Ödemeler Dengesi İstatistikleri: 2012 Yılı

Merhabalar, bu yazıda 13 ocak 2013 yılında Aralık ayının da dahil edilmesiyle açıklanan ödemeler dengesi istatistiklerini ele alacağım. 2012 yılına baktığımız zaman elimizde net olarak bakabileceğimiz iki veri bulunmaktadır. Birincisi ödemeler dengesi verileri, ikincisi enflasyon verileri. Büyüme rakamlarını öğrenmek Mart ayının sonu, Nisan ayının başına denk gelecektir.

Öncelikle ödemeler dengesini nedir? Ödemeler dengesi en kapsamlı tanımıyla bir ekonomideki yerleşik( orada ikamet eden) kişilerin- bunlar arasında hükümet,bankalar,diğer sektörler de dahildir-  diğer ekonomilerde bulunan yerleşik kişiler ile belli bir dönem- bir ay, bir yıl- içinde yaptıkları ekonomik işlemlerin kayıtlarını elde etmek üzere hazırlanan istatistiki rapordur.

Peki bu ekonomik işlemler neyi kapsar?

Mal, hizmet, gelir alışverişini,
Varlık ve yükümlülük işlemlerini,
Ve sermaye transferlerini kapsar.

Bana “ödemeler dengesindeki açık hakkında ne düşünüyorsunuz?” diye soracak olursanız, “hangi açık ki?” diye cevap veririm. Amacım olaya felsefi bir boyut katmak değil, amacım ödemeler dengesinde açık olmayacağını iddia etmek. Neden ödemeler dengesinde açık meydana gelmez? Çünkü ödemeler dengesi hesaplanırken muhasebedeki çift kayıt ilkesi esastır. Hani yevmiye kaydı yaptığınız zaman borçlar ile alacaklar birbiriyle aynı, o tarihli yevmiyede nasıl açık çıkmıyorsa ödemeler dengesinde de açık çıkmaz.

Örneğin, bir ülkeye ihracat yaptığınız zaman ihracat tutarı alacak(+) olarak kaydedilir, (Cari işlemler hesabına), ihracat sonrası kazanılan döviz ise Diğer yatırımlar/Varlıklar/Efektif ve Mevduatlar kısmına borç(-) olarak kaydedilir. (Sermaye ve finans hesabına).

Bu sitenin geçmiş yazılarını incelerseniz şöyle bir tez ile karşılaşırsınız: cari açık miktarı kadar ülkeye sermaye girer ve anında finanseedilir. Doğrudur, şöyle bir örnekte bulunalım:

Örneğin 100 birim mal ödemesini vadeli şekilde ithal ettik. Elde edeceğimiz kayıt şu şekilde olur: ithalat (Cari işlemler hesabı): 100 birim borç, yükümlülükler( Sermaye ve finans hesabı): 100 birim alacak. Gördüğünüz gibi ithalatın finanse edilmesi ve kaydedilmesi en basit örnekle bu şekilde olur, ve ödemeler dengesinde hiçbir açık olmaz.

Gelelim ödemeler dengesindeki cari dengeye. Rakamları akılda kalması için yuvarladım, tam rakamları öğrenmek istiyorsanız Tcmb' ni internet sitesini inceleyebilirsiniz. 

Cari denge 4 kısımdan oluşur;
Mal dengesi: ihracat- ithalat (toplam mal ihracatı ve ithalatı)
Hizmet dengesi: hizmet gelirleri- hizmet giderleri (Turizm, taşımacılık, inşaat vs.)
Gelir dengesi: Gelirler- giderler (yurtdışına çıkıp yatırım yapan ya da yurtdışından gelerek türkiye’de yatırım yapan, kar payı alan vs.)
Cari transferler.

Cari işlemler dengesinde:
İhracatımız= 163 milyar 300 milyon USD
İthalatımız= 228 milyar 918 milyon USD
Açık= -65 milyar 602 milyon USD (dış ticaret açığı)

Hizmetler dengesinde:
Hizmet gelirleri= 42 milyar 94 milyon USD
Hizmet gelirleri= 20 milyar 162 milyon USD
Fazla= +21 milyar 932 milyon USD

Gelir dengesinde:
Gelirler= 5 milyar 33 milyon USD
Giderler= 11 milyar 627 milyon USD

Cari transferler: 1 milyar 397 milyon USD

Hepsini toplarsak karşımıza cari dengedeki açık, yani cari açık rakamına ulaşırız:
Cari açık: 48 milyar 87 milyon USD

Cari açığımız, 2011 yılında 77 milyar 219 USD civarında gerçekleşmişti. 2012 yılında buna göre 30 milyar USD cari açığımızı azaltmışız diyebiliriz.

