kayboluyor, R dusuyor. Tahvil faizi eski halini aliyor. Fatih Bey'in sordugu su: neden yuksek faizci MB firsattan istifade beklentiye uyup faizleri yukseltmedi?

2. Diyelim ki 2006 Mayis'i. R yine yukseliyor. Piyasalar, enflasyonu dusurmek icin MB'nin faizleri arttiracagina inaniyor, gelecekte beklenen faiz oranlari da yukseliyor. Bu sefer MB faizleri gercekten yukseltiyor ve yuksek tutacagini acikliyor. Neden MB faizleri yukseltti?

8 Yorum Var.:

e-recep dedi ki...

En son Aksam gazetesinden Deniz Gokce'de tartismaya katildi ve tabii yuksek-faiz-dusuk-kur guruhunun yaninda yer aldi:

"[F]aizin içindeki risk faktörünün boyutunu belirleyen de, iç ve dış piyasa ve medyadır... Piyasa sisteminde önce piyasa beklentilerini değiştirir, kamu otoritesi onlara reaksiyon verir! Bu nedenle 'değirmenin suyu' piyasadan gelir!


Deniz Gökçe'ye göre yüksek faizin asıl nedeni 'ülke riski'. Bunu sık sık dile getirir ve Tuğrul Bey'in verdiği örnekte olduğu gibi savını tekrarlamış. Oturup düşünelim. Dünyanın en yüksek reel faizini verdiğimize göre, herhalde dünyanın en riskli ülkesi de biziz. Peki 1999 sonundan beri IMF'nin telkin ve destekleri ile yürüttüğümüz ekonomik programlar ne işe yaradı? 7 yıldır bir boşuna mı kürek salladık?

Yoksa bu faiz ülke riskinden çok, aşırı değerli YTL'nin sert değer kaybı riskini yansıtıyor olmasın?

1. Diyelim ki yil 2002 yazi. Secim belirsizligi icinde R firlamis. Veya 2003 kisi, Ortadogu'da savas ruzgarlari esiyor. Veya 2004 bahari, dunyada faizler yukselmeye basladi, sermaye hareketleri yonunu Amerika'ya dondu. Piyasa MB'nin de faizi yukseltecegini dusunuyor. O yuzden gelecekte beklenen faiz oranlari da, yani E[i(2)] vs. de yukselmis. MB istifini bozmuyor. Bir sure sonra piyasalar MB'na inaniyor gelecekte beklenen faizler eski haline donmeye basliyor (?). Riski yaratan sebepler ortadan kayboluyor, R dusuyor. Tahvil faizi eski halini aliyor. Fatih Bey'in sordugu su: neden yuksek faizci MB firsattan istifade beklentiye uyup faizleri yukseltmedi?

From the top of my head, MB sıcak para girişinden memnun olmuş olabilir mi?

2. Diyelim ki 2006 Mayis'i. R yine yukseliyor. Piyasalar, enflasyonu dusurmek icin MB'nin faizleri arttiracagina inaniyor, gelecekte beklenen faiz oranlari da yukseliyor. Bu sefer MB faizleri gercekten yukseltiyor ve yuksek tutacagini acikliyor. Neden MB faizleri yukseltti?

Again, Mayıs-Haziran döneminde çıkmış olan 14 milyar dolar sıcak paraya geri dön diyor olabilir mi?

Merkez Bankası sıcak para debisi ve yönü dışında başka hiçbir veriye bakmıyor olabilir mi?

Sesli düşünüyorum.

Adsız dedi ki...

2. Diyelim ki 2006 Mayis'i. R yine yukseliyor. Piyasalar, enflasyonu dusurmek icin MB'nin faizleri arttiracagina inaniyor, gelecekte beklenen faiz oranlari da yukseliyor. Bu sefer MB faizleri gercekten yukseltiyor ve yuksek tutacagini acikliyor. Neden MB faizleri yukseltti?

