Ekonomi Türk Hakkındaki Hurafeler ve Gerçekler

Bundan yaklaşık 20 yıl kadar önce üniversitedeki ilk yılımda en çok severek yaptığım şey Leman dergisini çıkar çıkmaz almak, herkesten önce dergideki esprileri günlük konuşmalarda kullanmak idi. Burslu öğrenciydik, öyle çok paramız da yoktu ama derginin fanatiği idik, çoğu zaman da dergiyi başkalarıyla paylaşıyorduk zaten.

Ekonomi Türk sitesinde yönetimi devraldığım günden bu yana bana da direkt veya dolaylı yollardan Ekonomi Türk sitesinin bir “ruhu” olduğu, siteyi takip eden fanatikler olduğu söylendi. Yuvarlak laflar her yerde her zaman söyleniyor. Ekonomi Türk sitesinin gerçekten bir ruhu var ise o da hurafeleri gerçeklerden rakamlar kullanarak ayırdetmektir. Bugün bu yazıda blog hakkında ortaya atılan bir çok hurafeyi çürüteceğiz.

Hurafe 1. Ekonomi Türk sitesinin bir çok fanatiği vardır. Normalde bunu test etmesi zordur ama Ekonomi Türk kitabının piyasaya çıkması bize önemli bir fırsat verdi. Kitap 2 haftadan uzun bir süre sadece Liberte sitesinden satışa sunuldu, internetteki diğer sitelere dağıtılması 3 haftayı buldu, kitapevlerinin çoğunda ise hala kitap yok. Ekonomi Türk sitesinin gerçek fanatiği olan adam kitabı internet üzerinden çıkar çıkmaz olmasa da bir kaç gün içerisinde alan adamdır. Ilk hafta Liberte’den satılan kitap sayısı 34 idi. Kitabı satın alan blog yazarlarını dışarıda bırakırsak blogun gerçek fanatiğinin 30 kişi olduğunu söyleyebiliriz. Şimdi bazı insanlar kitabın kargo ile gönderilmesini beklemek istememişlerdir, direkt kitapçidan almak istemişlerdir, o yüzden kitabın kitapçılara dağıtılmadığını öğrenene kadar geçen süreyi de göz önüne almak lazım diyebilir. Ilk iki hafta içerisinde Liberte’den satılan kitap sayısı ise 50 idi. Blogun yazarı Serkan’ın 15 tane kitap aldığını göz önüne alırsak, fanatik sayısı yine 30-35 civarında kalıyor. Bu pazartesiye kadar geçen 4 haftalık sürede ise satılan kitap sayısı 74 idi, Serkan’ın ve benim haber verdiğim bir kaç tanidığın aldığı kitapları düşünce fanatik sayısının en fazla 50 olduğu kabak gibi meydana çıkıyor.

Dört sene boyunca birbirinden güzel yazılar yazılan bu blogun sadece 50 tane fanatik izleyicisinin olduğunu tespit etmek gerçekten göz açıcı oldu. Hani kitap da öyle toplama bir kitap değil, içerisinde blogda olmayan yazılar var, ilk 80-100 sayfası yeniden yazılmış, birbiriyle bağlantısı kurulmuş orijinal yazılardan oluşuyor. Öyle olmasa dahi blogun fanatiği olan adamın kitabı alması lazım gelirdi.

Hurafe 2: Bloga insanlar kaliteli ekonomi yorumlarını okumak için geliyorlar. Bildiğiniz üzere 3 aydır yeni bir blog açtık ve bloga sadece okumak için üye olanlardan 20 TL, üye olup arada soru soranlardan ise 60 TL alıyoruz. Yani kitabı satın almak için ödenen paranın en azından iki katı bir miktar talep ediyoruz. Şu güne kadar yeni blogumuza üye olanların sayısı 70’i buldu. Bu kişilerin çoğu da yukarıda hesabını yaptığımız 50 kişilik fanatik grup içerisinde yer alıyor. Ilkokul 1 seviyesinde matematik bilenler 70 rakamının 50’den daha büyük olduğunu farkedeceklerdir. Bu demektir ki blogu ziyaret eden fanatiklerin çoğu güzel ekonomi yorumlarından ziyade güzel finansal piyasa yorumları için blogumuza geliyor. Parasını vererek oy veren vatandaşların söylediği bu.

