Soğan Piyasası Nedir? Korumacı Kime Denir?

Şu anda ortalık aslında dünyadaki benzerlerine göre (Clinton, Berlusconi) bizi hiç de heyecanlandırmaması gereken seks skandalları ile kavrulurken "ne soğanı, bu da nerden çıktı" diyebilirsiniz. Açıklamaya çalışayım.

Bugun ABD sinirlari icerisinde futures piyasalarinda alinip satilmasi kanunen yasak olan sadece bir urun var: soğan. Kisacasi ABD sinirlari icinde olusmasina izin verilmeyen tek tarimsal urun piyasasina soğan piyasasi denir. Fakat soğan neden bu kadar istisnai derecede onemli olabilir?

1958 yilinda soğan fiyatlarinin cok dalgalanmasindan dolayi bir suru para kaybetmis bazi soğan ureticileri adam gibi hedge etmek, uretim verimliliklerini arttirmak, urunleri icin yeni piyasalar bulmak veya baska urunler yetistirmek yerine hemen en yakin politikacinin kapisina kosup biraz aglayarak, biraz da sopa gostererek birseyler yapmasini istemisler. Istedikleri birsey de 1940'lardan beri Chicago Mercentile Exchange'de (ki bugun dunyanin en buyuk futures piyasasidir) alinip satilan soğan futularinin yasaklanmasiymis. Bu finans dehasi soğan ureticileri her turlu analizi, ekonomik sarti, dinamiği ve felsefeyi inceledikten sonra (hatta bana gore black-scholes opsiyon fiyatlama modelini bile 20 yil once bu soğan üreticileri bulmus olabilir) karar vermisler ki sogan fiyatlarinin dusmesinin nedeni bu CME'de alinip satilan sogan kagitlariymis. O zaman buradan ikinci cikarimimizi yapabiliriz: kendi cikarlarini etrafindaki diger herkesin pahasina korumak icin ahlaktan yoksun, mantiksiz ve gercege dayanmayan iddialarda bulunan ve politikacilari oy şantaji ile yola getiren kisilere korumaci diyoruz (Her lobici korumaci degildir demek istiyorum ama dilim varmiyor; yine de istisnalar mevcut. Bunu baska bir zaman daha detayli inceleyecegiz).

Konunun daha fazla detayina girmeye gerek yok. Konu ile ilgili cesitli arastirmalar yapilmis, bu yasaktan sonra volatilite artmis mi azalmis mi diye ve farkli cikarimlar var. Benim genel olarak gordugum yasagin ciftcilerin zararina oldugu yonunde, yani super zeka ciftciler aslinda kendilerini bacaklarindan vurmuslar. Nitekim bugun aralarinda "ah keske simdi sogan futures piyasasi olsa" diyorlarmis.

Burada onemli olan sogan kagitlarinin alinip satilmamasindan cok yaklasik 50 yildir anlami konusunda hicbir uzlasma olmayan ve keyfi oldugu genel olarak anlasilmis bir kanunun nasil hala gecerliligini korudugu. Bunun dunyada daha cok ornegi var. Her ulke kendi ciftcisine benzeri koruma garantisi veriyor, kimisi findigi (Turkiye), kimisi misiri (ABD) piyasa degerinin uzerinde aliyor. Ancak hicbir devlet bir noktada bundan vaz gecmiyor. Yani bu tip korumaci eylemler karsilikli cikarlar dogrultusunda surup gidiyor; politikacilar (gelen hangi hukumet olursa olsun) oy kaybetmeyi goze alamadigi icin bu yardimlara devam ediyor, korumaciliktan ekonomik cikar saglayan ilgi odaklari tehditlerine devam ediyor. Duzen kemiklesiyor, herkes birbirine daha da bagimli hale geliyor.

Tabi bir noktada ne oluyor? Bu kagittan yapilmis ev kendini tasiyamiyor. Kirildiginda mesela hicbir altyapisal gelistirme yapilmamis oldugu icin et fiyatlari tavana vuruyor (kesin spekulatorler yapmistir- bazi seyler hic degismiyor), dunyanin bir yerindeki insanlar ac kaliyor veya basinimizda bunun gibi duygu somurusu ama konunun nedenlerini irdelemeyen haberler cikiyor.

Bu benim ilk yazimdi. Yazilarimi onumuzdeki 30 sene boyunca git gide onemi ve bugune kadar hali altina supurdugumuz sorunlari artacak olan tarim ekonomisi, politikasi ve sektoru uzerine yogunlastiracagim. Buradan cikaracagimiz derslerin ekonominin, politikanin ve gunluk hayatin her alanina bire bir uygulamasi olacagini dusunuyorum. Yildizi bir noktada tekrar parlayacak olan (bu sadece benim dusuncem degil) tarim sektorunun sorunlarini, potansiyelini ve uluslararasi karsilastirmasini yaparak konu ile ilgilenenlere, yatirim yapmayi dusunenlere, su anda bu alanda isleri gucleri olanlara ve kisa vadeli politikalar yurutmus olanlara soyleyecek bir iki sozum olur diye umuyorum.

