Otomotiv Bakanı: Moraller Yüksek Tutulacak, Tut

Sanayi Bakanı Zafer Çağlayan katıldığı oto fuarı etkinliğinde bazı açıklamalar yapmış. Sanayicilere morallerinizi yüksek tutun diyen bakanın açıklamasında bir iki yer dikkatimi çekti:
KENDİNİ ’Otomotivin Bakanı’ olarak tanımlayan Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, 12’inci kez kapılarını ziyaretçilere açan İstanbul Uluslararası Otomobil Fuarı ’Autoshow’ da sektöre kriz de destek sözü verdi. Çağlayan, ABD’de patlak veren finansal krizin Avrupa’ya sıçradığını belirterek, "Hükümet olarak hangi risklerle karşı karşıya olduğumuzun farkındayız. Rehavete kapılmadık. Krizin etkilerinden minumum etkilenmek için gece gündüz çalışıyoruz. Görevimizin başındayız. Krizin olası etkilerinden başta otomotiv sektörü olmak üzere tüm sektörleri koruyacağız" dedi. Çağlayan, krizin derinleşmesi halinde otomotiv sektörünü ayakta tutmak için gereken her türlü desteği vermeye hazır olduklarını belirterek, Amerika ve Avrupa’dan sonra Türk hükümetinin de gerektiğinde otomotiv sektörünün yanında olacağının sinyalini verdi.
Zafer bey önce otomotiv bakanıyım demiş, baktı alınan, gücenen olacak, diğer sanayi kolları biz eşşek miyiz diyecekler 'başta otomotiv' diye potunu düzeltmeye çalışmış. Halbuki kendisi en az Süleyman Demirel kadar boş laf çevirmede uzman biridir, bu gaflete düşmesini beklemezdim. Bu arada sadece otomotivciler değil bizler de huzur içinde moralli olabiliriz, zira tahminimizin aksine bakanlar görevlerinin başındaymış. Ben Zafer Çağlayan geçen ay istifa etti zannediyordum, şu görevin başındayım lafından sonra doğruyu öğrenmiş oldum. Bir de ABD, Avrupa otomotiv için ne yapmış bilmediğimizden Türk hükümeti otomotiv sektörünün nasıl yanında olabilir onu düşünmeye çalışalım.

Demokrasi Nedir   Küresel ısınma Nedir  Özel Üniversiteler    Bilgisayar Nedir    Teknoloji Nedir

Bence Türk hükümeti evvel eski zaten otomotiv sektörünün yanında, hatta içindedir. Geçen gün sabah vakti evden çıktım, yaşadığım küçük şehirde ben minibüs beklerken 8-10 tane gıcır gıcır makam otosu arka arkaya önümden geçti. İçlerinde birer adet arkada ciddi pozda oturan Allah bilir hangi yüce makamın sahibi olmakla gururlu amirler, memurlar bulunuyordu. İşte otomotiv sektörüne çözüm, mevcut durumda sadece memurların bir kısmına sağlanan makam otosunun (bazıları saltanat diyor) şu kriz döneminde tüm devlet memurlarına, hatta onların birinci derece yakınlarına birer adet alınarak yaygınlaştırılması otomotiv sektörünü şaha kaldıracaktır. Hatta yerli üretim buna yetmeyeceğinden bakanın atağı dünya otomotiv devlerine de ilaç olacaktır. Dolayısıyla an itibariyle görevinin başında olan Zafer Çağlayan'ın şu çözümümü de dikkate alacağını tahmin ediyorum. Misal geçenlerde tasarruf amaçlı olarak Audi Q7 alan sayın Bolu valisi bazı düzen bozucuların tepkisini çekmişti ama bakın aslında yaptığı düpedüz Alman otomotiv sanayisine bir destek. Küreselleşen dünyada sadece kendi otomotiv sanayimizi düşünmek herhalde ayıp olacaktır. Kendimizin nesi var derseniz Toyota, Honda, Fiat, Renault, Hyundai gibi Türk şirketlerini kastediyorum tabii.

Daha işin her araca ilave bir şoför istihdamıyla işsizlik sorununu çözmesi, yakıt tüketimini arttırmasıyla Türk kimya sanayiine destek olması, hatta tepetaklak petrol fiyatlarına destek çıkması ve yan sanayiyi canlandırması kısımlarına değinmedim. Şu akılla AKP beni en azından bakan yahut bakan danışmanı yapmalıydı ama başarılı adamı tutmazlar bu memlekette kardeşim.

