Ekonominin Genel Gorunumu

Once ABD ekonomisinin genel gorunumunu irdeleyen Mahfi Egilmez'in yazisina yer verecektim ama bir tarafindan uydurdugu rakamlari tabloya koydugunu farkedince vazgectim. Bugunku yazisina bakarsaniz 2008 yilinda ABD'nin dis ticaret aciginin $700 milyardan $58 milyara dusecegini yumurtlamis!!

O yuzden Mahfi Egilmez'i gectik, Fatih Ozatay'in yazisini on plana cikaralim dedik. Adam gayet guzel ozetlemis mevcut durumu:

Yeni bir programa gereksinmemiz var. Mevcut program miadını doldurdu. Yeni programda eskisinde olduğu gibi istikrarı sağlayıcı önlemler mutlaka olmalı. Ama bu yetmez. Bizi yukarıya sıçratacak ikinci kuşak reformlar bu programın asıl itici gücü olmalı.
Şimdi ortada böyle bir program yok. Olmayınca da mevcut durumdan bir adım ileriye gitme şansımız yok. Mevcut durumda ise, son yıllardaki en düşük büyüme hızı, artma eğilimi gösteren işsizlik, hedefin çok üzerinde bir enflasyon ve yine artma eğilimindeki faizler var.
Ama durun: Mevcut durumu mumla aramamız tehlikesi var kapıda. Zira doludizgin siyasi bir kavgaya doğru gidiyoruz. Şu risk giderek artıyor: Çok daha az yatırım, daha yüksek işsizlik oranı, daha düşük büyüme hızı, daha yüksek faiz ve düşmeyen enflasyon.
Şimdi başlangıçtaki varsayımı kaldırın ortadan. Yurtdışındaki mevcut depremin belirsiz bir süre daha devam ettiğini düşünün. Bu durumda, az önce saydığım temel makroekonomik göstergelerin daha da olumsuz yönde gelişeceği açık.
Bitmedi, yurtdışındaki depremin güçlenip başka ülkelere de yayılacağı bir başka senaryo hayal edin. AB mali sisteminde de karışıklıklar olacağını varsayın. Kabul edersiniz ki olasılığı düşük değil bu riskin. Şirketler kesimimizin döviz cinsinden son derece borçlu olduğunu da hatırlayın...
Bu gidişat 'hayırlara vesile mi' sizce?

Yoruma gerek yok.

Eeee, belki de var. Ozellikle secimlerden sonra hem hukumeti hem de hukumetin dumen suyuna giden Merkez Bankasini ciddi bicimde elestirdim. Ben oyle diger yazarlar gibi silme iyimser veya silme kotumser biri de degilim. 2007'nin basina kadar hem AKP'yi hem de Merkez Bankasini destekliyordum, o yuzden elestirilerimin degeri daha fazla. Simdi icinde bulundugumuz durum maalesef yine beni hakli cikardi. Isin icerisine bir de politik hokkabazliklar girdi, keske Mehmet Simsek'in yerine beni ekonomi bakani yapsalardi. Ben evden bilgisayar uzerinden ekonomiyi daha kotu yonetmezdim, hatta hic bir sey yapmazdim, isler simdiki gibi olurdu...
Read More!

Yahya Murat Demirel ve Yargitay

Sizi başka konularda da duyarlı görmek isteriz...

Yargıtay üyelerinin laiklik konusunda ne kadar duyarlı olduğunu geçtiğimiz iki haftada hep beraber öğrendik. Başsavcı, AKP'nin kapatılması için Anayasa Mahkemesi'ne dava açtı. Bunun üzerine gelen eleştirilere de Yargıtay Başkanı göğsünü gerdi. Geçen gün İzlenimler'de Fethi Bey, Yargıtay üyelerinin haftasonu yaptığı bir gezide sergiledikleri başka duyarlılıklarını da çok güzel hikaye etmişti.

Peki şu haber konusunda Yargıtay Başkanı veya üyelerden birinden bir duyarlılık gösterisi gören oldu mu? Yahya Murat Demirel'in, TMSF'nin el koyduğu Egebank nedeniyle vergi mükellefi olan bizlerin sırtına yüklediği yük konusunda 4 ile 6 milyar dolar arasında rakamlar havada uçuşuyor. Ve bu şahıs Yargıtay'da dosyası kaybolduğu(!) için davası zaman aşımına uğradığından şimdi elini kollunu sallaya sallaya gezip lüks hayatına devam ediyor. Bu konuda nasıl bir soruşturma açıldığını merak ediyorum doğrusu. Herhalde birkaç evrak memuru suçlu bulunup işten atılmıştır. Malum, bizde ayakların yaptığından başlar sorumlu değildir. O nedenle istifa falan gibi bir eylem Yargıtay Başkanı'nın aklının köşesinden bile geçmemiştir herhalde. Hadi istifayı geçtik, bu kadar duyarlı insanların olduğu bir kurumdan birilerinin çıkıp bu konuda özür dilemesini bekliyor insan ama nerede? Ülkeyi kurtarmak dururken, böyle ufak meselelere sıra gelmiyor anlaşılan. Read More!

