“Bunun çözüm yollarından birisi bölgeye KİT’ler kurarak zarar etmeyi göze alıp istihdam imkânları yaratmaktır. Türkiye artık bunları yapabilecek zenginliğe ulaştı. Bir yandan batıdaki KİT’leri özelleştirirken bir yandan doğuda yeni KİT’ler kurmak aslında Cumhuriyet’in kuruluş yıllarındaki hamleye de uygundur. O dönemde müteşebbis yoktu şimdi de doğuda fabrika kuracak müteşebbis yok. O halde devlet bu boşluğu doldurmalı. Bunun ne yararı olacak? Askerden dönüp ya da okulu bitirip işsiz kalan ve çaresizlikten teröre katılan genç insanlar bu KİT’lerde çalışacak ve sisteme entegre olacak. Bu yolla bir yandan üretim ve istihdam olanakları artırılırken bir yandan da bölgede hayvancılık geliştirilebilir ve bugün yaşadığımız ithal et sorununun çözümü için köklü adımlar atılmış olur. Şimdilerde yerin dibine batırılması moda olan Cumhuriyet, ilk yıllarında sorunu bir ölçüde böyle çözmeye çalışmış ve oldukça yol almıştı.”
Aman Tayyip Erdoğan Mahfi Eğilmez’in bu yazısını görmesin. Ondan sonra gider Rıfat Hisarcıklıoğlu’na “hepiniz bölgeye bir fabrika kursanız 1 milyon üç yüzbin fabrika eder” şeklinde cin fikirlerle lobi yapmaya başlar. Devlet adam gibi çalışıp vergi veren vatandaştan topladığı vergilerle nasıl yatırım yapacağını kafası çalışan devletin verdiği onca rüşvete rağmen Güneydoğu’da fabrika açmayan işadamlarından daha iyi mi bilecek? O kadar rüşvete rağmen kimse Güneydoğu’da fabrika kurmuyorsa, iş açmıyorsa vardır bir hikmeti değil mi? Mahfi Eğilmez de sanki babasının parasını harcıyormuş gibi tavsiye veriyor, devlet KIT açsınmış. Teh teh teh teh teh!
KIT açacaksın, milyarlarca lirayı beton binalara, bir halta yaramayan makinalara ve sonunda müşterilerin kullanmayacağı ürünlere yatıracaksın. Bir de istihdam edeceğin memurların büro masraflarıydi, elektriğiydi, bilgisayarıydı, çay masrafıydı derken harcamalar iyice ayyuka çıkacak. Amacın güneydoğuya para peşkeş çekmek ise bunun kolayı var, anlatayım:
Her haneden bir kişiye olmak üzere bir milyon tane yaşları 16-40 arasında genci sigortasız, servissiz, yemeksiz, yakacak yardımsız, kreşsiz işe alacaksın ve her birinin eline birer çay kaşığı vereceksin. Insanları ikili gruplar halinde çalıştırıp bir tanesine çay kaşığı ile çukur kazmasını, diğerine de çay kaşığı ile diğerinin kazdığı çukuru doldurmasını söyleyeceksiniz. Bu kişilere aylık 1000 TL düz maaş vereceksiniz o kadar. Senede harcayacağınız rakam 12 milyar TL olur, Türkiye gibi bir ülke için çok değil. Bu paranın önemli bir kısmı da bu kişilerin parayı içki ve sigaraya yatırması yüzünden zaten yeniden devletin kasasına girecektir. En azından çay kaşığı ile çukur kazmaktan evde karılarını dövmeye fazla vakit bulamayacaklardır; ayrıca hükümet de parayı gereken kişilere en direkt şekilde ulaştırarak arada gerçekleşecek “fabrika ihaleleri” vasıtasıyla yandaşlarını zengin etme lüksünden mahrum kalacaktır. Senede 12 milyar lira ülkenin GSYH’nın %1’i gibi bir rakam eder. SGK’nın açıklarının dörtte birinden bile daha az bir rakam bu. Güneydoğu’daki milletin cebine giren bu parayı cebine indirmeye çalışacak müteşebbüs sanayicilerimiz de belki bundan sonra oraya gitmeye karar verir.
