Eğitim şart

10 Nisan tarihli Star Gazetesinde yer alan habere göre İstanbul Aksaray bölgesindeki eğlence merkezlerinde gerçekleştirilen denetimler esnasında aralarında basın mensubu, doktor ve öğretmenlerin de bulunduğu çoğu Türkmenistan uyruklu ve üniversite mezunu 20 kadın gözaltına alınmış.
Bu haberleri ‘Eğitim Şart’ diyerek diploma dağıtanların, her ilde üniversite açarak memleketin kurtulacağını düşünenlerin dikkatle okuması gerekiyor. Üniversite mezunlarının sayısı ile ekonomik kalkınma arasında bir ilişki olsaydı eski Sosyalist ülkelerin dünyanın en ileri ülkeleri olmaları gerekirdi. Onlar yıllarca en çok üniversite mezununun kendilerinde olması ile övündüler. Tüm mezunlara devlet kademelerinde işler yarattılar. Mezunlar kendilerine yaratılan işlerde çalışıyormuş gibi yaptılar. Devlet de onlara maaş ödüyormuş gibi yaptı. Sonuçta sistem çöktü. Şimdi üniversite mezunları taksicilik, çocuk bakıcılığı hatta fahişelik yapıyorlar.

6 Yorum Var.:

Adsız dedi ki...

Eğitim herzaman şart Fahişelik yapıyorsa eğitimli fahişedir.
Düşünsene türkiyenin okumuş halini.
Üniversite yetmicek doktora master.

flatline dedi ki...

bence çok doğru söylediklerniz.o illere açacakları dandik üniversitelere harcayacakları parayla
sadece bi tane iyi imkanlara sahip üniversite açsalar yeter aslında.o kadar parayla dünyanın farklı yerlerinden kaliteli hoca toplarlar.her yere üni. açıp piyasanın ihtiyacı olmayan bölümlerden mezun veriyolar sonrada niye üni.mezunları işsiz diye yakınıyolar.

flatline dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
laland dedi ki...

Thomas Friedman'ın The World is Flat kitabında Hindistandaki eğitimle ilgili bir bilgi var. Eğitimin kalitesi çok iyi olmasına rağmen, sosyalist devlet yapısı yüzünden mezunların çalışabileceği alanlar sınırlıymış ve bu yüzden birçok Hintli Amerika'nın yolunu tutmuş. Yani Hindistan hükümeti halkın vergileriyle okuttuğu insanları Amerikan ekonomisinin hizmeti sunmuş oluyor. Bu olay 90lara kadar devam etmiş.

Adsız dedi ki...

eğitim düzeyi ile ekonomik kalkınmışlık arasında doğru orantılı bir ilişki olduğunu düşünüyorum.Eski doğu bloğu ülkelerinde bu yargının gerçekleşmemesinin sebebini, yönetim sisteminden kaynaklanan demokrasi zaafiyetine bağlayabiliriz.
Zaten bu ülkelerden bir kısmı blok dağıldıktan sonra hızla batıya entegre olarak eğitim ve teknolojik altyapı avantajını kullanarak şu an itibarı ile bizi solladılar.

Yeni üniversite sayısının artması uzun vadede olumlu bir gelişme olup şu anki handikapları,plansız büyüme (amip gibi bölünerek bir üniversiteden birkaç üniversite oluşturulması) ve sayıyı çoğaltarak siyasi beklentileri ve kadrolaşmayı gerçekleştirme amaçlarına hizmet etmesi.

Murat AYGEN dedi ki...

Bu tespitler taa 1971 yılında yapıldı:

http://www.jstor.org/pss/1153178

Sıkı Kemalist olan rahmetli babam "aman evladım, Marx'ı oku, Lenin'i oku, ama bu kitabı hatırım için okuma" demişti. Ben de okumadım, ancak yazdıları harfiyyen doğru çıktı.