UNESCO Nedir, Fonksiyonu Var mıdır, Bilinmeyen Gerçekler

Google’da Unesco nedir şeklinde arama yapınca hepsi UNESCO’nun Türkiye sayfasından aşırılmış, gereksiz hiç bir işe yaramayan bir tanımla karşılaşırsınız. Biz size UNESCO hakkında daha ilginç bir kaç bilgi verelim, beyniniz bir miktar çalışsın. Unesco Birleşmiş Milletler çatısı altında entellektüel işbirliği sağlamak amacıyla kurulmuş bir organizasyon ve inanmayacaksınız ama kurucusu olan 20 ülkeden bir tanesi de Türkiye. Mesela Japonya, Ispanya ve Çin gibi eğitim, bilim ve kültürden nasibini almamış (!) bir çok ülke Türkiye’den çok çok sonra Unesco’ya katılmış.

Marifet mi? Değil. Unesco adam gibi bir fonksiyonu olmayan, her sene $300 milyon doların üzerinde bir parayı sokağa döken, geçmişte belki bir ara bir kaç yararlı faaliyeti olan ama bugün Unesco’da çalışan bürokratları zengin etmekten başka bir işe yaramayan bir organizasyona dönüşmüş. Klasik bir “el elin eşeğini türkü çığırarak arar” örneği. Bütçesinin yarısından fazlası memur maaşları için harcanmakta imiş. 2000 civarında çalışanı olan Unesco’da bu çalışanların 1300 tanesi Paris’teki genel merkezde faaliyet gösteriyormuş, faaliyet dediysem de yanlış anlamayın, iş yapıyormuş gibi görünüp o toplantı senin bu prezentasyon benim boş boş laf yapıp duruyorlar, ay sonunda maaşlarını cebe indiriyorlar.

Adında eğitim, bilim gibi iddialı kelimeler geçse de dünyanın eğitimine ve bilimine ne katkı yaptınız diye sorsanız yüzünüze bön bön bakacaklardır. Geçen sene Unesco’nun başına kim geçecek diye seçim yapıldığında “Mısır kütüphanelerindeki Israilliler tarafından yazılmış tüm kitapları yakacağım” şeklinde demeç vermiş bilimle ve eğitimle uzaktan yakından alakası olmayan Faruk Hüsnü isimli dangalak neredeyse seçiliyordu. Amerika’nın son dakika ayak oyunları sayesinde yine başka bir bilim ve eğitimle alakasız kişi olan Bulgaristan’ın eski dışişleri bakanı seçildi. Yahudi düşmanı Hüsnü’yü seçtirmemek için başkanlık için Zülfü Livaneli’nin adı bile ortaya atılmıştı, çok süper bilim adamıdır ya Livaneli o bakımdan.

Unesco gibi kurumlar gereksizdir. Dünyada bilim ve eğitimin gelişmesine en büyük katkıyı yapmış yapıya internet denir. Internet’in olduğu bir ortamda Unesco gibi Paris’teki bürokratların cebini dolduracak organizasyonlara gerek yoktur. Bakın interneti kullanarak unesco’nun ne kadar gereksiz bir organizasyon olduğunu öğrendiniz, eğitildiniz. Unesco size ne öğretti?

Unesco nedir sorusuna başka bir yerde bulamayacağınız güzellikte ve acik sozlulukte bir cevap verdik, yazımızı beğendiyseniz sitenizden link vererek teşekkür edebilirsiniz.

8 Yorum Var.:

Cuneyt Kazokoglu dedi ki...

Süper yazi. Egitim kismini atip Unesco'yu UNO yaparak genel olarak birlesmis milletler icin de kullanilabilir.

Unknown dedi ki...

UNESCO sadece bilim organizasyonu degildir.o yüzden sadece bilime katkıda bulunması gerekmez.aradaki "C" harfini tamamen atlamış yorum yapıyorsunuz.

sadece "dünya kültür mirası" diye birşey ortaya çıkarıp bizim gibi az gelişmiş ülkelerde 3-5 tarihi eseri kurtarmaları bile kar ama işte intergovernmental organization diye illa çamur atmanız gerekiyor. devlet karşıtıyız ya, ondan

Editor dedi ki...

devlet karşıtı degiliz, anarsist miyiz ki devlet karsiti olalim. Biz israf karsitiyiz.