Şimdi bir de asıl süper fikrim var, bu fikri uygulamaya geçirenler hem işsizliği sıfıra indirebilirler, hem de ülkenin GSYH’nı beş katına çıkarabilirler (hem TL hem de dolar cinsinden). Recep Bey bu fikrime bayılacaktır, o sever böyle şeyleri.
Ülkemizdeki işsiz sayısı aşağı yukarı 3.5 milyon kişi. Biz bu işsiz kişileri aynen güneydoğu projesinde olduğu gibi işe alacağız ve her birine birer çay kaşığı vereceğiz (devlete masraf olmasın diye çay kaşıklarını evden getirmelerini isteyeceğiz daha doğrusu). Aynen güneydoğudakilere yaptığımız gibi bu kişileri de hiç bir hak vermeden sadece aylık maaş karşılığı istihdam edeceğiz. Ama bu sefer bu kişilere devlet aylık 100.000 TL maaş verecek. Meclisten geçirilecek özel yasa ile de bu kişilerden %99 oranında gelir vergisi kesilecek. Böylece devlete bu kişilerin net masrafı aylık 1000 TL olacak ama istatistiklerde bu kişilerin aylık kazancı 100.000 TL olarak görülecek. Üç buçuk milyon kişi senede 1,2 milyon lira kazanırsa bu ülkenin GSYH’nı 4 trilyon lira arttırır. Şimdi ülkemizin GSYH’sı 1 trilyon olduğuna göre bu uygulamadan sonra ülkemizin GSYH değeri 5 katına çıkarak 5 trilyona yükselir. Bu kişilere ödenecek paralar da emeklilere ve devlet memurlarına ödenen maaşların kısılmasıyla sağlanabilir. Neticede devlet ekstradan para harcamayacağı ve bütçe açığı yaratmayacağı için Türk lirası değer kaybetmez. Milli gelirimiz kağıt üzerinde 5 katına çıkarak dünyada kişi başına düşen milli gelirde Amerika’yı falan yakalar, Avrupayı geçeriz, işsizlik de bitmiş olur.
Har vurup harman savurarak ya da işkembeden uydurduğumuz güneydoğuya KIT kurulması veya işsizlerin devlet tarafından istihdam edilmesi gibi projelerle istatistikleri düzeltmemiz mümkün. Işte size milli gelirimizi dolar cinsinden 5 katına çıkarmanın yolunu da söyledim, teknik olarak doğrudur bu söylediğim. Ancak bu tip projeler ülkemiz insanını daha zengin yapmayacağı gibi ekonomik olarak da budala yaklaşımlardır. Ülkemizdeki köşe yazarlarının ve ülkeyi yöneten politikacıların ekonomi cahilliği göstererek bu projeleri gündeme getirmeleri gerçekten yazık. Bir tane de aklı başında adam çıkıp da bunlara laf söylemiyor. Biz söylüyoruz ama yazdığımız kitabın satış rekorları kırmamasından vatandaşın masal dinlemeye daha yatkın olduğu da anlaşılmıyor değil doğrusu...
12 Yorum Var.:
tebrikler, çok güzel bir değerlendirme olmuş,
"Şimdi bir de asıl süper fikrim var" çok güldüm sabah sabah :)))
Peki;
Güneydoğuyu zenginleştirmek için ne yapmak lazım.
Güneydoğu'da İstanbul gibi bir şehir kuramayız ancak, varolan şehirlerin güçlenmesini sağlayabiliriz.
Turizm desteklenebilir belki. Malum oraya fabrika falan kurulsa PKK'ydı terördü derken zor işler.. Ama PKK'nın yabancı turisti öldürmesi sıkar gibi geliyor bana..
Bol bol yabancı turist çekmek lazım oraya.. Ama ne konseptle çekilir bilemiyorum.
Cagatay,
Soruna Ekonomi Turk Kitabinda detayli bir sekilde cevap veriyoruz.
Tesekkurler
CHP li ve DSP lilerin tamamı bğyle düşünüyor.Buna emekileri ve sendikaları ekleyin,Ülkenin yarısı bu fikirde.
