Para kazanma sucu

Ulkemizde en buyuk suclardan biri para kazanmak. Bundan daha buyuk suc da para kazanmak icin calistigini acikca soylemek herhalde. Ama ancak "gluk gluk" seviyesinde iseniz, karin tokluguna calisiyorsaniz, ekmek parasi pesindeyim abi durumundaysaniz para kazanmaniz erdemli bir ugras olarak degerlendirilebilir. Bunu disindaki durumlarda cok para kazanmak ayiptir.

Saglik bakani Recep Akdag doktorlari "israrla para kazanmak istemek"le sucluyor. Konu saglik sektoru, devlet, doktorlar olunca isler karmasiklasiyor. Sorun tek boyutlu olmaktan cikiyor. Ama salt para kazanmak arzusu suc degildir, sirf bu nedenle herhangi bir pozisyonun dogrulugu ispatlanamaz. Kimse de para kazanmak istiyor diye elestirilemez.

Sahsen ben para kazanmak arzusu olmayan bir doktora muayene olmak istemem. Degil doktor, para kazanmak arzusu olmayan bir berbere bile gitmekte tereddut ederim. Isini iyi yapmayan bir doktorun ya da berberin normal kosullarda bu durumdan menfaat saglamasi, para kazanmasi mumkun degildir. Isini iyi yapan ise bunun karsiliginda odulunu alacaktir.

Saglik sektorunde sorun doktorlarin cok para kazanmak istemesi degil, devletin bu sektorun sorunlarini icinden cikilmaz hale getirmesidir. Normal kosullarda, yani arz-talep dengesinin isledigi durumda, eger bir malin ya da hizmetin arzinda yetersizlik varsa fiyatlar yukselir. Turkiye'de eger doktor sayisinda sorun varsa bunu doktorlari kole gibi calistiracak kanunlar cikararak cozemezsiniz. Cozum daha fazla doktorun hizmet vermeye baslamasidir. Eger doktorlarin yuksek paralar kazanmasina izin verirseniz, yani fiyatlar yukselirse, bu durum daha fazla insani doktor olmaya, ayni hizmeti ya da daha iyisini vermeye tesvik edecektir. Bu durum universite-tip fakultesi-uzmanlik kanaliyla uzun vadede gerceklesegi gibi yabanci doktorlarin Turkiye'de hizmet vermesiyle de kisa vadede de mumkun olabilir. Amerika, Kanada, ya da Avrupa'daki bir hekim sayet Turkiye'de daha fazla kazanacagini dusunuyorsa gelip burada hizmet verebilir. Bunda hic bir problem yok.

Ancak devlet isin icine girip problemleri vicik vicik yapinca dogru durust bir cozum mumkun gozukmuyor. Sorunlarini cozeceginizi sandiginiz devlet, sorunun kendisi oluyor. Friedman'in guzel bir sozu var: Sahara colunu devletin eline verseniz, bes yilda kum kitligi baslar.

Nükleer Kirlilik  Gönüllü Çevreci Kuruluşlar  Olasılık Soruları ve Çözümleri  Marksizm Nedir  Spam Nedir    Nükleer Enerjinin Zararları  Bono Nedir?  Fareli Köyün Kavalcısı  Arge Nedir?  Kalite Nedir  Açık Arttırma Nedir  Pesimist Nedir?

Saglik sektoru su anda en fazla yasal duzenlemenin oldugu sektorlerden birisi durumunda. Tum bu yasalar/duzenlemeler sozumona vatandasi korumak amaciyla/niyetiyle cikarilmis. Niyet gercekten bu olmasa bile kilif bu sekilde hazirlaniyor. Buradaki temel hata, vatandasin aptal oldugu, iyi doktorla kotu doktoru, uzmanla sarlatani, iyi berberle kotu berberi birbirinden ayirt edemeyecegini dusunmek. En basta, onune gelen doktor olamaz deniyor. Bir suru diploma, yeterlilik, dokuman sartlari var. Oysa tedavi ettigi 100 hastanin 99'unu iyilestirebilen bir kisinin diplomaya ihtiyaci yok, ister uzakdogu yontemleri denesin, isterse kocakari ilaclarini. Hastalarinin hic birini tedavi edemeyen bir doktorun diplamasi ise onu kurtarmiyor.

