Enis Berberoglu ve Bilgisiz Yazisi

Bu aksamki yazimizin konusu Hurriyet'in attigi gerizekali "Borsa'dan 3.5 milyar dolar kacti" baslik olacakti. Borsada yabancilarin payi $70 milyar olduguna gore ve bizim borsada iki gun icerisinde %5 dustugune gore yabancilarin sahip oldugu hisselerin degeride yaklasik olarak ($70*0.05=$3.5) $3.5 milyar azalmis olmaliydi. Hurriyet yabancilarin sahip oldugu hisselerin deger kaybetmesini "3.5 milyar dolarin kacmasi" seklinde kamuoyuna duyurarak milleti gaza getirmeye calisiyor. Acaba yabancilarin sahip oldugu gayrimenkullerin degeri %5 azalsa idi "Yabancilar sirtlarina tuglalari yuklediler, ulkelerine kaciriyorlar" basligini mi atacaklardi cok merak ediyorum. Turkiye'de 6 milyar dolar gayrimenkule sahip yabancilar 300 milyon dolar degerinde tuglayi ulkelerine kacirirken gumruk memurlari tarafindan suc ustu yakalandi diye de devam ederdi haberleri herhalde.

Bütçe Nedir    iktisat Nedir    Borsa Yorumları    Kredi Faiz Oranları    Türkiyede Ödenen Vergiler, Vergi Türleri

Neyse yukarida bahsettigimiz konu ile ilgili haberi okurken birden haberin icerisinde "uzman" goruslerine yer verildigini farkettik. En buyuk puntoyla Yigit Bulut'un adi yaziyordu, uzmanlik kimlere kalmis. Neyse Yigit Bulut'u gormezden gelip, Enis Berberoglu'nun goruslerini okumaya koyulduk. Ben sahsen Enis Berberoglu'nun yazilarini simdiye kadar hic okumadim, hayal meyal CNN'de Para Metre diye bir program hazirladigini hatirliyorum ama dikkate aldigim yazarlar arasinda olmadigini belirtmeliyim. Bu yazida da "uzman" olarak bize sunulmasa gidip yazilarini okuyacagim yoktu. Neyse okumus bulunduk, ona gore degerlendirmemizi yapalim.

Enis Berberoglu sozlerine "Ne yazikki küresel türbülanstan Türkiye daha çok etkilendi. Bu gelişmelerde yaklaşan iki seçim ve cari açık önemli." cumleleriyle baslamis, soylediklerinin devamini okuma geregi bile duymadim. Analize gecelim.

Turkce'de cok kelimesi miktar ifade eder, ote yandan "daha" kelimesi ise en azindan iki seyi kiyaslamak icin kullanilir. Ornegin Ali'nin parasi Mehmet'in parasindan daha coktur dediginiz zaman eger Mehmet'in 50 lirasi var ise bu Ali'nin en azindan 51 lirasi vardir anlami cikar. Kuresel turbulanstan kastedilen ise dunya capinda borsalarin deger kaybetmesidir. Etkilenmekten kastedilen ise duygusal etkilenme degil, yuzdesel olarak borsalarin deger yitirmesidir. Demek ki Enis Berberoglu ilk cumlesinde IMKB'deki dususun tum dunyada borsalarinda gerceklesenden daha buyuk oldugunu belirtiyor.

Cin borsasi %10'a yakin deger kaybetti, Brezilya borsasi 3000 puan kaybetti ki bu %7'e yakin bir dususe karsilik geliyor. Hint Borsasi bizim gibi %5, Alman ve Fransiz Borsalari %4, Amerikan borsasi ise %3.5 deger yitirdi. Eger Berberoglu dolar bazinda dususleri kastediyorsa Amerikan hisse senetleri bir gunde $500 milyar deger kaybetti ki bunu kastetmiyor demektir. Ayrica Amerikan borsasinda gordugumuz dusus son 5 yilin en buyuk bir gunluk kaybi, oysa Turk borsasi buna benzer kayiplari hem de ust uste gecen Mayis ve Haziran aylarinda yasamisti. Goreceginiz uzere bu turbulanstan en cok etkilenen biz degiliz. Hatta normalde Amerikan borsasi 1 duserken bizim 3 dustugumuzu goz onune alirsaniz aslinda bizim bu isten en az kayipla ayrilan borsalarin basinda geldigimizi farkedersiniz.

Enis Berberoglu bu yasadigimiz dususu cari aciga baglamis; dogru tabii Cin dunyanin en buyuk cari acigini veriyor degil mi, ya Brezilya? Baris'in aradigi papagan'i buldum galiba. Bu arada yabancilar Turkiye'de bu yil iki tane secim olacagini daha yeni ogrendiler herhalde, gercekten surpriz oldu, keske daha once haber verseydik adamlara.

Neticede ben Enis Berberoglu'nun yalanci oldugunu dusunmuyorum, hala gecen Mayis ayinda ezberledigi yorumlari soyledigine gore, ve bu yorumlarin "dam ustunde saksagan, vur beline kazmayi" ifadesiyle birebir ortustugunu farketmedigine gore embesil olma olasiligi yalanci olma olasiligindan daha yuksektir diye dusunuyorum.

Bu arada Amerika'da bir yazar var Sine Ulgorebreb adinda, o Dow Jones'un 400 puandan fazla deger kaybetmesini su sozlerle acikliyor: "Yabanci yatirimcilar bir gunde 500 milyar dolari yurtdisina kacirdi, en cok biz etkilendik. Borsanin dusmesinin sebebi yaklasan secimlerin belirsizligi ve Amerika'nin 800 milyar dolarlik cari acigidir". Ne kadar da dogru soyluyor! Read More!

Piyasalarin Efendileri Nerede?

Carsamba gununun Hurriyet, Aksam, Milliyet ve Star gazetelerine baktik ve piyasada gerceklesen %4.5'lik dususu analiz eden sadece ve sadece 1 yazar bulabildik. Saskinligimizi gizleyemiyoruz, bu yazar Gungor Uras. Diger yazarlarda jeton dusmus degil, Salih Neftci Amerika'daki subprime mortgage piyasalarindan bahseden yazisina devam ediyor ve piyasalardaki riskin dolar cinsi faizlerin yukselmesi oldugunu soyluyor. Hayret, Amerika borsasi her gun %3.5 dusmez, bu dususun sebebi ekonomik durgunluk beklentisi; yani Amerikan piyasalarinda beklenen faiz artisi degil, faiz dususu. Piyasalarin efendisi bu sefer olayi kavrayamamis.

Devlet Nedir    UNESCO Nedir    Bono Nedir?    Reeskont Nedir    Enflasyon Nedir  Aritmetik Ortalama Nedir  Forex Nedir

Doviz piyasalarinin efendisi Gazi Ercel'in talihsiz bir sekilde YTL'nin deger kazanacagi yonunde fikrini degistirmesinin ardindan 12 saat gecmeden doviz kuru 1.38'den 1.41'e yukseldi. Ben bu adam kotu tahminci/analist diyorum, ama anlasilan az diyorum. Bundan sonra "sanssiz deve" de diyebiliriz Sayin Ercel'e. Sanssiz cunku 3 ay once dolar deger kazanacak, piyasalar cok riskli dedi, millete dolar alin dedi. Bakti YTL deger kazaniyor, hemen taraf degistirdi. O taraf degistirir degistirmez dolar deger kazanmaya basladi. Bak su Allah'in isine.

Diger yazarlar da piyasalardaki calkanti uzerine yazi yazmamislar. O zaman biz bu konuda tek yazi yazan Gungor Uras'in yazisi uzerinden bu konuyu tartisalim. Gungor Uras piyasalardaki gelismeleri gayet guzel ozetlemis. Ancak bundan sonrasinda soyle diyor:

"Acaba dünkü gelişmeler küresel piyasalarda ciddi bir dalgalanmaya yol açar mı? Bu gelişmeler Türkiye'yi nasıl etkiler?Bu konularda tahmin yapmak çok zordur. Bu tahmini yapabilenler "piyasalarda oynar ve çok iyi para kazanır." Ama ben küresel büyük oyuncuların, büyük dalgalanmalara izin vermeyeceklerini düşünüyorum. ABD kendi sorununu kendi çözer. Çin ise borsadaki dalgalanmayı dizginleyecek güce sahiptir.Bu gelişmeler ve bu gelişmelerin uzantısı olarak Türkiye'ye döviz girişinde ciddi yavaşlama, veya tersine hızlı döviz çıkışı beklenmemelidir.Dolar fiyatı biraz yükselir, faiz biraz daha artar, borsa iner çıkar, sonra bunlar unutulur. Piyasalar yeni bekleyişler içine girer."

Calkalanmanin kaynagi Turkiye olmadigi icin mi acaba bu kadar iyimser bu adam anlayabilmis degilim. Rakamlari carpitan, yerli yersiz Kucuk Emrah edebiyati yapan Gungor Uras'in dalgalanma beklememesini yeteneksizligine bagliyorum. Soyledikleri uzun vadede dogrudur, biz de zaten bu yuzden uzun vadede borsaya yatirim yapiyoruz. Ama burada tartisilan konu onumuzdeki bir kac gun/hafta icerisinde olacaklardir. Bence Turk piyasalarindaki dusus bugunku (sali) %4.5 ile sinirli kalmayacaktir. Hatta yarin (carsamba) ben borsanin en azindan 1500 puan daha gerileyecegini dusunuyorum. Dolar daha da cikacak, gecen Mayis'ta karsilastigimiz duzeltmelere yakin olaylar gerceklesebilir. Turkiye'deki faizlerin yuksek olmasi dolarin yukselmesini ve sicak paranin kacisini engelleyemeyecektir.

Piyasalardaki dusus nereye kadar gider simdiden tahmin edemiyorum ama yarin dususun devam edecegini, hatta ben de riskimi azaltmak icin elimdeki 1 yillik vadesini doldurmus kagitlarimi satmayi planladigimi belirteyim. Persembe ve Cuma ne olacagi yonundeki tahminleri yarin yapariz.

Uzun vade icin bunlar alim firsatidir ama piyasalar duserken alim yapmak genellikle benim tercihim degildir. Ben piyasalar yukselirken alir, duserken satarim genelde.

Bu konu ile diger alakali bir yazi ise Borsa Nasıl Oynanır? En Sağlam Tüyolar baslikli yazimizdir. Read More!

'Papağan'lar neredeler?

Hatırlatmaya, link vermeye gerek yok. Daha düne kadar, 2006'daki dalgalanma sonrası zil çalıp oynayanları, Türkiye'nin cari açığı çok yüksek o yüzden dünyada en fazla biz etkilendik yorumları getirenleri, cari fazla veren Çin borsasındaki günlük yüzde 10'luk düşüşü açıklamalarını bekliyoruz. Özellikle de Çin aşığı papağanlar, neredesiniz?
Çıkın kafesinizden! Ötün!

Devlet Nedir    UNESCO Nedir    Bono Nedir?    Reeskont Nedir    Enflasyon Nedir  Aritmetik Ortalama Nedir  Forex Nedir Read More!

Ben de Yercekimine Inanmiyorum

Hurriyet gazetesinin haberine gore Basbakan Erdogan kendisine yoneltilen "Faizlerin yüksek olmasını Merkez Bankası Başkanı’na bağlayanlar var. Nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna su yaniti vermis:

Manipülasyon Nedir  Borsa Nedir  Hisse Senedi Nedir  Kırmızı Başlıklı Kızın Hikayesi  IMF Nedir    Ekonomi Nedir    Kalite Nedir

"Merkez Bankası’nın şu andaki politikası bu. Merkez Bankası’na bu konuda herhangi bir dayatma yapamayız. Ben böyle inanıyorum. Faiz ile enflasyon ikilemini birbiriyle bağlantılı koordine ederek. Yani biz enflasyon ile faiz arasındaki açığı, reel faiz noktasında bunu kontrollü götürmemiz lazım. Yani orada ters orantılı bir açılım olmaması lazım. Ekonomide istikrar olması lazım. Ki bu istikrarı yakaladığı anda girişimcinin gerek finans sektöründe olsun gerek yatırımcı kredi noktasında olsun geleceğini o zaman iyi görebilecek. Aksi takdirde bunu göremeyecek, sıkıntı var. Ben de burada hep şuna bakıyorum enflasyonun faiz ile olan bağlantısını yani ana etken olarak ben faizi görüyor ve önemsiyorum. Ve diyorum ki faiz düştükçe, inanıyorum ki enflasyon da düşecek. İkisini ben doğru orantılı olarak görüyorum. Ters orantılı olarak görmüyorum"

Bilimadamlari ne derse desin ben de yercekimine degil, ay itimine inaniyorum. Read More!

