Emlak Vergisi

Hazir bugunlerde gayrimenkul piyasalarindan ve balonlardan bahsediyoruz, Turkishtime'dan Inan Dogan da Ekim sayisinda bu konuya deginmis. Yazinin ilgili kismini asagiya aktariyorum:

2009 senesinde kimi tahminlere göre 60 milyar TL’yi bulacak bir bütçe açığı vereceğiz. IMF, vergi reformuna gidilerek kayıt dışının kayıt içine alınmasını ve vergi gelirlerinin arttırılmasını talep ediyor. Aslına bakarsanız Türkiye için doğru reçete bu, ama zamanlaması yanlış. Bu tür reformları ekonominin hızlı büyüdüğü ve hızla istihdam yarattığı zamanlarda yapmak gerek ki istihdam açısından olumsuz etkileri en aza indirilebilsin. Şimdiki ortamda atılacak en iyi adım vergilerdeki artışları genele yaymak olacaktır. Bunu yapmanın en iyi yolu ise ekonomideki son gelişmelerden en fazla fayda sağlayacak grupları vergilendirmek olacaktır. Bir örnek verelim…




Faiz oranlarının düşmesi gayrimenkul fiyatlarını arttırır. İçerisinde bulunduğumuz kriz Amerika’da faiz oranlarının uzun yıllar düşük seyretmesi neticesinde ortaya çıkan konut balonunun patlamasından dolayı olmuştu. Şimdi Türkiye’de de konut faizleri tarihi seviyelere doğru gerilemeye başladı ve bunun konut fiyatlarını şişireceğini biliyoruz. Yapmamız gereken emlak vergilerini artırarak bir yandan bu balonun önüne geçmek diğer taraftan ise vergi gelirlerini artırmaktır. Bugün Türkiye’de uygulanan emlak vergisi binde 2 gibi komik bir rakam ve 2008 senesinde toplanan toplam emlak vergisi sadece 1,7 milyar TL. Amerika’da bu oran bizdeki oranın 10 katı civarında seyrediyor. Türkiye’de yaklaşık 13 milyon civarında konut olduğunu göz önüne alırsak, konut başına düşen aylık emlak vergisi sadece 10 TL civarında olduğunu kolayca hesaplayabiliriz. Emlak vergilerinin yüzde 2’ye yükseltilmesi çok kazanandan oransal olarak az vergi alınan Türkiye’de vergi adaletini de iyileştirecektir. Vergiler üç yıl gibi bir sürede kademeli olarak arttırılarak şok etkisi azaltılırken, vergi artışları önceden açıklandığı için önümüzdeki sene ortaya çıkacak konut çılgınlığının da önüne geçecektir.

Nükleer Kirlilik  Gönüllü Çevreci Kuruluşlar  Olasılık Soruları ve Çözümleri  Marksizm Nedir  Spam Nedir    Nükleer Enerjinin Zararları  Bono Nedir?  Fareli Köyün Kavalcısı  Arge Nedir?  Kalite Nedir  Açık Arttırma Nedir  Pesimist Nedir?


Aslina bakarsaniz bundan 3-4 sene once bankalar arasinda konut kredisi faizlerini indirmek icin amansiz bir yaris vardi. Simdi ise oyle bir durum gozlemlemiyoruz. O yuzden de benim konut kredisi oranlarinda dususun hizli gelecegi konusunda suphelerim var. Konut faizleri de dusmezse konut fiyatlari cok yukari gitmez. Peki bu sefer neden bankalar konut kredilerinde cok rekabete girmiyorlar. Cevabi basit. Hukumet 60 milyar liralik acik vererek bankalarin elindeki kaynaklari kurutuyor. Bankalar da dusen faiz ortaminda tuketicilere kredi acacagina cok daha az riskli devlete aciyor.

Burada bir parantez acip devletin butce aciklarini kapatmasinin ve disaridan kaynak bulmasinin ne kadar onemli oldugunu vurgulayacagim. Butcenin bu kadar acik vermesinin sebebi ekonominin kuculmus olmasi ve devletin harcamalarini reel olarak arttirmasi idi. Ancak artik krizdeki kritik gunleri geride biraktik. Devletin bu ortamda harcamalarini kismasi ve disaridan kaynak bularak ekonomik buyumenin tekrar canlanmasini saglamasi gerekiyor. Erdogan populist secmenlere yaranmak icin IMF kamburunu sirtina yuklemek istemiyor ama milletin IMF dusmani olmasinda kendisinin de payinin buyuk oldugunu da belirtelim.

Emlak vergileri konusunda ise sunu soyleyebilirim ki Amerika'nin bazi bolgelerinde emlak vergileri %3 civarinda dahi seyrediyor. Turkiye'de toplanan emlak vergisi rakamlari gercekten cok komikmis. Bu da zaten Turkiye'de ev sahibi olma oraninin neden bu kadar yuksek oldugunu ve neden ulkemizin bir beton yiginina dondugunu acikliyor. Bana sorarsaniz en iyi vergi yontemlerinden bir tanesi emlak vergisidir cunku adamlarin vergi kacirma gibi bir sanslari yok. Ne yapacak? Tuglalari sirtina yukleyip baska ulkeleri mi kaciracak?