Günün karikatürü

(Salih Memecan, Sabah, 23.03.2008)

Not: Bir okurumuz daha önce yayınladığım Salih Memecan karikatürü için "Salih Memecan'dan olduğu için hiçbir etkisi yok" demişti. Beni çizerin kimliği değil çizdiğinin görüşlerime ne kadar uyduğu ilgilendirir. Adamlar bizim sayfalarca yazıyla anlatamadığımız şeyleri bir-iki fırça darbesiyle çok güzel ifade ediyor. Keşke bende de karikatür çizebilecek yetenek olsaydı. Bir başka okurumuz da artık işi alıntılarla götürmemizi esprili bir şekilde eleştirmişti. Ulaş gibi 2 satırlık yazılarımıza 20 satırlık yorum yazacak kadar vakti bol, fakat fikirlerinin yarısı taş devrinden kalma öbür yarısı ise bilim kurgu filmlerinden alınma okurlarla başa çıkmak ne mümkün. Siz istediğiniz kadar tartışın ama benden pek cevap beklemeyin. Artık sinirlerime de hakim olmaya başladım, geçen yılki gibi her yorumun üzerine atlamıyorum. Haydi by. Read More!

Din ile Tibbin Birbirinden Ayrilmasi: Kurtaj

Amerika'yi cok buyuk bir tehlike bekliyor, gucu ellerinde bulunduran dinciler ulkeyi ortacaga goturecek adimlari atiyorlar. Bu sabah ise giderken NPR'da duydum.

Amerikali Kadin Doktorlari Birligi yeni (ahlaki) kurallarini yayinlamis. Buna gore doktorlar kendilerine kurtaj icin gelen hastalarina "dini sebeplerden" dolayi kurtaj (veya emergency contraception- acil dogum kontrol hapi) yapmak istemiyorlarsa, hastayi kurtaj yapacak baska bir doktora havale etmelerini zorunlu kiliyor. Bunu yapmayan doktorlarin lisanslari iptal ediliyor.

Bush hukumeti bu karari yayinlayan Kadin Doktorlari Birligine bu yaptiginiz hem dogru degildir hem de yasal degildir demis. Gercekten de 2004'de kanun degistirilerek "dini nedenlerden" dolayi gorevlerini yapmayan doktorlar koruma altina alinmis.

Isin asil sebebi Amerika'da uzun suredir dincilerle laikler arasinda gerceklesen laiklik kavgasi. Simdi dinciler (Bush hukumeti) iktidarda olduklari icin kanunlari degistirip kurtaja karsi olan doktorlari koruma altina aliyor. Laikler de buna karsi cikmaya calisiyor.

Bizde de ordu laiklige karsi olan subaylari gorevden uzaklastirma stratejisini uyguluyor, dinciler de bunu engellemeye calisiyor. Siz ne dusunuyorsunuz? Diyelim ki kucuk bir kasabada oturuyorsunuz, kiziniz veya kardesiniz tecavuze ugradi ve ertesi gun doktora gidiyor. Doktor da "inanclari" geregi hastaya hamile kalmasini engelleyecek haplardan vermedi diyelim. Siz bu doktorun elini sikip tesekkur mu edersiniz, yoksa cigerini desip eline mi verirsiniz?

Çernobil Faciası
Türev Konu Anlatımı: Türev Nedir
Nükleer Kirlilik
Nükleer Santraller Read More!

Günün karikatürü

(Latif Demirci, Hürriyet, 18.03.2008) Read More!

Olasılık Hesabı Nasil Yapilir?

istatistik bilgisi hem teoride hem de pratikte iktisatcinin (iktisat nedir) cok isine yarar. istatistigin temeli de olasilik hesabi. o zaman gelin guncel bir olay uzerinde, olasilik hesaplarini da kullanarak biraz akil yurutelim (umarim olasilik hesabi nasil yapilir biliyorsunuzdur).

aksam'in haberinden ogrendim (tiklayin) onceki gunku sampiyonlar ligi kura cekiminden once garip bir sey olmus. internetteki bir ingiliz forumunda, bir kullanici kuradan iki saat once eslesmeleri dogru tahmin etmis. sonrasinda ingiliz tabloidleri olayin uzerine atlamislar. aksam da skandal diye baslik atmis. uefa yetkilileri ise bu olayi sansa baglamislar. uefa hakli olabilir mi? yoksa ortada hakikaten bir skandal mi var? bakalim...

simdi basit bir olasilik hesabi yapalim. ceyrek finale 8 takim kalmis. sorumuz su: 8 takimi 2'serli 4 gruba nasil ayiririz? bu secim 7x5x3x1=105 sekilde yapilabilir. nasil? alternatif cozumler olabilir, ama bir yol su: en sondan baslayarak, bir kural gelistirebiliriz. yani 2 takim 1 sekilde; 4 takim, 3x1 sekilde (bir takimin 3 olasi eslesmesi, o belirlendikten sonra kalan 2 takimin 1 olasi eslesmesi vardir); 6 takim 5x3x1 sekilde; 2n tane takim (2n-1)x(2n-3)x...x1 sekilde eslesir. bu durumda 8 takim 7x5x3x1=105 sekilde eslesir.