Finans Doktorasi

Not ortalamasi cok yuksek universite 3. sinif ogrencisi bir okurumuz ileride portfoy yonetimi isine girmek istedigini, akademik hayati dusunmedigini, doktora ve MBA arasinda kararsiz oldugunu belirtiyor ve bizim goruslerimizi soruyor. Ayrica Amerika'da staj ararken vatandas/permanent resident olmadigi icin karsilastigi sorunlardan bahsediyor.

Bu konuya ilgi duyan okurlarimiz icin okuyucumuza gonderdigim cevabi asagiya aktariyorum. Bu konuda ekleme yapacak arkadaslar yorum kismina goruslerini birakabilirler.

Oncelikle Amerika'da MBA yapmak icin gerekecek $100,000'a sahip olmadiginizi varsayiyorum. Bu durumda MBA yapmaniz bana cok zor gorunuyor. Aksi taktirde iyi bir alternatif olarak dusunebilirdiniz.

Ote yandan Ph.D. sadece akademik kariyeri dusunenler icin bir alternatif degil, bana sorarsaniz ben finans sirketine eleman alacaksam ya Ph.D.'si olan birisini alirdim ya da cevresi cok genis birisini. Ayrica akademisyen olmak da cok kotu bir alternatif degil. Ancak Ph.D yapacaksaniz size tavsiyem Wharton veya Uni of Chicago'dur, belki bu ikilinin arasina Columbia'yi da ekleyebilirsiniz. Bu birinci halkanin disinda ilk 10 icerisindeki buyuk sehirlerde bulunan finans doktora programlarini da goz onune alabilirsiniz. Ancak bunlarin getirisi yukarida bahsettigim uc universite kadar yuksek olmayabilir. Bunlarin disindaki okullarda doktora yapmanizi ben de tavsiye etmem.


Bu okullara doktora icin kabul almak dusundugunuzden cok daha zor olacaktir. GMAT'den (puanlama degismis midir bilmiyorum) 800 uzerinden 760+ almaniz gerektigini dusunuyorum. Not ortalamaniz 3.9'dan dusuk olmamalidir, cok iyi bir statement of purpose'a sahip olmaniz gerekmektedir ve referans mektuplariniz da cok iyi olmalidir. Bu uc okuldan kabul alirsaniz hic dusunmeyin doktora yapin derim. Ikna edici olduysam simdiden GMAT'a hazirlanmaya baslayin. Mezun oldugunuz zaman senelik $200,000 civarinda bir ucrete calismaya baslayabilirsiniz, eger liderlik, iletisim, vs. gibi soft yetenekleriniz de iyiyse hizla yukselip senede $500,000-$2MM kazanmaniz cok zor olmaz.

Manipülasyon Nedir  Borsa Nedir  Hisse Senedi Nedir  Kırmızı Başlıklı Kızın Hikayesi  IMF Nedir    Ekonomi Nedir    Kalite Nedir

Burada bahsettigim rakamlar sizin "star" olmaniza baglidir. Cok kolay degildir, Cin'in, Hindistan'in ve Amerika'nin dahileriyle rekabet edebiliyor olmaniz gerekmektedir.

eFinancialCareers websitesine giderseniz Wall Street'in ne tur kisiler aradiklarini ve bu kisilere ne kadar ucret odedigini gorebilirsiniz.

Bunun disinda staj bulamama probleminiz herkesin yasadigi bir problem, kendinizi differentiate edecek (one cikaracak) bir dereceniz olmadigi surece bu ulkede hem staj ararken hem de is ararken buyuk zorluklar yasayacaksiniz, basvurdugunuz is ilanlarindan alacaginiz cevap (ilk telefon konusmasi) orani %2-3 civarinda olacak, is gorusmesine cagirilma olasiliginiz da %1-2 civarinda. Is teklifi alma olasiliginiz bunun 5'te biri. Bu bahsettigim olasiliklar sizin niteliklerinize gore artis veya azalis gosterebilir. Ama bu ulkede calisma iznine sahip olmamak her zaman icin bir dezavantajdir.

Doktorayi bahsettigim uc okulda bitirirseniz is ararken secici taraf kesinlikle siz olursunuz. Ilk 10'daki bir okuldan doktora alirsaniz yine is bulmakta problem yasamazsaniz ama en iyi isler bahsettigim ilk 3 okuldaki kisilere gider, size onlarin istemedigi isler kalir. Ilk 25'teki bir okuldan doktora/MBA alirsaniz is ararken zorlanabilirsiniz ama 3-6 ay arasinda is bulabilirsiniz, ucreti isveren belirler, fazla pazarlik yapamazsiniz. Diger okullardan doktora alirsaniz su an yasadiginiz problemlerin benzerlerini yasamaya devam ederseniz.


Not: Doktoraya kabul alirsaniz okul ucretleri ve yasam masraflariniz bolumunuz tarafindan karsilanacagi icin doktoranin size maliyeti omrunuzun 5 yili olacaktir. Read More!

Minareyi Calan Kılıfını Hazırlar Ne Demektir

Bundan 3 ay once bir kisim ekonomist veya kose yazari 3 vakte kadar kriz cikacagi tahmininde bulunuyor, milleti doviz almaya tesvik ediyordu. Hatta vatandasin bir tanesi Deniz Gokce'ye "evimi sattim dolara yatirdim, ne zaman cikmaya baslar" diye bir soru bile yoneltmisti. Biz de bunun uzerine "Doviz Alin Diyenlerin Listesi" baslikli bir yazi yazip bu kisileri ibreti alem olsun diye utandirmak icin Subat sonunda yaptiklari tahminin sonuclarini gozden gecirecegimizi belirttik.

Hisse Yorumları   Küresel ısınma Karikatürleri  Pesimist Nedir?  Fraktal Nedir  Borsa Nasıl Oynanır  inovasyon nedir

Bu yazida belirledigimiz yazarlardan bir tanesi Gazi Ercel, digeri de Asaf Savas Akat idi. Gazi Ercel 22 Kasim'da bir suru risk faktorunu siraladiktan sonra kisa vadede dovizin artacagini soyluyordu. Bu is 2001 krizinin hemen oncesinde Merkez Bankasi baskaniyken devaluasyon yapmadan once "inside information" (bkz. Insider Trading) kullanarak doviz almaya ve "para kazanmaya" benzemiyor degil mi? 22 Kasim tarihinde parasini dolara ceviren maalesef iki turlu kaybetti. Birincisi YTL'den kazanacaklari %5'lik faizden oldular, ikincisi 22 Kasim tarihinde 1.45 olan doviz kurunun 26 Subat tarihinde 1.38'e dusmus olmasinda kaynaklanan %5'lik kayip. Demek ki Gazi Ercel'in tavsiyesine uyarak dolara gecen spekulator Turk yatirimcilari %9 kaybetmisler.

Biz bu yaziyi 2 gun sonra yazacaktik ama Gazi Ercel bugunku yazisinda gunah cikarircasina YTL'nin neden deger kazandigini aciklamis. Biz de o yuzden bu yaziyi iki gun once yazmak durumunda kaldik. Bu yaziyi okumanizi siddetle tavsiye ederim cunku yazinin sonunda sizi zengin edecek bir tahminde bulunuyor.

Bir terslik cikmadigi muddetce YTL'nin deger kazanmasi kacinilmazdir diyor Dr. Ercel. Kafasi calisan okuyucularimiz bunun ne demek oldugunu hemen anlayacaklardir. Yine de biz kafasi calismayan okuyucularimiza da aciklayalim. Kotu tahmin eden birisini buldugunuz zaman sakin firsati kacirmayin cunku onlarin yaptiginin tam tersi tahminleri yaparak genelde cok daha fazla para kazanabilirsiniz. Biz bu sistemi bundan once Asaf Savas Akat icin uyguluyorduk, bundan sonra Gazi Ercel icin de uygulayacagiz demektir. Demek ki YTL kisa vadede dolara karsi deger kazanmayacakmis. Isterseniz 3 ay sonra bu tahminin dogrulugunu olcun, bugunku doviz kuru 1.38, 3 ay sonra bundan daha yuksek olacaktir.

Not: Asaf Savas Akat icin ayri bir yazi yazmayacagim, onun ne kadar kotu bir tahminci/analist oldugunu yeterince gosterdik. Asaf Savas Akat ile kapanmayan tek defterimiz kaldi, o da 2006 buyume orani tahmini. Dr. Akat gecen sene Mayis ayinda kan kokusu aldigi zaman 2006 yili icin dusuk/negatif buyume bekledigi yonunde bir tahminde bulunmustu. Gelecek ay 2006 buyume rakamlari aciklandigi zaman Asaf Savas Akat hakkindaki son yazimizi yazip Akat dosyasini kapatacagiz, meraklanan okuyucularimiza duyurulur. Read More!

Komplo Teorisi Ornegi


Komplo teorileri bizim uzmanlik alanimiz degil. Ozellikle Amerika'nin Irak'ta cuvallamasinin ardindan birileri perdenin arkasindan dunyayi yonetiyor, istedikleri her seyi yaptiriyor seklinde vucut bulun bu teorilerin degeri gozumuzde iyice dustu. Belki birileri istediklerini yaptirmak icin el altindan bir seyler yapmaya calisiyordur da, bunun yaygin olmadigini ve basari oraninin da yuksek olmadigini kisisel olarak dusunuyorum.

Hisse Yorumları   Küresel ısınma Karikatürleri  Pesimist Nedir?  Fraktal Nedir  Borsa Nasıl Oynanır  inovasyon nedir

Bana sorarsaniz komplo teorilerinin gizemini kullanarak zengin olmaya calisanlar cok daha fazla sayida. Alin size ustte bir kebapcinin bu konuda yaptigi nesriyat. Itiraf etmeliyim ki yaraticilik ve pazarlama stratejisi acisindan oldukca basarili bir calisma olmus. En cok da "ic yaginin, kuyruk yaginin, anamizin VITA yaginin kollesterol yaptigi palavradir" cumlesini sevdim.

Bu arada kollestrol yapsa da Turk yemeklerini hic bir mutfaga degismem. Ozellikle McDonalds, Burger King ve Wendy's gibi igrenc (Turkiye'deki restorantlar daha temiz ve daha lezzetli, ama siz gelin Amerika'dakileri gorun bir) hamburgerleri bizim kebaplarimiza, koftelerimize tercih eden insanlari anlamakta gucluk cekiyorum. Ya da heavy metal turu muzikleri dinleyen gencleri. Bunlar bizim de gencligimizde isledigimiz gunahlar arasindaydi o ayri mesele. Bu, ustun pazarlama teknikleri kullanarak da cok para kazanmak mumkun oldugunu gosteriyor. Ders cikaralim. Read More!

Küresel Isınma Var mı Yok mu?

Bu yazımızda küresel ısınma var mı yok mu sorusuna cevap vermenizi kolaylaştıracak, belki de zorlaştıracak bir kaç bilgiye dikkatinizi çekeceğim. Bugun soyle bir email aldim:

"Tüm dünyada küresel isinmaya karsi ortak bir eylem!... Yerel saatlerin farkliligi gözetilmeksizin bütün dünyada 1 Mart 19.55-20.00 arasi tüm enerji kaynaklari kesilecek. Evde ya da isteyseniz salterler inecek! Arabadaysaniz yol kenarina çekeceksiniz vs. yapabilen yapacak! Amaç bütün dünyada yer alacak bu 5 dakikalik kesintiyle meydana gelecekenerji tasarrufuyla karar mercilerinin dikkatini çekmek. Bu e-postayi ne kadar çok kisiye iletirseniz eylemin kapsami o kadar büyük olur."

