Nasrettin Hoca Hikayesi

Nasrettin Hoca'nin biri, bir gece yarisi dalmis bostana. el yordamiyla kopardiklariyla heybesini doldurmaya baslamis. ama bostan bekcisi karaltiyi farkedip bostan sahibine sms atmis. nihayet hocayi yakalamislar.
-hoca, demisler, yakisiyor mu sakalina bu ne hal?
Hoca baslamis anlatmaya:
-Yahu hele bir dinleyin.
-nesini dinleyelim hoca!
-Ben dun gece gec vakit su toprak yoldan eve dogru yururken...
-eee?
-birden firtina koptu, ne oldugunu anlamadan su heybe basima gecti hic bir yeri goremez oldum.
-tamam heybeyi anladik, bostana nasil geldin?
-firtina kuvvetlendi beni buraya kadar surukledi.
-eee, hadi bu da kabul, ya bunlari kim kopardi?
-kim koparacak, firtina o kadar siddetliydi ki ben bir yerlere tutunayim derken bunlar elimde kaldi.
-fesuphanallah! hadi bu da tamam, bunca kavun karpuz heybeye nasil girdi?
-iste o kismina benim de aklim ermiyor ya!

-anonim fikra-

Altın Yorumları    UNESCO Nedir    Sosyalizm Nedir  Forex Nedir    Fraktallar  Altın Oran Nedir

herseye bir aciklamaniz var, tamam kabul ettik, ama bu kavunlar karpuzlar heybeye nasil giriyor?

3 Yorum Var.:

Harun Kaban dedi ki...

işte ona onların da aklı ermiyor ama şimdilik kimse kıral çıplak da diyemiyor açıktan açığa...

KS dedi ki...

"İlker Başbuğ bu konuşmayı Deniz Kuvvetleri'ne ait bir gemide yapmasının "özel bir anlamı" olduğunu söyleyip, "herhalde herkes açıkça ne demek istediğimi anlamaktadır" demiş."

Nasreddin Hoca birgün dağda odundan dönerken bir çukura düşmüş, başını taşa çarpmış bayılmış..bir süre sonra kendine gelince çukura ve neden orada olduğuna anlam verememiş. herhalde ben öldüm demiş..gelip birilerinin kendisini bulup cenazesini kaldırmasını beklemeye başlamış...hava kararmaya yüz tutup kimse de gelmeyince köye inip haber vermeye karar vermiş. gece vakti evine gidip hanımına ben şurada düşüp öldüm diye haber vermiş ve ayrılmış evden. kadın biraz safmış...evden çıkıp bağırıp çağırmaya başlamış...köylü başına toplanmış, ne var ne oldu diye. kadın nasreddin hoca şurada öldü...cenazesi sahip kaldı diye dövünüyormuş...sormuşlar senin sana kim haber verdi diye...kadın şöyle demiş..:

"garibimin kimi var ki, geldi kendisi haber verdi!"

KS dedi ki...

fıkra demişken, bi tane de ben anlatayım dedim...