Lobi nedir, Lobicilik Nedir, Lobici Kime Denir?

Lobi nedir, lobicilik nedir, lobici kime denir başlıklı yazımızda Türkiye’de lobiciliğin yuh dedirtecek seviyede yaygın olduğunu gösterecek bir kaç örnek vereceğiz. Dün bir okuyucumuz Bebek Arabası Üreticileri Konfederasyonu başlıklı kinayeli bir mesaj göndererek Türkiye’deki bebek arabası üreticilerinin lobi yapıp Çin’den ithal edilen ucuz bebek arabalarına $12’lık vergi konulmasını sağladıklarını haber vermiş. Haberin detayları şurada:
...Rota Çocuk Gereçleri San. ve Tic. A.Ş. (Rota) ile Derya Bebe Çocuk Gereçleri İml. Paz. San. Tic. Ltd. Şti. (Derya) tarafından yapılan ve Ünal Çocuk Ger. İnş. San. Tic. Ltd. Şti. ile Ümit Bisiklet San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından desteklenen başvuru çerçevesinde başlatılan nihai gözden geçirme soruşturması, Dış Ticaret Müsteşarlığı İthalat Genel Müdürlüğü tarafından sonuçlandı. Buna göre Çin Halk Cumhuriyeti menşeli 8715.00.10.00.00 GTİP numaralı bebek arabalarına adet başına 12 Dolar, yine Çin Halk Cumhuriyeti Menşeli 8715.00.90.00.00 GTİP numaralı Yalnızca bebek arabalarının şasilerine ise adet başına 8 Dolar dampinge karşı önlem uygulanacak.

Lobi ülkemizde teknik olarak rekabet edemeyen üreticilerin masa başında ve karanlık otel odalarında dolap çevirerek rakiplerini alt etmelerine ve sade vatandaşa pahalı ve/veya kalitesiz malı kakalama faaliyetlerine verilen isimdir. Türkiye’de kendisine sanayici diyenlerin çoğu da lobicidir, bunların faaliyetlerine de lobicilik denir. Türkiye neden ar-ge yatırımı yapmıyor, neden teknoloji üretemiyor diye merak ediyorsanız bir nedenini söyleyelim. Lobi yaparak masa başında rakibinizin maliyetini $12 yükselterek çok büyük avantaj sağlayabilirsiniz. Aynı etkiye sahip olan teknoloji ve inovasyon yaparak maliyetlerinizi $12 düşürmek ise bu kadar kolay değildir, emek ister, işi bilen adamı işe alıp adam gibi yönetme beceri göstermek ister. Bu yetenekler de maalesef bizdeki kendisine sanayici diyen ve sade vatandaşı kazıklamak için lobi yapan lobicilerde yok. Devlet de bu asalaklara çanak tutarak rekabet becerisi olmayan adamların piyasada kalmalarını sağlıyor ve faturayı da çocuğuna bebek arabası almak isteyen vatandaşa ödetiyor. Meselenin özü budur.

Yukarıda linkini verdiğim haberde ayrıca Uğurlu Oto Cam San. Tic. A.Ş. ve Ufuk Metal San. ve Tic. Ltd. Şti. Şirketlerinin de lobi yaparak oto camından tutun cam tencereye kadar bir çok ithal edilen ürüne ek vergi getirilerek bu ürünleri tüketen vatandaşların daha yüksek bir bedel ödemelerini sağlamışlar. Bravo diyoruz kendilerine.

Lobi ve lobiciler Türkiye’de o kadar yaygın ki lobi yapmadan işler yürümüyor. Bu sadece şirketlerin de suçu değil, aynı zamanda taa Bizans kültüründen gelen bürokrasinin ve rüşvetin de payı büyük. Devletin ekonomideki payını ve etkisini azaltmadıktan sonra ülkemiz bilim adamı yetiştireceğine habire Sinan Aygün ve Rıfat Hisarcıklıoğlu gibi lobiciler yetiştirir, sonra da hem lobiciler hükümete “bize haybeden para ver, adına teşvik diyelim” diye lobi yapar, hem de hükümet “her biriniz bir kişi işe alsanız, işsizlik çok azalır” diye lobicilere lobi yapar. Tüm lobiciler, devlet memurları ve siyasiler Ekonomi Türk kitabında yazılanları içtenlikle kavrasa lobi yapmaya da gerek kalmaz ama herkes sürekli birilerine kazık atma derdinde.