Oncelikle enerji tasarrufu yapilmasini ekonomik oldugu surece destekledigimi belirtmek istiyorum. Bu kuresel isinma (global warming) denen olay insanlari korkutup enerji tasarrufu konusunda daha bilincli davranmaya sevk edecekse bunu da desteklerim. Ancak gercekten kuresel isinma var mi? Bu sorunun cevabina finanstan bir ornek vererek baslayalim. Finansal piyasalarda ortada hic bir pozitif veya negatif haber olmadigi zaman bile bir dalgalanma vardir, varlik fiyatlari asagi yukari salinirlar. Biz buna "noise" ya da gurultu diyoruz. Simdi finansta bir degiskenin etkisini ispat etmek istiyorsaniz, bu etkinin istatistiksel olarak cok guclu olmasi gerekir, yoksa gurultu arasinda kaybolur gider.

Ornegi sayilara dokelim ki daha rahat anlasilsin. Diyelim ki borsa her gun %2'lik bir oynaklik gosteriyor olsun. bazi gunler %0.5 artiyor olsun, bagi gunler %1.5 dusuyor olsun ama bu hareketler her zaman mutlak deger olarak %2'den dusuk olsun. Buradaki gurultu %2'dir. Simdi Basbakan Erdogan "Enerji ihalelerini iptal ettik" diye bir aciklama yapsin. Ertesi gunde borsa %1.8 dussun. Simdi borsa Erdogan'in yaptigi aciklama yuzunden mi dustu, yoksa bu dusus borsanin her zaman olan oynakligindan mi kaynaklandi? Bilemeyiz degil mi? Peki borsa ertesi gun %10 dusseydi hangi sonucu cikarirdik?

Simdi kuresel isinma var mi sorusunu cevaplayabiliriz. Kuresel isinmanin oldugunu iddia eden kisiler son 30 yildaki isinmayi buna kanit olarak gosteriyorlar. Ilk grafikten gercekten de son 30 yilda bir isinma oldugunu gorebiliyoruz. Gerci 1940-1975 arasinda hafif bir sogumada yasanmis ama cok ciddi degil.

Dikkatinizi ikinci grafige cekmek istiyorum. Bu grafige baktiginiz zaman bundan 3000 sene once ortalama hava sicakliginin simdikinden 5 derece daha yuksek oldugunu goruyoruz. Unutmayin, simdi kuresel isinma yasadigimizi iddia edenlerin baz aldiklari son otuz yildaki 1 derecelik isinma. Kaldi ki 1940 yilindan beri sadece 0.5 derecelik bir isinma var. Ikinci grafigin gosterdigi baska bir sey de su: kuresel sicaklik oldukca yuksek bir gurultuye (noise) sahip, sicaklik 71 derece ile 77 derece arasinda degisiklik gostermis. Hatta bu degisiklikler yavas yavas ortaya cikmamis, birden bire hizli bir sekilde artmis ve azalmis (Bakiniz Milattan once 500 yili civarinda) sicaklik 4.5 derece artmis, hemen akabinde 5 derece azalmis.
Bu kadar gurultu arasinda 1 derecelik veya 2 derecelik bir sicaklik artisini baz alarak, bakin kuresel isinma oluyor, arabalara binmeyelim, elektrik kullanmayalim, imalat yapmayalim sonucuna baliklama atlamak biraz sacma olmuyor mu?

Yine de dunya cok yasli bir gezegen. Oyle 150 yillik gecmise bakip sonuc cikarmak kadar, 3000 yillik gecmise bakip sonuc cikarmak da cok dogru degil. Bilim adamlari sagolsun 400000 yillik sicaklik degisimlerini bir sekilde hesaplamayi becermisler. Simdi bu grafige bakip daha mantikli sonuclar cikarabiliriz. Ucuncu grafige bakarsak her 100000 yilda bir kuresel sicakligin simdiki seviyelerinin 5 derece yukarisina kadar ciktiktan sonra dusmeye basladigini, bun muteakiben sicakliklarin dustugunu ve uzun sureli buzul caglari yasadigimizi goruyoruz. Yani buradaki tehlike sicakliklarin yukselmesi degil, aksine dusup tum dunyayi yeni bir buzul cagina suruklemesi.
Bence bizim sorunumuz kuresel sogumadir. Yinede bunu bir kenara birakalim ve kuresel isinma var mi sorusuna geri donelim. Kuresel sicakligin 1-2 derece yukselmesini bence gurultuden ayirt edemeyiz. Sanayilesmenin olmadigi milattan once 10000 yilindan milattan sonra 1000 yilina kadar gecen 11000 yilda toplam kuresel isinma 10 derece olmus. Simdi burada tam Demirel vari veya Ibrahim Tatlises vari bir laf edebiliriz: kuresel isinma vardi da biz mi yedik, ya da Urfada kuresel isinma vardi da gitmedik mi? 11000 yildaki kuresel isinmayi doga kendisi yaratti da son 1000 yildaki 3 derece sogumanin sebebi mi sanayilesme?

Kuresel isinmanin oldugunu iddia eden iklim bilimcilerin benim gozumde Istanbul'da onumuzdeki bir kac sene icerisinde deprem olacagini iddia eden deprembilimciler kadar kredibilitesi var, yani pek bir kredibiliteleri yok. Bundan 30 sene once kuresel sogumanin oldugunu dusunen bu uckagitcilar simdi de milletin gozunu kuresel isinma ile korkutup kendilerine cikar saglama pesindeler. Bundan 8 ay once, firtina sezonu baslamadan once kuresel isinmacilar "REKOR SAYIDA" buyuk firtina tahmin ediyorlardi. Nasilsa 2005 senesinde Dennis, Emily, Katrina, Rita ve Maria isimli 5 tane buyuk firtina olusmustu. Teorilerine gore Meksika korfezinde kuresel isinmadan dolayi su sicakligi artiyor ve bu firtinalarin daha da buyumesine neden oluyordu. Peki rekor sayida buyuk firtina tahmini yapilan 2006 yilinda kac tane buyuk firtina yasandi? 15? 10? 9? 5? 3?
Dogru cevap SIFIR. Kuresel isinma var mi? Gercekten var mi?
Küresel ısınma var mı yok mu sorusuna cevap vermeniz kolaylaştı mi?
Read More!

Organ Bagisi Israil Modeli

Aslinda modeli oneren Marginal Revolution'in yazarlarindan Alex Tabarrok. Serbest piyasada organlarin alinip satilmasini nefsine yediremeyenler icin alternatif bir cozum onerisi uretmis. Cozum, organ bagisi yapmaya dini ya da baska bir sebeple karsi cikan birisi neden baska insanlarin bagisladigi organlardan yararlansin sorusundan ortaya cikiyor. Yani organini bagislamamis bir kisinin diger insanlarin bagisladigi organlardan faydalanmasina izin vermeyerek isin talep yonunu kisiyoruz. Insanlar gelecekteki organ alamama riskini azaltmak icin simdiden organlarini bagislama yolunu sececeklerinden isin arz yonunu arttiriyoruz. Neticede organ kitligi azalacaktir. Sistemin kritik bir mekanizmasi ise sudur: organlarini bagislayan kisiler 1 sene bekleme suresinden sonra eger ihtiyaclari var ise bagislanan organlar icin siraya girebileceklerdir. Yoksa insanlar onceden bagis yapma yolunu secmeyeceklerdir.

EFT Nedir?  Faşizm nedir?  Özel Üniversiteler  Devlet Üniversiteleri  Türk Bilim Adamı

Israelde uygunlanmak istenen modele bu sayfadan ulasabilirsiniz.

Bu sistem organ kitligini tamamen ortadan kaldirmayabilir ama mevcut sistemden daha iyi sonuclar ortaya cikaracaktir. Read More!

Google ve Blogger Problemi

Uzun cabalardan sonra problemin teshisinde ilerleme kaydettigimi dusunuyorum, yardimci olan arkadaslara tesekkur ederim. Ayni problemi yasayan arkadaslar icin belki bu yazi bir cozum olusturur.

Problemin kaynagi Google degil Blogger imis (gerci Blogger'in sahibi Google ama). Blogger uzerinde spam yapan bir suru blog var imis, Blogger da bu spam yapan sayfalari sistemin disarisina itmek icin bir algoritma gelistirmis. Algoritmanin belirledigi sayfalarin kodunun icerisine Blogger meta name ="ROBOTS" (arama robotlari ile ilgili) content="NOINDEX,NOFOLLOW" kodunu otomatik olarak yerlestiriyormus. Bu kod siteyi kopyalamaya gelen arama motoruna "git, buraya bakma" mesaji verdigi icin bu kodun kopyalandigi sayfalar bir muddet sonra arama motorlarindan siliniyormus.

EFT Nedir?  Faşizm nedir?  Özel Üniversiteler  Devlet Üniversiteleri  Türk Bilim Adamı

Buradaki problem su: algoritma bazen spam yapmayan siteleri de spam yapiyor diye yanlis siniflandiriyor. Bu durumda site sahibinin uyanik davranmasi ve onlem almasi gerekiyor. Bizim gibi gec kalirlarsa site arama motorlarindan silinebiliyor. Bu konuda alinabilecek iki tane onlem var.

1. Oncelikle manuel olarak sitenizin kodunda meta name ="ROBOTS" (arama robotlari ile ilgili) content="NOINDEX,NOFOLLOW" satirini bulup silerek bu uygulamaya son verebilirsiniz.

2. Bunun bir daha tekrar etmemesi icin su sayfaya http://www2.blogger.com/unlock-blog.g?blogID=55555555 (55555555 yazan yere kendi blogunuzun numarasini girmeniz lazim) gidip email adresinizi girmeniz gerekiyor. Bundan sonra blogger calisanlarindan bir tanesi sitenizi ziyaret edip spam olup olmadigini kontrol ettikten sonra sizi "kara listeden" cikariyorlar.

3. Google arama motoruna sitenizi tekrardan ekletin ki, robot tekrardan gelsin.

Eger ikinci onlemi almazsaniz, bir sure sonra tekrardan sizin blogunuzu kara listeye alma ihtimalleri olabilir.

Ben yukarida belirttigim onlemleri aldim, bakalim Google robotunun bizim siteyi ziyareti ne kadar zaman alacak. Yeniden eski konumumuza yukselmemiz ne kadar zaman alacak bilemiyorum, gelismeleri yorumlar kisminda okuyucularimiza duyurmaya devam edecegiz. Read More!

Sizce Yenilginin Sorumlusu Kim?

Hurriyet Fenerbahce'nin UEFA kupasindan elenmesinin akabinde suclu avina cikmis ve "Sizce Yenilginin Sorumlusu Kim?" basligini atarak bir anket duzenlemis. Millette gaza gelip ankete cevap veriyor. Biz de cevaplayacagiz.

Ortada bir yenilgi yok, mac berabere bitmis oncelikle. Hollanda liginin en iyi takimlarindan bir tanesine sadece gol farki ile elenilmesi bir basarisizlik degil bir basaridir. UEFA kupasinda grup asamasini gecip bu turda mucadele etmek basli basina bir basaridir, ustune ustluk her iki mactan da beraberlikle ayrilmak daha buyuk bir basaridir. Elenmek sanssizligin sonucu degil, sansli olunmamasinin sonucudur.

Liderlik Nedir?   Küresel ısınma Nedir  Komünist Nedir  Komünizm nedir?  Kapitalizm Kapitalist nedir

Bakin 14 Eylul tarihinde yazdigim yazida ne demisim: "Kendi gozlerimle maclari izlemesem gazetelerin doldurusuna gelip Turkiye'de futbolun yuksek bir seviyede oynandigini dusunmeye baslayacagim. Yok Galatasaray kolay kura cekmis de, yok Fenerbahce UEFA'da finali hedefliyormus da. Adamlar ekonomiden anlamadiklari gibi futboldan da anlamiyorlar. Nedense basin ekonominin gidisi hakkinda karamsar, futbolun gidisi konusunda ise iyimser. Biz ise gordugumuzu soyluyoruz ve durum basinin yazdiginin tam tersi gibi gorunuyor."

Internetin en cok bu tarafini seviyorum, insanlarin dansoz gibi kivirmasina olanak tanimiyor. Lig baslarken gazeteler futbolseverlere gaz veriyordu, simdi sonuclar ortada. Fenerbahce UEFA kupasini alamadigi icin "suclu" ariyorlar; ben de 100 metreyi 5 saniyenin altinda kosamiyorum, suclu acaba Zico mu, futbolcular mi, yonetim mi, yoksa hakem mi?