Peki cari açık nasıl finanse edilmiş? Bu sorunun cevabını Sermaye ve Finans hesabında bulabiliriz. Sermaye hesabı sıfırdır. Bu hesabın kurulma nedeni yurtdışında yaşayan gurbetçilerimizin Türkiye’ye döviz yollamalarıydı. Lakin artık eski işlevi kalmamıştır. 43 milyon USD olarak gerçekleşmiş, ihmal edilebilir bir rakam.


Finans hesabını inceleyecek olursak:
Doğrudan Yatırımlar: uzun vadeli yatırımlardır.
Yurtiçi doğrudan yatırım (Türkiye’ye yapılan)= 12 milyar 400 milyon USD
Yurtdışı doğrudan yatırım (Türkiye vatandaşlarının başka ülkelere yaptığı)= 4 milyar 100 milyon USD
Fazla: 8 milyar 300 milyon USD

Portföy hesabı: varlıklar ve yükümlülüklerdir. Hisse senetleri, borç senetleri vs.
Varlıklar( Yabancılara ait olup da T.C. kurumlarının elinde bulunan)= 2 milyar 700 milyon USD
Yükümlülükler( Türklere ait olup da yabancıların elinde bulunan)= 38 milyar 100 milyon USD
Toplam= 40 milyar 800 milyon USD

Diğer yatırımlar hesabı:  Varlıklar ve yükümlülükler diye ikiye ayrılır. Doğrudan yatırım, portföy ve finansal türev dışındaki tüm sermaye hareketler incelenir. İçinde yabancı ülkelerden kredi alacakları, SDR, mevduatlar( Varlıklar), yabancı ülkelerin kredi alacakları, Türkiye bankalarındaki yabancı mevduatlar( Yükümlülükler) bulunmaktadır.
Varlıklar= -1 milyar 100 milyon USD
Yükümlülükler= 19 milyar 787 milyon USD
Toplam= 18 milyar 687 milyon USD

Sermaye hesabını dikkate almazsak:
Doğrudan net yatırımlar: 8,300 milyar USD
Portföy hesabı: 40,800 milyar USD
Diğer yatırımlar: 18,687 milyar USD
Finans hesabı dengesi: 67 milyar 787 milyon USD fazla ile karşılaşırız.

Şimdi yorumumuzu yaparsak: Cari işlemler açığında bulunan 48 milyar USD’ lik açık, daha çok kısa vadeli diyebileceğimiz portföy yatırımları sayesinde finanse edilmiş. Doğrudan net yatırımlar ve diğer yatırımlar onun yanında görece daha düşük seyretmiş.
Net hata ve noksan hesabı ise 4 milyar USD kadar olmuş. Bu; hesaplamadan, vadeden ve zamandan karşılanan hataların düzeltilmesi anlamına gelir. Peki finans hesabı ile cari açık arasındaki fark nereye gitmiştir? Bu rezerv varlıklara gitmiştir. Demek oluyor ki Türkiye 2012 yılında rezervlerini 22,9 milyar USD arttırmıştır.

Merkez Bankası, “3x5” politikasında başarılı olacak mı? Bu noktada artan kredi hacmi, kredi yoluyla cari açığı kontrol etme konusunda başarısızlığa uğratabilir mi? %5,8’ lik cari açık nereye kadar düşebilir?
Sadece şunu söyleyebilirim: cari açığın kur ile ilgili olmadığını düşünüyorum. İthalatın kompozisyonu ve mikro yapıdan kaynaklanmaktadır. Ama TL/USD kuru etkili olabilir. Eğer kur TL lehine değerlenirse, büyüme ve ithalat rakamları artarsa cari açık artabilir.

Bir ara Tüik’ in enflasyon hesaplaması üzerine yazacağım, unutmazsam yazarım. İyi günler..

Read More!

Sigaradan Nasıl Tasarruf Edilir?


Hayır, sigarayı bırakmadan da sigaradan tasarruf edilir. Hem de %81 oranında. İlginizi çektiyse sizi yazıya alalım.

Hatırlayacağınız gibi 1 Ocak 2013 sigara zammı sonucunda Winston 7,75 liraya, Marlboro ise 9,75 liraya, içilebilecek en dandik sigara olan West ise 6 liraya yükselmişti.  Zam oranı %20’ lerden daha fazlaydı. Bunun gibi politikalar sonucunda kimse Akp hükümetinin liberal olduğunu iddia etmesin. Zaten 2011 Dünya Ekonomik Endeksi’ nde Türkiye 141 ülke arasından 75. olmuş. Bu konuya daha sonraki yazılarımda değineceğim.