Neyse bu yazıyı asıl yazmamın sebebi Fenerbahçe’li eski futbolcu trafik kazasinda adam olduren Erdi’nin “vefa” örneği göstererek hapisteyken tanıştığı ve futbol maçı yaptığı “kader mahkumlarıyla” şimdi de bir maç yapacağı haberi idi. Kader mahkumları terimi de yurdum insanının lobicilik konusunda ne kadar yaratıcı olduğunu ortaya koyan güzel bir örnek. Adam öldüren, ırza geçen, hırsızlık yapan insanlara “kader mahkumu” diyorlar; ne kader mahkumu yahu, bildiğin katil, sapık, cani bunlar. Şeytan’a pabucunu ters giydiririz vallahi, o derece lobici bir milletiz.

3 Yorum Var.:

Pelin S. dedi ki...

Bendim o okur :) daha bunun gibi birsürü vergi var dampingin önlenmesi için diyerek çıkartılmış. Gümrük mevzuatlarında yazıyor oku oku bitmez. Sadece çıktığı gün gazetelerin kıyısında köşesinde bir haber oluyor, kimsenin bir şey dediği yok.

Madem ki Çin'de bebek arabası ucuza mal ediliyor, neden burada işgücümüzü verimsiz bir şekilde kullanarak heba edelim. Böyle olunca 10 tane bebek arabamız olacağına 5 tane olacak. Amacın aksine daha da yoksullaşacağız. Devlet memurlarından bunu düşünmelerini zaten bekleyemeyiz de özel TV kanallarındaki ekonomistler de onlardan beter.

cucu dedi ki...

lobiciler hergün bir yerden çıkıyor karşımıza, bu sene sözde serbest kıyafet uygulamasına geçilecek ve öğrenciler zorunlu üniforma giymeyeceklerdi. ama bir hafta boyunca 3-5 tekstilci erdoğan ve arıncı rahatsız edip durmuş, bu uygulama geçerse biteriz, bu işten ekmek yiyen herkes aç kalır(çok iddalılar bence). demişler. eee erdoğan da kıramamış bu abilerimizi tamam bakarız demiş bu uygulama rafa kalkmış. hisarcıklıoğlu ise geçen hafta sonu yapılan odalar toplantısında ise hem tekstil sektörünün uğrayacağı zararı,hem bu işten ekmek yiyenlerin aç kalacağı felan zırvalarından sonra işe biraz daha hüzün katmak için tüketicileri yani öğrencileri de düşünmüş. bu uygulama fakir zengin ayrımına neden olur, böyle bir uygulama yakışmaz bize, ayrımcılık olur demiş. gel de bu saçmalığa inan. zengin fakir ayrımı nasıl olur anlamak mümkün değil bir de bunu o kadar inanarak söylüyor ya horoz gibi ötmüş arada da böğürmüş konuşurken bu gazı kime bu artizliği kime.

Unknown dedi ki...

Bir kaç hafta önce bir gazetenin Ankara eki, Ankara'nın en eski ve ilk alışveriş merkezi olan Ulus'taki yürüyen merdivenler (Bu adı Türkiye'deki ilk yürüyen merdiven sistemi burada kurulduğu için almış) esnafının yürek burkan çığlığına kulak vermiş... Konunun özeti bu bölgeye artık insanlar alışveriş yapmaya gelmediklerinden hafta sonları o da olmadı hiç değilse pazar günleri büyük alışveriş merkezlerinin ( Ankamall, Antares, Panora vs. vs.) açılmasını yasaklayın vatandaş bize gelsin diyorlar. Çok madurlarmış mal satamadan günü kapatıyorlarmış bla bla bla... Benim daha iyi bir teklifim var direk maaşlardan vergi olarak para kesilip bu adamlara verilsin. Sonsuza kadar zengin yaşasınlar - Şimdi düşündüm İnternet kafeciler derneğide kurulsun onlarda o kadar insana ekmek yediriyorlar, evde internet yasaklansın! Viva la resistance!