Avrupa kupalari hakkindaki goruslerimizi 15 Ekim tarihinde su sekilde ozetliyoruz: "Galatasaray grubundan 3. olup UEFA kupasina katilabilirse buyuk basaridir. Fenerbahce ve Besiktas da gruplarinda 3. olup UEFA kupasinda bir ust tura cikarlarsa basaridir. Eger takimlarimiz basarili olup da bir ust tura cikarsa rakip kim olursa olsun eleneceklerdir." Fenerbahce bir ust tura cikmayi basardigi icin basarilidir, ve su an icin Turkiye'nin en iyi takimidir. Ayni yazida Fenerbahce'nin kotunun iyisi oldugu icin ligi de sampiyon tamamlayacagi tahmininde bulunmusuz, simdi puan farki 7 oldugu icin bir kisminiz cikip ne var bu tahminde ben de aynisini tahmin ediyorum demeyin bana, biz bu tahmini ligin basinda "Ak koyun kara koyun" belli degilken yaptik.

Egri oturalim, dogru konusalim. Biz oyle futboldan cok anlamayiz, kucukken mahalle arasinda ikiye iki veya uce uc mac yaptigimiz olmustur, biraz buyudugumuzde ise calim atmayi beceremedigimiz icin kalecilikten fazlasini yapmamisizdir. Undergrad'dan mezun olduktan sonra calisirken ise ilk defa santrafor olarak oynama sansini elde etmisiz, onun da nedeni iscilerin amiri olmamiz. Doktora yaparken ise belesci santrafor olarak rakip kaleciden bile rakip kaleye daha yakin bir pozisyonda futbol yasantima devam ettim, hep kendimden genclerle oynadigimdan cocuklar kibarca "Abi biraz orta sahaya falan gel bari, cok ilerdesin" seklinde uyarida bulunuyorlardi da benim ne sakatlanmaya niyetim vardi, ne de kosmaya dermanim.

Niye anlatiyorum bunlari. Cunku sonuclar ortada ve Turkiye'deki futbol yazarlari icerisinde en iyi tahmini ben yapiyorum. Hem de bunu sadece 5-6 tane mac izleyerek yapiyorum, gunlerimi saatlerimi futbolla gecirmiyorum. Isin sirri olaylara tarafsiz bakabilmekte, ayrica futbol oyle karmasik bir oyun da degil. Demek ki Turkiye'de tarafsiz futbol yazari pek yok, herkes yorumlarini futbol politikasi yapmak icin kullaniyor. Politika yapmak, cikar saglamak icin yorum yazmaya basladiginiz zaman ise dogrulardan uzaklasirsiniz.

Ayni sey ekonomi yazarlari icin de gecerli. Burada defalarca ekonomi doktorasi yapmis kisilerin, kendilerine politik cikar saglamak cabasindan olsa gerek, dogru yoldan saptiklarini, sacma sapan yorumlar yaptiklarini ortaya cikardik. Bundan sonra da buna devam edecegiz.

Futbol ile ilgili yeni tahminlere gelince. Cok sey beklemeyin, cunku Ekim ayindan beri futbol izlemiyorum artik, bu sezon sonuna kadar da izlemeyi dusunmuyorum. Parama ve zamanima yazik, bir avuc amatoru izlemek icin ayda $15 odeyemem. Gelecek sezon ise en azindan sezon basinda tekrar futbol izlemeye baslayacagimi simdiden haber vereyim. Yani yeni tahmin duymaniz icin 6 ay daha beklemeniz gerekecek. Gazetelerden okudugum futbol haber ve yorumlarini baz alarak ise tahmin yapma yolunu secmeyecegim cunku yanlis verileri kullanarak dogru tahminler yapilamaz.

Uzun bir yazi oldu. Toparlayalim, yazinin anafikri su: 300 kisi blogumuzu takip ediyor, hala bir kisi cikip da bizim su Google problemimizi cozmek icin yardim etmedi, teessuf ediyorum. Bu probleme bir cozum bulamazsam blogu baska bir adrese tasimak zorunda kalacagim, bu da gereksiz islere daha fazla zaman, ekonomi yorumlarina ise daha az (veya hic) zaman harcayacagim anlamina gelir. Simdiden haber vereyim dedim. Read More!

Yabancı doktorlar ve Hekim Açığı

Bugün hasbel kader NTV'de yayınlanan Yakın Plan programında yapılan "hekim açığı" ve yabancı doktorlar tabanlı tartışmayı izledim. Konunun uzmanı değilim, fazla bir bilgim de yok. Bunu baştan peşin peşin söyliyeyim.

Tartışmada, meclis temsilcisi (sanırım hükümet kanadını temsil ediyordu) kişi başına düşen doktor sayısını diğer ülkelerle (özellikle AB ülkeleri ile) karşılaştırarak Türkiye'de önemli bir hekim açığı olduğunu, sorunun uzun vadede çözülmesi için şimdiden yeni tıp fakülteleri açmamız gerektiğini söylüyordu. Buna karşılık TTB (Türk Tabipler Birliği oluyor sanırım) rakamsal karşılaştırmaların bir anlam ifade etmediğini, zaten istatistiklerin herkes tarafından gerçekleri çarpıtmak amacı ile kullanılabildiğini, Türkiye'de hekim açığı gibi bir problemin öncelikli sorunlar arasında yer almadığını iddia etti.

Liderlik Nedir?   Küresel ısınma Nedir  Komünist Nedir  Komünizm nedir?  Kapitalizm Kapitalist nedir

Söyledim, benim bu konuda uzmanlığım yok. Tek yapabileceğim rakamları karşılaştırarak bir sonuca ulaşmaya çalışmak, ancak bu da geçerli sayılmıyor. Ancak, tesadüf, ben de bir kaç gün önce doktor olan bir arkadaşımla benzer bir tartışma içinde bulmuştum kendimi. Doktor arkadaşım hükümetin yabancı doktorların Türkiye'de çalışmasına izin veren düzenlemesini eleştiriyordu. Bu tartışma Türkiye'de yabancı futbolcu sınırlaması konusu ile benzerlik oluşturuyor. Saha uzmanlığım olmamasına karşın genel anlamda bir görüşum var elbette. O da yabancı doktorların (ya da yabancı futbolcuların) Türkiye'de çalışmalarını serbest bıraktığımız zaman, bunun rekabeti artıracağı, bunun sonucunda da tüketicilerin ya da hastaların bu durumdan karlı çıkacağı şeklinde idi.

Benzer şekilde, yabancı futbolcu sınırlamasının kaldırılması da Türkiye'deki astronomik futbolcu ücretlerini aşağıya çekecektir. Bundan da öncelikle futbol klüpleri, daha sonra da futbol izleyicileri kazançlı çıkacaktır. Belki bu sayede Türkiye sınırları içinde yıldız geçinen ama uluslararası rekabette isimlerinin okunmadığı Alex, Tümer, Tuncay, Arda, Hasan Şaş, Sergen, Gökdeniz gibi "kötü" futbolcuların hegamonyasına ve şımarıklıklarına son verilebilir.

Doktorlar konusuna geri dönersek, işin bir boyutu daha var. (Tam rakamları bilmiyorum ama programda konuşulduğu kadarı ile) Türkiye'de elli bini uzman elli bini pratisyen yüz bin civarında doktor varmış. Yılda da beş bin doktor yetişiyormuş. Ancak, bu yüz bin doktorun yarısından fazlası üç şehirde (Kars, Mardin ve Kütahya değil tabiki) bulunuyormuş. Doktor arkadaşımla tartışırken, arkadaşım doğuda mecburi hizmet düzenlemesini de eleştiriyordu.

Benim anlayamadığım nokta, hem yeni doktor yetiştirilmesine karşı olacaksınız, hem yurtdışından doktor gelmesine karşı olacaksınız, hem de doğu illerine mecburi hizmet yöntemi ile doktor gönderilmesine karşı olacaksınız. Ben yabancı doktorların çalışmasının serbest bırakılmasını, yeni tıp fakültelerinin açılmasının (hatta özel sektörün de teşvik edilmesini) mantıklı, mecburi hizmet uygulamasının saçma olduğunu düşünüyorum.

Son olarak, Türkiye'nin sağlık turizmi potansiyelini de göz önünde bulundurduğumuz zaman yabancı doktorlar nedeniyle işsiz kalabilecek olan Türk doktorlarının bile uzun vadede bu durumdan kazançlı çıkacağını düşünüyorum.

Acaba yanlış mı düşünüyorum?

Borsa Yorumları
Altın Yorumları
Borsa nedir?
Borsa nasıl oynanır
Hisse Yorumları
Ekonomi nedir Read More!

Merrill Lynch'in Buyume Enflasyon ve Dolar Kuru Tahmini

NTV-MSNBC'de eski bir haber gozume carpti, Merrill Lynch'in buyume enflasyon ve dolar kuru tahminini yorumsuz aktariyorum:

"2002 yılına ilişkin tahminlerini de yayınlayan Merrill Lynch, ekonomide reel büyümenin yüzde 2.5, yıl sonu enflasyonunu da yüzde 50 olacağını savundu. Merrıll lynch’in raporunda, 2002 yılı sonu dolar kuru 2 milyon 400 bin lira olarak tahmin edildi. "

Liderlik Nedir?   Küresel ısınma Nedir  Komünist Nedir  Komünizm nedir?  Kapitalizm Kapitalist nedir

Vay be, adamlar her seyi nasil da biliyorlar!!!! Read More!

Google Nedir?

Erdal Saglam bugunku kose yazisinda %10'luk stopajin dusurulmesi yonunde lobi faaliyetleri icerisine girmis, bayram degil seyran degil enistem beni niye optu diyesim geliyor. Vergi kacakciligini ortadan kaldirmanin tek yolu vergileri sifirlamak degildir konulu bir yazi yazacaktim ama kafamda baska bir soru var.

Bundan yaklasik 2-3 hafta once Blogger bizi zorunlu olarak eski versiyondan yeni versiyona gecirtti. Ben gecmek istemiyordum, isimiz web tasarimi veya arama motoru optimizasyonu yapmak degil. Bu degisimden once Google'da "ekonomi turk" diye aradiginiz zaman 1 numarali sonuc olarak biz cikiyorduk, hatta gecen ay "turk ekonomi" diye arama yaptiginiz zaman Turk Ekonomi Bankasinin ardindan 2 numarali sonuc olarak biz gosteriliyorduk. Bunun yaninda ekonomi ile ilgili terimlerle yapilan aramalarda da biz ilk sayfada, bilemediniz ikinci sayfada gosteriliyorduk. Gunde 300'e yakin kisi Google vasitasiyla sitemize geliyordu.

VOB nedir?     Taksi Şöförü   Borsa Tüyoları?   Olasılık nedir?   Enformasyon Nedir

Son zamanlarda isler degisti ama. Artik "ekonomi turk" diye arama yaptiginiz zaman ancak ikinci sayfada karsiniza cikiyoruz, bizden once bizi haber yapmis diger bloglarin yazdigi yazilar arama sonuclarinda gosteriliyor. "Turk Ekonomi" diye arama yaptiginiz zaman ise bizi ancak 7. sayfada gorebiliyorsunuz. Bir sure sonra herhalde hic kimse bize Google vasitasiyla ulasamayacak. Bugun Google bize sadece 15 civarinda kisi gonderdi, %95'lik bir azalma var.

Ote yandan ayni problem Yahoo'da yok mesela, "turk ekonomi" diye arama yaptiginiz zaman bile bizi 1 numarada gosteriyor. Bu konulardan anlayan arkadaslar var ise bana yardimci olabilirlerse sevinirim. Eger Google bu tur hatalari yaygin olarak yapmaya basladiysa cok da iyi bir arama motoru degildir demektir ve bu diger sirketler icin onemli bir firsat da olusturabilir diye dusunuyoruz.

Not: Aklima gelen alternatif bir aciklama da var. Acaba bizim basarimizdan hoslanmayan, hakkinda atip tuttugumuz bir kesim bize karsi bir komploya mi giristi? Ben de kafayi yemeye basladim galiba!!

