Ibrahim Turhan ve IMF

Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Ibrahim Turhan “Yeterince olgunlaştığınızda, yeterince öğrendiğinizde bu okuldan mezun olmanız gerekiyor” diyerek IMF okulunu bitirdiğimiz söylemiş. IMF bir eğitim kurumu değil ki Ibrahim Turhan, IMF bir yaptırım kurumudur. Hani ekonomide hiç kimsenin bilmediği sırlar varmış da bir tek IMF biliyormuş, IMF’den yardım alırsak bize bu sırları öğretiyorlar diye bir durum yok ki. Gizemli roman mı bu yahu?

Ekonomide hükümetlerin izlemeleri gereken temel politikalar bellidir. Devlet harcamalarını vergi gelirleri civarında tutacaksın, piyasaları serbestleştireceksin, herkesin kurallara uymasını sağlayacaksın, vs. Çok basit kurallar bunlar. Mesela Yunanistan’ın şimdiki krize girmesinin nedeni üçkağıtçılık yapıp devlet harcamalarını gizlemeleri ve vergi gelirlerinden %14 daha fazla harcama yapmaları neticesinde borca girmeleridir. Şimdi Yunanistan’da her bir politikacı “bilmediği” için mi vergi gelirlerinden çok daha fazla harcama yapıyordu? Bilmiyorlarsa niye gizliyordu? IMF’nin görevi öğretmek değil, denetlemek ve hükümetleri politik olarak popüler olmayan doğru kararları almaya zorlamaktır. Bunun için de devletlere çok düşük faizle kredi verir. Detaylı bilgi için IMF nedir yazımızı okuyabilirsiniz.

Türkiye’ye dönecek olursak Türkiye’de işlerin ekonomik prensiplerle degil Tayyip Erdoğan’ın iki dudağının arasından çıkan sözlerle yürüdüğünü cümle alem biliyor, Ibrahim Turhan kimseyi kandırmaya çalışmasın. Kendilerinde biraz cesaret olsa faizleri bu derece indirmez ve gerçek görevleri olan enflasyonu kontrol altına alırlardı. Hala pişkin pişkin (%4’lerden %6,5’e yükselttikleri enflasyon hedefinin üzerinde) %8’lik enflasyon tahminine rağmen faizlere müdahale etmiyorlar. Adam işini yapmıyor, Erdoğan’ın gelecek seneki seçim ekonomisi politikasına çanak tuttuğu yetmiyormuş gibi bir de “IMF’den mezun olduk” şeklinde saçmalıklarla slogan üretiyor. IMF’den mezun olduysan neden Erdoğan hala ekonomi bakanlarını azarlayıp “bitirin bu işi, vatandaşa bu kadar pahalıya et yediremezsiniz” diye fırça çekiyor. Sanki et ithalatının önüne set çeken kendisi değil de pahalı et yemek isteyen vatandaş. Dört senedir yatıyorsunuz yahu, mikro reformları rafa kaldırdınız, şimdi seçimler yaklaşıyor, tribünlere oynuyorsunuz. Mikro reform yapsaydın etin kilosu şimdi 15 lira olurdu. Seçim yaklaşıyor, eliniz ayağınız birbirine dolaşıyor tabii. (Bu arada belirteyim, ben AKP karsiti veya CHP taraftari degilim. Tembellik, yanar donerlik, politik cikar pesinde kosma ve populizm karsitiyim)

Mikro reform konusuna Ekonomi Türk kitabında da değiniyoruz. Ekonomide kuru sıkı atanları, işkembeden sallayanları tespit etmeyi öğrenmek istiyorsanız kitabımızı okumanızı tavsiye ederim.

Güncelleme: Okurlardan bir tanesi hemen “Merkez Bankası son yılların en güvenli ve başarılı Merkez Bankasıdır” diyerek bir hurafeyi daha gerçekmiş gibi göstermeye çalışanların arasına katılmış. Merkez Bankası’nın neden başarısız olduğunu ben size gayet anlayabileceğiniz bir dille anlatayım. Bir kişi ya da kurum kendisine verilen görevi hakkıyla yaptığı zaman başarılıdır. Başkasına verilen görevi başarı ile yapıyorsa ama kendine verilen görevi başarı ile yapmıyorsa başarısızdır. Türkiye’de Merkez Bankasının görevi kanunda gayet açık bir şekilde belirlenmiştir. Merkez Bankasının websitesine giderseniz “Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının temel amacı fiyat istikrarını sürdürmektir” ifadesiyle karşılaşacaksınız. Neymiş TCMB’nin temel amacı? Fiyat istikrarını sürdürmekmiş. Iyi de fiyat istikrarı dedikleri şey ne ola ki?