105 olasi eslesme olduguna gore, bir insanin eslesmeleri onceden dogru bilme olasiligi 1/105, yani yuzde 1'den az.

peki olasiligin bu kadar dusuk olmasi bize ortada bir skandal oldugunu gosterir mi? gostermeyebilir. sansasyon yaratma pesindeki birini dusunun, her hafta internetteki bir foruma gerceklesme ihtimali yuzde 1 olan bir tahmin yazsin. yuz haftada bu tahminlerin ortalama 1 tanesi gerceklesir, degil mi? ayni sekilde, yuzde 1 ihtimalli bir tahmini iskembesinden sallayan her 100 kisiden ortalama birinin tahmini tutar. tutmayan tahminleri kimse hatirlamaz, ama tutan tahminler dikkat ceker. bence burada da benzer bir durum var.

tabii, yarin biri cikar da sayisal loto'da bu hafta cikacak sayilari bir yere yazar ve tutturursa, durum farkli olur. orada olasilik (6!)x(43!)/(49!)=1/14milyon (yaklasik olarak).

not: bu arada aksam'in haberinde bahis orani 1'e 191 olarak verilmis. burada da bir terslik var. yukarida yaptigimiz hesaba gore, bu oranla bahis sirketi ex ante zarar ediyor. garip. Read More!

Estetik ameliyatları neden patladı?

‘Dr. Yusuf Can, Türkiye'de magazin programlarının estetik ameliyatların çığ gibi büyümesinde çok etkili olduğunu, gençlerin güzelleşmek kaygısıyla bıçak altına yattığını belirtti. Dr. Can, "Estetik ameliyat yaşı 16'ya düştü. Bu çok tehlikeli bir durum" dedi.’ 14 Şubat tarihli Bugün gazetesinde okudum bu haberi. Estetik ameliyatlarında bir patlama olduğu konusunda Dr. Can ile hemfikirim. Eskiden estetik ameliyat deyince aklımıza Ajda Pekkan gelirdi. Çünkü estetik ameliyatlar sadece çok zenginlerin yaptırabileceği kadar pahalıydı. Bugün ise, düzenli geliri olan herhangi bir kişi, hatta harçlıklarını biriktiren 16 yaşındaki öğrenciler bile estetik ameliyat yaptırabiliyor.
Bana kalırsa estetik ameliyatlardaki patlamanın en önemli sebebi magazin programları değil, estetik ameliyatların tüm yüksek maliyetli teknik gelişmelere rağmen, sürekli olarak ucuzlaması. Burada belki bir soru daha sorulabilir: Neden diğer ameliyatlarda maliyetler yükselirken, estetik ameliyatlarda yükselmiyor? Bu sorunun cevabı bence estetik ameliyatların sağlık sigortalarının kapsamında olmaması ile ilişkili. Vatandaşların önemli kısmının bir özel ya da kamu şirketinden sağlık sigortası var. Olmayanlar da Yeşil Kart vs. ile masrafları kamunun üzerine yıkabiliyor. Bu durumda cebinden para çıkmadığı için, ameliyat olacak hasta, ameliyatın kaça mal olacağını umursamıyor. Bunu bilen doktor ve hastane yönetimi de hastane faturasını düzenlerken daha rahat davranabiliyorlar. Ancak hiçbir sigorta estetik ameliyatları karşılamıyor. Bu yüzden hastalar fiyatlar konusunda çok hassaslar. Bunu bilen doktorlar da ameliyat fiyatını söylemeden önce iki defa düşünüyor, hatta rakiplerinden hasta kapabilmek için fiyat rekabetine giriyorlar. Tabi sonuçta kazanan güzelleşmek isteyen hastalar oluyor.
Read More!

Günün yorumu

Ne haliniz varsa görün!!!

(Ekodok, 16.03.2008) Read More!

Günün bilgisi

Avrupa Parlamentosu milletvekili Cem Özdemir, CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen'in "Avrupa'da da partiler kapatılıyor." şeklindeki sözüne sert tepki gösterdi.

Özdemir, Öymen'in ifadelerini "saçma ve uyduruk" olarak nitelendirdi. Öymen'in verdiği örnekler arasında bulunan Almanya'da en son siyasi parti 1956'da kapatıldı. Tartışması hâlâ devam ediyor. Hukukçuların büyük çoğunluğu kararı hatalı buluyor. İspanya'da ise ETA terör örgütü ile irtibatı ispat edilen partiler kapatılıyor. Mart 2003'te kapatılan Batasuna partisi, diktatör Franco'nun 1975'teki ölümünden sonra kapatılan ilk parti oldu. Batasuna'nın terör örgütü ETA ile irtibatı ispatlanmıştı.

Avrupa Parlamentosu'nun Türk asıllı Alman üyesi Özdemir, Öymen'in ifadelerini "saçma, uyduruk ve yarım okumalarla yapılan tahliller" olarak tanımladı. Almanya'da en son 58 yıl önce komünist partinin Soğuk Savaş şartları altında kapatıldığına işaret eden Özdemir, bu kararın hukukçular tarafından eleştirildiğini söyledi. Almanya'daki bütün siyasi partilerin ve halkın yüzde 95'inin desteğine rağmen Anayasa Mahkemesi'nin ırkçı nazi NPD partisini kapatmayı reddettiğini hatırlatan Özdemir, şiddete başvurmayan siyasi partilerin Avrupa'da kapatılmadığını vurguladı. Özdemir, "Almanya'da Bavyera isimli bir parti var. Bu parti Almanya'dan bağımsızlık için mücadele ediyor. Bavyera'nın Alman işgali altında olduğunu söylüyor. Ama şiddete başvurmadığı için hakkında hiçbir dava yok." dedi.

Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Joost Lagendijk ise Öymen'in ifadelerinin "şok" edici olduğunu dile getirdi. Seçimleri kaybetmiş bir partinin adaletten medet ummasını şaşırtıcı bulduğunu vurgulayan Lagendijk Avrupa'da parti kapatmanın çok istisnai durumlarda ve parti teröre bulaşmışsa gerçekleştiğini ifade etti.
(Selçuk Gültaşlı, Zaman, 16.03.2008) Read More!