2. Not: Benimle ayni probleme sahip baska birisini buldum. Read More!

Sahte Yabancilar

Hurriyet bugun "Yerli yatırımcı 130 bin sahte yabancı kiraladı" baslikli bir haber yayinlamis. Basligin Turkce mealine bakarsak yerli yatirimcilar bayagi bir kazik yemis anlami cikiyor, cunku vergi indirimi almak icin sahte degil, gercek yabanci olmak lazim. O yuzden "sahte yabanci" kiralayanlar vergi indiriminden yararlanamazlar.

Yok mu bu gazetenin editoru? Soylenmek istenen "130 bin yerli yatirimci yabancilari kiralayarak vergi sahtekarligi yapiyorlar".

VOB nedir?     Taksi Şöförü   Borsa Tüyoları?   Olasılık nedir?   Enformasyon Nedir

Ben yurtdisinda ikamet ettigim icin "gercek yabanci" kategorisine giriyorum. Ama ben Turkiye'de kardesimin banka hesabi uzerinden islemlerimi gerceklestiriyorum ki, Turkiye'de elde ettigim gelir uzerinden Amerikan hukumetine vergi vermeyeyim. Buradaki en dusuk vergiler %15, kisa vadeli gelirlerin vergisi %35'e kadar cikabiliyor. O yuzden Turkiye'de kardesimin ustunden alim satim yapmak benim icin vergi kacinilmasi bakimndan daha mantikli. Avrupanin vergi kanunlarini bilmiyorum ama.

Yazinin ana fikri ayrimcilik yapmayin, yerli yatirimci da vergi vermesin. Bunu anliyoruz da kendinizi hakli gostermek icin 130 bin kisi bunu yapiyor diye iskembeden niye atiyor onu anlamiyoruz. Nasil hesaplamis bu rakami vergi uzmani Dr. Veysi Sevig aciklarsa biz de seviniriz.
%10'luk vergi fazla degil, ya tum yatirim araclarina istisnasiz uygulayin, ya da tamamen kaldirin. Vergi adaleti konusunda niye bu kadar basiretsiziz anlamiyorum, istisnasiz solcusu da sagcisi da hepsi dahil. Read More!

TUFE'ye Endeksli Tahvil Ihraci Sonuclandi

Nihayet TUFE'ye endeksli tahvil ihraci sonuclandi da reel faiz "gercekten" ne imis bir fikir edinebildik. 5 yil vadeli 6 ayda bir %5 kupon odemeli tahvillerin bilesik faizi %9.95 gerceklesmis. Bu bilgi bircok anlama geliyor ama oncelikle "Reel Faiz Meselesi" baslikli yazimizda tartistigimiz noktalara aciklik getirelim.

O yazinin yazilmasinin sebebi cogu zaman cok saglam yorumlar yapan Morgan Stanley ekonomisti Serhan Cevik'in "Reel faizler, beklenen enflasyon oranlari ve nominal faizler goz onune alindiginda %13.5 gibi bir rakama karsilik geliyor; bu rakam cok yuksektir. secim yilinda olmasi gereken rakam %10'dan fazla olmamalidir" ifadesiydi. Biz de buna karsilik "Anketle hesapladiginiz enflasyon beklentisini burada kullanamazsiniz, onemli olan parayi bastirip tahvil alan kisinin enflasyon beklentisidir. Madem reel faiz olmasi gereken %10'dan 350 bazpuani daha fazla, sirketin sermayesini gelsin Turkiye'ye yatirsin" demistik. Reel faiz bugun piyasada %10 olarak belirlendigine gore bizim hakli oldugumuz ortaya cikmis oldu. Reel faiz onun soyledigi gibi %13.5 degil, onun olmasi gereken olarak belirttigi %10 civarinda gerceklesti. Bu durumda ortada bariz bir arbitraj imkani da kalmiyor degil mi?

Tutumluluk Nedir    Nükleer Enerjinin Zararları    Nükleer Kirlilik    Nükleer Nedir    Fraktallar    Sosyalizm Nedir

%10'luk reel faizlerin baska bir anlami da var. O da 5 yil vadeli beklenen enflasyon oraninin %7-8 civarinda oldugudur. 5 yil vadeli nominal faizler %17-18 araliginda seyrettigi icin bu sonucu cikariyoruz. Demek ki piyasadaki oyuncular da benim gibi enflasyonu dusurmenin kolay olmayacagini dusunuyorlar.

Ote yandan, bana sorarsaniz %10'luk reel faizler cok cazip yatirim araclaridir, ozellikle parasini YTL olarak kazanan ve Turkiye'de emekli olacak kisiler icin. Bu firsat kolay kolay bir daha ele gecmez, demedi demeyin, paranizi harcamayin, biriktirin, %10'luk reel faizlere atlayin, hem de baliklama atlayin. Uzun sure bu seviyelerde kalmaz.

Haber turumuzun ikinci duragi doviz. Bundan yaklasik 3 ay once bir kisim ekonomist "doviz kisa vadede ilginc olmaya basladi" diyerek bize paramizi TL'den dolara cevirmemizi tavsiye etmisti. Biz de bu kisileri "Doviz Alin Diyenlerin Listesi" baslikli bir yazi ile afise etmis, ve Subat sonunda bu kisilerin hesabini kesecegimizi soylemistik. Daha 1 haftalari var, ancak bugun bu konu ile ilgili ilginc bir haber gozume carpti. Haberde "Yabancı para girişinin devam etmesiyle düşüş trendine giren dolar, 1,38 YTL'de tutunmaya çalışıyor. Merkez Bankası'nın bu gelişmeler karşısında nasıl bir tutum sergileyeceği konusunda farklı görüşler var. Bazı uzmanlar, 1,37 YTL seviyesinden müdahale beklerken bazıları da Merkez'in müdahalesini sürpriz olarak görüyor" deniliyor. Neyse soyleyeceklerimi haftaya birakayim.

Haber turumuzun son duragi gayrimenkul sektoru. Habere gore 2006 yilinda yabancilara $2.9 milyarlik gayrimenkul satisi gerceklestirilmis. Turkiye'de gayrimenkul fiyatlarinin ve dolayisiyla kiralarin uzun yillar boyunca enflasyonun uzerinde artis kaydedecegini her firsatta belirtiyorum. Faizlerin yukselmesi bile bu sektoru yavaslatti ama durduramadi. Fiyatlar hala niye yukseliyor ve gelecekte niye yukselecek diye dusunuyorsaniz disaridan gelen talebe iyi bakin derim. 2007 yilinda daha fazla satis yapilacaktir, onu da belirteyim. Umarim okuyucularimiz "ulkeyi parsel parsel satiyorlar" diye yorum birakmaz! Read More!

iktidarlar geçicidir, peki cehalet?

Aşağıdaki satırlar Yiğit Bulut'un 20 Şubat 2007 tarihli "İktidarlar geçicidir..." başlıklı yazısının giriş kısmından.

"Lütfen bulduğunuz bir 'çan eğrisine' bakın ve sonrasında elinize bir kâğıt alıp 'tepe noktasında' kalabilmişleri (ister lider, ister şirket, ister toplumsal hareket, ister bir ekonomik süreç) kâğıda not edin. Kâğıdınız boş kaldı değil mi?"

Yazı üzerinde genel olarak yorum yapılabilir. Ama ben yorum kısmına girmeden önce teknik açıdan okuyucularımıza danışacağım. Özellikle istatistik eğitimi almış olanlara.

Tutumluluk Nedir    Nükleer Enerjinin Zararları    Nükleer Kirlilik    Nükleer Nedir    Fraktallar    Sosyalizm Nedir

Bu cümle sadece bana mı komik geldi? (Çan eğrisi=bell shaped curve ya da bell curve)

"Çan eğrisinin tepe noktasında kalmak" deyimini anlamak istiyorum herhangi bir sey soylemden önce.

Buyurun size malzeme, buyurun interaktif blog hizmeti. Read More!

Son 10 ayın en düşük Kapasite Kullanim Orani

Hürriyet'ten bir başlık: "Kapasite kullanımı 10 ayın en düşüğü"

İmalat sanayiindeki kapasite kullanım oranlarını bu şekilde başlığa taşımakta usta olan "iyi niyetli" Hürriyet yazarlarının ve ekonomi servisindeki arkadaşlar acaba hiç karpuz tüketiminin son beş altı aydır neden düştüğünü, Fenerbahçe'nin son üç aydır şampiyonlar liginde neden hiç gol yemediğini düşünmüşler midir? Eğer hala kafalarına "dank" etmediyse aşağıdaki örneği incelesinler.

Resmi maçlar göz önüne alındığnda, Fenerbahçe Kasım ayında 13 gol atmış. Gol sayısı Aralık ayında 11'e Ocak ayında 6'ya düşmüş. Aynı şekilde, Beşiktaş Kasım ayında 10 gol atarken Aralık ayında 6, Ocak ayında 5 gol atmış. Galatasaray da 11 gol attığı Kasım ayından sonra Aralık ayında 6 ve Ocak ayında sadece 2 gol atabilmiş. Performanslardaki düşüş inanılmaz boyutta.

Bütçe Nedir    iktisat Nedir    Borsa Yorumları    Kredi Faiz Oranları    Türkiyede Ödenen Vergiler, Vergi Türleri

Allah allah, demeden edemiyor insan. Var bu Ocak ayında bir bit yeniği... İster misiniz, imalat sanayi ile üç "adı büyük" takımımızın gol atma performansları arasında bizim göremediğimiz bir ilişki olsun.

Efendim, takip etmeyenler belki bilmez. Ama yine de kapasite kullanım oranlarının yıllık gelişimini görmek istiyorsanız (siz deli misiniz?) istatistik kurumunun sayfasından ya da Orhan Karaca'nın kısa notuyla birlite yayınladığı grafikten görebilirsiniz.

Son olarak, haberde imalat sanayiinde üretimin yüzde 6 azaldığı söyleniyor. Rakam doğru ama arkadaşlar bu küçülmenin bir önceki aya göre olduğunu belirtmeyi unutmuşlar. Art niyetleri yok canım, tabi ki yok. Belirtelim, İmalat sanayii üretim endeksi eğer gerçekten Aralık ayına göre yüzde 6 azalacaksa, bu yıllık bazda yüzde 22 civarında bir artışa tekabül ediyor. Rakam o kadar yüksek ki ister istemez uçmayalım diyorum. Read More!

Organ Bagisi Detaylari

Counteratak'tan Haci organlarini bagislamis ama (Allah gecinden versin) o oldukten sonra yakinlarindan 3 tanesi itiraz edip organ bagisina engel olabiliyormus. Ben bu isin detaylarini veya yasal boyutunu, ve bu uygulamanin mantigini bilmiyorum. Bilen arkadaslar bizi de bilgilendirirse sevinirim.

Devlet Nedir    UNESCO Nedir    Bono Nedir?    Reeskont Nedir    Enflasyon Nedir  Aritmetik Ortalama Nedir  Forex Nedir

Garip ulkeyiz vesselem, ulkede organ bagislayan, veya yardim yapmaya calisan 3-5 kisi var, onlara da yapmadigimiz eziyet yok. Read More!

Enflasyon düşecek. İlerde şok indirimler yapmak yerine faizi ufak ufak düşürmeye başlamalıydık

Enflasyon beklentileri faiz oranları üzerinde belirleyici olmayabiliyor. Hatırlarsanız 2002 beklentileri çok kötüydü ama faizlerin çatır çatır düşmesine engel olmadı. Çok mu anormal ? Hayır. Unutmalayalım ortalıkta yabancı aktörler de var. Kazandıkları paraları Türkiye'de harcamayacaklar, enflasyonun ne olup olmadığı onları 'doğrudan' ilgilendirmiyor. İlgilendikleri ne olabilir ? Merkez Bankasının davranış kalıpları. MB içerden-disardan gelebilecek dalgalari en az seviyeye indirmek istiyorsa onlarla da empati kurabilmeli. Eger faizin yükselme ihtimali belirirse; uzun vadede durmayacaklar, varlıklarını satacaklar, faizlerin yükselişi son bulana kadar kisa vadede veya dövizde bekleyecekler. MB davranışlarının sonuçlar üzerinde etkisinin olmadığını söyleyemeyiz. Var ama düşünüldüğü kadar basit değil, oldukça karmaşık (çok sükür var, hiçbir kontrolümüzün olmamasi daha kötü olmaz mıydı? ).

