Radikal Gazetesinde Mahfi Eğilmez’in
gelir dağılımı üzerine “Gini Çıktı Piyasaya” başlıklı bir yazısı yayınlandı.
Mahfi Eğilmez bizde TÜİK’in geçenlerde yayınladığı gelir dağılımı istatistikleriyle kendi ifadesiyle Birleşmiş Milletler tarafından yayınlanmış İnsani Yaşam Raporunda yayınlanan diğer ülkelerin istatistiklerini karşılaştırmış. Kullandığı rakamlar biz ekonomistlerin “burun testi” dediği testi geçmediği için biraz işkillendim ve şu rakamlara biraz da ben bakayım dedim. Önce Sayın Eğilmez’in yazdığı
paragrafı paylaşayım, ardından eleştirisini yapacağım:
“...Bunun altında yatan temel neden “Ne oldu bizim Gini’ye” başlıklı yazımda değindiğim gibi 2001 krizinin gelir dağılımı üzerinde yarattığı düzeltici etkinin kaybolmaya başlamış olması. Tablonun ikinci bölümü yine yukarıda değindiğim Birleşmiş Milletler’in 2009 yılı İnsani Yaşam Raporundan bizimle aynı kategoride yer alan (yeni yükselen piyasa ekonomileri) çeşitli ülkelerin 2007 yılı Gini katsayılarını ortaya koyuyor. 2007 yılında Çin dışında bizden daha kötü Gini katsayısına sahip olan ekonomi görünmüyor. Tablo ayrıca Çin dışında eski sosyalist ekonomilerde gelir dağılımının düzgün olduğunu ortaya koyuyor. Bu sonuçlara bakınca Sovyet tipi sosyalizmin gelir dağılımını düzgün kurmak gibi bir katkısı olduğu anlaşılıyor. Buraya almadığım ABD’nin 2007 Gini katsayısı 0.41. Yani ABD ile Türkiye aynı derecede bozuk gelir dağılımına sahipler.”
Beni işkillendiren Türkiye ile Amerika’nın aynı
gini katsayısına sahip olması idi. Milyonlarca milyonere ve dünyanın en zengin kişilerine sahip Amerika ile Türkiye’nin aynı gelir bozukluğuna sahip olmaları çok doğru gelmedi bana. İnternette
gelir dağılımı anahtar kelimesini kullanarak bir arama yaptım ve ilk sayfada Ekonomi Türk blogunun eski yazarlarından Tuğrul Gürgür’ün 2006 yılında Mahfi Eğilmez ve yoksulluk konusunda yazdığı
Gelir dağılımı ve yoksulluk başlıklı yazı ile karşılaştım. Yazıyı okursanız
Mahfi Eğilmez’in bundan 3 sene önce yoksulluk konusunda birbiriyle tutarlı olmayan rakamları kullanarak bir karşılaştırma yaptığı tespit ediliyor ve yanlış rakamları kullanarak yapılan bu karşılaştırma eleştirildiğini görürsünüz. Aklımdan acaba Mahfi Eğilmez’in benzer bir hatayı üç sene sonra gelir dağılımı konusunda yapmış olma olasılığı nedir sorusu geçti.
Tutumluluk Inovasyon örnekleri Türev Konu Anlatımı EFT Nedir Olasılık nedir Ekonomi Nedir Hisse Yorumları Bilinçli Tüketici
Bu sorunun cevabını bulmak çok zor değil. Sadece biraz araştırma yapmanız yeterli. Burada herhangi bir analiz veya tahmin yapmadığımız için bunu yapabilmeniz için ekonomi bilmenize bile gerek yok. Gazeteciler buna “fact checking” yani rakamların ve ortaya sürülen “gerçeklerin” doğruluğunun kontrol edilmesi derler. Gazetecilik okulunda ilk öğretilen konuların başında bu gelir. Hep beraber Mahfi Eğilmez’in kullandığı rakamlar doğru mu değil mi birlikte kontrol edelim.