Günün alıntısı

Kızmadan...
Sinirlenmeden...
Bıkmadan...
Usanmadan uğraşarak...
Hep birlikte...
Halk iradesinden hoşlanmayan bu yeteneksiz elite karşı...
Daha güçlü...
Daha etkin...
Ve daha üstün olmak için...
Evrensel dünya ölçüleriyle kol kola girmeliyiz.
Unutulan yeni sivil anayasa...
Ve savsaklanan AB reformları için gaza basmanın tam zamanı.
* * *
Gaza basın ki...
Ortadaki kavganın...
‘Laiklik’ meselesi değil, halk iradesine karşı bir sivil darbe olduğu iyice anlaşılsın.
(Mehmet Altan, Star, 16.03.2008) Read More!

Günün karikatürü


Read More!

Kasinti

Turkce karakterleri kullanamadigimdan yukaridaki baslik hem "kaşıntı" hem de "kasıntı" olarak okunabilir. Siz istediginiz gibi okuyun. Yazi kisa, iki tane lafim olacak.

Birincisi AKP'nin kapatilmasi. Secimlerden sonra kasim kasim kasilan AKP eline gecirdigi gucu kullanip ozgurlukleri herkes icin genisletecegine sadece turban konusuna odaklandi. Daaaaaan! Fazla lafa gerek yok, icine bolca siyaset karismis bir adalet sisteminin simdi yapacaklarindan hakimler kadar AKP de sorumludur.

Ikinci nokta Deniz Gokce. Deniz Gokce bugunku yazisinda bayagi bir karamsarlasmis, bizim cogu zaman kullandigimiz dingil, denyo, gerizekali, salak kelimeleriyle ayni anlama gelen "ahmak" kelimesini yazisinda kullanmis. Bir de "sapina kadar" terimini kullanmis ki, biz de bir tek Baris o kadar aciliyor, ben o taraflara hic gitmiyorum mesela. Peki nedir Deniz Gokce'yi karamsarlastiran? Buyrun okuyun. Fazla soze gerek yok. Read More!

Yirmiikinci yüzyıl Türklerin asrı olacktır!

Kimse söylemeden ben söylemiş olayım. 21.den umut yok ne de olsa! Read More!

Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi kapatılsın!

Komedi ile trajedi arasındaki sınırı aştık nasıl olsa...

Turkiye Kooperatifine hos geldiniz!
Read More!

Ozel Universitelerde Maaslar Kac Lira (Ne Kadar)

Bir tanidigim gecenlerde Turkiye'deki ozel universitelerdeki yardimci docent maaslarini sordu. Ben mahalle kasabindan az kazaniyorlardir dedim ama verdigim cevap kafi gelmedi. Icinizde bilgisi olan varsa yorumlar kismina okulu, bolumu ve senelik net maasi yazarsa cok iyi olur.

Borsa Nasıl Oynanır  inovasyon nedir    Borsa Yorumları    Petrol Fiyatları    Standart Sapma

Ben de internetten baktim ama maaslar konusunda "survey" yapan bir site bulamadim. Normal tabii, Turkiye'de cogu kisi devlet tarafindan istihdam edildigi icin ve herkese ayni ucret odendigi icin bu isin piyasasi pek yok olsa gerek. Neyse, biz bunu baslatmis olalim.
Read More!

Orhan Karaca Kimdir, Objektif midir?

Orhan Karaca blogunda iyi yazilar cikarmaya basladi. Gerci kendisine Amerika'daki resesyon ihtimali konusunda katilmasamda en azindan olaya objektif yaklasmasi, verilere bakarak hareket etmesi takdir edilecek bir durum. Ozellikle Turkiye'deki ekonomi (ekonomi nedir?) kose yazarlarinin cogunun iskembeden salladigi bir ortamda. Ben de son aylarda iskembeden bayagi bir yazi yazdim. Ama birincisi ben bu isi para icin yapmiyorum, ikincisi benim iskembe Turkiye'nin kelli felli ekonomistlerden daha isabetli salliyor, ucuncusu insanlari enayi yerine koymuyorum.

Demokrasi Nedir   Küresel ısınma Nedir  Özel Üniversiteler    Bilgisayar Nedir    Teknoloji Nedir

Neyse konumuzdan sapmayalim. Orhan Karaca yeni aciklanan milli gelirdeki metodoloji degisikliklerini incelemis. Cok da guzel incelemis. Diger tembel ekonomistler bu yaziyi okuyarak bayagi bir zaman tasarrufu elde edebilirler. Tam bu yaziya link verecekken birden Hurriyet'te su haberi gordum:

Ekonomist yazarı Orhan Karaca, bugün açıklanan kapasite kullanım oranlarını yorumladı.

Evet, Orhan Karaca Hurriyet'in de dikkatini cekmis. Umariz Orhan Karaca Dogan Medya grubunda yer alan dandik gazete yazarlarindan bir tanesini yerinden eder de, biz de dogru durust bir yazari okuma firsatina kavusuruz.
Read More!

Amerika'da Enflasyon

Once Amerika'ni tesaronu Cin'den baslayalim. Cin'de enflasyon %8.7'ye yukselerek son 11 yildaki en yuksek degerine ulasmis. Bunun uzerine Amerikan dolarinin deger kaybini da eklersek Amerika'yi onumuzdeki aylarda daha yuksek bir enflasyonun bekledigini soyleyebiliriz.