Ancak devlet araya girip kimin doktor olacagini kimin olamayacagini kendi belirledigi kurallarla dikte eder, bu kurallar da ahbap-cavus-rusvet iliskileri ile dejenere olursa saglik hizmetinde degil, politik iliskilerde daha basarili olan kimseler daha fazla para kazanabiliyor. Devletin oldugu hic bir yerde yolsuzlugun onune gecemezsiniz. Sektorun icinden radyolog bir tanidigim bundan bir kac sene once, sadece Istanbul'da, Avrupa'nin tamamindan daha fazla MR tarayici cihazinin oldugunu soylemisti. Turkiye'de yapilan MR taramalarinin yuzde 80'inin de gereksiz oldugunu, bunun gelir transferi amaciyla bilincli bir sekilde yapildigini eklemisti. Son yillarda genisletilen devletin saglik sigortasi sonucunda bu taramalarin maliyetini devlet/ozel kim karsiliyor, paralar kimin cebinden cikiyor bilmiyorum.

Bu sektoru hedef alarak cikarilan yasalar ise sorunu cozmekten cok, belirli bir grubu yer altina inmeye tesvik ediyor. Doktorlarin ozel muayenehane acmasini yasaklamak bunlari yer altina itecektir. Sorun doktorlarin ozel muayenehane acip acmamasi, yahut mesai saatlerinin ayarlanmasi degildir. Bunun icin yasa gerekmez. Sozlesmeye koyacaginiz bir madde ile bunu saglayabilirsiniz. Ancak Turkiye'de kim kimin sozlesmesine itibar ediyor da burada sozlesmenin bir sayginligi olacak.

Mehmet Topuz Kasyserispor ile sozlesmesi devam ederken baska bir isverenle sozlesme imzaliyor, simdi de kanal kanal dolasarak agliyor. Dogustan Besiktasliymis da, kani sari lacivert akarmis da, bebekken sari kirmizi don giyermis de, benim kulahima anlatsin. Kendisinin kendi imzaladigi sozlesmeye itibari yok, gereksiz politika ile baskasindan anlayis bekliyor. Kayserispor kontratini yapmis konusuyor. Gunahim kadar sevmedigim Fenerbahce baskani Aziz Yildirim kurallar dahilinde Kayserispor yonetimi ile anlasmis, belirli bir miktar para saymis o da konusuyor. Mehmet Topuz ise karnindan konusuyor, olsem baska takimin formasini giymem diyor, anlayis bekliyor. Balic de zamaninda kefen giyerim Cimbom formasi giymem demisti, hatirlarsaniz.

Rivayete gore Aziz Yildirim Mehmet Topuz icin Kayserispor'a bes milyon euro arti bir futbolcu vermis. Konu dagildi saniyorsunuz ama dagilmadi. Aynen doktor sikintisi gibi bes para etmeyen (hadi insafli olayim: bes milyon euro kesinlikle etmeyen) boktan bir futbolcu sirf yabanci futbolcu kisitlamasi yuzunden bu paralarla ayni cumle icine girebiliyor. Avrupa'daki bes milyon euro ayarindaki futbolcularin yaninda Topuz'a nanik bile cekmezsiniz. Saglik sistemindeki temel sorun da ayni. ellerine aldiklari dandik diplomalari politik baglantilarla pekistirerek kamu sektorunde koltuk kapan doktorlar yabanci doktor dendi mi hemen isyana basliyorlar. Ama bu hata, onlarin ozel muayenehane acmasini, daha cok para kazanma arzusunun yanlis oldugunu gostermez.

