Birincisi AKP'nin kapatilmasi. Secimlerden sonra kasim kasim kasilan AKP eline gecirdigi gucu kullanip ozgurlukleri herkes icin genisletecegine sadece turban konusuna odaklandi. Daaaaaan! Fazla lafa gerek yok, icine bolca siyaset karismis bir adalet sisteminin simdi yapacaklarindan hakimler kadar AKP de sorumludur.
Ikinci nokta Deniz Gokce. Deniz Gokce bugunku yazisinda bayagi bir karamsarlasmis, bizim cogu zaman kullandigimiz dingil, denyo, gerizekali, salak kelimeleriyle ayni anlama gelen "ahmak" kelimesini yazisinda kullanmis. Bir de "sapina kadar" terimini kullanmis ki, biz de bir tek Baris o kadar aciliyor, ben o taraflara hic gitmiyorum mesela. Peki nedir Deniz Gokce'yi karamsarlastiran? Buyrun okuyun. Fazla soze gerek yok.
2 Yorum Var.:
"Cumartesi, Mart 03, 2007
Finansal Piyasalarda Buyuk Cokus!
Economist's View blogunda unlu ekonomist Paul Krugman'in NY Times gazetesinde yayinlanan, Amerikan borsasinda cokus kehanetinde bulunan yazisina rastladik. Paul Krugman global ticaret konularinda dunyanin onde gelen ekonomistlerinden bir tanesi, ancak finansal piyasalardaki goruslerini okuyunca bu konulardan cok anlamadigi anlasiliyor.
Ekonomix"
Eski yazinizi hatirlatayim dedim.
Krugman'i bizim okuldan taniyorum muthis zeki ve caliskan biri. 30 senedir haftada 7 gun, gunde 14 saat calisan biri. Neyseki zaman kimin anlayip kimin anlamadigini ortaya koyuyor. Asya krizini de cok basarili tahmin etmisti.
Okudum okudum, karamsarlık demişsiniz, neresinin karamsar olduğunu anlayamadım.
Sanıyorum, siz sosyal güvenlik konusunu hiç incelememişsiniz. Çünkü, dünya üzerinde genç bir nüfusa sahip olup da, sosyal güvenlik açığı veren ilk ve tek ülke olduğumuzu, önümüzdeki 20 yıl içinde tablonun tersine döneceğini, a/p oranının 4 olması gerekirken şu anda 2 olduğunu, 5-10 yıl içerisinde ise 1'in altına ineceğini bilmiyor gibisiniz.
Bütün krizler zaten iki yapısal sorundan kaynaklanıyordu: Birincisi sosyal güvenlik açıkları, ikincisi bankaların açık pozisyonları. ekonomi yönetimleri bunu başından itibaren biliyorlardı. Sosyal güvenlik reformunu asla yapmak istemediler, çünkü işçi kesimini karşılarına almak istemediler. Bankaların açık pozisyonlarını ise bizzat kendileri yarattılar. Bütçe açıklarını maskelemek için görev zararı adı altında, bütçe açıklarını kamu bankalarının üzerine yıktılar ve esnafa, ya da çiftçiye dağıttıkları, ancak toplayamadıkları kaynakları gecelik işlemlerle fonlamaya kalkıştılar.
Bu her iki soruna dönük olarak da yapısal reformlar yapıldı, ancak 1999 yılında yapılan S-G reformunun durumu daha da vahim bir hale getirdiği görüldü. O yüzden ikinci reform yapıldı, o da henüz yürürlüğe giremedi. Ancak yapılmazsa 10-15 yıl içerisinde türkiye emekli ücreti ödeyemeyecek hale gelecek.
Bu gerçekleri söylemek karamsarlık değil, aksine objektiflik. Biliyorken bilmiyor gibi davranmak ise ..., yok onu da siz bulun.
Yorum Gönder