Ote yanda petrol fiyatlari $108 dolara cikti ve yukselmeye devam ediyor, dolar da sene basindan beri %10'a yaklasan bir miktarda deger kaybetti. Bunlar hep ileriki aylarda yukselecek enflasyonun habercisi.

Neticede Fed Baskani Bernanke'nin bir daha ki sefere baskanligi surdurmeyecegini soyleyebiliriz. Sonu ayni Durmus Yilmaz gibi olacak. Piyasalar da artik Bernanke'yi fazla sallamiyor zaten. Hani bizde enflasyona endeksli 5 yil vadeli bonolar var ya, su %10 faize sahip olan. Amerika'da da aynilarindan var. 5 yil vadeli, enflasyona endeksli bu bonolarin faizi eksi %0.17. Evet yanlis okumadiniz, eksi %0.17. Insanlar sadece enflasyonda korunmak icin prim odemeye razilar. Faizler eksi olmaz diyen hocalariniza ornek olarak bu yaziyi gosterin. Reel faizler neden eksi sorusuna kendine guvenen okuyucular yorumlar kisminda cevap versinler.
Read More!

Amerikan Borsasi

Bir okuyucumuz Salih Neftci'nin "borsalarda son yaşanan çalkantının yüksek kaliteli konut kredilerinden kaynaklandığını bunun da piyasaların hazmetmesinin çok zor olacağını ...." sozlerini yorumlamamizi istemis. Bir diger okuyucumuz ise "imkb nin dow jonesi çok sıkı takip ettiği şu günlerde dow endeksi hakkında yorumlarınızı yazabilir misiniz" diye sormus.

Columbia Universitesinde finansal muhendislik konusunda halka acik ucretsiz seminerler duzenleniyor. Daha bugun Morgan Stanley'den Ken Possner isimli kisinin sunumunu izledim. Bir kac rakam vereyim. Yuksek kaliteli konut kredilerinin geri donmeyen kismi %0.3 (yani 1000 kisiden 3 tanesi borcunu odemiyor), subprime konut kredilerinin geri donmeyen kismi ise %21 imis (yani 1000 kisiden 210 kisi borcunu odemiyor). Ozellikle 2006 ve 2007 yillarinda verilen konut kredileri problemli, diger yillara ait kredilerde cok fazla bir problem yok.

Demek ki Salih Neftci'nin savi (henuz) dogru degil, en azindan rakamlarin soyledigi bu. Ote yandan konut fiyatlari dusmeye basladi ve onumuzdeki 3 yil icerisinde %20'nin uzerinde bir dusus bekliyorlar. Eger konut fiyatlari beklentiler dogrultusunda hareket ederse bankalar daha cok zarar yazarlar, yuksek kaliteli konut kredileri de sorunlu hale gelmeye baslar. Bunun nedeni de cok basit.

Borc alan kisiler odedikleri faize karsilik 2 cesit opsiyon kullanma hakkini da alirlar. Birincisi faizlerin dusmesi durumunda erken odeme opsiyonu. Bankalar bunun onune gecmek icin bu durumlarda ekstra komisyon almaya calisirlar. Konut kredisi tuketicilerinin ellerindeki ikinci opsiyon da borcunu odememektir. Buna karsilik bankalar genellikle %20 pesinat alarak kendilerini korumaya calisirlar. Ancak Amerika'da son yillarda verilen konut kredilerinin bir kisminda pesinat orani sifira yaklasmisti (kimi kredilerde eksiye dusmustu hatta). Iste asil problemli olan konut kredileri bunlar. Konut fiyatlari %15-20 dustugu vakit ev sahibi degeri $160 bine dusen eve 190-200 bin gibi bir rakam borclu ise odemelerini yapmayi birakiyor. Boylece dusen ev fiyatlarinin faturasi bankalarin sirtina biniyor. Ev fiyatlari dustukce hem faturalarin sayisi artiyor, hem de faturalar kabariyor.

Ben ev fiyatlarinin ulke genelinde %20 daha dusecegini beklemiyorum ama dususun en az bir yil daha devam etmesini ve toplamda %10-15 civarinda olmasini bekliyorum. Bu durumda dahi bankalar deger kaybetmeye devam edeceklerdir. (citigroup bugun $19.69'dan kapandi. Hatirlarsaniz daha bir kac ay once $50'dan $35'a dusmustu, dusus hala devam ediyor) Borsadaki dusus bir sure daha devam edecek, S&P 1250'nin altina gerileyecektir. Resesyon olan bir ortamda "bear market" da olacaktir. (evet, Amerikan ekonomisinde pratik olarak resesyon vardir)

Turkiye'nin bundan etkilenmesi konusuna gelirsek. Bundan bir kac yil once Turkiye piyasalari Brezilya piyasasi ne yaparsa onu yapiyor deniyordu, televizyondaki dangalaklar (bu lafi cok sever oldum son gunlerde) "Brezilya'ya ne oldu, dustu mu cikti mi" diye bakip duruyorlardi. Biz de onlarla dalga geciyorduk. O zamanlar bizim borsa 40000, Brezilya ise 32000 civarinda idi. Bugun bizim borsa hala 40000 seviyesinde Brezilya ise 60000. Baska bir soz soylemeye gerek var mi?