Peki, bu gaddarca zam olayından nasıl kaçınabiliriz? Öğrenci, işsiz ya da  devleti finanse etmenin kendisinin görevi olmadığını düşünen fakat sigara gibi bir nimeti hakkını vererek kullanmak isteyen arkadaşlarımıza bir önerim var. Tahmin edilebileceği gibi sarma sigara. Yani tütün. Bu yazıda tütün sarmanın tasarruf üzerindeki etkisini anlatacağım.

Öğrenci sigarası Winston 7,75 lira. Lafı uzatmayacağım: her gün sigara içen bir öğrenci ayda her gün bir paket Winston içtiğini varsayarsak 232,5 lira bütçesinden sigara para ayırmak zorunda. 620 tane de sigara içmekte. Eğer paketlere verilen toplam sigara parasını, kaç tane sigara içtiğimize bölecek olursak bir rasyo elde ederiz: dal sigara rasyosu :) Yani bir dal sigaraya ne kadar para veriyoruz. Winston’ un dal sigara rasyosu ise: 0.37 . Elimizde olan budur. Kaçak sigara kullanmadığımızı varsayıyorum. Benim yaşadığım yerde tütünün kilogramı 40 lira. Günde bir paket sigara kullanan insan ayda 500 gram tütün kullanır,  200 tane “makaron” yani filtrenin fiyatı ise 7.5 lira. Buradaki dal sigara rasyosu:  0.07. Sırf bu rasyolardan gidersek sarma sigara içmek tütün içmeye göre %81 daha ucuz.

Tütün sarma deneyimimi anlatmak istiyorum: öncelikle yeni başlayacak olanlar tütün sarma makinesi almalıdırlar. Zamanla el ile sarmaya başlayabilirsiniz. Bir sürü makine kullandım ama rengi turuncu olan ve markası "Abdo" olan tütün sarma makinesini tavsiye ederim. Zımba gibi bir şey, fiyatı 8 lira. Neyse, günde bir paket sigara kullanan bir insandım eğer siz de benim gibiyseniz haftada 5 liralık olmak üzere ayda 20 liralık tütün işinizi görür. Filtrenin fiyatını da yukarıda eklemiştim. Kalite açısından nasıl dersem, West ile Winston’ un ortasını düşünün. Tütünü aldıktan sonra kuru olmasına fakat elde dağılmayacak kadar kuru olmamasına özen gösterin. Yerleştirirken: baş, işaret ve orta parmaklarınızla tuttuğunuz zaman parmak uçlarınızı kaplayacak tutarda tütün alın. Makineye her yere eşit gelecek şekilde yerleştirin, ve en önemlisi: tütün makinesine yerleştirdiğiniz tütünü dibine kadar bastırın. Tütünü haftalık alın ve maksimum 125 gr. satın alın. Yoksa tütün aşırı kurur ve içimi zorlaşır. Şimdi sayısal değerler ile uğraşalım:

Ayda 30 paket Winston kullanan birisi 232,5 lira sigara para harcar. Yılda yaklaşık 2790 lira maliyeti vardır. Tütün saran bir insan haftalık 5 liradan aylık 20 liralık tütün ve 22,5 lira filtre satın alır. Aylık maliyeti: 42,5 lira. Yıllık: 510 lira. Yüzde hesabı yaparsak: ((2790-510)/2790)x100= %81 gibi bir sayıya ulaşırız. Bu demek oluyor ki: tütün sarmak, paket sigara almaktan %81 daha ucuz. Dal sigara rasyosu ile eşdeğer bir oranda.

Aylık sigara masrafınız 42,5 lira olabilir, 20 tane sigaranın maliyeti 1.4 lira olabilir, günlük sigara masrafınız 1.4 lira olabilir. Hayatta her şeyi parayla ölçebilirsiniz ama otlakçılık etkisini de baz alırsak kimse sarma sigaraya otlanmaz. Bu paha biçilemez. İşin sağlık kısmını bilmiyorum, hangisi daha zararlı vs. Bunu bilen birisi varsa ve açıklarsa fena olmaz.

Şimdi işi grafiğe dökelim:




İşte olay bu. Eğer yılda tasarruf edeceğiniz 2280 lirayı %10 getiri sağlayan bir finansal araç ile değerlendirirseniz… Her şeyi ben mi yazacağım :) İşte tasarrufun ve tüketim kalıbının değiştirilmesinin etkileri bunlardır. Bir sonraki yazımda Tüik’ in enflasyonu hesaplarken nasıl hesapladığını inceleyeceğim. Dumanlı günler.

Daha kaliteli tütünler için:

http://www.cgarsltd.co.uk/default.aspx?CategoryID=10289

http://www.e-tobaccos.com/



Read More!