Türkiye’de İnternet Bağlantı Kalitesi ve Kore’nin Ekonomi Türk’ü

Başlığa bakıp da ne alaka demeyin hemen açıklayacağım fakat önce geniş bant bağlantısı nedir onu kısaca anlatmam lazım. Geniş bant (broadband) bağlantı, internet’e yüksek hızda kesintisiz erişimine imkan veren bağlantı çeşididir. Geniş bant internet bağlantısı; ADSL, kablonet ve fiber optik gibi değişik teknolojik altyapıları kullanabilir.


Türkiye’de ağırlıklı olarak ADSL ve daha seyrek olarak kablonet kullanılıyor. Fakat daha yüksek hızlar için evlere ve ofislere fiber optik kablo döşenmesi gerekli. Yakın gelecekte de büyük bir ihtimalle bu teknoloji ile tanışacağız. İnternet altyapısı konusunda liderliğe sahip olan Japonya ve Kore’de ise OECD verilerine göre tüm geniş bant bağlantılarının yaklaşık yarısı fiber optik bağlantı kullanıyor.[1]


Geniş bant bağlantının yaygınlaşması, birçok uygulamanın hayata geçirilmesi ve toplumların bilgi toplumuna dönüşmesi açısından önem taşıyor. E-devlet, uzaktan eğitim gibi verimlilik arttırıcı birçok uygulamanın hayata geçmesi için özellikle şehirlerde geniş bant bağlantının yaygınlaşması gerekiyor. Gelecekte medya ve iletişimin neredeyse tamamının internet bağlantısı üzerinden yapılacağı öngörülüyor. Google’un yeni projesi olan Google TV, geleceğin nasıl şekil alacağı hakkında bize çok güzel ipuçları veriyor.


ABD yazılım teknolojisi bakımında lider olmasına rağmen geniş bant bağlantı altyapısı bakımından lider konumunda değil. ABD; Japonya, Kore gibi uzak doğu ülkeleri ile Kuzey Batı Avrupa ülkelerinin gerisinde kalmış durumda. ABD’de ortalama internet bağlantı hızı 5.1 mb/s iken, Güney Kore(20.4 mb/s), Japonya(15.8 mb/s) ve İsveç(12.8 mb/s) gibi ülkelerde çok daha yüksek hızlara ulaşılabiliyor.[2] Japonya ve Kore’de internet ise sadece hızlı değil aynı zamanda çok da ucuz. OECD verilerine göre Mbit/s başına Kore’de 1.76 $, Japonya’da ise 2.33$ ödeniyor.[3]


Bir ülkedeki internet altyapısı ne kadar gelimişse ve internet ne kadar fazla kullanılıyorsa, temeli internet olan inovasyonların da o ülkelerin piyasalarından çıkma olasılığı da artıyor. ABD’de bu konuda geri kalmak istemediği için geçtiğimiz Mart ayında National Broadband Plan - Ulusal Genişbant Planı isimli bir plan açıkladı. Bu plana göre 2020 yılında kadar 100 milyon hanenin 100 mb/s hızına sahip bağlantıya sahip olması hedefleniyor. Wall Street Journal’deki bir habere göre planın hayata geçirilmesinin 25 milyar dolara mal olabileceği tahmin ediliyormuş.[4]


Pekiyi Türkiye’de durum nedir? OECD verilerine göre Türkiye’de her 100 kişiden 8.7 tanesi geniş bant bağlantı erişimine sahip.[5] Bu oran ile Türkiye 30 ülke arasında 29. sırada bulunuyor. Fiyat bakımından ise mb/s başına 17.64 $ ile 30 ülke arasında geniş bant bağlantının en pahalı olduğu 3. ülke konumunda. Ortalama bağlantı hızında ise 3.82 mb/s ile dünyada 63. sırada yer alıyoruz.[6]


Şu araştırmadan aldığım aşağıdaki grafikte dünya’daki değişik metropollerdeki geniş bant bağlantıya erişim oranı (penetrasyon) ve bağlantı kaliteleri gösterilmiş.




Üzerine tıklayarak daha büyük bir versiyonunu açabileceğiniz grafiğe baktığımızda İstanbul’un ancak Güney Amerika ve Afrika metropollerini geride bırakabildiği görülüyor. Grafikte genel olarak dikkat çeken bir nokta ise Kore'nin başkenti olan Seoul’un diğer metropolleri hem hız hem de penetrasyon bakımından sürklase etmiş olması.


Güney Kore, geniş bant bağlantısına yaptığı altyapı yatırımlarıyla biliniyor. Gelişmiş altyapı da en son inovasyon örneklerinin uygulanmasına ve Kore’nin internet teknolojileri konusunda söz sahibi olmasına imkan veriyor. Örneğin, bu altyapıyı kullanarak elektrik enerjisini bile daha verimli bir şekilde yönetmeyi planlıyorlarmış.[7]


İnternet kullanımı bu kadar yaygın olunca Ekonomi Türk gibi blogların da okunurluğu ve etkisi de o ölçüde artıyor. Geçtiğimiz yıllarda özellikle finansal kriz döneminde bir ekonomi blogçusu olan Minerva’nın gönderdiği yazılarının her birini yaklaşık 100.000 kişi okuyormuş. Krizin başlarında başarılı tahminler yapan Minerva’nın yaptığı finansal yorumlar o kadar etkili olmaya başlamış ki karamsar yorumlarını beğenmeyen otoriteler Minerva’yı bilinçli olarak kamuoyunu manipule etmekle tutuklamışlar. Profosyönel olarak manipulasyon yapmadığı anlaşılan Minerva’nın kimliğinin ortaya çıkması ise Kore’de epey şaşkınlık yaratmış. Çünkü Minerva düşündükleri gibi başarılı bir finansçı değil sadece iki yıllık okul mezunu olan 30 yaşındaki bir işssizmiş!


Türkiye’de de internet yagınlaştıkça ve daha fazla kullanılmaya başlandıkça bu tip ilginç olayların yaşandığını göreceğiz. Yakın gelecekte özellikle orjinal içerik üreten kişilerin internet üzerinden çok fazla olmasa da hatırı sayılır miktar da para kazanması da şaşırtıcı olmayacak. Ek olarak, eğer teknolojik gelişime parallel olarak Türkiye’nin eğitim düzeyi ve teknolojik araçları verimli bir biçimde kullanabilme becerisi de gelişirse, Ekonomi Türk’te Deniz Baykal videosu başlıklı yazılar büyük bir ihtimalle görmeyiz.

3 Yorum Var.:

afsina dedi ki...

Guney Kore'nin internet konusunda yaptigi salakliklar da yok degil.
http://blog.mozilla.com/gen/2007/02/27/the-cost-of-monoculture/

administ dedi ki...

Türkiye'de hem çok düşük hızlarda ve bağlantı güvenliği olmayan şekilde bağlanıyoruz internete, hem de yüksek paralar ödüyoruz... Kablo alt yapısı da içler acısı ve artık eski kablolar değişmeli. Hal böyle iken, ömrünün sonuna gelmiş bu kabloların sonuna kadar kullanılması için niçin internet bağlantı ücreti indirilmez ki? Antika kabloların turşusunu kuracak değillerdir herhalde! Sona gelmiş bir teknolojiyi, insanları internet'e çekmek için kullansalar ya, şirketlerimiz!

Arketip dedi ki...

internet bağlantı ücreti indirilmez çünkü telekomun monopol gücü saolsun buna hemencecik izin vermez,fiyatı maliyetinin çokca üzerinde tutmak ister.Kaldı ki diğer int. servisleri de onun altyapısını kullanıyorlar ne de olsa..