MB'nin bu kez faizleri neden yükselttiğinin kesin nedenini ancak kendisi bilebilir. Bana kalırsa en olası neden beklenen ve hedeflenen enflasyon oranı arasındaki farkın, enflasyon hedeflemesi sistemine geçildiği 2002 başından bu yana en yüksek düzeye çıkması oldu. Buraya grafik ekleyemediğim için aşağıdaki verileri veriyorum. İkinci sütun 12 ay sonrasının enflasyon beklentisini, üçüncü sütun 12 ay sonrasının enflasyon hedefini (yılsonu enflasyon hedeflerinin doğrusal fonksiyonu olarak türetilmiştir) dördüncü sütun ise beklenen enflasyon ile hedeflenen enflasyon arasındaki yüzde farkı gösteriyor. Tuğrul bey son sütundaki verileri bir grafiğe dönüştürürse durum daha iyi anlaşılır. Bu arada bir açıklama yapayım. Aşağıdaki beklenen enflasyon verileri ayda iki kez düzenlenen beklenti anketlerinden elde edilen değerlerin ortalamasını gösteriyor. Haziran 2006'daki ilk ankette enflasyon beklentisi yüzde 5.83'ten yüzde 6.66'ya çıkmıştı, MB'nin 8 Haziran'daki 175 baz puanlık faiz artırımı bunun ardından geldi. Haziran ayındaki ikinci beklenti anketinde ise enflasyon beklentisi yüzde 7.48'e çıktı, 26 Haziran'daki 225 paz puanlık faiz artışı da bunun ardından geldi.


Ara.01 49.47 35.00 41.3
Oca.02 45.69 33.75 35.4
Şub.02 44.30 32.50 36.3
Mar.02 39.65 31.25 26.9
Nis.02 35.30 30.00 17.7
May.02 32.85 28.75 14.3
Haz.02 31.45 27.50 14.4
Tem.02 32.15 26.25 22.5
Ağu.02 31.69 25.00 26.8
Eyl.02 29.95 23.75 26.1
Eki.02 28.44 22.50 26.4
Kas.02 26.35 21.25 24.0
Ara.02 24.80 20.00 24.0
Oca.03 23.65 19.33 22.3
Şub.03 23.85 18.67 27.8
Mar.03 24.26 18.00 34.8
Nis.03 25.05 17.33 44.5
May.03 23.09 16.67 38.5
Haz.03 21.50 16.00 34.4
Tem.03 20.25 15.33 32.1
Ağu.03 19.25 14.67 31.3
Eyl.03 17.80 14.00 27.1
Eki.03 16.29 13.33 22.2
Kas.03 14.80 12.67 16.8
Ara.03 14.00 12.00 16.7
Oca.04 12.55 11.67 7.6
Şub.04 11.65 11.33 2.8
Mar.04 11.05 11.00 0.5
Nis.04 10.45 10.67 -2.0
May.04 10.81 10.33 4.6
Haz.04 10.50 10.00 5.0
Tem.04 10.10 9.67 4.5
Ağu.04 9.70 9.33 3.9
Eyl.04 9.50 9.00 5.6
Eki.04 8.90 8.67 2.7
Kas.04 9.00 8.33 8.0
Ara.04 8.70 8.00 8.7
Oca.05 8.15 7.75 5.2
Şub.05 7.70 7.50 2.7
Mar.05 7.20 7.25 -0.7
Nis.05 7.15 7.00 2.1
May.05 7.15 6.75 5.9
Haz.05 6.90 6.50 6.2
Tem.05 6.75 6.25 8.0
Ağu.05 6.45 6.00 7.5
Eyl.05 6.42 5.75 11.7
Eki.05 6.22 5.50 13.1
Kas.05 6.07 5.25 15.6
Ara.05 5.88 5.00 17.6
Oca.06 5.52 4.92 12.3
Şub.06 5.45 4.83 12.8
Mar.06 5.45 4.75 14.7
Nis.06 5.44 4.67 16.6
May.06 5.70 4.58 24.4
Haz.06 7.07 4.50 57.1
Tem.06 7.98 4.42 80.7
Ağu.06 7.96 4.33 83.7
Eyl.06 7.58 4.25 78.4
Eki.06 7.34 4.17 76.2

santa maria dedi ki...