Peki blogun RSS feedlerini takip eden binlerce kişi var, ayrıca 500 kişi de email adreslerini vererek yazılardan haberdar edilmek istiyor. Bunun anlamı nedir? Bunun anlamı blogu bedava olduğu sürece takip etmekten mutluluk duyacak binlerce kişinin olduğudur. Demek ki burada yazdığımız yazılardan maddi bir getiri elde etmek istiyorsak bunun yolu kitap satmak veya ücretli blog üyeliği yapmak değildir. Bunun yolu reklam yaparak gelir elde etmektir. Okuyucularin cogunlugu boyle istiyor.

Hurafe 3: Reklamlar kitap satışlarını arttırmaz.Pazartesi ve Salı günü ilginç bir olay oldu ve Deniz Baykal videosunu arayan milyonlarca insanın varlığını keşfettim ve bu konuda bir dizi yazı yazdım. Bunun neticesinde blogumuzu ekstradan 100 bin kişi bir gün içerisinde ziyaret etti. Bunların çoğunluğu ekonomiyle alakası olmayan, zaten blogda da sadece bir kaç saniye kalan kişilerdi tahmin edebileceğiniz gibi. Buna rağmen o gün bu kişilere Liberte 16 tane kitap satışı gerçekleştirdi. Bu kişileri kitabın satın alınabileceği websiteleri sayfasına yönlendirdiğimiz için diğer kitap websitelerinden kaç tane kitap aldıklarını bilmiyoruz. Ancak normalde günde 1-2 satarken bu rakamın 16’ya çıkması reklamların işe yaradığını gösteriyor. 100 bin kişi içerisinden kitabımıza ilgi duyan 15-20 kişinin çıkması aslında sürpriz olmaması lazım zaten.

Hurafe 4: Blog şimdi tamamen ticari kaygı ile yayın yapıyor. Bakınız, Amerika’da ekonomi doktorası almış yeni mezun bir kişinin ayda $10000 kazandığını daha önce söylemiştim. Bizim bu blog işini para için yaptığımızı düşünenler herhalde hiç blog açıp para kazanmaya başlamamışlar. Dün blogumuza 100 binden fazla ziyaretçi geldi, eğer her gün 100 bin ziyaretçi geleceğini bilsem yine blog işini para için yapmam. Bu işi benim profesyonel olarak yapmam için günlük 250-300 bin ziyaretçinin gelmesi lazım, şimdiki gibi günde 2 bin ziyaretçiden elde ettiğimiz gelir için bırakın tek yazı yazmayı kolumu dahi kıpırdatmam. Bu işi yapmamızın iki tane sebebi var, birincisi zevk aldığımız için yazı yazıyoruz, ikincisi de Ekonomi Türk kitabındaki bilgilere ve felsefeye Türk halkının ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz ve bu yüzden de kitabı mümkün olduğu kadar çok kişiye ulaştırmaya çalışıyoruz.

Hurafe 5: Blogda kaliteli yazılar yayınlanmıyor. Sağ üst tarafa son bir kaç ay içerisinde blogda yayınlanan kaliteli yazıların linklerini koydum. Blogda 2008 ve 2009 senesine kıyasla oldukça çok sayıda kaliteli yazılar yayınlanıyor, kim aksini iddia ediyorsa ya ekonomiden anlamıyordur, ya da art niyet sahibidir. Haa, ne vardır, blogda eskiden yayınlanmayan ama şimdi yayınlanan yüzlerce reklam veya bloga ziyaretçi gelmesini sağlayan ileri seviyede bilgi sahibi kişiler için gereksiz yazılar vardır. Birincisi bu yazılar ortalama Türk insanı için oldukça öğretici yazılardır, okuduğunu anlamayan, ilkokul seviyesinde matematik sorularını zor çözebilen Türk insanı ile kendinizi bir tutmayın. Sadece ileri seviyedeki kaliteli yazıları okumak istiyorsanız bundan sonra sağ üst tarafa koyduğum bağlantıyı kullanarak zaman tasarrufu edebilirsiniz. Onun haricinde reklam kokan yazılar devam edecektir. Neticede blogun okuyucuları para vermeyi değil, bedava yazı okumayı tercih ediyorlar. Biz de yeni projelerimizi finanse etmek ve masraflarımızı karşılamak için reklam kokan yazılar yazmaya devam edeceğiz. Ancak kaliteli yazılarımız da devam edecek.