İlk olarak TÜİK’in websitesine gidip
gelir dağılımı ile ilgili istatistiklere bir bakalım. Yayınlanan haber bültenlerine bir göz gezdirirseniz 17 Aralık 2009 tarihinde
kullandığı verileri de şu sayfadan aldığını tespit ediyoruz. Verilen bağlantıyı takip edince karşınıza hem kullanılan yöntemi açıklayan hem de sonuçları tartışan bir makale ile karşılaşacaksınız. Önce ne tür bir yöntem kullandıklarına bakalım:
“Türkiye İstatistik Kurumu gelir dağılımı konusunda istatistik üretmeye 1987 yılında Hanehalkı Gelir ve Tüketim Harcamaları Anketi ile başlamış, 1994 yılında bağımsız bir gelir dağılımı araştırması gerçekleştirmiş, 2002-2005 yılları arasında da gelir dağılımı istatistikleri hanehalkı bütçe araştırmasından üretilmiştir. 2006 yılından itibaren ise, gelir dağılımı yanında yaşam koşulları, gelire dayalı göreli yoksulluk ve sosyal dışlanma konularında bilgi derlemek üzere “Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması” isimli yeni bir çalışma başlatılmıştır.
Bu araştırma ile birlikte TÜİK ilk kez, “eşdeğer hanehalkı kullanılabilir gelir dağılımı”na ilişkin istatistikler üretmeye başlamıştır. Eşdeğer kullanılabilir gelir dağılımında bireysel refah ön plana çıkmaktadır. Dolayısıyla, hesaplamalarda hanehalkının toplam geliri kadar hane içindeki fert sayısı da önem taşımakta, hanehalkının toplam kullanılabilir geliri, hanedeki fert sayısı dikkate alınarak bireysel gelire dönüştürülmektedir. Doğru karşılaştırma yapabilmek için de eşdeğerlik ölçeği kullanılarak, her bir hanehalkı büyüklüğünün kaç yetişkine eşdeğer olduğu tespit edilmektedir.
...Avrupa Birliği uyum çalışmaları kapsamında, 2006 yılında uygulanmaya başlanan araştırma ile Avrupa Birliği ülkeleri ile karşılaştırılabilir gelir dağılımı, göreli yoksulluk, yaşam koşulları ve sosyal dışlanma konularında veri üretmek amaçlanmaktadır. Alan uygulamasının her yıl düzenli olarak gerçekleştirildiği ve panel anket yönteminin kullanıldığı araştırmada, örnek fertler 4 yıl boyunca izlenmektedir. Araştırmadan, kesit ve panel veri olmak üzere her yıl iki veri seti elde edilmesi hedeflenmektedir.
Araştırmanın örnekleme birimi hanehalkı olup, yıllık örnek hacmi yaklaşık 12 800 hanehalkı civarındadır. Yıllık örnek hacmi, panel anket kapsamında olabilecek kayıplara veya ayrılan fertlerin oluşturduğu yeni hanehalklarına bağlı olarak yıldan yıla değişkenlik gösterebilmektedir.”
Bültenin sonuç kısımlarına bakarsak Gini katsayısı 2006 yılındaki 0,43 değerinden 2007’de 0,41 değerine gerilemiş, yani Mahfi Eğilmez’in TÜİK’ten aldığı rakamlar doğru. Bu arada TÜİK nedense 2005 yılına ait istatistikleri açıklamamış,
bundan önce kullandığı yönteme göre 2005 için hesapladığı Gini katsayısı 0,38 idi. 2005’den 2006’ya Gini katsayısının bu kadar dramatik şekilde yükselmesini gerektirecek bir durumla karşılaştığımızı zannetmiyorum. 2006 yılında da ekonomi 2005 yılındakine benzer bir hızla büyümüş, hükümetin gelir dağılımını düzeltici politikalarında da bir değişiklik olmamıştı. O yüzden Mahfi Eğilmez’in “2001 krizinin gelir dağılımı üzerinde yarattığı düzeltici etkinin kaybolmaya başlamış olması” tezine katıldığımı söyleyemeyeceğim. (TÜİK bu konuyu detayli bir sekilde aciklamaliydi)
Devam edelim. Mahfi Eğilmez'in Birleşmiş Milletlerin 2009 yılı İnsani Yaşam Raporundan aldığı verileri kontrol edelim. Google’da bir arama yapınca bahsettiği raporun “Human Development Report” olduğunu ve kullandığı verileri de
şu sayfadan aldığını tespit ediyoruz. Çekinmeyin, bağlantıya takip edip Birleşmiş Milletlerin sitesine gidin ve rakamlara kendi gözlerinizle bakın. ABD’ye ait
Gini katsayısı gerçekten de Mahfi Eğilmez’in bahsettiği gibi 0,41 imiş (onlar katsayıyı 100 ile çarparak vermişler, bir yanlışlık yok); en düşük katsayıya Danimarka 0,25 ile sahip (Mahfi Eğilmez 0,24 demiş ama yuvarlamayı doğru yapmadığı için öyle demiş, çok üzerinde durmayın), en yüksek katsayı ise Mahfi Eğilmez’in de belirttiği gibi 0,74 ile Namibya’nın. Demek ki
Mahfi Eğilmez gerçekten de bu rakamları kullanmış. Hazır gelmişken bir kaç saniye daha harcayıp Türkiye’nin rakamlarına da bir bakıverin. Türkiye’nin Gini katsayısı 0,43 imiş. Bir terslik olmalı, daha yeni
TÜİK’in sayfasında Türkiye’nin katsayısının 0,41 olduğunu tespit etmiştik, rakamlar birbirini tutmuyor. Neden acaba? TÜİK’in kullandığı yöntemi biliyoruz, acaba Birleşmiş Milletler nasıl bir yöntem kullanarak bu katsayıyı hesaplamış?
