Bilkent Üniversitesi ve Ihsan Doğramacı’nın Adını Yaşatmak

Bilkent Üniversitesi’nin kurucusu Ihsan Doğramacı 25 Şubat 2010 günü 95 yaşında hayata veda etti. Ben 1996 Bilkent mühendislik mezunuyum, öğrencilik yıllarımda Ihsan Doğramacı ile okulun kütüphanesinde defalarca karşılaştım. Adam 80 yaşında olmasına rağmen aklı bir karış havada birçok öğrenciden çok daha fazla kütüphaneye gelir, zaman geçirirdi. Çok değerli bir insandı, eseri ortada zaten, başka söz söylemeye gerek var mı?

Hürriyet’in haberine göre Rektör yardımcısı Abdullah Atalar üniversite senatosunun bir karar aldığını ve üniversitenin adını Ihsan Doğramacı Bilkent Üniversitesi olarak değiştirmek istediklerini belirtmiş. Şimdi Abdullah Atalar çok zeki bir insandır, elektronik mühendisliği bölüm başkanı iken kendisinden ders almıştım, aynı zamanda Doğramacı ailesine damat da gelmiştir ama akıllı adamdır. Öte taraftan okulun rektörü ise Ihsan Doğramacının kafası çalışan oğlu Ali Doğramacı’dır. Şimdi aile saltanatı misali okulun tepesine yerleşmişler diyeceksiniz ama biraz doğruluk payı olmasına rağmen adamlar pozisyonlarının hakkını fazlasıyla veriyorlar. Ali Doğramacı bundan 5-6 sene önce rektörlük yaparken Amerika’da üzerinde çalıştığı bilimsel makalenin sunumunu yapmak üzere bir Amerikan üniversitesine dahi gelmişti. Türkiye’de kaç tane rektör ciddi anlamda bilimsel araştırma yapabilecek kapasiteye sahip söyler misiniz? Adamların doçentlik tezi intihal değilse yatıp kalkıp dua ediyoruz, o derece. O yüzden Doğramacı ailesini sıradan ahbap-çavuş ilişkisi içerisinde değerlendirmek hiç doğru olmaz.

Bunlar iyi şeyler. Üniversitenin 20 yılda nereden nereye geldiği ortada, Allah’ın dağında, kışın kurtların indiği bir yeri adamlar cennete çevirdiler. Ihsan Doğramacı’nın başarıları da ortada ama bana sorarsanız üniversitenin adını Ihsan Doğramacı olarak değiştirmek hiç de doğru değil. Adını yaşatmak istiyorsanız bana sorarsanız en uygunu her sene milyonlarca lira yatırım yaptıkları kütüphanenin ismini veya fakültelerden bir tanesinin ismini Ihsan Doğramacı olarak değiştirin de, okulun adını değiştirmek bence doğru olmaz.

Ben ne diyeceğim şimdi yani, mezun olduğum okulun adını değiştirdiler, yeni adı Ihsan Doğramacı oldu, belki gelecekte bir daha değiştirirler, şimdilik bilmiyorum mu? Ben de o zaman blogun adını Ekonomix ve Barış Ekonomi Türk blogu olarak mı değiştireyim? Türk üniversiteleri hala Amerikan üniversiteleri ile rekabet edecek seviyede değiller, bakmayın arada kendi kendilerine “Dünyanın en iyi 10 okulu veya bölümü arasında bizim bölümlerimiz de var” şeklinde palavra sıkıyorlar ama öyle değil. Bunca yıl öğrenciler Amerikan üniversitelerine başvururken okulun markasını tanıtmaya çalışıyorlar ama her seferinde yine bir ton açıklama yapmak zorundasınız. Nam, ün, repütasyon, yani marka kolay yaratılmıyor. Bilkent 20 yıldır kendisini Amerika’da tanıtmaya çalışıyor ama yine de bir çok kişi tanımıyor. Tanıyan üç beş kişi de gelecekde “Ihsan Doğramacı Bilkent Üniversitesinden” başvurular geldiği zaman bu acaba yeni bir üniversite mi, yoksa eski üniversitenin bir devamı mı şeklinde düşünmeyecekler mi? Belki adamlar hiç anlamayacak ve direkt yapılan başvuruyu göz ardı edecektir.

