Davranışsal iktisat şu günlerde ekonominin en popüler alanlarından bir tanesidir. Birincisi bu konular yeni olduğu için yapılmayan bir çok araştırma var; ikincisi bu araştırmaları yapabilmek için öyle ileri derecede
matematik falan bilmenize gerek yok; üçüncüsü halk bu tür konulara ilgi duyuyor ve bu konularda yayınlanan
kitapları satın alıyor. Mesela Freakonomics kitabının yazarı bence öyle suya sabuna dokunmayan üç beş korrelasyon analizi yaparak köşeyi döndü. Köşeyi dönmeye çalışanlardan bir tanesi de Dan Ariely.
Dan Ariely
deneysel ekonomi, veya davranışsal ekonomi alanında yazılan en popüler kitaplardan bir tanesine sahip. Öncelikle davranışsal iktisat konusuna ilgi duyuyorsanız veya ekonomi konusunda master veya
doktora yapıyorsanız bu kitabı okumanızı öneririm. Ben de bu kitabı okudum, hatta
Ekonomi Turk blogunun kitabında bir yazıda bu kitaptan da alıntı yapıldığını söyleyebilirim. Meydan hala bomboş, Türkiye’de de bu konularda bir sürü araştırma çok hızla ve ucuza yapılıp bir sürü akademik makale ortaya çıkarılabilir. Hatta bizim medya da böyle konulara çok ilgi duyar, meşhur falan da olabilirsiniz kartlarınızı iyi oynarsanız. O yüzden kitabı alın.
Tavsiyeden sonra eleştirimize geçebiliriz. Bu tür konularda öyle kesin sonuçlar veren araştırmalar yapmak o kadar da kolay değil.
Predictably Irrational kitabının yazarı Dan Ariely Israilli ve bir bombalı saldırı sonucunda vücudunda bir sürü yanık olmuş, ölmemiş ama uzun bir tedavi süreci geçirmiş. Tedavi olurken de yanıklarının üzerindeki bandajlar sökülüp yenileri konuluyormuş. Ariely hemşirelerin bandajları yavaş yavaş sökerek duyulan toplam acıyı azaltabileceğini iddia ediyor. Hemşirelerle de bu konuyu tartışmış ve hemşireler de hızla bandajları sökmenin acıyı azalttığını söylemişler buna ama bizimki dinlememiş, yazmış kitabına.
Bu linkte karşıt sonuçları gösteren başka bir araştırmadan bahsediliyor ve Dan Ariely eleştiriliyor. Ben de kitabı okurken benzer düşünceler taşıdığımı belirtmeliyim. Buna rağmen kitabı tavsiye ediyorum.
Not: Bu kitabi Iktisadiyat blogu da
su yazida onermis.
5 Yorum Var.:
Merhaba,
Bahsettiğiniz alan Türkiye'de o kadar da boş değil aslında :-)
Konuyla ilgili ilk yaz okulunu (http://zafer.akin.etu.edu.tr/flier.pdf) bu yaz Koç Üniversitesi'nde düzenledik. Basın da bir miktar ilgi gösterdi. Türkiye'nin ilk laboratuarı, BELIS, İstanbul Bilgi Üniversitesi'nde kuruldu. Konuyla ilgili bildiğim kadarıyla ilk ders de İstanbul Üniversitesi'nden Gökhan Karabulut tarafından verildi.Yani son 3 yıldır bir hareketlilik var.
Yalnız, "Türkiye’de de bu konularda bir sürü araştırma çok hızla ve ucuza yapılıp bir sürü akademik makale ortaya çıkarılabilir." dediğiniz kısımı pek anlayamadım. Neden bu tarz araştırmaların X ülkesine göre Türkiye'de daha hızlı yapılabılabileceğini düşünüyorsunuz? Sanırım bu konularla detaylıca ilgilenmediğiniz için böyle bir düşünceye sahipsiniz.
Baris,
Turkiye'de bu arastirmanin diger ulkelere gore degil, diger arastirma turlerine gore daha hizli ve ucuza yapilacagini soyluyorum. Bir zorlugu yok, veri satin almak veya uretmek-temizlemek gibi bir derdiniz yok (tabii kendi arastirmanizi yaparken bir cesit veri topluyorsunuz ama bu ekonominin diger dallarinda kullanilan panel data ile kiyaslanamayacak kadar kolay ve zaten arastirmanizin ozu o oluyor). Kolayligi ise binlerce fikrin olmasi. Bir ornek mi vereyim?
Mesela Turkiye'deki binlerce forex kumarbazi neden piyasanin uzerinde getiri elde edecegini dusunur?
Verdigin diger bilgiler icin tesekkurler. Ben de akademisyenlik yapmak isteseydim sececegim alanlardan biri bu olurdu herhalde.
Selam,
>>diger arastirma turlerine gore daha hizli ve ucuza yapilacagini soyluyorum.
Sanırım daha önce deneysel bir çalışma yapmamışsın. Bu söylediğin bence tamamiyle yanlış.
Deney için laboratuar gerekli, deney için denek gerekli, deney için bir de bu deneklere dağıtacak para gerekli. Eh, öyle 30-40 denekle de bir şey olmaz. Bütün bunlar için de ciddi kaynak gerekli iktisadın diğer araştırma konularına göre. Hele bir de fMRI'a girersen vay haline!
Binlerce fikir olması ise bence dünyayı nasıl okuyabildiğinle ilgili. Yoksa her konu, fikir deneysel olarak test edilecek değerde ya da önemdedir diye yola çıkamazsın.
Tecrübe ettiğim kadarıyla bu alanın iktisadın en pahalı alt alanı olduğunu söyleyebilirim. Ve birçok konuda da en tehlikeli alanı! Deneydeki ufak bir hata bir çuval incirin yani onlarca "yeşil"in çöpe gitmesi demek.
Bence, bu konular hoşuna gidiyorsa birlikte bir şeyler üzerine düşünelim, hatta deney yapalım. O zaman beni daha iyi anlarsın :-)
yapalim yapmasina da fazla vaktim yok su siralar. sen hangi konular uzerine calisiyorsun?
social dilemma, prosocial behavior, inflation perception, k-level thinking gibi konularla ilgiliyim şu ara. Biraz mikro oyun teorik davranışsal, biraz da makro.
Senin ilgi alanların neler? finans kesin de :-) belki behvioral finance'dan bir şeyler çıkabilir...
barisurhan [at[ gmail [dot[ com üzerinden devam edebiliriz...
Yorum Gönder