Aslında yazdıklarınız ekonomi eğitimi olarak ne düzeyde olduğumuzu gösteriyor.Hal böyle olunca iş komik olmaktan çıkıyor.Ağlamayı gerektiriyor...
mahfi Bay bir de devletin gecmiste fabrika kurdugu yerlere bir baksın kac tanesi kalkınmış?
Mesela Sİvas. Cumhuriyetten sonra devletin kayırdıgı, her turlu yatırımı yaptıgı, binlerce kisiyi istihdam ettigi Sİvas'ın -Mahfi Bey'in dusuncesi dogruysa- bugun Paris olması gerekirdi.Aynı şey Kırıkkale, Zonguldak vs. için de geçerli.
Sonra bunları bir de devletin çivi çakmadığı Çorumla karşılaştırın.
şimdi gerçekler.
biz doğuda doğa ya esiriz.önce doğayı yenmeliyiz.
batı insanı tanınmıyor.rahat.bir işi bittiğinde diğer işyerinde işbaşı yapabiliyor.bu kişiye kimse iş vermeyecek denilemiyor.
batıda töre cinayetlerine ceza indirimi yok.doğuda var.
batıda para kazanma telaşı var.doğuda ne yapacağım nelaşı yaşanmakta.
ülkemizin zenginliği belli batı kentlerimizden bilecik,uşak,kastomonu,bartın,karabük,zonguldak ın durumu belli.
doğu insanımız batıya geldikçe çalışanlar usta oldular.karadenizlilerin tekelinde olan inşaat ince işleri doğulu gençlerimizin eline geçti.v.s.v.s.
amerika yı zenginleştiren doğu batı tren yollarıdır.tren yollarımız genişledikçe zenginliğimiz artacaktır.
yap işlet devretme modeli ile tren yolları yapılabilir.
izmir den çanakkale ye izmir den muğla ya da antalya ya da tren yolu yok.olsa var ya dünya zengini oluruz.
önceleri sinop tan istanbul a kamyonla balık gelirmiş.deniz yolunda kullanılacak güçlü teknemiz yokmuş.şimdi.....
biz zengin ülkeyiz.kendi zenginliğimizi kullanmayı bilmiyoruz.
eli iş tutan,sanaatkar olan doğulu gençlerimiz para toplamaya başladılar ayrıca aracı olmaya da başladılar.elbette zenginleşecekler.
çalışkan,iyiniyetli,dürüst,efendi,saygılı olan herkesi seviyorum. sizlere helal olsun.
hayat heryerde aynı.düşeni yerler.
Laf ile peynir gemisi yurumez (yuzmez)!
Bolgenin gelismesi ve hic olmazsa Turkiye ortalamasina yaklasmasi icin yapilmasi gereken cok is var. Sadece baraj yapimi yetmiyor. Bu halen ogrenilmedi.
Bu bolgedeki issizlik oraninin azaltilmasi ve kisi basina gelirin, okullasma oraninin, kalifiye ogretmenlerin, doktorlarin ve en onemlisi bu bolgeye yonelik yatirimlarin arttirilmasi ile gerceklestirilebilir.
50 yildir iktidarlar gelip gidiyor. Ayni sozler tekrarlaniyor ve nisbi farkliliklar halen devam etmekte.
Konunun ciddi olmasi icin hedefler ciddi olarak ele alinmali. Sadece Guneydogu halkinin oylarina ihtiyac olundugu zaman degil.
Yine harika bir yazı olmuş yalnız kitap konusunda bir şeyi dile getirmek istiyorum kitabın dağıtımı yeterince yapılmıyor internet kanalıyla çok kolay bulunabilse de dışarıda bulmak çok zor dağıtım kanalları genişletilirse satışlar istenilen düzeye ulaşabilir
GUney Doguya gitmeden , iskembeden yazilmis bir yaziya benziyor . Cok hemde cok sacma okurken midem bulandi . Bog bog booogg,,, Guneydogunun tek sorunu diye baslayan aptal yazilar baya bir cogaldi ama alt alta siralarsak orda bir cok sorun var . Buralara sigmaz . 1 cozum yoluda benden gelsin , bolge komsu ulke sinirlarini acip kacakciliga 10 yil goz yumacaksin , istanbul diyarbakir,hakkari,van`a tasinacaktir ....
Yorum Gönder