Bu blogu yeni keşfettim; takip etmeye devam edeceğim,
Başarılar...

ahmet dedi ki...

çok kisa sürede karsi karsiya kalacagimiz sorunlar mayis ayindan çok farkli gibi duruyor, degil mi ?
benim bir tahminim var. durmus bey mutemelen faiz düsürme isini de 'müdahale' seklinde yapacak. da bir sonraki sorunun bizzat yaraticisi olacak.
yeni gelen mb yönetiminin bugüne kadar sergiledigi stratejisi sudur: günü kurtarmak. yarini yarin oldugunda düsünmek. bunu için kur seviyesine müdahale gibi açik kural ihlalleri yapmaktan bile geri durmadilar. ilerde bu yöntemin basimiza sorun yartacagini düsünüyorum. günü kurtara kurtara nereye kadar gidebilecegiz, görecegiz.

ahmetçavusoglu

tugrul dedi ki...

Orhan Bey,

Daha onceki bir yazimizda enflasyon beklentilerindeki degisimi grafiksel olarak gostermistik. Belki yaridimci olur:

http://ekonomiturk.blogspot.com/2006/11/fatih-ozatayin-yazisi-uzerine.html

e-recep dedi ki...

çok kisa sürede karsi karsiya kalacagimiz sorunlar mayis ayindan çok farkli gibi duruyor, degil mi ?
benim bir tahminim var. durmus bey mutemelen faiz düsürme isini de 'müdahale' seklinde yapacak. da bir sonraki sorunun bizzat yaraticisi olacak.
yeni gelen mb yönetiminin bugüne kadar sergiledigi stratejisi sudur: günü kurtarmak. yarini yarin oldugunda düsünmek. bunu için kur seviyesine müdahale gibi açik kural ihlalleri yapmaktan bile geri durmadilar. ilerde bu yöntemin basimiza sorun yartacagini düsünüyorum. günü kurtara kurtara nereye kadar gidebilecegiz, görecegiz.


MB, sıcak para kaçışı başlamadığı sürece faiz arttırımı yapmayacaktır. İndirim yapıp yapmamaları da sıcak para girişi debisine bağlı tabii.

Gördüğüm kadarı ile Serdengeçti'nin senelerdir uyguladığı 'yüksek faiz - düşük kur' politikasına aynen devam ediyorlar. Global dalga, Ocak ayında vursaydı, faizi Durmuş değil Serdengeçti yükseltecekti.

Nereye kadar gideceğiz? Devletin üst seviyelerinde biri bu "yüksek faiz" işine son verene kadar erime sürecek. Arjantin gibi dibe vurana kadar batmaya devam edeceğiz. Belki dibe vurunca, "yahu 7 senedir IMF ne derse yaptık, neden 'ülke riski' hala dünyanın en yükseği" sorusunu daha bir ciddiye alırız.

Adsız dedi ki...

Tuğrul Bey,

O yazıyı okumuştum. Fakat benim verdiğim gösterimin daha önemli olduğunu düşünüyorum. Çünkü Haziran 2006'daki beklenen ve hedeflenen enflasyon oranları arasındaki fark mutlak değer olarak alındığında 2.6 puan çıkıyor ve geçmiş döneme göre pek de önemli değilmiş gibi görünüyor. 2002 ve 2003 yıllarındaki farklar çok daha yüksekti. Fakat oransal fark alındığında anlaşılıyor ki haziran ayında beklenen enflasyon ile hedeflenen enflasyon arasındaki fark daha önce görülmeyen bir düzeye çıkmış. Merkez Bankası'nın bu kez sert bir tepki göstermesinin nedeni budur diye düşünüyorum. Büyük sayılardan küçük sayılara doğru inildiğinde mutlak farka bakılması bir yanılsama yaratıyor. Bu yanılsamanın önüne geçmek için oransal farka bakmak lazım.

Adsız dedi ki...

Deniz Gokce`nin kosesinde yine yer bulmussunuz Tugrul Bey.

Saygilarimla,
L.A