Devlet olmazsa kapitalizm de olmaz, verimlilik de olmaz. Devlet alkol gibidir, azi faydali cogu zarardir; siz alkolu fazla kaciranlardansiniz galiba...

Unknown dedi ki...

madem iktisat doktorası eğitimi almışsınız, ispatlayamayacağınız bir yargıda bulunamayacağınızı da bilmeniz gerekir sevgili ekonomitürk.

devleti azı yarar, çoğu zarar demişsiniz ya. sorayım bari: ne kadarı yarar? 0 ile 1 arasında devlet müdehalesini ölçsek. kaç olsa beğenirsiniz? cevabınıza göre bir soru daha soracağım.

Editor dedi ki...

Sayin Ezel,

Sorunuza cevap vermem icin vakit harcamam gerekiyor. Ya blogumuza uye olun, ya da kendi blogunuzdan link vererek yorum yapin ki size harcadigim zamanin karsiligini bir sekilde alayim.

tesekkur ederim.

Unknown dedi ki...

Sayin Editor,

Ekonomi hakkinda bir seyler ogrenmeye hevesli bir genc olarak, dikkatle butun yazdiklarinizi ve yorumlarinizi takip ediyorum. Hatta sitenizede uyeyim. Standart uyelik 12 degil 50 dolar olsaydi bile bir yerlerden arttirip uye olmaya calisirdim.
Evet biliyoruz ki zamaniniz degerli, ama hatirliyorum eski blog yazilarindaki tartismalari. Sirf sizlerin hararetli konusmalarinizdan bile bir cok sey ogreniyordum.. Hatta bazen size kiziyor, sirf oturup arastiriyordum.. Simdi en kucuk birsey de icerigi karin doyurmayan yazilar gormekten, ve link vermezseniz, uye olmazsaniz olmaz demenizden kendi adima ''sadece'' uzuntu duyuyorum. Sizler gibi kaliteli insanlarin bilgilerini almaktan mahrum kaldigimiz icin..

Eskiden google readerima blog yaziniz dustugunde, hevesle hemen okuyup bitirirken, simdi 14 tane birikmis, zamanim olursa bir ara bakarim diyorum..

Dilerim blogunuzun trafigi cok artarda bizde eski kalitesinde bir ekonomiturk bloguna tekrar sahip olabiliriz..

Saygilar..
Erdemalp OZDEN

Editor dedi ki...

Erdemalp,

Zamanimiz degerli oldugu kadar kisitli da. Eskiden blog yazarlari bir konudaki gorusleri neyse yazip bloga post ediyorlardi. Simdi ise bir yazi yazmadan once o yaziyla ilgili arama motoru optimizasyonu yapiliyor, yazinin icerisinde eski yazilara link veriliyor, sonrasinda da eski yazilara geri donulup, onlarin optimizasyonu yapiliyor. Normalde 30 dakikada yazilacak bir yazi simdi 1-2 saatte ancak yaziliyor.

Yazdigimiz konular da daha cok ekonomi hakkinda hic bir sey bilmeyenlere yonelik konular. Neden? Cunku bu konulari aratanlarin sayisi daha fazla. Eski blogun optimizasyonunu bitirdikten sonra yeni bloga cok daha fazla zaman harcayip kaliteli yazilari yeni blogda yayinlamayi planliyorum. Eski blogda da bugunlerde gordugun uzere tanim yazilari ile reklam yazilari yer alacak ve yeni blogdaki yazilarin giris kismi konulacak.

Biraz sabret, yakinda kitabimiz piyasaya ciktigi zaman onu okursun...

Unknown dedi ki...

Kitabinizi bekliyoruz, kendi acimdan 2 tane -biri kendime, digeri hediye- alacagim..

Dilerim biran once piyasaya cikar..

Saygilar..