Simdi de sozde bizim borsa Amerikan borsasini takip ediyormus. Iki borsa arasindaki baglanti en fazla %20-30'dur, tesadufen bizim politikacilar Amerika'yla es zamanli bir sekilde sacmalamaya basladilar. Amerikan borsasi duserken bizimki de dusmeye basladi. Bunun boyle oldugunu nereden anliyoruz? Dolar kurundaki hareketlerden. Bizim borsa duserken uzun bir sure dolar kurunda fazla bir hareketlenme gormedik. Bu da dususun sermaye hareketlerinden degil, hukumetin sacmalamalarina yonelik beklentilerden kaynaklandigini soyluyor. Son zamanlarda dolar kuru da yukari cikmaya basladi...
Read More!

Bir Gecede $2000 Zenginlestik!?

Dangalak Turk medyasindan da baska turlu bir baslik beklenmezdi. Yillik brut asgari ucretin $7000'in uzerinde olmasi ise kimseyi sasirtmiyor nedense. Hatta anketlerde asgari ucret net 1000 YTL'ye ciksin diyen bir suru cahil ortalikta dolasiyor.

2007 rakamlari henuz aciklanmadi ama buyume %5'e yakin bir rakam cikacak. 2007 sonunda GSYIH 850 milyar YTL'ye yaklasacak. Bu da Turkiye'nin milli gelirinin $650 milyar dolar civarinda gerceklesmesi anlamina geliyor. Bu da kisi basina milli gelirin $9000 civarinda olacagi anlamina geliyor. Kisi basina geliri $9000 olan bir ulke icin bence cok sikayet ediyoruz.

Ama asil onemli haber bu degil ama.

Asil onemli haber 1.5 yil vadeli faizlerin Cuma gunu %18 seviyesinin uzerine cikmasi idi. Demek ki Merkez bankasi gecelik faizleri indirirse orta vadeli faizler illa ki de asagi dusmuyormus. Hukumetin cahil uyelerine bu ders olsun. Merkez Bankasi faizleri 2.25 puan indirdi, orta vadeli faizler neredeyse 2.25 puan cikti.

Milli gelir hesabindaki revizyondan sonra pazartesi gunu borsalarin yukari sicramasini beklemeyin. Herkes milli gelirin %30 civarinda revize edilecegini bekliyordu zaten. Medya uyeleri haric anlasilan!
Read More!

Istese Ekonomi Doktorasi Bile Yapardi

bugun haberturk internet sitesinde bir haber vardi, akademik yasami degil sanati secen bogazicili bir iktisatci, funda kurtuldu hakkinda: tiklayin. bir aralar hidayet turkoglu'lu sprite reklami vardi. "ben ona iktisat falan yaz dedim", "istese atom muhendisi bile olabilirdi" gibi cumleler gecerdi icinde. o espriydi ama bu gercek. funda iktisat (iktisat nedir) yazdi, istese cok iyi iktisatci olurdu ama o muzigi secti.

haberin altinda yorumlar cesit cesit. genel olarak insanlar funda'nin secimini anlamamislar. bunu hafife alanlar oldugu gibi, bu karari sirf kisa yoldan para ve sohret arzusuna baglayanlar da olmus. tabii terbiyesiz insanlar da var; onlari kaale dahi almiyorum.

sahsen ben akilli, bilgili, kulturlu, aydin bir insanin sanatci olmak istemesinin nesi kotu anlamadim. etrafta sanatci diye dolanan ne idigi belirsiz, cumhuriyetin kurulus tarihini bile bilemeyen, yakin tarihimizden ve dunyadan bihaber insanlara fazla alistik biz herhalde. funda gibiler iyi ornek falan olurlar, neme lazim.

hadi reklamini da yapayim surada. funda kurtuldu'nun "yol ayrimi" adli albumu 14 mart'ta tum muzik marketlerde. israrla isteyiniz. Read More!

Durmus Yilmaz'i Boyle Madara Ederler

Yok, benim kimseyi madara ettigim yok. Zafer Caglayan Durmus Yilmaz'i iki gun once madara etmis, o konuda bir iki laf edecegim. Referans'dan aktariyorum:

Caglayan, Sanayi Bakanlığı görevine geldiği sırada, Merkez Bankası ile ilgili sözlerinin gazetelerdeki bazı kalemşörler tarafından yanlış anlaşıldığını, oysa kendisinin birçok platformda Merkez Bankasının bağımsızlığını savunduğunu kaydetti. Son açıklanan enflasyon rakamlarının dikkatle izlenmesi gerektiğine işaret eden Çağlayan, "Merkez Bankası fiyat istikrarını korumaktan sorumlu olan kuruluştur. Buyurun bağımsızlık sizin. Ama Merkez Bankasının, enflasyonla mücadelede gelmiş olduğumuz noktada, enflasyon konusundaki eleştirilerin Hükümete gelmesini de ciddi anlamda haksızlık olarak kabul ediyorum" dedi.