Insan kutsaldir. Insana ait hersey gibi insan emegi de kutsaldir. Insanin emegi karsiliginda az olsun cok olsun istedigi parayi kazanmak istemesi, gonullu takas (voluntary trade) esasi ile, kutsal bir haktir. Ancak kamu kurumlarinda koltuk olunca gonullu takas prensibi diye birsey kalmiyor. O kamu pozisyonunun maasi insan emegine gore degil, silah zoruyla toplanan vergilerle odeniyor. Kamu harcamalarini degelendirirken zenginlerden alinan vergileri degil, fakir fukaradan, oksuzden yetimden zorla alinan vergileri dusunun, hakkaniyet olcusunu ona gore degerlendirin.
Ben fakir bir cevrede dogup buyudum. Akrabalarim arasinda ayda 100-200 TL ile gecinmek zorunda olan insanlar var. Bu insanlar alin terini satarak elde ettikleri gelirlerin yariya yakinini devlete vergi olarak oduyorlar. Bu insanlarin elinden paralarini alip baskalarina dagitarak adalet getiriyorum demek icin fittirmis olmak lazim. Ekonomix'in ABD'den 400-500 dolara aldigi bilgisayarin Turkiye'deki piyasa fiyatinin 1000-1200 TL olmasi da ayni nedenden.

Insanlarin para kazanmasini suc olarak goren anlayisin bir kac nedeni var. Birincisi, cok para kazanmak hirsizlikla karistiriliyor. Hirsizlik dediginiz sey, yukarida bahsettigimiz gonullu takas (alan memnun veren memnun) prensibinin olmadigi durumda ortaya cikar. Bunu kisiler yaparsa adina eskiyalik, devlet yaparsa adina vergi deniyor. Bizdeki zihniyet kendinden az kazanan herkesi ayak takimi, kendisinden fazla kazanan herkesi de hirsiz olarak gorur. Bunun nedeni de bazen cekememezlik/kiskanclik, kendi yetersizligini erdem olarak gorme gibi guduk anlayistir, bazen de ihtiyaclarini hak olarak gorme manyakligidir. Ihtiyac hak degildir. Benim de Ferrari'ye ihtiyacim var ama ancak parasini odedigim zaman bir Ferrari hakkim olur. Hasta olmak (ihtiyac) bedava saglik hizmeti hakkini saglamaz.Parani verirsin istedigin yerde tedavi olursun. 100 yil once cok basit hastaliklardan 30-40 yasinda olen suruyle insan vardi. Onlar haksizlik sonucu olmediler. Teknolojiyle birlikte saglik hizmetlerinin gelismesi, herkesin bu imkanlardan bedava yararlanmasi sonucunu dogurmaz. Eger oyleyse, benim de Ferrari ihtiyacim var, devlet bana da Ferrari alsin.

Diger yandan sirtini kamuya/kanuna/devlete dayayarak gecinmeye alismis kisilerin cok para kazanmayi ahlaksizca gormesi de herkesin hirsiz oldugunu zannetmesi ile alakalidir. Cunku devlet tarafindan odenen hic bir ucret gonullu takas prensibine uymaz. Vergileri verenler, bu paranin nereye harcandigini bilmemekte, bilseler bile inisiyatif kullanamamaktadirlar, vermeme gibi bir secenekleri yoktur. Bu paralari alanlar -tesvik sisteminden nemalanan ozel sirketler dahil- kabiliyetlerine gore degil, devlete yakinliklarina gore, yasadaki anlamsiz sartlara olan liyakatina gore almaktadirlar. Zaten emeklerine karsi gonullu takas prensibi ile hak edebilseler, devlete sirtlarini dayamaya ihtiyac duymazlar.

Bir doktorun emegi karsiliginda para almasi icin Hipokrat yemini, Ataturk ilke ve inkilaplarina bagliligi olcu degildir. Olcu, arzu edilen hizmeti saglayip saglamadigidir (ya da olmalidir). Ancak kamudaki hiyerarsik yapida bu hizmeti saglayip saglayamadigi degil, burokrasideki politik iliskilei ne kadar iyi kullanip kullanamadigi onemlidir. Yasal duzenlemeler sayesinde dogru durust rekabetle karsilasmadigi icin de hepsi degilse bile cogu doktor "koyunun olmadigi yerde Abdurrahman Celebi" mesabesindedir. Kapikulenin otesinde kapici olamazlar, ac kalirlar. Tipki Mehmet Topuz'un Turkiye'deki kralligi gibi.