Bundan Sonra Blogun Formatı Nasıl Olacak?
Yeni blogumuzda hedeflediğimiz toplam üye sayısı 100’dür. Yeni blogda üye hedefimize ulaşsak dahi o konudaki reklamlarımız devam edecek. Neticede en fazla gelir getiren yazılar yeni blogda yazdığımız yazılar, üyelik ücretlerini de altı ay için $49’a çıkarınca gelirler daha da artacaktır. (Eski üyeler $12’dan üyeliklerini yenileyebilirler ama üyeliklerini yenilemeyenlerin yerine yenilerini $49’dan kaydedeceğimiz için gelir artışı zamana yayılacak).

Bunun haricinde Google Adsense reklamları devam edecek, alternatif olarak ise Türkiye kaynaklı reklam verenleri bulmaya çalışıyoruz. Bu konudaki en başarılı çalışmamız Garanti Bankası reklamı oldu.

Bloga daha bugün yeni bir yazar daha dahil ettim. Kendisi çiftçi olmak istiyor, ama bildiğiniz eğitimi olmayan, ne yaptığını bilmeyen ufacık tarlada karısını ve çocuklarını çalıştırıp kendi kahvede kumar oynayan çiftçilerden değil, teknoloji kullanan, bilimsel yöntemleri öğrenen, bu konuda ileri düzeyde eğitim alan bir çiftçi. Soğan Piyasası Nedir? Korumacı Kime Denir? başlığını taşıyan ilk yazısını ben çok beğendim.

Yazılara ek olarak yakında katılımcılarımızla anlaşmaların imzalanmasından sonra bireysel finans projesini hayata geçireceğiz. Burada da katılımcılarımızın günlük yazılarını göreceksiniz. Bu tür yazılar da Türkiye’de bir ilk olacak. Buradan çıkacak yazıları toplayacağımız kitabı yayınlamak isteyen bir yayıncı bulabilirsek, bu konuda da bir kitap çıkaracağız ama bu işi de para için yapmayacağımıza emin olabilirsiniz. Bu arada söylemeyi unuttum, satılan her bir kitaptan telif hakkı olarak %7 alıyorum, kitabın satış fiyatının 10 TL civarında olduğunu göz önüne alırsak 6 ay zaman harcayarak kitap yazmanın da çok karlı bir iş olmadığı meydana çıkacaktır (Bu arada gecen ay Google Adsense'de $100'lik reklam verdigimi de belirteyim, yani kitaptan bu gune kadar elde ettigim gelirden cok daha fazlasini sirf kitap satilsin diye reklama harcadim, ote taraftan Adsense reklamlarinin kitap satmak icin cok basarili oldugunu soyleyemeyecegim). Kitabı yayınlamaya başlamadan önce de koyduğumuz satış hedefinin sadece 1000 adet olduğunu belirteyim. Yani saf bir şekilde onbinlerce kitap satmak için bu işe girişmedik, gerçekçi bir şekilde Ekonomi Türk kitabı 1000 adet satarsa kendimizi başarılı kabul edeceğimizi belirttik.

Benim bloga bu vakitten sonra zaman ayırmamın bir kaç nedeni var. En önemli neden kitabın promosyonunu yapmaya devam etmek ve hedeflediğimizden kat kat fazla kitabın satılmasını sağlamaktır. Bunda başarılı olamazsak gelecek sene kitabı bedava olarak dağıtmayı planlıyorum. Bir dergi veya gazete ile birlikte okuyuculara dağıtılabilir. Bunda da başarılı olamazsak 2012 senesinde kitabı üstüne para verip Taksim'de incil dagitanlar gibi dağıtmayı planlıyorum. Bunun haricinde bloga vakit ayırmamın ikinci bir nedeni ise benim gibi düşünen kafası gerçekten çalışan insanlarla tanışmamı sağlaması. Kusura bakmayın tevazu gösteremeyeceğim, benim gibi kafası gerçekten çalışan insanlardan fazla yok, bu insanları bulup blogda gönüllü çalışmalarını sağlamak veya alakalı başka bir projede birlikte çalışmak benim için büyük başarıdır.