Hiç merak etmeyin. Merkez Bankası fiyat istikrarı kelimesinin üzerinden bir bağlantı vererek fiyat istikrarının ne olduğunu da açıklıyor. 29 sayfalık bir açıklama ama biz ilk 2 sayfasında aradığımız sorulara tatminkar cevaplar bulabiliyoruz. Bakalım fiyat istikrarı nasıl tanımlanmış: “Fiyat istikrarı insanların yatırım, tüketim ve tasarrufa yönelik kararlarında dikkate almaya gerek duymadıkları ölçüde düşük bir enflasyon oranını ifade eder. Bugün için gelişmiş ülkelerde %1-3 arasındaki enflasyon oranlarının düşük enflasyon oranları olarak kabul edildiğini görmekteyiz. Dolayısı ile fiyat istikrarı sadece düşük enflasyon oranına ulaşmayı değil, o oranın sürdürülmesini de kapsar”. Basit değil mi, sağolsunlar fiyat istikrarının ne olduğunu kıvırtmaya imkan vermeyecek şekilde tanımlamışlar. (Okuduklarini anlama ozurlu kisiler icin bir kez daha bu tanimin Merkez Bankasi websitesinden alindigini belirtelim, biz iskembeden %1-3 rakamini sallamiyoruz)

Peki nedir bu fiyat istikrarı fetişizmi, fiyat istikrarı olmazsa ne olur? Merkez Bankası bu soruya da detaylı bir şekilde cevap veriyor ve ikinci sayfanın başında özellikle 2007 yılında seçimlerden sonra hükümetle ve lobicilerle kapışırken çok kullandığı şu ifadeyi kullanıyor:

“Bu nedenle de onca krizden sonra, TCMB’nin tek ve nihai hedefinin fiyat istikrarı olduğu gerek Bankamız basın duyurularında, gerekse yayımlanan çeşitli raporlarda önemle vurgulanmaktadır.”

TCMB fiyat istikrarını anlattığı 29 sayfalık yazıyı da şu cümlelerle bitiriyor: “Bu kazanımlar doğrultusunda, fiyat istikrarını sağlamak ve sürdürmek vazgeçilemeyecek bir amaç ve fiyat istikrarını nihai amaç olarak belirlemiş ve gündelik politik kaygılardan uzak bağımsız ve sorumlu bir Merkez Bankası, bu amaca ulaşmadaki en büyük güvencedir.”

TCMB’nin tek ve nihai hedefinin fiyat istikrarı olduğu kendileri tarafından özellikle bundan 3 sene önce şiddetle savunulan konulardan bir tanesi idi. Balık hafızaya sahip kişiler için ne olduğunu bir kez daha hatırlatalım. Merkez Bankası 3 sene önce samimiyetle enflasyonu indirmek için faizleri %17 civarında yüksek bir şekilde tutarken bir yandan dışarıda petrol fiyatlarının yükselmesi ile mücadele ediyor, bir yandan da içeride aralarında hükümetin de bulunduğu lobicilerle mücadele ediyordu. Başarılı olamadı bu mücadelesinde ve 2007 yaz seçimlerinden bir müddet sonra beyaz bayrağı gururla dalgalandırmaya başladı. Bu konuya Ekonomi Türk kitabında da değiniyoruz.

Vazgeçilemeyecek bir amaç olan fiyat istikrarı özellikle 2008 yılında petrol ve gıda fiyatlarında yaşanan artıştan sonra vazgeçilmiş, ve %4’lük enflasyon hedefi rafa kaldırılmış. Iş bununla da bitmiyor ama. 2008 yılında küresel finansal krizin çıkmasıyla Merkez Bankası nihai amacına ulaşmak için çok büyük bir fırsat yakalıyor. Dünyanın bir çok ülkesinde deflasyon yaşanırken, petrol fiyatları $140’dan $40’a inmişken enflasyon canavarına darbe indirmek için bundan daha iyi bir fırsat elinize geçmezdi. Merkez Bankası ne yaptı peki? Hükümetin ekonomi yönetiminde beceriksizliğini görüp, ülke ekonomisinin depresyona gitmesine engel olmak için faizleri agresif bir biçimde düşürmeye başladı. Ama sonra hızını alamadı ve enflasyon yükselirken dahi faizleri indirmeye devam etti ve nihai amacı olan fiyat istikrarına zerre kadar değer vermediğini dünya aleme ilan etti. Bugün enflasyon oranımız nasıl hala %10 seviyelerinde dolaşır yahu?