Cok para kazanmak ahlaksizlik degildir, suc hic degildir. Hirsizlik hem ahlaksizliktir hem suctur. Suc olan, emeginle hak etmedigin parayi kanunla, yasayla, dernekle, sendikayla cebe indirmektir. Ahlaksiz olan insanlarin emegini hice sayip onlari kole gibi calismaya zorlamaktir.

15 Yorum Var.:

milleplateaux dedi ki...

Bravo Baris, cok guzel yazmissin.

MAVİMTIRAK dedi ki...

Doktor eksikliğini hükumet daha önce de belirtip yeni tıp fakülteleri açmak istemişti, o zamanki yök başkanı karşı çıkmıştı. Şimdiki durum nedir bilmiyorum.

Sahara çölü değil, sahra çölü.

Burada da serbest piyasa işliyor. Doktor isterse özel hastaneye geçebilir. Şimdi sigortalılar bile özel hastanelerde muayene olabiliyor. Zaten doktorlar da bu yasadan once de özel hastanelere geçmeye çalışıyorlar, ref: geçenki Kocaeli kalp doktoru haberi.
Bu karardan belkide tek etkilenecek kişiler akademik ünvan sahibi olup, forslarını kullanarak özel muayenehanelerine hasta çeken doktorlar. Bir çok kez duydum ve şahit oldum, doktor hastayı muayene edeceğine, zamanım yok sen özel muayenehaneme gel diyor.
Devlet hastanesi belli bir ücrete veya ücretsiz hasta tedavi ediyor. Orada çalışan bazı doktorların, devletin olanaklarını kullanarak hastalardan bir çeşit haraç almaları önlenecek. Parası olan zaten özel hastaneye gidiyor.

Özkan D. dedi ki...

ücretli devletin dahi en güzel sömürdüğü kişi tabiki Türkiyede, birçok kurum katakullilerle vergiden kaçınırken cezasnı ücretliler ceker her zaman... devlet bir de bekara 49 lira asgari geçim indirimi verir ama sağolsun.. Türkiyede insan kayMaklarının hali bu..
..

doktorlar, para kazanma isteği ve arz talep meselelerinde yaptığınız yorumlar cok yerinde, tebrikler.
bu arada benim de ferrariye ihtiyacım var, toplu taşıma gına getirdi.

Kadir dedi ki...

Baris eline saglik, oldukca guzel yazmissin.

Misal saglik sistemindeki bir hata da surada var. Ben ozel bir sirkette calisiyorum. Calistigim sirket bana, esime ve ogluma ozel saglik sigortasi yaptirdi.Ben devletin hastanalerine pek gitme geregi duymuyorum. Gidip istanbul'un en pahali hastanelerinden birisi olan amerikan hastanesine gitsem bile sadece yuzde 20 bir ucret oduyorum. o payi zaten sskli olsam da oduyorum olmasamda. Hal boyle olunca isyerim benim neredeyse hic yararlanmadigim saglik primimi oduyor bir yandan da ben ozel saglik primi oduyor. iki kere pisti yani. Ve benim maasimdan %5 isverenimden de %6 kesilip toplamda %11 ssk primi oduyoruz.
Kaynak: http://www.rize.smmmo.org.tr/pratik/sskprim.html

Simdi esas sorun su, ozel sistemin islememesinden dolayi bazi ilaclari misal roacutane gibi sivilce ilaclari ya da depresyon ilaclarini devlet baba verirken ozel sigortalar vermiyor. Fakat devlet herkesi sigorta yapacagim gibi abuk bir anlayistan vazgecse buna uygun olarak ozel sigortalarin da bu tarz ilaclari vermeye baslayacagini dusunuyorum. Zira gecen issizlik ile yapmis oldugum yazida bkz: http://entelektuel.com/issizlik-maasi-devlet-ve-garanti-bankasi/ nasil Garanti Bankasinin uygulamsai daha karli ise eminim devlet bu isten elini cektiginde ozel sigortalar urun yelpazesini yayginlastirip cesitlendireceklerdir.