Durum bundan ibarettir. Burası kamuya ait bir blog değildir, biz keyfimize göre istediğimiz konularda yazı yazarız veya hiç yazmayız; blogun çizgisini değiştirmek isteyen ya gelir kendisi katkı yapar ya da üye olur yorum yapar, yorumlarına göre hareket ederiz. Onun haricinde sunduğumuz bedava ürün budur, beğenir okursanız ne ala, okumaz çeker giderseniz, sizin bileceğiniz iş. Bu arada yeri gelmişken söyleyelim, bedava diye bir şey yoktur, birileri bir şekilde her zaman bir bedel öder.

6 Yorum Var.:

Özkan D. dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Özkan D. dedi ki...

hocam güzel yazı,

deniz baykalın donlu halini 100bin kişi merak edip öğrenmek için sitenize girerken, bundan çok daha faydalı yazılar bunun 100de 1i kadar okuyucu çekiyor.

finans kariyer blogu olarak biz de Türkiyede bir ilki yapıyor ve Ulusal ve uluslararası geçerliliği olan, mali işler alanında CV'lerde dikkat çekecek sertifikalar ile ilgili yazılar yazıyoruz. yazılarımız kitap haline geldiğinde de henüz hiç benzeri olmayan bir kitap çıkacak ortaya. tabi kitap satış sayınız moralimizi bozmadı deil :)
ama aynı şeyi ben de yaptığımdan, söylediklerinize -özellikle "maddi çıkardan ziyade zevk için bu işi yapıyorum" düşüncesine- sonuna kadar katılıyorum.

başarılar

aik dedi ki...

bu blogu kuruluş tarihine nazaran çok yeni tanıdım, tanımamla da günlük takip etmem bir oldu. artık interneti açtığımda ilk baktığım sitelerden birisi ekonomiturk. kitabı da çıktığı gibi alıp, elinden bırakmadan bitirenlerdenim:) çevremdeki herkese (iktisatçı olsun olmasın) almaları yönünde baskı uyguluyorum:)

çünkü, bu blogu hiç aksatmadan takip etmem 3-5 aydan fazla olmamasına rağmen 4 yıllık iktisat eğitimimde edindiğimden çok daha fazla "doğru" bilgi edindim. böyle bir blog takip edilmez mi, böyle bir kitap alınmaz mı:) bazı okurlar neyden şikayet ediyorlar anlamıyorum, tamam "komünist nedir, liberal kime denir" gibi yazılardan ben de hazzetmiyorum ama onu da okumayıver arkadaş. zorla mı?

sevgili editör ve diğer yazarlar, benim tebriğim çok fazla bir şey ifade etmez ama süper bir iş yapıyorsunuz, şevkiniz hiç kırılmasın:)

Unknown dedi ki...

There ain't no such thing as a free lunch!
De mi ama?

emekli12 dedi ki...

Sayın EKONOMİ TÜRK,
yazılarınızı zevkle takip ediyor, bu günden itibaren de facebook ta paylaşıyorum.
Kitaba ilgi az olmasını şaşkınlıkla karşıladığımı belirtmek isterim.
kitabınızı tanıtmak için uyguladığınız yöntemi sorgulamanızı öneririm.
Üzülerek söylemek isterim ki bazen baygınlık getiriyor.
Tekrar ifade edeyim, yazılarınız ve kitabınız düşünce ufkumu çok genişletti.
Düşündüğünüz yolda başarılar ve mutluluk sizi bırakmasın.
Saygılarımla
gürcan ravalı

cagatay dedi ki...

hah;
Ben az önce kitap siparişi verdim. Ama yeni bloga üye değilim.
50-70 oranından beni düşersiniz. :)