Salaklara matematik dersi

Finans ve ekonomi dehamız Yiğit Bulut (dehası Aydın Doğan'ın yeğeni ve Namık Kemal Zeybek'in kızı Şule Zeybek'le evli olmasından gelmektedir) müthiş bir ispat yöntemi bulmuş. Diyor ki: "Başlayan her dinamik başladığı noktaya döner." Nereden okuduysa, matematikte Collatz conjecture (Wikipedia) olarak bilinen varsayımı bu iddiasına ispat olarak kullanıyor. (Varsayım diyoruz çünkü Collatz conjecture henüz matematiksel olarak ispatlanamamıştır -Unsolved problems in mathematics-. Ama tartışmak istediğimiz konu da zaten bu değil.)

Collatz zaten hangi sayıdan başlanırsa başlansın aynı noktaya geri dönen bir formül var mıdır sorusundan yola çıkmış. Ama Yiğit Bulut hepimizden daha cin ya, bunu bütün dinamiklere uygulamış: her dinamik başladığı noktaya geri döner. Yani "borsa da çökecek, ekonomi de çökecek, Türkiye Cumhuriyeti de yıkılacak aman Şuleme ve Aydın amcama bir şey olmasın" demeye getirmiş.

Yiğit Bulut: X olarak adlandırabileceğimiz bir piyasa göstergemiz daha güncel ifadesi ile endeksimiz olduğunu varsayalım ve bu piyasanın belli bir noktadan yola çıkarak her alım dalgasında 3 katına çıkıp tepede kalmayı ifade etmesi açısından (çift tepe) üstüne 1 eklendiğini, her geri çekilmede de yüzde 50 geri geldiğini varsayalım.

Hayır sayın dahi Yiğit Bulut. 3 katına çıktıktan sonra üstüne eklediğin 1 senin olsun, bir de (bonus olarak) her geri çekilmede yüzde 50 geri gelsin, üstüne eklediğin 1'i de düşürelim. Yani (X/2)-1 olsun.

Bu versiyonda 1'den başlarsak serinin ilk 15 sayısı şöyle :
1
3
9
27
81
243
729
2187
6561
19683
59049
177147
531441
1594323
4782969

Ama 2'den başlarsak ilk 15 sayı:
2
0
-1
-3
-9
-27
-81
-243
-729
-2187
-6561
-19683
-59049
-177147
-531441

Yani bu versiyonda eksi sonsuza ulaşmak da artı sonsuza ulaşmak da mümkün.

Eee, neyi ispatladık şimdi Allahın geri zekalısı? Demek ki her sakallı deden değilmiş, her dinamik de Collatz serisi değilmiş.

Galiba Yiğit Bulut'u anlatacak en iyi cümle: "bu kadar cehalet ancak eğitimle olur"

10 Yorum Var.:

coffeé dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
coffeé dedi ki...

ekonomi sosyal bir bilim. böyle ispatlanmamış varsayımlarla sınanacak bir bilim değil ama...

Yiğit Bey Isıah Berlin'in Bilimsel Tarih Anlayışı isimli makalesini okusa, kendine de, yaptığı yorumlara da farklı bir içgörü getirebilirdi belki. ama.......

mr. brooks dedi ki...

son cumlesine bakilirsa ifade ozgurlugunun azligindan dolayi boyle cetrefilli aciklamalara giriyormus. "ifade özgürlüğünün "bu kadar” olduğu bir ortamda “anlayana” çok şey anlatmaya çalıştım..." demis...

hangi gazetede yaziyor?

hergun gayet acik ifadelerle, vehimlerinden dolayi, baskalarinin ozgurlugune konan engelleri savunanlarin gazetesinde. despotken magdur rolunu kivirabiliyor.

keske uzerindeki sozumona baskiyi hissetmese de daha rahat ve anlasilabilir ifadelerle sacmalasa.. herkes sacmaladigini kolayca anlasa...

ulas dedi ki...