Devlet Nedir    UNESCO Nedir    Bono Nedir?    Reeskont Nedir    Enflasyon Nedir  Aritmetik Ortalama Nedir  Forex Nedir

Geçenlerde hazine kağıtlarının değerlerine şöyle bir göz attım (http://www.paragaranti.com/).
Bileşik faizler 19'lar civarına oturmuş. MB'nin faizinin bileşik değeri de bu civarlarda (hesaplamak için daha önce verdiğim denklemi kullanabilirsiniz). Faiz neredeyse dibe vurmuş durumda. Ancak hala ufak da olsa bir marj var. Çünkü MB yıl içinde faizini düşürürse hesapladiğımız bileşik kazancı elde edemeyebiliriz. O zaman sorun şu noktada düğümleniyor: Merkez Bankasi gelecek dönemde faizini düşürecek mi ? Beklentinin en azindan ‘yükseltmeyeceği' şeklinde olduğu anlaşılıyor.

Sitedeki grafikleri inceleyelim. Faizler Haziran ayında 14'den 22'lere fırlamış. Portföylerinde bu kağıtları taşıyanlar likit pozisyonlarını kaybetmişler. Önemli. Niye ? Çünkü bu tür varlıklara yatırım yapan fonların değeri düştü. Elbette değeri düşen varlıklar iştah da kabartabilir. ANCAK, yemeğe saldırmadan önce MB'nin gelecekteki tutumunu kestirebilmeliyiz. Aksi takdirde lokmalar boğazımızda kalabilir. MB'nin menüsünde faizi şok seviyelerde artırmak varsa, en sağlamı kısa vadede veya dövizde oturmaktır. Faizi hızla yükseltmek sermayeyi kısa vadeye çeker. Volatiliteyi artırır. Bir Merkez Bankasının, dalga sırasında yapması gereken en son şey budur.

Günlük faizi düşürmemekte ısrar etmesi Merkez Bankasının enflasyonla mücadelede kararlığını göstermesi açısından takdire şayan bulunabilir. Ancak ilerde, fiyat artışlarının aniden yavaşladığı dönemde, paniğe kapılmayıp faizi hızla düşürmeye kalkmadıkları takdirde ! Bu davranış şekli TL’nin şiddetle değer kazanmasına yol açacak, durdurmak için de 2006 öncesinde olduğu gibi kucak dolusu TL’yi döviz karşılığı piyasaya sürmek zorunda kalacaklar. Bir süre sonra yeniden kendimizi enflasyon dalgasının içinde bulacağız.

Enflasyon hızla düşebilir. Faizde şok indirime gitmek yerine bugünden geleceği görüp, ufak ufak indirime gitmek daha doğru bir yaklaşım olurdu. Tahminlerimi Ekonomix’in ‘kara listesine’ girme riskini göze alarak yapıyorum. Eee, n’apalım yani, kaybetmeyi göze almadan kazanamayız ki. 2007 sonunda konuyu tekrar değerlendirelim.

Mayıs ve Haziran aylarında faizlerin yükseleceği anlaşılınca ‘uzun’ pozisyonları satıp kısa vadeye geçip, daha sonra faizlerin ‘tavan’ yaptığını gördükten sonra eski pozisyonlarına geri dönenler, dalgadan neredeyse hiç yara almadan çıktılar. Ancak paniğe kapılıp ikide bir girip çıkanlar ciddi kayıplara uğradı. Serbest kur rejimi ‘zırt-pırt’ girip çıkma alışkanlığı olanları uzun vadede cezalandırır.

Sonuç: Serbest Kurun ‘dalgaları emen’ karakterine en başta Merkez Bankası olmak üzere hepimiz saygılı olmalıyız. Şimdiye kadar bu gereğince yapılmadı. Biraz cesur olalım lütfen. Piyasanın fiyatlamasını kabul edelim.

Ahmet Çavuşoğlu Read More!

Irkci Ifade!?

Bugun Hurriyette komik bir yorum gozume carpti. Hurriyet Newcastle'da oynayan Emre'nin Boltonlu siyahi bir oyuncuya "s..... maymun" dedigi yonunde iddialar oldugunu yaziyor ve Emre hakkinda yapilan irkci ifadeler kullaniyor suclamalarina bir yenisinin eklendigini soyluyor.

Oncelikle Newcastle ilginc bir sehir, 10 sene once gitmistim, halkin iki tane eglencesi var, barlar ve futbol takimi; milletin yarisi uzerinde futbol formasiyla sokaklarda dolasir.

Manipülasyon Nedir  Borsa Nedir  Hisse Senedi Nedir  Kırmızı Başlıklı Kızın Hikayesi  IMF Nedir    Ekonomi Nedir    Kalite Nedir

Emre'ye de soyleyecek tek sozum var. Bi saniye dusundukten sonra soyleme geregi hissetmiyorum bile. Bunu haber yapmamin sebebi bu degil zaten, haftasonu komedisi. Senem Erdogan isimli bir okuyucu bu habere su yorumda bulunmus:

"Ekim ayında yaşandığını iddia ettikleri olayı basına yansıtmak için Bolton kulübü yetkilileri neden bu zamana kadar beklemişler acaba?!Emre Belözoğlu'nun sarfettiğini iddia ettikleri “s... maymun”,cümlesindeki "S" harfi ile başlayan noktalı alana uygun herhangi bir ırkçı hakaret bulamadım şahsen.Tüm bunlardan sonra,Emre'ye seslenmek istiyorum;Şurası çok açık ki İngiltere'de üzerine oynanan saha dışı ciddi oyunlar var Emre!Kariyerinin baharındasın.Acilen başka bir lige transfer kararı almalısın"

Senem hanim, sakin S ile baslayan kelime SALAK olmasin, irkci ifade "maymun" Allah'in gerizekalisi!!! Bu cumlede kullanilan gerizekali ifadesi irkci bir ifade olmayip, irkci olan ama irkci oldugunu bile bilmeyen zeka ozurluler icin kullanilan bir betimlemeden ibarettir. Emre salagi da insallah cikip da "ben maymun dedim, bunun neresi irkci bir ifade yahu" demez, derse de hic sasirmam yani. Ulkenin devlet bakani cikip da kendi futbol takiminda oynayan futbolcuya "yamyam" derse, gerisini siz dusunun. Ama olsun , biz sevdigimizden oyle diyoruz.

Not: Komplo teorisi yorumu da (uzerine oynanan saha disi ciddi oyunlar var Emre!) gozumden kacmadi ama bu bizim isimiz degil zaten, Izlenimler bu ise bir el ativersin. Read More!

Havuz problemi Nasil Cozulur

Havuz problemi nasil cozulur diye merak edenler okusun. Ekonomi teorisinin çözemediği sorunlardan bir tanesi de havuza işeme problemidir. Toplu olarak kullanılan havuzların temizliği açısından son derece önemlidir. Problemin temeli aslında basit bir mantığa dayanır. Mantık asansördeki iki kişi ile üç kişi arasındaki fark gibidir. Eğer bir asansörde iki kişi varsa, bu kişilerden bir tanesi yellenirse, yellenen kişi her iki kişi tarafından da bilinmektedir. Ancak asansörde üç kişi varsa, yellenen kişi hariç, pis kokuya kimin neden olduğu bilinemez. Belki de Araplar bu yüzden iki kişiyi çoğul olarak kabul etmiyorlar. Arapçada çoğul olması için en az üç kişi gerekmektedir diye biliyorum, ama konunun uzmanları, mesela Counteratak hocamız, bu konuda bizi aydınlatırsa seviniriz. Genel olarak bu probleme ekonomide biz “unbearable lightness of farting” diyoruz. Konu hakkında daha detaylı akademik çalışma yapacak arkadaşlara duyurulur.

Manipülasyon Nedir  Borsa Nedir  Hisse Senedi Nedir  Kırmızı Başlıklı Kızın Hikayesi  IMF Nedir    Ekonomi Nedir    Kalite Nedir

Havuz problemi de yukarıdakine benzer bir problemdir. Toplu olarak kullanılan havuzlarda havuza işeme problemi tamamen bir otokontrol mekanizmasına dayanır. Örneğin, 100 kişinin kullandığı bir havuzda bir kişi havuza işerse, kalan 99 kişinin bunu fark etmesi zordur. Ancak 100 kişi de aynı şekilde düşünüp havuza işerse, bu fark edilemeyecek olmaktan çıkar, havuzdan pis kokular gelmeye başlar. Havuzun temiz kalması için havuzu kullanan bireylerin sorumlu davranıp, havuza işememesi gerekmektedir.

Türkiye ekonomisini bu havuza benzetirsek, ortada bir gerçek vardır. Havuzdan pis kokular gelmektedir. Yani, muhtemelen herkes havuza işemektedir. Ama kimse sorumluluğu kabul etmemektedir. Tam tersine herkes “bir tek benim işememle bu havuz bu kadar kirlenmez” mantığı kendisi hariç herkesi suçlamaktadır. Suçlamalar bazen, hatta çoğunlukla, havuz görevlisine yöneltilir. Çoğunluğa göre havuzun görevlisi havuzun temizliğinden sorumludur. Havuzdan pis koku geliyorsa bu da tamamen havuz görevlisinin işini yapmadığındandır. Hatta, kimilerine göre havuzdan gelen pis kokuların tek sorumlusu havuz görevlisidir. Oysa, aslında havuzu kullananlar havuza işemeye devam ettiği sürece havuz görevlisinin bu soruna engel olabilmesi mümkün değildir. Hoş, bu arada, havuz görevlisi de çoğunlukla havuza işeyenler arasındadır. Herkesin gözü havuz görevlisinin üstünde olduğundan, havuz görevlisi bir kaç sefer havuza işerken yakalanmıştır da. Hatta kimi zaman havuz görevlileri işi abartarak havuza tramplenden işeme cüretini göstermişlerdir. Havuzda yüzenler birbirini suçlamakla o kadar meşgullerdir ki havuza işeyenler tespit edildikleri halde cezasız kalmaktadırlar. Havuz görevlisi bu insanlara ceza vermeye kalkınca da “sosyal havuz” ilkesi gündeme gelmekte, havuza işeyen işemeyen herkes “eşit mağdur” statüsünde değerlendirilmektedir.

Havuz görevlisi havuza işeme problemini çözemeyeceğini anlamış, başka projeler üretmeye başlamıştır. Havuz eskiye oranla genişletilmiş, büyütülmüştür. Hatta kimilerine özel bölmeler yapılarak ücreti karşılığında temiz suda yüzme imkanı getirilmiştir. Ama zihniyet değişmediği için bu özel bölmeler de kısa sürede kirlenmeye başlamıştır. Asıl gerçek ise değişmemiştir. Havuz pistir. Herkes havuza işemeye devam etmektedir.

Suçlu kimdir? Read More!

Olivia

Bebek Isimleri baslikli yazimizda bahsettigim yakinimin nihayetinde sectigi isim Olivia'dir. Ekonomist adam kendisini hemen belli ediyor, Orhan Karaca biraz da sansinin yardimiyla dogru ismi ilk tahmin eden kisi oldu. Dragut da dogru cevabi %50 olasilikla tahmin etmeyi basardi. Yazimizda ipucu olarak vermedik ama isim secilirken kullanilan kriterlerden bir tanesi, Orhan Karaca'nin da belirttigi gibi, telaffuzunun Turkceye yakin olmasi idi. Bu kriteri saglayan isimler Emily, Emma, Olivia, Isabella, Sophia, Elizabeth, Alexis, Alyssa, ve Mia.

Hisse Yorumları   Küresel ısınma Karikatürleri  Pesimist Nedir?  Fraktal Nedir  Borsa Nasıl Oynanır  inovasyon nedir

Isabella ve Sophia hispanik etnik kimligi simgeleyen isimler oldugu icin elendiler. Alexis Yunan asilli kizlara verildigi icin elendi. Elizabeth hem uzun hem de Ingiltereyi cagristirdigi icin elendi.

Emily ve Emma en populer isimlerden oldugu icin secilmediler (yakin cevrede bu isme sahip birilerinin bulunma olasiligi daha yuksek oldugu icin elendiler).

Geriye kalan 3 isim icin kullanilan kriter ise ismin anlami idi. Mia, sea of bitterness gibi garip bir anlama sahip oldugu icin elendi. Diger iki isimden de Olivia secildi, herhalde kulaga daha hos geliyor diye. Read More!