Bakalim 6 Ekim 2007 tarihinde Caglayan Merkez Bankasinin bagimsizligini nasil savunmus:

Merkez Bankası bağımsız bir kuruluş. Elbette ki Merkez Bankası'nın bağımsızlığına saygı duyarız. Tabi Merkez Bankası ile ilgili görüşlerimizi söyleyince bunlar çeşitli şekilde speküle edilebiliyor. Siyaset bir kurum üzerine baskı yapıyor diye ifadeler sarf ediyorlar. Şunu çok net söyleyeyim, Merkez Bankası'nın görevi sadece Türkiye'de fiyat istikrarı sağlamak değildir. Merkez Bankası'nın en önemli görevi, Türkiye'de ekonomik istikrarın sağlanmasına katkı verecek her türlü çalışmayı yapmaktır, kendine verilmiş olan görev çerçevesinde. Türkiye'de yatırım, üretim, istihdam konusundaki dengelerin korunmasına destek vermektir. Bu konuda tabii ki Merkez Bankası'na faiz düşün veya düşmeyin şeklinde bir görüş ifade etmem, onu Sanayi Odası başkanlığımda çok daha net bir şekilde ifade ediyordum. Zannediyorum ki gelişen şartları dikkate alarak bağımsız bir çerçevede gerekeni yapacaklar. Ancak şimdi bağımsız kalmak sadece fiyat istikrarını korumak, onun dışında hiçbir şeye karışmak değildir.

Bu laflarin uzerine Caglayan'a "ulan sen dediginin fakinda misin, soyledigin sozler Merkez Bankasinin gorev tanimi disindadir, gorev tanimini degistirmeyi istiyorsan kanunlari degistir, kanun yapici sensin ben degilim" diyecegine kuzu kuzu itaat etti. Simdi de Merkez Bankasina yapilan elestiriler mustahaktir. Sunu da acikca belirtelim, enflasyonun asil yuksek cikmasinin sorumlusu hukumettir. Piyasalari serbestlestirecek, mikro reformlari gerceklestirecek olan Merkez Bankasi degil, hukumettir. Gorevlerini yapacaklarina populizme, turbana sardirip, enflasyon konusunda piskin piskin Merkez Bankasini sucluyorlar. Mikro reform olmadan enflasyon da, issizlik de, cari acik da dusmez. Ancak bunu anlayacak kapasiteye sahip kac adam var hukumette? Peki ya memlekette?
Read More!

Enflasyon, Buyume, Faizler, Cuneyd Zapsu

Bir kac gun once basbakan'in danismani ailevi nedenleri one surerek istifa etmisti. Medyada bu konuya iliskin gozume tek bir yazi carpmadi. Zapsu cok super danismandir falan demiyorum ama bu Erdogan'in Zapsu'yla daha onceden uzerinde anlastigi politikalardan saptiginin bir belirtisidir. Adam ekonomideki kotu gidise karsi kafasini kuma gomen Erdogan'i belki bu uyandirir diyerek istifa etmistir.

Evet, ekonomi kotuye gidiyor. Bunun ana sebebi de Fatih Ozatay'in ve digerlerinin soyledigi gibi dis faktorler degil, hukumettir. Isler iyiye giderken hukumeti alkisliyorduk, simdi isler tersine dondu, sorumlusu da hukumettir. Mahfi Egilmez, enflasyon artiyor, ekonomi durgunlasiyor, ben daraliyorum mealine gelecek bir yazi yazmis. Sonunda da Fener tur atladi, tum dertlerim zortladi diyor. Bizim takimlarimiz iceride isler ters giderken basarili oluyor zaten. Allahin hikmeti iste!!

Evet, enflasyon artiyor, issizlik yukselis trendinde, ekonomik buyume yavasliyor. Bunlar hic iyiye isaret degil ama hatirlarsaniz biz bunlari ekim ayinda burada soyluyorduk. Merkez Bankasi 2008 yili icin %3.2 enflasyon tahmini yapiyor iken. Bakin bugunlerde Merkez Bankasina politik baski yapip gecelik faizleri dusurten Zafer Caglayan'in ve digerlerinin yaptigi gibi Merkez Bankasinin %4'luk hedefi tutturamayisini elestirmiyorum. Elestirdigim sey Merkez Bankasinin ic ve dis gelismeler konusunda ters koseye yatmis olmasidir. Eylul ayinda 2008 yilinin tamami icin %3.2'lik enflasyon tahmini yapiyorlardi. Amerika'da enflasyon %3.2 gerceklesmez, Turkiye'de nasil gerceklesecek? Bizim medyadaki dangalaklar %4'luk enflasyon hedefi degissin mi yoksa kalsin mi konusunu tartismaya devam etsinler. Ne Merkez Bankasi ne de hukumet ekonomik bozulmaya etkili sekilde mudahale edecek kapasitede liderlere sahip degil. Ana problem budur.

Bugun one cikaracagimiz ikinci yazi Fatih Ozatay'a ait. O da Merkez Bankasinin enflasyonla mucadele icin (Baris'in dedigi gibi) para basma politikasini aciklamaya calisiyor. Buldugu tek aciklama Merkez Bankasinin beklentileri etkilemek icin faizleri dusurdugudur, ancak gecelik faizler 2.25 puan duserken 1.5 yil vadeli faizler 0.5 puan yukselmistir. Merkez Bankasinin politikasi faizleri dusurmek bir yana yukseltmistir. Fatih Ozatay bunu "yurtdisindaki" gelismelere bagliyor. Yaniliyor. Hukumet Merkez Bankasina baski yapmak suretiyle kisa vadeli faizleri dusurerek orta vadeli faizleri de dusurecegini zannediyordu. Faizler yukseldi. Piyasalar salak degil, hukumetin kredisi giderek azalmaktadir (Merkez Bankasinin kredisi kalmamistir). Dis kosullar gercekten bozulmaya basladiginda enflasyon, buyume ve issizlige ne olacagini soylemeye dilim varmiyor.