Ben bu Merkez Bankasına değil enflasyon oranı hedefini bir koyun bile emanet etmem. Et fiyatları çok arttı, Erdoğan et fiyatlarını düşürelim diyor diye koyunu da keser, etini de satar bu yönetim. Merkez Bankasının tek ve nihai hedefi fiyat istikrarıdır. Bunu ben değil kendileri söylüyordu, websitelerine de koymuşlar. Bunu beceremiyorsan başarısızsındır. Herkes kendi işini iyi yapacak, yapamıyorsa hesap verecek. Hükümetin ekonomi yönetimindeki açığını kapatmak Merkez Bankasının işi değildir. Merkez Bankası enflasyonu düşürecek ve düşük tutacak. Beğenmiyorsanız ya Merkez Bankası kanununu değiştirin ya da fiyat istikrarının tanımını.

5 Yorum Var.:

Düşünce dedi ki...

kitabınızda yazdığınız "bol keseden atma" ifadesini tam doldurabilecek bir yazı kaleme almanız gerçekten şaşırtıcı. sadece ufak bir gazete köşesinden yola çıkarak ve gazetenin ön plana çıkardığı cümle ile bir sistem ve kişi eleştirisi yapmanız oldukça mesnetsiz. ibrahim turhan ve mevcut mb bankası son yılların en güvenli ve başarılı merkez bankasıdır bunu neden kabul etmekte zorlanıyorsunuz anlamıyorum. onca kampanya boyun eğmeyen,gerektiğinde bakanlarla kavgadan çekinmeyen,enflasyonu tek haneli duruma düşüren merkez bankasından bahsediyoruz.

yani sadece yazı yazayım googlede öne çıkayım,burdan bir yazı malzemesi çıkar,hazır herkesi eleştirmişken buna da bir iki ayar vereyim mantığı ile yazı yazmak bence size yakışmıyor.

kitabınızın bir sayfasında veriler nerden alınır,hangi yorumu hangi veriye bakarak yaparız gibi çeşitli kutucuklarda açıklamalar var. bunlardan bir tanesinide ben size öğreteyim.

başkan yardımcısı ibrahim turan`ın ne demek istediğini ya da ne dediğini anlamak için ses kaydına ve yazılı metine şuradan ulaşabilirsiniz. ayrıca o konuşmada merkez bankası başkanı da bulunmaktadır.

http://www.setadc.org/index.php?option=com_content&view=article&id=234&catid=34

Editor dedi ki...

Merkez Bankasinin tek ve nihai hedefi nedir? Enflasyon orani bugun 2005'in sonuna kiyasla ne durumdadir?

Yukaridaki iki soruya cevap verin, ondan sonra hala Merkez Bankasini savunabiliyorsaniz tarafsizliginizi sorgulayin derim.

ekşi iktisat dedi ki...

bu laflar standart herhalde. asagidaki paragrafi reserve bank of zimbabwe'nin websitenin anasayfasindan aldim. devami da olmasi gerek, ama linke tikladigimda calismadi.

"Our Mission

The pursuit of the Bank's vision will express itself through leadership in the formulation, implementation and monitoring of policies and action plans for fighting inflation, stabilisation of the internal and external value of Zimbabwe's currency..."

serhat dedi ki...

Editor,
Soylediklrinizde tamamen haklisiniz fakat bu donem icerisinde dunyada cok ciddi bir kriz patlak verdigini de goz onunde bulundurmak lazim degil mi merkez bankaların elestirirken? Bundan tam 1 sene onceydi, g-20 toplantisinda cok onemli kararlar alindi. Ekonomide ve finansal sistemde en temel kurallar bile tartisilmaya baslandigi o donemde, g-20 de merkez bankalarinin enflasyonu ikinci plana itip ekonomileri resesyondan kurtarici onlemler almalari konusunda karar alindi. Bence orada varilan mutabakat sonucu tum merkez bankalari ortak bir dille faizlerin uzun donem dusuk seviyelerde kalacagini belirtiyor son 1 yildir. Faiz artirimlari da yine koordineli olacak bana gore ulkeler arasinda. Diger yandan, Durmus Yilmazin surekli soyle bir savunmasi var. merkez bankalarinin gorevi fiyat istikrarıdır lafinin icerigi buyumeyi de kapsar. yani buyumeyi surdurulebilir kilmak da fiyat istikrari acisindan gereklidir vs vs. Cok da haksiz degil sanki ?

night dedi ki...

TCMB hiçbir raporunda fiyat istikrarını sağlamak için sürdürülebilir büyüme gereklidir ifadesini kullanmaz aksine sürdürülebilir ve yüksek büyüme oranları isteniyorsa fiyat istikrarı şarttır ifadelerini kullanır.
Bugün merkez bankasını en az eleştiren ekonomistler bile (bkz. Saruhan Özel) faiz oranlarının gereksiz bir şekilde bu kadar fazla düşürüldüğünü söylüyorlar.

TCMB bugün FED'in amaçlarını kendine amaç edinmiş ekonomik büyümeden çıktı açıklarından bahseder duruma gelmiştir.