Sindirella Hikayesi Tahvil Nedir Gönüllü Çevreci Kuruluşlar Çernobil Faciası Türev Konu Anlatımı Demokrasi Nedir Yatırım Fonları
"Şu sıralarda Japonya'da faizler yüzde 1'in altında. Hadi yüzde 1 diyelim. Alçak ve namussuz Japon'un biri geçen yıl 1 Haziran'da yüzde 1 faizle bir Japon bankasından 1.000.000.000 Yen borç almıştı. Onu Türkiye'ye getirip o günkü 100 Japon Yeni=1.3788 YTL kurundan bizim paramıza çevirdi. Böylece eline 13.788.000 YTL geçti. O parayı da aynı gün senin bankana yüzde 20 faizle yatırdı. Aradan bir yıl geçti. Geçen 1 Haziran'da bu namussuz bu parayı anapara+faiz olmak üzere 16.545.600 YTL olarak bankadan çekti. Aynı günkü 100 Japon Yeni=1.0697 YTL kurundan kendi ülkesinin parasına çevirdi. Böylece eline 1.546.751.426 Yen geçti. Gitti bu paranın 1.000.000.000 Yen'ini ana para, 10.000.000 Yen'ini ise faiz olarak kredi aldığı Japon bankasına geri ödedi. Elinde geriye 536.751.426 Yen kaldı. Yani bir yılda hiç taş atıp kolu yorulmadan senin sırtından konteynır yükü ile para kazandı."
Ertuğ Yaşar bunları duyunca küplere binmiş. Hemen soluğu bankasında alıp yönetim kurulunu toplamış. Arkadaşından duyduklarını bir bir anlatıp, bu soygunu durdurmak için derhal mevduat faizlerinin Japonya'daki faizlerle uygun bir seviye olan yüzde 2'ye çekilmesini emretmiş. Aradan birkaç densiz çıkıp da "Efendim bunu yapanlar 3-5 kişi. Bu pireye kızıp yorgan yakmak olur. Mevduat faizlerini böyle düşürürsek kimse bankamıza para yatırmaz. Hatta mevduat sahipleri de paralarını çekmek için şubelere saldırır. Sonra kapıya kilit vurmak zorunda kalırız" dediyse de dinleyen olmamış. "Emredersiniz efendim"cilerin alkışları arasında, patronun dediği yapılmış. Fakat bu karar açıklanır açıklanmaz gerçekten de mevduat sahipleri Yaşarbank'ın kapısına dayanmış. Paralarını çekmek için birbirlerini çiğnemeye başlamışlar. O sırada Ertuğ Yaşar'ın aklı başına gelir gibi olmuş. "Yahu biz faizleri yüzde 2'ye indirdik mi demiştik? Kusura bakmayın bir yanlışlık olmuş. Aslında faizleri yüzde 42'ye çıkardığımızı söyleyecektik" diye bir manevra çekmeye çalışmış. Ama nafile. Mevduat sahiplerinin birkaçı bu numarayı yese de içine bir kurt düşen çoğunluk parasını çekmekte direnmiş. Tabii hiçbir bankada hiçbir zaman mevduat sahiplerinin tümüne ödeme yapacak kadar para bulunmadığı için bu istekleri gerçekleşmemiş. Akşama doğru da TMSF'nin memurları gelip bankaya el koymuş. Ertuğ Yaşar da pılısını pırtısını toplayıp bankayı terk etmiş ve kendisine bu akılları veren arkadaşını aramaya başlamış.
Bu masalı anlatmak nerden mi aklıma geldi? Hiiiç. Bugün Referans Gazetesi yazarı Ertuğ Yaşar'ın şu yazısını okuyunca nedense aklıma böyle bir senaryo yazmak düştü. Yalnız buradaki Yaşarbank'ın TMSF'nin 1999 yılında el koyduğu Yaşarbank ile bir alakası yoktur ve tamamen hayal mahsulüdür onu hemen belirteyim. Bildiğim kadarıyla Ertuğ Yaşar'ın da gerçek hayattaki Yaşarbank'ın sahibi olan Yaşar ailesi ile bir ilişkisi yok. Tabii yanılıyor da olabilirim.
0 Yorum Var.:
Yorum Gönder