THY ve Pegasus’tan Promosyon Kazığı: Statüko Saplantısı

Bir okurumuz THY ve Pegasus’un yaptığı promosyonların kandırmaca olduğunu ve vatandaşın kazıkladığını dile getirmiş:

THY, Pegasus ve diğer havayollarından şikayetçiyim…. Bu havayollarının yöneticileriyle defalarca tartıştım…. Mesele bilet fiyatları…. Diyorlar ki bir hafta öncesinden bilet alırsanız 69 TL, fakat bilet almak istediğinizde ise 150 TL üzerinde bilet fiyatını dikte ediyorlar…. Uçaktaki doluluk oranını göremiyorsunuz…. Acenteler uçak doldu diyorlar…. Yani açıkça bizi soyuyorlar… Başlangıç fiyatı düşük tutmak daha sonra da fiyatını artırmanın ne mantığı var… Kim kazançlı, kim zararda …. Bu işin bir analizini yapan var mı… Meseleyi mikroekonomi, tüketici faydası, ve asimetrik bilgi açısından tartışmaya açmak istiyorum…. Bir şeyler oluyor, ama ortada mantık yok… Mekanizma nasıl işliyor….”

Mekanizmayı anlatalım. Siz 69 TL’ye bilet reklamlarını gördüğünüz zaman “ben salak mıyım aynı yolu 15 saatte otobüsle gitmek için 50 TL vereyim, şunun şurasında aradaki fiyat farkı neredeyse sıfır, zaten Ulaştırma Bakanlığı da şehirler arası otobüs fiyatlarına taban getirdi, artık onlar da bedavaya getirip götüremiyorlar” diye içinizden geçirip bilet almak için önce havayolu acentesini arıyorsunuz. Şimdi iki durum olabilir. Birincisi adamlar sadece atıyorum 4 tane bileti 69 TL’ye satıyorlardır, sizden önce birileri davranıp biletleri kapmıştır. Ikinci durumda ise adamlar yalan reklam yapıyorlardır, kimseye 69 TL’den bilet satmamışlardır. Neticede sizden maliyetleriyle orantılı olarak 150 liralık bir para istiyorlar uçakla seyahat edebilmeniz için.

Davranışsal iktisat işte bu aşamada devreye giriyor. Siz “ulan hazır burayı aramışım, kendimi uçağın içerisinde hayal etmişim, şimdi kim tekrardan otobüs firmasının telefon numarasını bulacak da, bilet fiyatlarını sorup bilet alacak” deyip 69 yerine 150 lira olmasına rağmen bileti alıyorsunuz ve havayolu şirketi de bir müşteri çalmış oluyor. Ekonomide şimdilerde buna statüko saplantısı veya eğilimi deniliyormuş. Bununla ilgili bir örneği Iktisadiyat sitesinden okuyabilirsiniz. Biz eskiden bunlara sürtünme (friction) derdik, yani bir değişiklik yapmak için bir bedel ödemek durumundasınız, o bedelin psikolojik boyutu parasal boyutundan daha fazla oluyor, siz de değişimden kaçıyorsunuz.

Şimdi havayolu şirketlerinin bu yaptığının tüketiciyi kazıklamak olup olmadığı konusunu tartışalım ve devletin ne yapması gerektiğini konuşalım. Ben fikirlerimi söylemeden önce sizin ne düşündüğünüzü öğrenmek istiyorum. Yazıları sadece okuyarak ekonomiyi öğrenemezsiniz, önyargılarınızdan kurtulmak için bunları açığa da çıkarmanız lazım. Yorumlarınızı yazın, ben daha sonra bu konuyu detaylıca tartışacağım.

5 Yorum Var.:

BEN dedi ki...

kanaatimce kesinlikle bir kazıklamaktır. Dahası Türk Ticaret Kanunu 57/3 uyarınca da haksız rekabet teşkil ettiğini de belirtmek istedim.
Madde 57 - Hüsnüniyet kaidelerine aykırı hareketler hususiyle şunlardır:
3) Kendi şahsi durumu, emtiası, iş mahsulleri, ticari faaliyeti veya ticari işleri hakkında yanlış veya yanıltıcı malumat vermek veyahut; üçüncü şahıslar hakkında aynı şekilde hareket etmek suretiyle rakiplerine nazaran onları üstün duruma getirmek;

Çağrı Dalgıç dedi ki...

Bu durum bence psikolojideki foot-in-the-door tekniği. Ve haliyle bir aldatmaca.