Gunun en komik lafi ise Fatih Ozatay'in yazisinin son paragrafidir:

Aman dikkat: Buraya kadar belirtilenler faizlerin yüksek olmadığını falan söylememektedir. 'Yüksek' faizin 'iyi' bir şey olduğu da iddia edilmemektedir. Tartışma konusu bu değildir. Söylenmek istenen sadece ve sadece yukarıda söylenendir.
Read More!

Enflasyon

Sanayi Bakanı Zafer Çağlayan “Enflasyon kalp grafiği gibidir, iner, çıkar, endişeye gerek yok” demiş.

Neymiş?

İner çıkar kalp grafiği imiş!

Bu adamlar enflasyonu düşürsün bikini giyeceğim! Hem de iplisinden! Read More!

Türkiye'ye has koşullar palavrası

En sık iddia edilen yalanlardan biri (bunlardan bir kaç tane daha var) Türkiye'nin problemlerinin kendine has olduğu, bu nedenle de ortodoks çözümlerin işe yaramayacağıdır. Politikacıları dinlerken iyi dinleyin. Çoğu yalan, bu safsatanın arkasına gizlenerek söylenir.

Türkiye'nin kendine has şartları olduğu doğrudur. Ancak kendine has şartları olan tek ülke Türkiye değildir.

Dünya üzerindeki bütün ülkelerin kendine has koşulları vardır. Ancak terörden tutun enflasyona kadar sorun olarak ne görüyorsanız hepsinin her koşulda çözümü mevcuttur. Türkiye'de sorunların çözümünü engelleyen asıl faktör sorunların Türkiye'ye has olması değil, çözüm yöntemlerinin Türkiye'ye has absürtlükler göstermesidir.

Örneğin, daha fazla insan öldürerek, insanların ölümünü (terörü) engelleme hedefi sadece Türkiye'nin gönülden inanabileceği bir çözüm yöntemidir.

Örneğin, yasakları artırarak daha özgür bir toplum yaratma ideali yine bize özgü bir yöntemdir.

Örneğin, hırsızlığı engellemek için hırsızların mükafatlandırılması sadece Türkiye'de çözüm yöntemi olarak benimsenebilir.

Örneğin, insanlar daha az vergi vermesini, vergi verenleri cezalandırarak ve vergi ödemeyenleri ödüllendirerek çözme girişimleri Türkiye'de destek bulabilir.

Örneğin, para basarak enflasyonla mücadele etmek Türkiye'ye has bir çözüm yöntemidir.

Örneğin, fakirleri destekleyerek ve fakirliği ödüllendirerek fakirliği önlemek ancak bizim aklımıza gelebilir.

Örneğin, rekabet şartlarını ortadan kaldırarak daha iyi rekabet yaratma felsefesi bizde sempatizan bulabilir.

Örneğin, toplumun eğitim seviyesini yükseltmek amacıyla eğitimi engellemek ve kısıtlamak bizde mümkündür.

Örneğin, vatandaşından nefret edip vatanseverlik iddia etmek bizde pekala mümkündür. İnsan döven hayvanseverlerimizin varlığı bunun yanında önemsizdir.

Örnekler çoğaltılabilir. Devekuşu gibi başımızı kuma gömmeye devam edersek kendimize has olan koşullarda, kendimize has komikliklere devam ederiz. Birileri de bizi "çözeceğiz, çözüyoruz, çözdük" masallarıyla kandırmaya devam eder.
Read More!

Davranissal Finans Sorulari

Soru: Zonguldak Karaelmas Üniversitesi İşletme bölümü 4. sınıf öğrencisiyim.Davranışsal finans ile ilgili bitirme ödevi aldım.Sitenizi gezdim ve bana bu ödev konusunda özellikle türkçe kaynak bulmamda yardımcı olabileceğinizi düşündüm.umarım yardımcı olursunuz.

Cevap: Oncelikle bir an once ingilizce ogrenmenizi tavsiye ediyorum, finans ve ekonomi alaninda ingilizce bilmeden etkili faaliyet gostermek zor. Bu konuda kaynak bilen okuyucularimiz varsa, bizleri de bilgilendirmelerini rica ediyorum.

Soru:merhabalar hocam öncelikle verdiginiz bilgilerle bizim kibi kücük yatırımcıyı sevindirdiginiz icin teşekkürler hocam ben kücük yatırımcıyım ilgim hisse senedi (hisse senedi nedir?) ama her türlü calışmayı yapmam rahmen başaraılı olmadım bana bu konuda yardımcı olursanız cok sevinirim.


Cevap: Zorlamayin derim. Iki cozum yolumuz var. Birincisi hic bulasmamak. Turkiye'de faiz oranlari yuksek. Dusecege de benzemiyor. Sene de %10 reel getiriyi baska nerede bulacaksiniz? Ikinci cozum IMKB-30 icerisindeki 30 hisseden esit miktarlarda almak ve emekli olana kadar dokunmamak. Turkiye'deki portfoy yoneticilerinin %80'inden daha iyi performans gosterebilirsiniz boylece.

Soru:iyi günler sayın ekonomix,akbank hisseleri bugün 6.20 lere kadar düştü. ben biraz alım yaptım. sizin görüşünüz nedir ? riskler hala çok mu fazla? yoksa tam alım zamanı mı, ne dersiniz?

Cevap: Iyi sanslar. ben daha yeni alim yapmadim.
Read More!