Bu arada 1958 yilinda ABD'deki sogan ureticilerinin sogan yasagi kanunu icin gittigi yeni yetme temsilciler meclisi uyesinin ismi Gerald Ford. Kendisi daha sonra ABD'nin 40. baskani olmus. Nixon'dan sonra. Ayni zamanda ABD'nin tek secilmeyen baskani olma unune de sahip. Ciftciler finanstan, politikacilar da mesleki ahlaktan cok anlamiyor olabilirler ama ikisi bir araya geldiginde basarabileceklerinin gercekten siniri yok.

Bana dusuncelerimi paylasma firsati veren editore tesekkurlerimi sunuyorum.

4 Yorum Var.:

Hüseyin MEÇO dedi ki...

kuzubey hoşgeldiniz,

dediğiniz gibi tarımın yıldızı yakında parlayacak ve hiç sönmeyecek.emekli olduktan sonra enez tarafında hayvancılık,tarım ve ceviz yatırımlarım olacak.ağaçlarda da iyi yatırım alanları var.
uzun ömürler dilerim.

rdynk dedi ki...

bak bu güzel bir bilgi oldu, hem de ilginc bir konu. acıkca benim tarım ekonomisi bilgim zayıf su konuları Ekonomiturk kalitesinde biri yazsa da okusak diyordum :)

Baki Kantaşı dedi ki...

Sayin Huseyin MECO- Gelecegi erken tahmin etmenin de buyuk riskleri var. Beklentileri cok iyi ayarlayip fazla da iyimser olmamak lazim. Ben fazla iyimserlikten biraz cektim (orta olcekli kiraz yetistiricisi olarak) aman siz dikkatli olun . Etudunuzu cok iyi yapin, uzun yillar bilgi edinmeye harcayin, ogrenin, sakin acele etmeyin, hurafelere kanmayin. Devletimizin tarimi destekleme anlayisi sadece subvansyon verme gibi eksi kafali bir yaklasimdir. Bu demektir ki kurumsal bilgi alabileceginiz kaynaklar yok denecek kadar azdir, tarim fakultelerinin hali de pek ic acici degildir. Onun icin Turkiye'de uzaktan kumanda yontemi ile tarim yatirimi yapmak bence cok ciddi "buyukluk (devlik) ekonomisi" olmayan durumlarda mumkun degil. Bu demektir ki sizin calismaniz, isinizin basinda durmaniz, yeni ve alisik olmadiginiz belirsizlik denizlerinde seyretmeyi kaldirabilecek bir migdeniz olmasi gerekmektedir. Bunlar benim tavsiyelerim. Yatirimlarinizda basarilar dilerim.

Hüseyin MEÇO dedi ki...

kuzu bey özür dileyerek sözüme başlamak istiyorum.

çalışmak sanattır.uzun zaman ister.
yıllarca spor yaptım.16 yaşlarında inanın günde 5 yada 6 saat yetmiyordu.bu yıllarca sürdü.sonra şunu gördüm sanatçılar ressam olsun müzisyen olsun heykel traş olsun tiyatro sanatçısı olsun.işinden tam verim alması veya hakikatten ortaya birşeyler çıkarması lazım gelirse geceler gündüze karışıyor.sonuçta ele avuca gelen olduğu sürece bu çaba sürep gidiyor.ortaya birşeyler çıkarmak isteyen çok fazla çalışmak zorunda olmalıdır.

insan kendinin doktoru olur ya o misal bende kendime ev yaptım inşaatçılığı tam öğrendim.ne lazımsa insan onu öğreniyor.

işim gereği tüm marmarayı köy köy dolaştım.kim nerede neyi nasıl en iyisini yapıyor.öğrendim tabii çevre çok önemli bunun yanı sıra küçük hediyeler duvar da çimento görevi görür.büyük dostluklar da böyle kurulur.yıllarca bu görevde idim.insanlarla sohbetlerim çok iyi.

yine çevrenden gördüklerin olmalı trakyada böyle hayvancılık ile başlayıp tarıma yönelen tanıdıklarımda çoğaldı.öyle 10 yada 20 büyük baş hayvan değil.
istanbuldaki işinden artan parası ile yada ciddi birikim ile yazlığının çevresinde bu işe girenler çoğaldı.ilgimi çekiyor.
önce işin çevresinde olunmalı sonra sonra işin orası.

teşekkür ederim.