Ha keza emeklilik sistemlerinde de devlete sigorta primi oduyoruz emekli olalim diye bu parayi veriyoruz fakat 60 yasini beklememi istiyor. Simdi sulalesinde olum yas ortalamasi 50 olan bir kisi olarak devlete bu kadar sene prim odemek bana salakca geliyor fakat devlet zorunlu tutuyor. Bireysel emeklilik fonlari ayni parayi yatirip 60 yasinda emekli olunca ne kadar para alacagimi soyleyemiyorlar, zira simdilik kimseye hic para vermemisler fakat 10 sene yatirdiktan sonra parayi toptan alma hakki saglamasi bile devletten bin kat daha iyi. Not: bunu arastirdim, gercekten cok daha karli.

Para kazanmanin suc olmasi ulkede bir sekilde yasanirken ayni anda parayi harcama noktasinda da bu sucluluk durumu devam ediyor. Son yillarda gelisen anadolu sermayesi ile Basi ortulu ya da sakalli amcalarin ferrari olmasa bile X5'lere binmeye baslamasiyla hem muhafazakarlarin karsi gorusunde olanlar hem de kimi muhafazakarlar bu tarz para harcamanin dinde yeri olmadigini soylemeye basladilar. Tam bununla ilgili gecen hafta bir seminere denk geldim. Tam soru kisminda soru kisminin teblige eklendiginden dolayi soru sormama izin verilmeyince arada baska bir hocayla konustum. Marmara ilahiyatta hocaymıs. Liberal falan oldugumu soyleyince. Liberalleri severim dedi. Hos sevmese de farketmezdi fakat guzel bir ornek verdi.

Herkes tutumlu olacagim diye 5 liralik peyniri alirsa gariban adam o 5 liralik peyniri de alamamaya baslar.

Evet farkettim konu baska bir yere geldi lakin bunları da soylemek istedim.

SGK gibi bir kurumun ne kadar zarar ettiginden habersiz bir sekilde mayinlarin 500 milyon dolara temizlenmesinin pahali olacagini falan konusuyoruz. Kardesim senin SGK kurumun yillardir o tutarin kac katini zarar olarak sana bana yonlendiriyor farkinda misin ?

Unknown dedi ki...

Aslında sağlık sektöründeki bozukluk yıllardır süren mentalitedeki gariplik: Bu kanuna karşı çıkanlar bir insanın bir işte çalışırken başka bir işte çalışamayacağını anlayamadılar hala. devlet hastanesine gidiyorsunuz doktor saat 10 da geliyor. 12de çıkıyor. öğleden sonra 2 de geliyor 3.30 çıkıyor. diğer vakitlerde muayenehanesinde. sonra işte hastaneler yogun, doktorlar yetersiz. . böyle bir meslek var mı ya... bence bakanın sözü yanlış olmuş. söylemesi gereken şuydu: "ben devletin verdiği maaşı haketmenizi istiyorum. mesai saatlerinde devlet dışında bir yerde çalışamazsınız. istemiyorsanız başka iş bulabilrisiniz. serbest piyasa. imkanımız budur."

Investor dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
KS dedi ki...

sağlık ve eğitim, para kazanmanın suyunun çıkarılmaması gereken iki alan. tedbir alınması, veya devleti ya da kendi muayenehanenizi seçin denmesi doğal.

pek çok doktorun devlete ait hastaneleri kendi muayenehaneleri için hasta avlağı olarak gördüklerini biliyorum. yaşanmış pekçok tecrübe var. mevcut durum ancak parası olana iyi hizmet getiriyor. haksız bir fark yaratıyor yani. muayaneye gidip 100-500 tl arası bayılan yine bütün tetkiklerini ve tedavisini devlete ait hastanelerde ama öncelikli ve ayrıcalıklı olarak yaptırıyor. doktorun özel hastası olarak ilgi görüyor.

ya devlet ya özel muayene ayrımı kaliteyi dengeleyecektir. tabi bunu söylerken devleti seçenlerin de döner sermayeden falan katkıyla iyi bir ücret almalarının sağlanacağını varsayıyorum.