Reel Faizler Yuksek mi Dusuk mu?

Reel faizler yuksek mi dusuk mu sorusuna bir kac gundur cevap ariyoruz. Okuyucularimizin kafasi yapacagimiz argumanlarla karismadan once nominal faizlere ne olacak sorusuna cevap verelim. Nominal faizler dusecek efendim. En azindan ben kendi parami nominal faizlerin dusecegi varsayimindan hareketle yonlendiriyorum. 2007 senesinin basinda Cocuk Esirgeme Kurumuna 10 YTL bagis yapan bir okuyucumuzla endeksin uzerinde performans gosterecek 3 hisse senedini paylasmistim; onlarin 2 tanesini faizlerin dusecegi varsayimina dayanarak secmistim. Su ana kadar piyasa getirisinin cok uzerinde bir getiriye sahip bu iki kagit. Bu kagitlari ogrenmek isteyenler TEGV'e 10 YTL bagis yaparak bu bilgiye erisebilirler.

Hisse Yorumları   Küresel ısınma Karikatürleri  Pesimist Nedir?  Fraktal Nedir  Borsa Nasıl Oynanır  inovasyon nedir

Bunun haricinde eski okuyucularimiz bilirler benim ne tur kagitlar aldigimi.

Simdi faizlerin dusecegini tahmin ediyorum, ayni zamanda enflasyonun da dusecegini tahmin ediyorum. Yalniz dikkat edin Allah'tan vahiy gelmedi, bahsettigimiz mevzular finansal piyasalardir, ve bu piyasalarda belirsizlik her zaman vardir. Bizim de onceki yazimizda bahsettigimiz konu budur. Enflasyon dusecek diyoruz ama dusmeyedebilir, faizler dusecek diyoruz ama dusmeyedebilir. Iste bu belirsizlik yuzunden 2007 yilinda reel faizlerin ne olacagini bilmedigimizi, beklenen reel faiz ile gerceklesen reel faiz arasinda 2006 senesinde oldugu gibi buyuk farklar olabilecegini soyluyoruz. Hatta ustu kapali olarak soyledigimiz baska bir sey de var (sutten agzi yanan yogurdu ufleyerek yer demistik), 2006 senesinde enflasyonun beklenenden cok yuksek cikmasinin simdiki nominal faizler yuksek olmasina sebep oldugudur.

Ote yandan bir cok kisi faizlerin yukselmesinden ve yuksek seyretmesinden Merkez Bankasini sorumlu tutmaktadir, ancak Merkez Bankasi kisa vadeli faizleri belirler, uzun vadeli faizleri piyasalar belirler. Uzun vadeli faizlerin yuksek seyretmesinin nedeni risklerdir. Faiz baskasinin sirtina yuklediginiz risk icin odediginiz fiyata denir. Bir okuyucumuz "Faiz denilen şey nihayetinde “time value of money”dir ve bu da ekonomik sistemin bütününde ortalamada kazanılan return ile ilgilidir. 100-150 senelik bir time series alırsanız, kapitalist ekonomilerde real rate of return’ün %3-5 arasında oluştuğunu görürsünüz. Bunun üzerindeki reel faiz aşırı yüksek faiz anlamına gelir ve ekonomik olarak sürdürülebilir değildir." demis. Soyledigi riski "sifir" olan borclanma enstrumanlari icin dogrudur, riske sahip enstrumanlar icin eksik bir ifade oldugu icin yanlistir. Turkiye hazine bonolari da cesitli riskleri bunyesinde barindirdigi icin bunlardan %3'luk bir getiri beklemek cahilliktir. Kredi skorlarinin yaygin oldugu Amerika'da yasayanlar bilirler, kredi riskiniz yuksek, kredi skorunuz dusuk oldugu zaman kredi karti faizleri senelik %30'un uzerindedir, ama eger kredi skorunuz yuksekse senelik %7 faizle kredi karti alabilirsiniz.

Bu arada riskten kastettigimiz sadece geri odememe riski degildir, vergi sisteminin degismesi riski, enflasyonun yukselmesi riski de ciddi anlamda karsimiza cikan risklerdir.

Uzun vadeli faizlerden kisa vadeli faizlere geri donelim. Merkez Bankasi vatan haini mi, niye faizleri yukseltiyor ve hazinenin daha yuksek faizden borclanmasina neden oluyor? Merkez Bankasinin amaci enflasyonu dusurmektir. Enflasyonu dusurmenin en etkili yolu faizleri yukseltmektir. Ayni okuyucumuz "Reel faizler %10’un üzerindeyken toprağın rantının (kira) düşmesini bekleyebilirmisiniz? Acaba Haziran’dan beri hizmet fiyatlarındaki baskı artmış mıdır, azalmış mıdır?" diye sormus. Ekonomi/finans egitimi almamis okuyucularimiz icin soyleyelim, ceteris paribus, faizlerin yukselmesi varlik (gayrimenkul, hisse senedi, tahvil) fiyatlarini dusurur. Gayrimenkul fiyatlariyla bunlarin kiralari arasinda dogru iliski oldugunu goz onune alirsak, reel faizlerin yukselmesi kiralari dusurur. Oyleyse okuyucumuzun birinci sorusuna verecegimiz cevap evettir. Reel faizlerin artmasi tuketimin maliyetini arttirir, tasarruf yapmanin cazibesini arttirir, neticede talebi dizginler. Bati ulkelerindeki ekonomik tecrubeler faizlerin artmasi ile enflasyon arasinda negatif bir iliski oldugunu gostermistir. O yuzden okuyucumuzun ikinci sorusuna da "azalmistir" cevabini veriyoruz.

Faizlerin yukselmesi enflasyonu dusurur. Enflasyonu etkileyen baska faktorler de vardir, biz bunlarin degismedigini varsayiyoruz ve bu varsayimin isigi altinda soyluyoruz: reel faizlerin yukselmesi enflasyonu dusurur. Merkez Bankasinin sene sonu enflasyon hedefi %4 olduguna gore, ve suan enflasyondaki egilim %6-7 gibi bir rakami gosterdigine gore sunu aciklikla ifade edebiliriz. Faizler Merkez Bankasinin hedefine ulasmasi icin yeterince yuksek degildir. Gercekten hedefimiz %4 enflasyon ise faizlerin simdikinden cok daha yuksek olmasi gerekmektedir. Baska bir ifade ile reel faizler DUSUKTUR, yuksek degil. Bizim soyledigimiz budur.

Biz Merkez Bankasinin %4 hedefinde ciddi olmadigini dusunuyoruz. Ozellikle secim yilinda ekonomik buyume de hedefler arasinda vardir. Ekonomik buyumeyi hizlandirmanin yolu ise faizleri dusurmekten gecer. Biz Merkez Bankasinin senenin ikinci yarisinda faizleri indirecegini ve ekonomik buyumeyi hizlandiracagini tahmin ediyoruz. Bunu da belirtelim.

Not: Bu yaziyi yazdiktan sonra benzer dusunceleri bizden daha duru bir dil ile Orhan Karaca'nin anlattigini farkettik, ilgilenenlere o yaziyi da okumalarini tavsiye ederiz. Read More!

Hata Varsa Duzeltelim

Gungor Uras diyor ki:

"Önce "Türkiye çok hızlı mı büyüyor?" sorusuna cevap arayalım.Ülkenin büyümesi, sabit fiyatlarla (enflasyondan arındırılmış YTL ile) milli gelir rakamlarından izlenir. Sabit fiyatlarla 4 yılda ekonomi yüzde 24.1 oranında büyüdü. Ortalama yıllık büyüme yüzde 6 dolayında.Kişi başına gelir (sabit fiyatlarla) son 4 yılda yüzde 20.6 oranında arttı. Yıllık kişi başına gelir artışı yüzde 5 dolayında." Milliyet, 14.02.2007
Önce "Türkiye çok hızlı mı büyüyor?"sorusuna cevabi dogru sayilarla arayalim. Eger son dort sene ile kastettigimiz 2002-2005 arasi ise, Turkiye %33.6 buyudu, 24.1 degil ( bkz. yüzde hesabı nasıl yapılır). Eger kastimiz 2003-2006 arasi ise o zaman buyume hizi %32.5. Ortalama yillik buyume %7.5'e denk geliyor, %6'ya degil. Bu rakamlari hesaplamak bu kadar zor mudur? [Farkettiniz mi bilmiyorum, ama Gungor Hoca'nin hesabina gore son 4 senede nufusumuz toplam % 3 artmis. Yillik nufus artisimiz %1'in altinda!]

EFT Nedir?  Faşizm nedir?  Özel Üniversiteler  Devlet Üniversiteleri  Türk Bilim Adamı

Gungor Hoca dun de soyle yazmisti:
"2000-2004 yılları arasında uretim yüzde 24.5 arttı. İstihdam yüzde 0.22 azaldı.(İstihdam endeksi 90.3'ten 90.1'e indi). İşte buna "İstihdamsız ve de Gelirsiz Büyüme" deniliyor." Milliyet, 13.02.2007
Hayir, buna insanlari yaniltici yazi deniliyor.Merkez Bankasi'nin dilinde tuy bitti anlatmaktan, hala ayni tas ayni hamam. Istihdam artisi icin Gungor Hoca'nin yaptigi gibi Imalat Sanayi Üretimde Çalısanlar Endeksi kullanilmaz. Neden? Cunku Imalat Endeksi sadece buyuk olcekli isletmeleri olcer. Buyuk olcekli isletmeler ise sanayi istihdaminin sadece %20'sini kapsar. Istihdam ne oldu anlamak icin TUIK onca para harcayip her ay Hane Halkı İş gücü Anketi duzenliyor. Zahmet edip ona bakiverin. Grafik asagida.

2000 yilindan bu yana sanayide istihdam %13, toplam tarimdisi istihdam %17 artmis. 15 yas uzeri nufusun artisi ise %12. Bu ne anlama geliyor? Ekonomi istihdam yaratiyor anlamina geliyor. Ekonomi 5 senede 3 milyon tarimdisi is yaratmis. Yeterli mi? Degil. Neden? Cunku koylerden sehirlere goc devam ediyor. Cunku nufus artis hizi yuksek. Yetersiz deyip elestirecekseniz, hakkinizdir, elestirin. Ama lutfen dogru rakamlari kullanin.

Read More!

Reel Faiz Grafigi ve Yillik Degisimi


Turkiye`de reel faiz meselesi artik kabak tadi vermeye basladi. O kadar ki reel faizler yuzde 15`lerde dolasiyor diyen dostlar yabancilari bile inandirdi. Artik hicbir veriye bakmadan ayni soylemi kullanir oldular. Bir deli kuyuya tas atmis kirk akilli cikaramamiz hesabi. O zaman gelin reel faizlerin degerine birlikte bir bakalim. Dun ugrastim bu grafikleri cizdim. Bugun heyecanla Business Economics derslerini anlattim eve dondum yazimi yazacaktim ki bir baktim bizim Ekonomix gene bizden once davranmis. Kardesim az sabret, O kadar grafik hazirladik. Neyse saka bir yana devam edelim.

Yandaki grafik haziran 2002`den beri Turkiye`de reel faizlerin nasil seyrettigini gosterir bir grafik. Nasil cizilir?