Şimdi bizim liberalleri inceleyelim;
1- "Milliyetçilik onlara göre ırkçılıkla eştir. Milliyetçiler baskıcıdır". Ah bir de ne görüyoruz bu cenah soy sopçuluk yapıyor. Adam Aydın Doğan'ın bilmem nesi, Namık K. Zeybek'in osu busu, eeeeee o zaman üstüne binelim değil mi? Peki fikren Yiğit Bulut hemen bir sayfa sonra yazan Asaf S. Akat'a mı yakındır, yoksa Erinç Yeldan ve ya Korkut Boratav'a mı? Peki Aydın Doğan bu ayrımda hangi tarafta yakındır? Peki sizler...
2- İkincisi, varsayımı çürütmeniz hoş...Açıkçası neden yükselirken 3 katı +1 azalırken %50 oluyor, ben de anlamadım. Siz de tabi ki azalırken 1/2 -1 azalsın der, çürütürsünüz...
3- Çarpıtmalar yapıyorsunuz, bu yakışmıyor. Her dinamik başlangıç noktasına döner, bu ekonomi batar, Aydın Bey'e yarar gibi şeyler söylemiyor. Ya başlangıca döner, yada dönmez mutasyona uğrar diyor. Yani o artarken 3 katı +1, azalırken 1/2 mantığı değişir.
4- Bilhassa Aydın Doğan satın aldıktan sonra çizgisini bozan Vatan gazetesi'nin kimlerin özgürlüğüne engel koyduğunu açıkça belirtir misiniz, Mr Brooks? Düşündüğüm gibiyse İran'daki molla rejiminin Ali Şeriati'ye yaptıklarını lütfen inceliyiniz.

Unknown dedi ki...

Ben ekonomiturk'ü kaliteli ekonomi yazılarından dolayı okuyorum. Ancak bu yazınızda oldugu gibi bir çok yazınızda da hakarete varan kelimeler kullanıyorsunuz. Eger yazı söylediğiniz kadar zayıfsa zaten bu yazara yetecektir. bu da yazınızı okuyan iktisada ilgili insanları fazlasıyla tatmin edecektir.

Sizin nereden mezun oldugunuzu nasıl bir eğitim aldıgınızı bilmiorum ama benim ekonomi hocalarımın bana yazdıgım yazılarda ikna edici olmamı tavsiye ediyorlardı.(persuasiveness) Eger ikna edici bir şekilde açıklayabiliyorsanız bu kafi okur olarak ben sizden daha iyi küfredebiliyorum.

Teşekkürler

mr. brooks dedi ki...

ulas bey,
acik secik yazayim madem:
basortululerin o halleriyle okuyamamalari icin her turlu numarayi ceviriyorlar. bunu gormek zor degil.

ulkemiz iran'dakilere yapilan yanlislarin rovans yeri mi? rejim bekcilerimizin iran'daki kadar radikal olmadigini gosterince ozgurlukcu oldugumuzu ispatlamis mi oluyorsunuz?

demek istedigimi tekrar edeyim:
yigit ozgur'un "ifade ozgurlugu"nden yoksun oldugu iddiasi palavradir. hele bir satir ustte yazacagini yazmisken...

ulas dedi ki...

Sayın Mr. Brooks,

Zamanında 3 muhafazakar arkadaşımla yurtta aynı odada yattım. Herbirinin muhafazakarlık derecesi birbirinden farklıydı. Biri neredeyse bugün AKP düzleminde bir muhafazakarlık anlayışına sahipti. Hatta tam ABD'nin istediği gibi bir İslam anlayışına sahipti. İçki de içer, kız arkadaşlarıyla belirli cinsel temasta bulunur. Ama İslam devletinden söz ederdi hem de yaşam tarzıyla en çok kendisine zararı dokunacağı halde. Diğeri şeriatçı İslamcı idi, o samimiydi. Biri de ülkücü muhafazakar arkadaşımdı. O da her türlü naneyi yerdi de en azından bunlar kadar şeriat söylemlerinde de bulunmazdı. Bu arkadaşlarımın hepsiyle hala görüşmekteyim.

Benim bu kesimde gördüğüm en önemli özellikler; tartışmalarda niyet gizlemek, Recep Tayyip Erdoğan öreneğinde gördüğümüz üzere müthiş çarpıtma, lafazanlık, kimsenin hayır diyemeyeceği yüzeysel sorular sormak ( sen milletin iradesine karşı mı çıkıyorsun yani deyip milletin iradesinin anayasada belirtilen kuvvetler ve devletin kurumları vasıtasıyla kullanılacağını örtbas etmek) ve sizi Allah ile karşı karşıya rakip gibi bırakmaktır.

Sizinde bu kesimden mi yoksa türbana kamuda verilecek özgürlüğün ileride özgürlükleri kısıtlayacak biçime dönüşeceğini göremeyen mümtaz liberallerden mi olduğunuzu bilemiyorum.

