Tabii Türkiye bu konularda dünyanın en önde giden ülkelerinden bir tanesidir. Bizde bürokrasi minimum seviyededir, ve gereksiz hiç bir bürokrasi yoktur. Devlet memurları da girişimcilere ellerinden gelen her türlü yardımı rüşvet beklemeden yaparlar. Yani bürokrasi ve rüşvet konusunda çok şanslıyız. Bu söylediklerimin aksini iddia eden varsa elinde belgelerle ortaya çıksın ve mahkemede ispatlasın.
Öte taraftan Osmanlı Devletinin Avrupa’daki diğer büyük parçaları olan Bulgaristan ve Romanya da rüşvet ve bürokrasi konusunda Yunanistan’la beraber Avrupa’nın en kötü ülkeleriymiş. Tam anlamıyla tesadüf. Bu ülkelerin kültürlerinin ve insanlarının, iş ahlakının birbirine çok benzediğini iddia edenler de yanılıyorlar. Her ülke farklıdır, başka ülkelerin sorunları bizim sorunlarımıza benzemez, onların buldukları çözümler de bizde uygulanamaz. Herhangi bir değişime karşı çıkan, ya değişmekten korkan ya da mevcut sistemin kanını emen vampirlerin bu bahsettiğim bahaneyi reformlara veya ülkenin problemlerine karşı sunulan çözümlere karşı her fırsatta sıralaması yanlış oldukları anlamına da gelmez.
Yunanistan’daki diğer önemli bir problem de vergi kaçakçılığı imiş. Yunanlılar ödemelerinin çoğunluğunu nakit olarak yapıyorlarmış ve fiş istemiyorlarmış. Muhtemelen satıcılar da fiş istendiği takdirde daha yüksek bir fiyat talep ediyorlardır. Yunanistan’a hiç gitmedim ama nedense böyle olduğunu tahmin edebiliyorum. Türkiye’de ise her şey kitabına göre yapılır, vergi kaçırmak, hele hele fiş istememek insanların akıllarından dahi geçmez. Herkes kayıtiçi çalışır, yasal zorunluluk olmasına rağmen bazı işverenler iş ilanlarında SSK+sigorta gibi imkanları verdiğini bilgilendirme amaçlı iş arayanlara duyurur. Yunanlılar çok şanssız yahu, biz onlardan çok farklı bir ülke olduğumuz için bu sorunlarla uğraşmıyoruz Allahtan.
Yunanlılar rüşvet problemlerinin geçmişten gelen bir problem olduğunu belirterek suçu Osmanlılara atmışlar ama bana sorarsanız rüşvetin Türklerle bir alakası yok, olsa olsa Bizanslılardan kalmadır. Örnek olarak adamın bir tanesinin bölgenin valisine rüşvet vererek tarihi Parthenon tapınağındaki mermerleri çalıp götürmesini vermişler. Mermerlerin yarısı Ingiltere’de müzede bulunmuş ama Ingilizler geri vermiyormuş. Türkiye’de bu tür problemler de hiç olmamıştır, bütün tarihi eserlerimiz yerinde duruyordur, geçmişte çalınanlar olmuşsa da Ingilizler ve Almanlar taleplerimiz üzerine tüm eserleri anında iade etmişlerdir.
Yunanlar içerisinde bulundukları krize çözüm olarak turizm gelirlerinin arttırılmasını önermişler. Çok zekice bir öneri. rögnüG sarU ve tiğiY tuluB isimli iki tane Yunanlı ekonomist de IMF’den veya yabancı devletlerden problemin çözümü için kaynak alınmamasını savunmuslar, faizlerin düşürülüp kurların değerinin yükseltilmesi ve ihracatın arttırılması yoluyla problemlerinin şipşak çözüleceğini söylemişler. Gerçi faiz düşürüp kurları yükseltme fikrinin kendilerinin değil egE nesnaC isimli başka bir Yunanlı ekonomistin fikri olduğunu da sözlerine eklemişler.
Yunanlılarla 600 yıl birlikte yaşamış olmamıza rağmen onlarla ortak özelliklerimiz olmaması gerçekten büyük şans. Baksanıza yolsuzluk adamlarda, üçkağıtçılık adamlarda, rüşvet adamlarda, bürokrasi ve kabız ekonomik büyüme adamlarda. Bunların üzerine bir de elde ettikleri vergi gelirlerinden çok daha fazlasını popülizm yaparak harcayıp iyice pisliğe batıyorlar. Yunanistan’a bakıp ders alalım diyeceğim ama adamlar bize benzemiyorlar; biz zaten bu tür problemlerin içerisine hayatta düşmeyiz. O yüzden okumaya, öğrenmeye ve boş yere vakit kaybetmeye gerek yok.
4 Yorum Var.:
Aynen öyle aynen öyle demek istiyorum nedense??? Ayrıca bir sorum olacak. Rüşvet ve kayıt dışı ekonominin enflasyonu yükselttiği üzerine bir sohbet dinlemiştim televizyon programların birinde.
Sizce aralarında anlamlı bir ,ilişki varmıdır? Varsa konu hakkında yazı yazarsanız sevinirim. ( Not: yazılarınızın müdavimi oldum . Tespitleriniz harika. Tebrikler...)
Bundan gelecek ay piyasaya sunulacak kitabimizi alacaginiz sonucunu cikarabilir miyim :)
Rusvet ve kayitdisinin enflasyonu nasil yukseltebilecegini simdilik dusunemiyorum. Fiyatlari nasil yukseltebilecekleri bariz de rusvet rakamlari her sene ortalama enflasyon oraninin uzerinde artis kaydetmiyorsa rusvet enflasyonu yukseltmez. Demek istedigimi anlatabildim mi?
Yine de rusvetin fiyatlar ve rekabet uzerindeki etkileri ekonomiye yeterince zarar veriyor ama yazida dedigim gibi Turkiye'nin rusvet gibi bir problemi yok, komsularimiz dusunsun :)
Almayı düşünüyorum tabiki. Ben dediğim konuyu şöyle açayım. Örneğin bir devlet memuru (Örneğimiz Yunanistan' dan meclisten dışarı yani:) rüşvet alarak maaşının üzerinde, bir gelir elde ediyor. Elde ettiği gelir alın teri olmadığından alışveriş yaparken pazarlık yapmıyor, iskonto istemiyor, indirim beklemiyor, araştırmadan ilk gördüğü fiyatlardan alışveriş yapıyor. bu şekilde rüşvet alanların oranı yükseldikçe ekonomi üzerinde yüksek fiyattan satış yapılabilir hale geliyor. Bu şekilde satıcılar fiyatlarını artırma yoluna gidiyorlar. Sonuç olarak fiyatlarda yükselme meydana geliyor. Kulağa mantıklı geliyor. Ancak iktisadi açıdan doğrumudur?
Anladim dediginizi de, soylediginizin enflasyon yaratmasi icin rusvet alan memur sayisini her sene %3-5 gibi bir rakam artmasi lazim. Enflasyon problemi fiyatlarin bir kez artmasi degil, her sene artmasidir. Enflasyonun ana nedeni devletin karsiliksiz para basmasidir. Onun disinda arz veya talep kaynakli soklar da enflasyon yaratir ama bunlar genelde surekli degildir. Arsivlerimizi bir karistirin, eskiden yazilmis tonlarca yazimiz var enflasyon konusunda.
Yorum Gönder