Hazine`nin sayfasina gidilir. Oradan her ay duzenlenen hazine ihalelerinde olusan yillik bilesik faizlerin miktar bazli agirlikli ortalamasi alinir. Bu ortalama her ay icin tekrar hesaplanir. Ardindan yine ayni sayfada aylik bazda yillik tuketici fiyatlari ve uretici fiyatlari degisimi dosyalari da indirilir. Kafaniz karisti degil mi? Karissin diye boyle yazdim. Cozmesi biraz zaman alsin. Ardindan sira geldi reel faizleri hesaplamaya.

reel yillik faiz = nominal yillik faiz - yillik tufe

reel yillik faiz = nominal yillik faiz - yillik ufe

Yukaridaki verilerden anlasilacagi uzere elimizde yillik reel faiz verileri olustu. Yanliz bu verilerden her ay icin elimizde bir tane var. Bunun grafigi de yanda. Isi cok olup atmasyon yazi yazacaklar en azindan buna baksinlar. Tufe bazli hesaplanan reel faiz siyah , Ufe bazli hesaplanan reel faiz de kirmizi ile cizildi. Mayis 2006`ya kadar olumlu sayilacak bir dusus var. Turbulans sonrasinda yuzde 10`un komsulugunda hareket eden bir reel faiz izliyoruz. Bir de ayni reel faizlerde 90 yilindan beri nasil bir hareket var ona bakacagiz. Az sonra
Gelelim yanlislara
tahmini reel faiz = tahmini yillik nominal faiz - yillik beklenen enflasyon
Tamam anladik. Gelecege yonelik tahmin yapacaksin. Bu formulasyonu yazdigina gore bu oyle.
Yalan 1: Ama kardesim tahmini yillik nominal faizi yilbasindaki faiz olarak aliyorsun. Hani yuzde 20`lerde dolasiyor ya onu. Peki enflasyon duserken bu faiz oranlari dusmeyecek mi? Ocak ta hemen iki puan dusuverince sen hesaplamalarinda nasil bir degisiklik yaptin?
Yalan 2: Tahmini enflasyon rakamini da Merkez Bankasi`nin enflasyon hedefine esitliyorsun. Yuzde 4 ya hani. Oldu mu yuzde 16 reel faiz. Tabii Brezilya`dan fazla reel faizi bulmus oldun. Tebrikler. Gupegunduz kandiriyorsun bizi. Oncelikle yuzde 4 hedefinin tutacagina Merkez Bankasi inanmiyor sen inaniyor numarasi yapiyorsun bu bir. Ikincisi de sen zaten yazilarinda bu orani yuzde 8-9`lar civarinda olacagini bekliyorsun. O zaman bu ne perhiz bu ne lahana tursusu.

EFT Nedir?  Faşizm nedir?  Özel Üniversiteler  Devlet Üniversiteleri  Türk Bilim Adamı
Neyse bu konuda daha yazacagiz gibi. Simdilik sonuc neymis. Turkiyede reel faizler gecen sene yillik bazda yuzde 5lere kadar dusmus. Bu Turkiye icin inanilmaz rakamlar. O kadar yuksek risk primi varken pekcok gelismis ulke kagitlarindan daha dusuk bir seviyeye tekabul ediyordu bu. Mayis turbulansindan sonra yuzde 10 civarlarinda seyrediyor.
Uzun vadeli reel faiz gelisimini de bir sonraki yazida bakalim da nereden nereye gidildigi iyice anlasilsin. Ondan sonra bakacagimiz veri ise reel faizlerin yanina dolar ve euro`daki yillik degisimleri katalim. Sonra da neden yabanci para yagdiriyor Turkiye`ye sorusunu sorariz.

Selcuk Hakan (selcukh61.blogcu.com)
Read More!

Reel Faiz Meselesi: Nedir ve Nasil Hesaplanir?

Reel faiz olmasi gerekenden daha yuksek soylemine Serhan Cevik de katilmis. Reel faiz oyle bir sey ki bugunden ne olacagini tahmin etmek NBA sampiyonunun kim olacagini onceden tahmin etmek gibi bir sey. Ne olabilecegi hakkinda simdiki faiz oranlarina bakarak tahmin yurutebiliyoruz ama yine de ne olacagini bilmiyoruz gercekten.

Mesela gecen sene faizler sene basinda %14 civarinda idi, Merkez Bankasi enflasyon hedefi %5, piyasada yapilan anketler ise enflasyonun %6 civarinda olacagini tahmin ediyordu. Gecen sene insanlara 2006 yilinda reel faizler ne olacak diye sorsaydik alacagimiz cevap %8-9 civarinda bir rakam olurdu herhalde. Peki 2006 yilinda reel faizler gercekten ne kadardi? Enflasyon %10'a yakin gerceklestigine gore 2006 yilinda da reel faizler sadece ve sadece %4 olarak gerceklesmis efendim.

Oncelikle bir konuyu acikliga kavusturalim. Gecen senenin ortalarindan itibaren "dunyanin en yuksek reel faizini oduyoruz" seklinde iskembeden atilan iddialari duyuyoruz. Bilmeyenler icin soyleyelim, gecen senenin basinda Brezilya'da faizler %17'nin uzerinde idi ve 2006 yilinda Brezilya'da enflasyon %3 olarak gerceklesti. Demek ki 2006 yilinda Brezilya'daki reel faizler %14'un uzerinde gerceklesmis. Tabii Turk insani kendi basina arastirmasini, hesaplama yapmasini sevmediginden ekonomi kose yazarlari da iskembeden sallamakta bir sakinca gormuyorlar.

EFT Nedir?  Faşizm nedir?  Özel Üniversiteler  Devlet Üniversiteleri  Türk Bilim Adamı

2007 yilindaki reel faizler olmasi gereken noktada mi sorusuna geri donmeden once reel faizlerin nasil hesaplanmasi gerektigine bir bakalim. Reel faizler nominal faizlerden gerceklesen enflasyon orani cikarildiginda geriye kalan faizlere denir. Nominal faizlerin sene basinda %20.5 seviyesinde oldugunu biliyoruz. O zaman bulmamiz gereken tek sey 2007 yilinda enflasyonun ne seviyede gerceklesecegidir. Bunun icin Merkez Bankasinin hedefledigi enflasyon oranina mi bakmaliyiz, yoksa duzenlenen anketlerde beklenen enflasyon oranina mi? Cevap hicbiri. Dogru cevap hazine bonosu alan yatirimcilarin agirlikli enflasyon beklentisi ve bunun standart sapmasi olacak. Neden bu kisilerin beklentisi onemli de, diger kisilerin beklentisi onemli degil? Cunku parayi bastirip bonoyu alanlar bunlar da ondan.

Teorik olarak enflasyon beklentisi nominal faizlerin seviyesini belirler, reel faizlerin uzerinde beklenen enflasyon oraninin standart sapmasi daha onemlidir. Gecen sene insanlar enflasyonun %6 civarinda cikacagini beklerken enflasyon 4 puan daha yuksek cikarak bir cok bono yatirimcisinin canini yakti, volatilitenin cok da dusuk olmadigini yatirimcilara gosterdi. Ayni yatirimcilar 2007 senesinde ayni hataya dusmek istemiyorlar, bunda da haklilar. (Sutten agzi yanan yogurdu ufleyerek yer durumu)

Simdi Serhan Cevik cikip da "reel faizler secim yilinda %10 olmalidir" diye buyurursa bizim ona soyleyecek tek seyimiz var. Baba elinin altinda milyarlarca dolarlik fonlar var, Morgan Stanley hem kendi parasini hem musterilerinin parasini OLMASI GEREKENDEN en azindan 350 baz puani fazla faiz veren Turk Hazine Bonolarina yatirirsa ve bu yatirima 1'e 5'lik bir kaldirac uygularsa senelik %17.5'luk bir "alpha" yaratir ki 2007 senesine damgasini vurur, sene sonunda calisanlarina milyon dolarlik bonus (ikramiye) dagitirlar. Elinizi kolunuzu tutan yok. Buyrun piyasaya.

Goreceginiz uzere nominal faizler 6 aydir ayni seviyelerde seyrettigine gore demek ki ortada bizim ortaya koyamadigimiz veya rakamlara dokemedigimiz, ama piyasalar tarafindan fiyatlandirilan bir risk var. Bu isi Merkez bankasinin kisa vadeli faizleriyle de aciklamamiz mumkun degil, cunku uzun vadeli faizler de yuksek.

Serhan Cevik olaya yatirim acisindan degil, ekonominin temel gostergeleri acisindan yaklasmis. Bu acidan baktigimizda borclari reel olarak azalmaya baslayan bir ulkenin gercekten de yuksek reel faiz vermesi normal degil. Biz de bunu biliyoruz da enflasyonun 2007 senesinde %10'un altinda olacagini nereden cikarmis onu tam anlayamadik. Belki de enflasyon %15 olacaktir, bunun boyle olmayacaginin garantisi var midir? O zaman bonozedelere enflasyon farki kadar ekstra bir odeme yapilacak mi?

Reel faizlerin ne oldugunu onceden bilmenin yolu enflasyona endeksli bonolardir. Bunlara yillar oncesinden gecmis olmamiz gerekirdi ama hala nedense (cahilligimizden olabilir) ayak suruyoruz. Burada yapilan yatirimcilara reel faiz uzerinden bono satmaktir, enflasyon yuksek cikarsa enflasyon farkini da yatirimcilara odemektir. Boyle yaptiginiz taktirde enflasyon riskini yatirimcinin sirtina yuklememis oluyorsunuz, neticede daha dusuk faizlerden borclanmaniz mumkun hale geliyor. Ortada boyle bir enstruman olsaydi reel faizlerin gercekten ne oldugunu bilecek ve ona gore konusabilecektik.

Neyse yazi cok uzadi, dallandi budaklandi, ben de fikirlerimi bu yazida cok acik bir sekilde ifade edebildigimi dusunmuyorum zaten. Simdi geriye donup, yaziyi gozden gecirmeye de vaktim yok, o yuzden affiniza siginarak yaziyi burada bitiriyorum. Kusura bakmayin. Read More!

Bebek Isimleri Turkce ve Ingilizce

Bebek sahibi olacak kisilerin en cok zaman harcadiklari konularin basinda bebege isim bulunmasi geliyor. Gecenlerde bir yakinim bir kiz cocuk sahibi oldu da oradan biliyorum. Gercekten onemli bir konu mu bu peki?

EFT Nedir?  Faşizm nedir?  Özel Üniversiteler  Devlet Üniversiteleri  Türk Bilim Adamı

Aslina bakarsaniz Turkiye'de bu konu bir miktar onemli, ama Amerika gibi bir cok irkin bir arada yasadigi ulkelerde bu konu cok daha onemli. Neden mi?

Oregon State Universitesinde yapilan bir arastirmanin sonuclari bence ilginc ama sasirtici olmayan sonuclar iceriyor. Apartmanlarini internet uzerinden ilanla kiraya veren ev sahiplerine 1100 kelimelik bir email Patrick McDougall, Tyrell Jackson veya Said Al-Rahman isimleri kullanilarak gonderiliyor. Bilmeyenler icin soyleyelim Patrick McDougal bir Irlandali ismi, basvuruyu yapanin buyuk olasilikla beyaz oldugunu, Tyrell Jackson buyuk olasilikla zenci bir kisiye verilen bir isim ve Said Al-Rahman muhtemelen Arap veya musluman ismi.

Ev sahiplerinin %89'u Patrick'e apartmanin hala kiralanmadigini bildiriyorlar, ayni rakam Said icin %65, Tyrell icin ise %59. Calismanin ilginc sonucu o kadar Arap dusmanligina ragmen zencilerin Araplardan daha beter yaratiklar oldugu konusundaki onyargilar. Beyaz olmak en avantajlisi.

Benzer bir calisma is basvurulari icin de yapilmis ve benzer sonuclar orada da gorulmus. Eger isminiz zenci ismi ise iyi bir okuldan mezun olmaniz bile bir sey ifade etmiyormus.

Amerika'da cocuklara verilen isimlerin istatistikleri SSA tarafindan tutuluyor. Bizim arkadaslar da bebeklerine biraz da bu soylediklerimden etkilenerek Turk ismi (Sezen) vermekten vazgectiler, onun yerine en populer bebek isimleri listesinden bir isim sectiler. Bu ismi soylemeden once sizin tahminlerinizi alayim. Asagida populerlik sirasina gore kiz isimlerini siraladim. Tahmin yapma konusunda iyi iseniz ve Amerikan kulturunu de biraz olsun taniyorsaniz dogru ismi bulma olasiliginizin %5'den cok daha fazla oldugunu belirtmeliyim.

1 Emily
2 Emma
3 Madison
4 Abigail
5 Olivia
6 Isabella
7 Hannah
8 Samantha
9 Ava
10 Ashley
11 Sophia
12 Elizabeth
13 Alexis
14 Grace
15 Sarah
16 Alyssa
17 Mia
18 Natalie
19 Chloe
20 Brianna

Ipucu: Isabella ismi bebegin muhtemelen hispanik-latino asilli oldugunu gosterir mesela. Bu kisiler de ayrimciliga ugrama potansiyeline sahipler. Ote yandan Ava isminin Turkce karsiligi Havva'dir. Read More!