Ama bu konuda yine bu kesimin Tarhan Erdem'in araştırmasından sonra türbana başörtü demesi ilginçtir. Böylelikle başörtüsü kavramı ile geniş kesimi kapsayıcılık işlevinden yararlanmak ve laik düşüncedeki insanları geleneklere düşman göstermek istemeleri hile değildir de nedir. Dinsizlikle suçlamaları ayrı bir zulumdür. Bu zulmün cezasını bir Müslüman olarak iyi bilirler.

"Ülkemiz İran'dakilere yapılanların rövanş yeri mi" demişsiniz. Şu an yapılanlar İran'ın rövanşı değil oradakilerin bizzat uygulanmaya çalışılmasıdır. İran'da da mollaları Marksistler destekliyordu ne oldu, sonunda onları da defettiler.

Bunlar genel kaygılardır. Süreç öngörülebilir olmasa da Türkiye'nin radikal İslam'a kaymasını engelleyecek dinamikler de mevcuttur. Ama bu dinamikler iç değil dış dinamiklerdir.Asıl kaygım dışa bağlı dinamiklerin daha feci sonuçlarla bu kayışın faturasını çıkartmalarıdır. her kurtarma operasyonunun maliyeti vardır. Pkk'dan kurtulma maliyetimiz nedir bileniniz var mı? Bunları da sonra tarıtışırız.

feyka dedi ki...

Aslında Yiğit Bulut çaktırmadan kaderci bir yaklaşım sergilemiştir.Tabiata her bitki yaşam sürelerine paralel olarak yeşerir,büyür,olgunlaşır,meyvayadurur,çürür,toprağa karışır.yasa;otoborlar,etoborlar ve diger canlılar ile insanlar içinde geçerlidir.Beşeri medeniyetler de aynı yasa hükümlerine tabidir.Yeryüzünde sayısız medeniyet başladığı o ihtişamlı yaşamlar belli bir zaman sonra yaşamlar sona ermiş,görkemli saraylar,mabetler,tapınaklar viraneye dönmüş ve tarihten silinmiş,bazılarının sadece izleri kalmıştır.Her yokuşun bir inişi vardır.Hareket halinde olan hiç bir şey sonsuza kadar bu ivmeyi sürdüremez.Hiç bir canlı yaşam süresince hastalanmadan ,tökezlemeden yaşamı tamamlayamaz.hal böyle iken,ekonomilerde de bu yasa geçerlidir.Nice zenginler sıfırdan başladığı maratona zirveye ulaşmış,er veya geç başladığı yere dönmüştür.Hiç bir şey sonsuz değildir.Zirveye çıkmak mümkündür.Sürekli zirvede kalmak mümkün değildir.Global ekonomideki altı yıllık yükseliş trendi 2007 sonu itibarı ile sarsılmaya başlamış, bahar havası yerini sonbahar havasına bırakmıştır.Uzaklardan duyulan fırtınanın derinden gelen,ürkütücü oğultusunun yakınlaşmasındaki beklentisi hakim olmuştur.

Uğur Bostancı dedi ki...

Collatz; n çift ise ikiye bölünmesi, tek ise üç katının alınıp bir arttırılmasını gerektiriyor.
Oysa sen sayının tek olması durumunda sadece üç katını almakla yetiniyorsun. Bu durumda tek olan bir sayı her iterasyonda sürekli üç katı alınacağı için sonsuza kadar artacaktır. "Eklediğin 1 senin olsun" gibi bir kural yeni bir dizi oluşturacaktır, ancak bu Collatz teoreminde bahsedilen sayı dizisi olmayacaktır. Bu açıdan teoremi çürütme argümanını geçerli bulmuyorum.

Öte yandan "her dinamik Collatz serisi midir?" sorusunun cevabını ben de bilmiyorum. Ama dünyada; ilk kar yere düştüğünde bir döngünün başlatıldığı (!) ve buna dayanarak destek/direnç noktalarının hesaplandığı teknik analiz yöntemleri bile varken, Collatz serisini kullanarak her hangi bir endeksin tahmin etmeye çalışmak çok da uçuk olmasa gerek. En azından üzerinde düşünmeye değer bir konu.

tersaci dedi ki...

Ugur bey,

kimse Collatz'ı curutmeye calısmıyor. O da ispat edilemedigi icin teorem degildir zaten. Size Collatz serisine uymayan yüzlerce dinamik örneği verebilirim. Bu da her dinamiğin Collatz serisi olmadığını ispatlar sanırım.