Bence devlete düşen tek görev asimetrik bilgiyi ortadan kaldırmaktır. GSM operatörlerinin ücret ve Bankaların kredi kampanyalarında da aynı sorun geçerli. Bireyler yapılan kampanyanın sınırları/süresi/içeriği hakkında yeterli bilgi edinemiyor.

Modern ekonomide devletin en önemli (mikro anlamda belki de tek) görevi asimetrik bilgi sorununu ortadan kaldırmaktır. SPK nasıl halka açık şirketlerde bu sorunu çözmek için bir dizi açıklamayı (disclosure) zorunlu tutmuş ise, rekabet kurulu da şirketlerin kampanyalarının TÜM içeriğini müşterinin kolay ulaşabileceği bir yerde ifşa etmesini zorunlu tutmalıdır.

Mesela birkaç sene önce bankaların "sıfır faizle kredi" yalanı vardı. Bildiğimiz "discounted loan"ı sıfır faiz diye millete yedirmeye kalktılar. Sanırım BDDK bu duruma müdahale etti ve daha sıkı disclosure şartları getirdi.

Hava yollarında da aynısı olursa böylece, ben bir müşteri olarak firmanın sitesinde, 69 TL'ye hangi durumlarda kaç bilet satılıyor, bu fiyata kdv dahil mi vb. soruların cevaplarını açık bir şekilde bulmuş olacağım...

Aslında böyle zorunluluklar var ancak bunlar reklamlarda alt yazı olarak kimsenin okuyamaycağı şekilde belirtiliyor. Bunların denetiminin sıkı olması lazım.

milleplateaux dedi ki...

THY'nin web sitesinden girip 1 hafta sonraki ucuslardan birine yer ayirtmaya calisirsaniz mekanizmanin nasil calistigini gorursunuz.

Her ucusta N tane promosyon koltuk var. Burdaki N, guzergah, gun ve saate gore belirlenen doluluk oraninin bir fonksiyonu. Cok yogun bir saatte Ankara - Istanbul ucusunda N = 0 iken gece saat 12:00 Adana ucusunda N=10 olabilir.

Ornegin simdi 7 Subat 2010 Istanbul-Adana acik onumde. Sabah saat 7:00 ucaginda promosyon bileti var, diger saatlerdeki promosyon biletleri dolu gorunuyor.

Belli sayidaki promosyon bileti var, bir-iki hafta onceden yer ayirtirsaniz bunlardan alabilirsiniz. Bir hafta once arayan herkes bu biletlere ulasabilir diye bir durum yok. Ortada olsa olsa yanlis yonlendiren bir reklam var.

merlin dedi ki...

bence ortada bir aldatmaca yok tamamen bir satis taktigi var. sonucta adamlar 65 ytl den bileti satiyor. eger siz ucacaginiza 3 ay oncesinden karar vermisseniz 65 ytl den biletinizi alabilirsiniz. ama onemli olan konu su. turk milletinin serbest piyasa ekonomisine hem satici hem alici hem de calisan olarak uyum saglayamamasi. basit bir ornek vermek gerekirse,

dukkana girip bir iki urunu deneyip kendimize uygun bir urun bulmasak bile saticinin surati asilmasin diye bir seyler almak zorunda hissediyoruz.

ama ulasimda insanlarin parayi nereye verdiklerini anlamari gerekiyor. Lukse mi yoksa satin aldiklari zamana mi? Ben Istanbul Ankara arasini her seferinde en az bir saat ucaka bekleten THY yerine, rahat hatlardan bir tanesi ile gitmeyi daha uygun ve rahat bulurken, diyarbakir a yapacagim yolculuklarda ucak disinda bir ulasim araci dusunemem.

Pasha dedi ki...

Merlin'e katiliyorum. Ayip olmasin seklinde alisveris yapiyorsaniz saticiyi suclamanin, devlet beni kurtarsin diye beklemenin bir faydasi yok. "Vatandas kendi menfaatini bilemez" gibisinden elitist yaklasimlarla cikartilmis kanunlar da bunun tersini ispatlamaz. Tek yapilmasi gereken kredi karti numarasini ya da parayi vermeden butun sartlari gozden gecirip neye evet dediginizin farkina varmak. Eger benim gibi isinizi internetten ya da telefonla yapiyorsaniz bu daha kolay. Ama bir otobuse atlayip acentaya kadar gittikten sonra bu surprizle karsilasmissaniz, o zaman ayrilmadan once en azindan bir drama yaparak desarj olunuz.

Bildigim kadariyla THY son 8 koltugu 69, ondan onceki 8 koltugu 79, vs vs seklinde satiyordu. Yani erkenden alirsaniz en dusuk fiyattan yer bulabilirsiniz.