3H Hareketi dedi ki...

harika bir yazı, tebrikler barış.. liberal fikirler seninle gurur duyuyor:)

Santiago dedi ki...

Meselesize katılıyorum burdaki en temel sorun doktorların devlet için çalışırken mesailerinden kısıp kendi özel muayenehanelerinde bu işide yapabilmeleri...
Bir Polis memurunun mesai saatlerini kısaltıp Yada bir askerin kıslada olmadıgı zamanlarda bir barda fedailik yapabileceği ne kadar akla yakın.
Kim izin verir bunlara..Yapsınlar bakalım bole birşeyi sonucu ne oluyor...
Peki bu Devlet memuru Doktor olunca neden iş değişiyor...
Liberallik salt ekonomi düşünmek değildir Liberalizmin hukugunda bireysel teşebbusun yanında sistemin insanlara eşit ve adil davranmasıda vardır Birşeyi eleştirirken digerini atlamayalım...crobo

indiego dedi ki...

'Hasta olmak (ihtiyac??!?!!) bedava saglik hizmeti hakkini saglamaz.Parani verirsin istedigin yerde tedavi olursun.'
Ayn Rand okuyup saçmalamak moda oldu. Liberalizm okumalarınızdan önce bir defa da olsa İnsan Hakları Evrensel bildirgesini okuyun lütfen, mümkünse 25. maddenin altını çizin.

Dane dedi ki...

Her sey temel bir anlayis farkindan kaynaklaniyor:
"Hasta olmak (ihtiyac) bedava saglik hizmeti hakkini saglamaz.Parani verirsin istedigin yerde tedavi olursun."
"Ucretsiz saglik ve egitim herkesin hakkidir"
Biri kapitalist piyasaci anlayis digeri ise sosyal devlet veya sosyalizm
Bence ikisinin ortasinda bir yer olmali.
Cok karisik bir konu sadece saglik degil,benefit durumlari,egitimin nasil verilecegi vsvsvs.
Ben vergiyi %40 tan veren uzerine bir dolu NIC (devlet sigortasi)odeyen yetmedi bir de brut gelirinden kurum pension i icin de %7-8.5 kesilen biri olarak parazit gibi sisteme asilip oradan beslenenlerden nefret ediyorum.Ama bu sistemi kotu yapmiyor.Bence en iyi sistem ez az suistimal edilen sistem degil en adil olan sistemdir.Sanirim piyasanin bazi kisitlamalarla da olsa serbestce calistigi sosyal devletin en adil sistem oldugunu dusunyorum

SEİL dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Unknown dedi ki...

Yazıda bazı mantık hataları var. Değinmeden geçemeyeceğim.
1- Emeğin kutsallığından bahsetmişsiniz ancak yazının bir yerinde devlet var oldukça bu sorunlar baki kalır gibisinden birşeyler var.
Devlet olmadan emek kendini koruyamaz sömürülüp gider.
2- Sağlık harcamaları yapmak devletin asli görevlerinden biridir. Bu görev elinden alınırsa sizin az bir ücretle geçinen akrabalarınız da ileride sağlık konusunda sorunlar yaşarsa bahsettiğiniz haksızlıkları, kuralsızlıkları yaparak sağlık hizmeti almaya çalışır. İnsan hayatı kutsaldır bu yüzden benim vergimle de olsa devlet insanlara sağlık hizmeti vermek zorundadır.
Devletin var olup olmamasını, vergi toplayıp toplamamasını tartışmak boşa kürek çekmektir.
Evet Türkiye'de devlet iyi işlemiyor ancak iyi işlemiyor diye söküp atmak çare değil. Onun yerine devletin verimliliğini arttırmak için yapılacakları, önlemleri tartışmak daha mantıklı ve yararlı olur kanımca.

Kubilay dedi ki...

Barış, ellerine sağlık. Mükemmel olmuş!!!

SEİL dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.