Büyüme Stratejileri

bugun size bir makale onerecegim. adi "growth strategies", dani rodrik'e ait ve "handbook of economic growth"ta cikmis. makaleye rodrik'in web sitesinden de ulasmak mumkun: tiklayin

niye oneriyorum bu makaleyi? cunku buyume stratejileri uzerine, lisans duzeyinde ekonomi bilgisi olan herkesin anlayabilecegi bir dilde yazilmis, ulkelerin buyume deneyimlerinden orneklerle bezenmis genel ve bilgilendirici bir calisma. ozellikle buyume ve kalkinmayla ilgilenen iktisat (Iktisat nedir) lisans ogrencilerinin ilgisini cekebilir.

peki rodrik ozetle ne soyluyor?

1. hizli ve surekli buyumenin evrensel gerek sartlari vardir.

micro olcekte, verimliligi saglayacaksin. bunun icin, mulkiyet haklarini iyi tanimlayacak ve koruyacaksin. hukukun ustunlugunu garanti altina alacaksin. iktisadi guduleri (incentives) koruyacak, harekete gecirecek; bireyin ve toplumun cikarlarini ayni hizaya sokacaksin.

makroekonomide istikrar sart. enflasyonu ve kamu borcunu sabit ve makul duzeyde tutacak, bankacilik ve finans sisteminde asiri riskler alinmasinin onune gececeksin.

sosyal politika alaninda istismari ve bosa harcanan kaynaklari en aza indireceksin. bunun icin politikanin hedef grubunu iyi sececek ve uretken guduleri koreltmeyeceksin.

rodrik'e gore kurumsal yapi ve ekonomi politikalari, bu evrensel prensiplerle uyumlu oldugu olcude buyumeye katki saglar.

2. buyumenin recetesi standart degildir. basarili buyume modelleri iclerinde yenilik barindirirlar.

rodrik suna cevap vermeye calisiyor: ozellikle son yirmi yilda, yukaridaki evrensel ilkelere dayanan, ticaretin ve sermaye hareketlerinin serbestlestirilmesi, ozellestirme, deregulasyon, esnek isgucu piyasasi, merkez bankasi bagimsizligi vs. gibi bir dizi kurumsal duzenleme iyi politika ve reform olcusu olarak ortaya cikti. ama ozellikle guney dogu asya'daki basarili kalkinma modellerinde, bu ortodoks modelden ciddi sapmalar goruluyor. ortodoks modeli daha yakindan takip eden guney amerika ulkelerinde ise ayni basari saglanamadi. bu nasil oluyor da oluyor?

rodrik bunu soyle acikliyor: birincisi, basarili uygulama ortodoks oneriden farkli olabilir, ama temel prensiplerle uyumludur. mesela cin'de merkezi planlama olmasina ragmen, ciftcilere devlete olan uretim yukumluluklerinden fazlasini piyasada satabilme olanaginin verilmesi ciftciyi uretmeye tesvik edebiliyor. ikincisi, ortodoks oneri yerel ekonomik, sosyal ve siyasal sartlarla uyumlu olmayabilir. bu yuzden, yukaridaki gibi bir uygulama, siyasal kisitlar goz onune alindiginda cin'deki tarim arazilerini ozellestirmeye calismaktan daha uygulanabilir olabilir.

kisaca standart bir receteyi ya da baskasinin recetesini aynen alip kullanmakla yetinmeyeceksiniz. yerel sorunlariniza temel prensiplerle uyumlu yeni cozumler ureteceksiniz. rodrik'e gore hizli ve surekli buyumenin sirri, ortodoks onerilerle orijinal uygulamalarin ideal bir kombinasyonunu yakalayabilmekten geciyor.

3. buyumeyi surdurmek, buyumeyi baslatmaktan daha zordur.

rodrik, temel prensiplere dayanan reformlarin etkilerini cok kisa surede gosterdiklerini ifade ediyor. yani piyasanin ya da devletin basarisizliklari sebebiyle gercek potansiyelinin altinda bir buyume performansi gosteren ekonomiler, kurumsal yapi ve politikalardaki en ufak bir iyilesmeye ani ve yuksek bir buyume artisiyla cevap veriyorlar. ancak bu artisin surekli olmasi, daha genis capli ve koklu reformlarin ilk dalgayi takip edebilmesine bagli.

rodrik, ana hatlariyla bunlari soyluyor. ben reklamini yaptim; makalenin tamamini okuyup degerlendirmekse size kalmis.

makalenin kunyesi su:
Rodrik, Dani, 2005. "Growth Strategies," Handbook of Economic Growth, Philippe Aghion & Steven Durlauf (ed.), edition 1, volume 1, chapter 14, pages 967-1014, Elsevier.

3 Yorum Var.:

mr. brooks dedi ki...

teşekkürler.

Adsız dedi ki...

rodrick kesinlikle akılcı düşünmüş.

Sorun şu: Akla aykırı sosyal yapıları destekleyen devlet politikalarını değişmez kabul ederek büyüme gerçekleştirilebilir mi?

İkinci sorun şu: "Büyüme"de itici güç bürokrasinin fermanları mıdır yoksa insanların özgürlüğü müdür?

Çin'de yapılan bir devlet politikası, pozitivist bir uygulama değil, aklın yolunu açmak ve özgürleştirmektir.

İnsanların üretimi, yüksek vergiler ve istihdam maliyetiyle engellenmezse herkes optimali kendisizatenbulur.Bulamayan batar, o da engellediklerinin önünü açmış olur...

Güneydoğu Asya'da iflas müessesesinin çalıştırılmamış olmasının krize yol açtığı tezini yabana atmamak lâzım.

ekşi iktisat dedi ki...

guzel noktalara parmak basmissiz sayin afsarcelik.