Neyse ben gene de moralimi yüksek tutayım.

9 Yorum Var.:

Adsız dedi ki...

Ekonomi bakanları özellikle de reytingi bol olan konularda birbirlerinin alanlarına sarkmaya devam ediyorlar.
Geçen gün de Kürşat Tüzmen'nin kırmızı hat gafı olmuştu ve bu sayfalarda yazmıştık.
Başefendinin ekonomi bilgisinde zaafiyet oldukça Bakanlar arasında kendilerini ön plana çıkarıp beğendirmeye yönelik bu tarz alan işgalleri kaçınılmaz.

Adsız dedi ki...

Üstad eski başlık da güzeldi.

Unknown dedi ki...

Düzeltelim o zaman.

rdynk dedi ki...

(z.c.)- Hükümet olarak hangi risklerle karşı karşıya olduğumuzun farkındayız.
(rdynk)- hangi risklerle karşıyasınız bakanım :)
(z.c)- evet evet bunun icin gece gunduz calisiyoruz.

Unknown dedi ki...

Bir başka versiyon:

Z.Ç: Krizin olası etkilerinden tüm sektörleri koruyacağız

FST: Nasıl koruyacaksınız?

Z.Ç: Gece gündüz çalışarak.

FST: Hmm. Keşke ABD ve diğer ülkeler de akıl etseydi.

Blog Sahibi dedi ki...

Zafer Caglayan beni de gecmis bravo vallahi.

Ben burada genclere haftada 80 saat calisin, kendinizi gelistirin diyorum; Zafer Baba haftada 7*24=168 calisarak beni de gecmis. Helal olsun.

Ama ben bunun altinda kalmam. Genclere tavsiyemi yeniliyorum:
Haftada 80 saat calismaya devam edin ama sonucu etkileyen faaliyetlerde bulunun. Zafer Baba gibi laf uretmeyi calismak zannetmeyin.

Hüseyin MEÇO dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Hüseyin MEÇO dedi ki...

abd güçlü parası ile ettiğini bulmamaya çalışıyor.ekonomide kara delik oluştu.herkesi herşeyi yutuyor.şirketlerin ve zengin bireylerin kayıp paraları ne kadar kimseler bilmiyor.ekonomi biliminin kitabı yeniden yazılmalıdır.paranın kazanç yolları kısıtlanmalı.borsalar ortadan kaldırılmalıdır.bireylerin zengin olmalarının yolu açılmalıdır.herşeyde bir büyük olmalı bitmeli.herkes malını serbestçe satmalı biriken çok fazla para ile cambazlıklar normaldir.bu balonlarda bunun sonucu değil midir.her ülkenin ayağının altından önceki krizlere göre daha fazla toprak kayıyor.ayağımıza yer bulalım çok çetin savaşlar geliyor.

Hüseyin MEÇO dedi ki...

izin verirseniz farklı şeylerden bahsetmek istiyorum.çocukluğum istanbulda eyüp sırtlarında geçti.eşeklerin yanlarında asılı küfeler ile çöplerimizin alındığını bilirim.yollarımız dardı.içecek bulmak için km lerce yol yürürdük.ispirtolu ocaklarda yemeğimiz pişerdi ve bizde elektrik yoktu.sokak lambaları ise akşamları yandığında inanılmaz gürültü duyardık.bize kuş uçumu beş km de kömürle çalışan santraldan hem ses hem elektrik.her sabah feshanenin işçi kalk borusu çevremizi inletirdi.haliç boyunda yüzlerce fabrika vardı.eyüp insanları ve esnafı iyi para kazanıyorlardı.tabi yokluk içinde.zaman içersinde para tutan insanların yaşam biçimleri değişti ömürleri arttı teknoloji değişti.hastaneler ve doktorlar çoğaldı.abd süt tozu yardımları yerini gerçek süte bıraktı.çocuklar daha boylu poslu ve sağlıklı oldular.bunların ekonomi ile doğrudan bağlantısı var.ilkokul üçten sonra bize elektrik geldi.tasarruf ve doğru yatırım ülkenin ve bireyin boyunu posunu belirliyor.tasarruf yapmayanın torunları aç kalır.fakir ülkeler ile zengin ülkelerin insanlarının ömürleri de yaşamlarıda farklı.tren kaçtı dememek lazım sen yeter ki istasyon ol trenler hep gelir.