Marka kolay yaratılmıyor, yarattığınız markayı böyle duygusal olarak hassas olduğunuz bir zamanda atacağınız yanlış adımlarla yok etmeyin.

9 Yorum Var.:

çağatay dedi ki...

Sn Editör;
Madem Bilkent mezunusunuz ve Hocabeyi de tanıyorsunuz bu soruya cevap verebilecek en yetkin kişilerden birisiniz.

Nasıl oluyor da bu kadar değerli bir bilim adamı yıllarca kamuoyu önünde, aydın dediğimiz çoğunuluğunu akademisyen-köşe yazarı-siyasetçi bilimum zevat tarafından karalama kampanyaları ile küçük düşürülmeye çalışıldı hatta hakaret boyutuna varan muamelelere maruz bırakıldı.Nokta dergisinin kapağını hala dün gibi hatırlıyorum onlarca mizah dergisine de alay konusu yapıldı.Özellikle askerlerin işbirlikçisi gibi tanıtılmaya çalışıldı. Bu konuda dün Ertuğrul Özkök'ün güzel bir yazısı vardı Hocabeyin nasıl biri olduğunu anlatan.Böyle üst düzey bir bilim adamından da öte hizmet insanının bu derece topluma kötü tanıtılmasını nasıl açıklarsınız?

merlin dedi ki...

burada ihsan dogramaci nin bilim adamligini ve bilkent universitesinin marka degerinden bahsediyorsunuz biliyorum yalniz, yok gibi garabet bir kurumu yaratan, universiteyi kurarken arazisini yoredeki diger universitelerden alan, sadece dusuk sermayeli bolumler kurup hic bir zaman kendisini asmaya calismayan, parasi olanin zekasi olmasa bile en iyi egitimleri almasini mesrulastiran bir kisiyi ben sizin gozunuzden bakmiyorum.

ayrica o bilimsel dediginiz universitenin kac tane yuksek lisan bolumu var ve kac kisi buralarda egitim almaktadir. Asil amaci egitim midir yoksa parayla makale mi yazdirmaktir.

Olen kisi bana gore turkiye deki yuksek ogrenime en buyuk yarayi acmis, ozel universitelerin daha kaliteli egitimi nasil verecegini degil, nasil daha cok para kazanacagini gostermistir.

Simdiki rektorunun de oglu oldugunu bilmiyordum ama bir vakif universitesinden ziyaded tamamen organik baglar icerisinde olmasi gozumde degerini bir kat daha dusurdu. Etik anlamda siz de hak verirsiniz ki rektorluk gibi cikar amaci gudulmeyen bir kurumda halef selef iliskisi kesinlikle kabul edilecek bir sey degildir.

Ama aptal bir cocugum olursa ve istedigi bir bolumu prestijli bir universitede kazanamazsa ben de onu yilda 5000 dolar gibi cuzi bir ucret vererek (ki bir ozel ilkokul 10000 binlerle olculurken 5000 dolar nedir ki. Bu paranin kaynagi nereden geliyor. devletten subvanse olmasin sakin)bilkent e gonderirim. Ne de olsa onemli olan turkiye nin menfaati degil benim cocugumun cikari olacaktir.

Editor dedi ki...

Cagatay,

Siz burayi coktandir takip eden birisiniz, aydin dediginiz kisiler hakkinda arsivlerde yazilan yazilara bir bakin, ne kadar "aydin" olduklarini gorursunuz. Nokta, Leman, vs. turu yayin organlarinin politik egilimlerini ben Amerika'da uzun suredir yasayan biri olarak biliyorum, sizin bilmemenize sasirdim. Neden Ihsan Dogramaci hakkinda yazdiklari sekilde yazdiklarini onlara sormali.

