Erdoğan Davos

"We really do need to get people to dinner" dedi moderator, benim cevabım da "There Is No Such Thing As A Free Dinner".
Bu cumle sadece moderator icin değil, Erdoğan icin de geçerli. Moderator salak salak konusmus, bir aksam yemeğine kendi değerini sıfırlamış (benim gozumde), elini kolunu beynini kullanmadan sallamış ve sonucta bir diplomatik krize neden olmuştur. Erdoğan ise, aksam yemeğini yemeyerek, moderatore ve cevreye iyi bir ders vermiş, bu dersi verirken de aşırıya kaçmıştır ama sonuçta islam alemi ve ulkesinde kazanacağı guclu imaj ile, kendisine yurticinde oy, yurtdısında ise (bence beklentilerin tersine) eskiye oranla daha fazla dikkate alınma sağlayacaktır. Yemeği yememenin faturası ise, illaki bir şekilde ödenecektir. fakat "opportunity cost" her durumda gecerlidir. Perezin dikkat cekicek ölçüde duyarsız savunmasından ve moderatorun onca mudahalesinden sonra başka birşeyi Erdoğandan beklemek hata olurdu zaten. Sonuçta aşağıdaki karikature tekrar bakmakta fayda var :) Açıkca, Erdoğan'ı tebrik ediyorum ben.

Reeskont Nedir  Bütçe Nedir  Aritmetik Ortalama Nedir   Hisse Senedi Nedir   Bilanço Nedir   Akreditif Nedir  Tahvil Nedir    Broker Nedir    Portföy Nedir  Tutumluluk Nedir  Varlık Barışı Nedir  Evrim Teorisi Nedir  Reyting Nedir

10 Yorum Var.:

Unknown dedi ki...

gazze saldırısından 4 gün önce İsrail basbakanı Türkiye’ye gelip bizimkiyle 5 saatlik veda ziyareti yapmadı mı? Bu ziyaretten 4 gün sonra saldırı baslayınca bizim basbakan “saldırıdan önceden vallahi de haberim olmadı” demedi. israil’in ankara büyükelçisi bizim basbakanımızın yalanını ortaya çıkarıp “Hayır Türkiye’ye haber verdik” demedi mi? Ne imajından bahsediyoruz ki şimdi?

Konu hakkında Kezban Davos'ta başlıklı yazımı okumak için

http://www.siyasetkahvesi.com/sayfa.php?ole=yazi&yzid=378

hakan dedi ki...

Sayın Ezel,

Yanlış bilgi sonucu fikir sahibi olmasanız iyi olacak. Peres Davos'taki konuşmasında Olmert Erdoğan ile konuşurken Gazze saldırısına karar vermemiştik dedi ve kendilerini bu şekilde savundu.

İsrail'in Ankara büyükelçisi, Olmert'in Ankara ziyareti sırasında bilgi verdiğini mi söyledi yoksa sadece "önceden haber verildi" mi dedi. Ne kadar önceden acaba? Bu ikisi arasında dağlar kadar fark var. Önce doğru bilgi edinip sonra yorum yapmalısınız.

serdar dedi ki...

arkadaslar bende gastrit var biliyo musunuz özelliklede böyle yalan yanlıs bilgiler üzerine kendi ayat görüsünü insa edenleri görünce böyle midem yanıyo da yanıyo.bunları görünce egitim sosyal statü hepsinin ne kadar bos oldugunu görüyorum ondan sonra tüm yasam sevincimi kaybediyorum.neyse konuyu fazla dagıtmayayım.basbakanın bu davranısını da oy toplamak icin yaptıgını düsünen ve aksini idda edenlere zaten diyecek sözüm yok.

rdynk dedi ki...

Begendiklerim: Guneri Cıvaoğlu: "BAŞBAKAN Erdoğan’ın Davos’ta paneli terk etmesiyle uzun süredir kafamın bir köşesinde çözümsüz olarak duran sorunun cevabını aldım galiba...Brüksel... 17 Aralık 2004, Türkiye’nin AB’ye tam üye adaylığı için karar günüydü.Saatler geçiyor, bir türlü beklenen açıklama yapılamıyordu.
Görüşmeler her an kopabilirdi.
Ve... Bomba etkisi yapan haber geldi:“Başbakan Erdoğan ve beraberindeki heyet toplantıyı terk etmişti. Özel uçağın hazırlanması için emir verilmişti. Erdoğan ve beraberindekiler Türkiye’ye geri dönüyorlardı.”
O şok sürerken, 3-5 dakika sonra bir haber daha geldi.
AB liderlerinden bazıları Erdoğan’ın bulunduğu odaya geçmişler. Türkiye’ye dönmekten vazgeçirmek için uğraşıyorlarmış.
Gerçekten Erdoğan üzerinde baskı kurarak, uzlaşma çözümleri üreterek görüşmenin kaldığı yerden devamını sağlamışlardı. Geç saatlerde Türkiye’nin tam üyeliğe adaylığı açıklanmıştı.
O zaman Erdoğan’ın “Buraya kadar” diyerek noktayı koymasını, toplantıyı terk etmesini, Türkiye’ye dönmek üzere “uçağı hazırlanmasını” kuşkuyla karşılamıştım.
“Gerçek tavır” mıydı? Yoksa “blöf” müydü? Davos resti, Brüksel’deki tavrın da “gerçek” olduğunun kanıtı gibi görülebilir."
http://www.milliyet.com.tr/Yazar.aspx?aType=YazarDetay&ArticleID=1053831&AuthorID=64&Date=31.01.2009&b=Davosun%20anatomisi&a=Guneri%20Civaoglu&ver=04

Ateş dedi ki...

Bu hadiseden sonra ki karşılama töreni süperdi. "Dünya Başbakan görsün" Pankartlarından bahsediyorum. Pek aklım ermedi bu muameleye..

Unknown dedi ki...

engin ardic'in su yazisi tam oturmus.

ister senaryo olsun, ister spontane, r.t.erdogan bu hareketi ile israil simarikligina boyun egmedigini gostererek dunyanin genelinde sempati toplamistir.

AMA ASIL ACI OLAN, KRALDAN COK KRALCILIGA SOYUNAN, ULKEMIZDEKI BIR KESIMIN, BU OLAYDA ERDOGAN'I SUCLU BULMASIDIR.

kendine guvenemeyen, kompleks icindeki ucuncu dunya ulkesi kafasindaki insanlarla zaten turkiye bir yere gelemedi.

http://www.sabah.com.tr/2009/01/31/ardic.html

Dane dedi ki...

Musa'nin cocuguydu degil mi RTE?

cenginar dedi ki...

musanın çocugunu yazan arkadaş nerde merak ediyor musun? evet doğru tahmin.Ergenekondan sanık şu an

Unknown dedi ki...

en azindan hayatta!..
yazdiklarindan dolayi dink gibi topragin altinda da olabilirdi.
ya da bir zamanlar terore bulastigindan suphe duyulanlarin akıbeti gibi bedeni asit cukurlarinda kimyasal reaksiyona ugrayabilirdi.
biraz fikir jimnastigi yapinca sukredecek ne kadar cok sey cikiyor, oyle deil mi?
Hamdolsun, ulkeye yavas yavas demokrasi geliyor.

cenginar dedi ki...

hamdolsun bilgi zehirlenmesine uğramadım daha. O çukurları açanlar bizzat etö cü zaten...