Tabii bizde adam gibi gayrimenkul degerlemesi yapacak ve gayrimenkul piyasasini yakindan takip edecek burokratik altyapinin olmadigini da belirtmek lazim.

4 Yorum Var.:

Minozzi dedi ki...

Ekonomi çevrelerinde hep başarılı olarak görünen Maliye Eski Bakanı Unakıtan döneminde özelleştirme gelirleriyle ancak denkleştirilebilen bütçenin şimdi açık vermeye başlamasını krize veya vergi sisteminin zayıflığına bağlamak ne kadar doğru sizce?

(Ekonomiden anlıyor değilim, merak sadece)

Blog Sahibi dedi ki...

Sevgili Roman,

Senin bu konulara hakimiyetinin artmasi icin yapman gereken ilk sey bizim 2,5 ay sonra cikacak kitabimizi okumaktir. O zamana kadar idare edebilmen icin su cevabi vereyim:

Butcenin simdi acik vermesinin gecmisten gelen bir suru nedeni var. 2003 ve 2004 yillarinda Unakitan/IMF/Dervis super bir performans sergileyerek devletin harcamalarini reel olarak azaltmayi basardi ve bugun krizi Arjantin olmadan atlatmayi basarmamizin mimaridir. Problem 2006-2008 arasinda Erdogan'in harcamalari reel olarak %30 civarinda arttirmasidir. Eger butce harcamalarimiz 2006-2008 arasinda sadece enflasyon kadar artmis olsaydi bugun 60 milyar TL acik yerine 30 milyar fazla veriyor olurduk.

Yoksa ozellestirmelerden elde ettigimiz gelirler sadece SSK butce aciklarina kiyasla bile devede kulak kalir.

Ote taraftan emlak vergisi verig sistemi icerisindeki (daha once deginmedigimiz) carpikliklardan bir tanesi. 10 katina cikarsalar butce gelirleri 15 milyar artar ancak. O yuzden 60 milyarlik butce acigi derdine tek basina derman olmaz.

Krizin butce aciklari uzerindeki etkisi ise cok daha buyuk. Ekonomimiz iki senede %6 kuculdu. Bu da vergi gelirlerinin de daha da buyuk oranda kuculdugu anlamina gelir. Yanlis hatirlamiyorsam vergi gelirlerinde azalmanin butce acigina katkisi 40 milyar TL civarinda. Bunu geri kazanabilmemiz diye bir durum soz konusu degildir. Yapilmasi gereken harcamalarin da zamani geldiginde o gunku seviyelerinden reel olarak %20 asagiya cekilmesidir. Olur mu dersin? Bence olmaz. Neyse uzun konu, sen en iyisi kitabi oku.

ekşi iktisat dedi ki...

bu konuda birkac yorumum olacak.

birincisi, bundan birkac ay once hurriyet'te, yapilip satilamayan konutlarla ilgili bir haber okudugumu hatirliyorum. bu yuzden fiyatlarin cok dustugu, konut almanin tam zamani oldugu gibi bir yorum da vardi icinde. haberin dogrulugunu degerlendirecek bilgiye sahip degilim. ama dogruysa, yani emlak piyasasinda bir arz fazlasi var ise, konut kredisi faizleri dusup talep artsa bile, bu kapanana kadar emlak fiyatlarinin artmamasi gerekir.

ikincisi, emlak alim satimi turkiye'de onemli bir tasarruf ve yatirim araci. prensipte yatirim araclarinin uzerindeki vergiyi arttirmak bana cok dogru gelmiyor. bugun icin vergilendirme verimli olsa da, uzun vadede insanlar yatirim kararlarini degistirerek vergiden kacinacaklarindan verginin tasarruflar uzerinde bozucu etkisi olacaktir. eger emlak yatirimlari devletin politikalarinin bozucu etkisi sebebiyle cok yuksekse, bir ihtimal bunun sebebi, baska yatirim araclarinin gelirleri uzerindeki vergilerin asiri yuksek olmasi olabilir.

ucuncusu, siyasi ve ekonomik istikrarsizla birlikte artan populist devlet harcamalari bir sorun. ama daralma sonucu vergi gelirlerinin dusmesi sebebiyle butce aciklarinin artmasi bence dogal. genisleme donemine girildiginde bu aciklar kendiliginden kapanir. dolayisiyla ekonominin daraldigi bir donemde, dusen vergi gelirleri sebebiyle artan butce aciklarini fazla dert etmemek gerek. su siralar vergileri arttirmanin bozucu etkileri daha buyuk olabilir.

Unknown dedi ki...

bence de öyle olmalı ama metrekare hesabına göre vergi alınmalı en azından bir kişinin toplam konut varlığı 500 metreyi geçincede vergiler ikiye katlanmalı. Bu ülkede zengini bulmak zor değil nede olsa bizim aklımızda hala göçebelikten kurtulduğumuz günler var o yüzden ev bulunca alırız aldıkçada daha çok alırız.