Merlin,

Turkiye'de bir cok insan universite egitiminin "bedava" olmasini bekliyor, bunu bir hak olarak goruyor. Unutmayin ki ozel universiteler olmasa, ozel universitelere gidecek kisiler haliyle devletin sirtina binerek devlet universitelerinde "bedava" egitim alacaklardir. Mesela ben Bilkent'e gitmeseydim, Bogazici universitesine gidecektim.

Neyse. simdi bu yorum cok uzayacak, ben en iyisi ozel universiteler hakkinda bir yazi yazayim.

hostrans dedi ki...

Merlin,

Türkçene bakılacak olursa sen de herhalde tabela üniversitelerden geçtin.

Aynı yazının içinde hem para kazanan hem de ucuz olan bir üniversiteden bahsediyorsun.İki satırlık bir yazıda bile çelişkiye düşmekten kurtulamıyorsun.

Doğramacı,insanlar artık senin gibi yetişmesin diye çabaladı.

Boşuna uğraş, ne senin ne de çocuğunun Bilkent gibi bir yerde işi olmaz.

merlin dedi ki...

haklisin hostrans. muhtemelen o da benim gibi odtu ye gider.

sen oradaki kinayeyi anlayamamissin. Sorun da zaten bu. yillik ogrencilerden topladigi ucret bu kadar az olup nasil oluyor da para yapabiliyor. Aman kirli iliskiler olmasin. Aman devletin subvansiyesi olmasin. aman universite arazilerine kurulan alis veris merkezleri olmasin. Nereden geliyor bu degirmenin suyu hostrans?

milleplateaux dedi ki...

Cagatay,

Ihsan Dogramaci'yi sevmeyen birinden Ihsan Dogramaci ile ilgili bir yazi:

Dogramaci & Dogramaci

çağatay dedi ki...

Yazıyı okudum. Baskın Oran benim için yazdıklarına güvenilecek muteber biri değil. Kaldı ki bir takım olumsuzlukları süsleyerek pazarlama yeteneği de ortada. Hocabeyin bıraktıklarına bakıyorum bu hizmetleri gerçekleştirmek için mutlaka iktidar ile yakın olmak gerek.Burası doğru.Kamuyu bilenler böyle bir ilişki olmadan hizmet etmenin mümkün olmayacağını da bilirler. Hocabey de hizmet için yukarısı ile ilişkilerini sıcak tuttu ve bu üniversiteleri kazandırdı. Baskın Oran bu ilişkiler sayesinde para basan dandik üniversiteler kurdu deseydi belki haklı olabilirdi ancak eserler ortada ve ülke şartlarına göre kalitesine laf söyleyebilen biri çıkabiliyor mu? Hocabey bu hizmetleri yapmak için iktidarlar ile sıcak ilişkiler kurması onun iktidarların görüşlerini paylaştığı anlamına gelmez.
Son olarak ilk yorumda bahsettiğim ÖZKÖK'ün yazısı o dönemde Hocabeyin bahsedildiği gibi baskıcı olmadığını ispatlıyor ancak Özkök'e kim inanır onu bilemem.

milleplateaux dedi ki...

Cagatay,

Yazıyı koyma sebebim, Doğramacı'yı sevmeyen insanların neden sevmediğini özetlemesi. Bunun doğruluğuna inanmam değil.

Unknown dedi ki...

Sn Editör;

Bilkent Üniversitesinden yurt dışında ki okullara başvuru gittiğinde "bu okul da nedir ? yeni bir okul mu ki acaba!!" diye kimse düşünmez merak etmeyin.
Sn. Prof. Dr. İhsan DOĞRAMACI, ismi bilinmeyecek bir kişi değildir. Kendileri, bir "dünya markası" dır. Zira eğer baş vurulan okul, Hoca Beyin ismini bilmeyecek bir okulsa eğer ,hiç başvurulmasın derim.