Sayfanın altına giderseniz, Birleşmiş Milletlerin yayınladığı verilerin asıl kaynağının Dünya Bankasının yayınladığı “World Development Indicators” isimli rapor olduğunu görebilirsiniz. Demek ki bunlar Birleşmiş Milletlerin değil Dünya Bankasının rakamlarıymış aslında. Dünya Bankasının websitesine giderseniz onların verilerini genellikle resmi kaynaklardan aldıklarını görürsünüz. Yani adamlar kendileri her bir ülkeye ayrı ayrı adamlarını gönderip anket yapıp veri toplamıyormuş. Dünya Bankasının Türkiye ile ilgili kullandığı verilerin doğruluğunu kontrol etmek için en kolay verilerden olan “nüfus” verisine bakayım dedim. Dünya Bankası 2008 yılında Türkiye’nin nüfusunun 73,9 milyon kişi olduğunu söylüyor. Türkiye’de nüfus istatistiklerini de
TÜİK tutuyor, ve en son hesaplamalarına göre 31 Aralık 2008 tarihinde
Türkiye’nin nüfusunun 71,5 milyon kişi olduğunu söylüyor. Demek ki Dünya Bankası nüfus gibi oldukça kolay ve halka açık bir istatistikte bile doğru rakamlara sahip değilmiş, gelir dağılımı rakamlarının doğru olduğunu düşünmek bence bayağı kuvvetli bir hayal gücü istiyor.
Yine de biz hemen sonuca atlamamak için Dünya Bankasının Amerika için hesapladığı Gini katsayısı ile Amerika’nın resmi kuruluşu olan US Census Bureau’nun açıkladığı rakamları karşılaştıralım. Kısa bir aramadan sonra Census Bureau’nun, yani Nüfus Sayımı bürosunun websitesinde 1967 ile 2007 arasını kapsayan tüm yıllara ait Gini kaysayılarına ulaşabilirsiniz,
adresi burada. 2007 yılında Amerika’nın Gini katsayısı 0,46 imiş. Yani Dünya Bankasının hesapladığı 0,41 rakamının gerçek rakamla çok bir alakası yokmuş.
Şimdi Mahfi Eğilmez normal bir gazetecinin yapması gereken en temel ödevi yapmamış, Birleşmiş Milletlerin verdiği rakamlara güvenerek bir yazı yazmış, analizler yapmış, vs. vs. Ancak kullandığı rakamlar nüfus rakamlarını dahi doğru tutturamayan Dünya Bankasından gelmiş, ne idüğü belirsiz rakamlar. Hem Türkiye için yanlış rakamlar hem de Amerika için. Eee, iki tane yanlış rakamı istediğin kadar karşılaştır bir tane doğru sonuca ulaşamazsın. Mahfi Eğilmez gibi saygın bir köşe yazarının bu kadar basit bir hata yapmasını yakıştıramadık doğrusu.
Bu yazı
Mahfi Eğilmez ve
Gelir Dağılımı konularında Ekonomi Türk blogunda yayınlanmıştır, izinsiz kullanmayınız.
Read More!