Ersin Özince Kimdir, Sözüne Güvenilir mi?

Ersin Özince kimdir diye merak ediyorsaniz soyleyelim, senelerdir Işbankası’nın başında olan, çok beğendiğimi söyleyemeyeceğim bir banka yöneticisidir. Ara ara medyada falsolu yorum ve demeçlerini okurum, sözüne hiç bir şekilde güvenip de dikkate almam. Blogun arşivlerinde bir arama yaptığımda 2007 Kasım’ında Türkiye’de ve dünyada hisse senetleri tam da zirve yaptığı sırada kendisi yabancılara “Türk bankası hisse senedi alması” tavsiyesinde bulunmuş ve bu tavsiyesinin de “Ozince’den Yabancılara Tavsiye” başlıklı bir yazıda güzelce eleştirildiğini gördüm.

Aynı yazıda Ersin Özince’nin yöneticilik yeteneği de Akbank ve Garanti Bankasına kıyasla eleştirilmiş. Geçen 2,5 yıl Özince’nin tavsiyesinin ne kadar zamansız olduğunu gösterdiği gibi, Garanti Bankası’nın da Işbankasını geçerek Akbank’la aynı seviyeye gelmesi Özince’nin yöneticilik kabiliyetini de ortaya koyuyor. Bir yöneticinin kabiliyetini ölçmenin en iyi yollarından bir tanesi uzun vadeli hisse performansına bakmaktır. Bu konuda Işbank’ın sınıfın zirvesinde olmadığı açıkça görülüyor.

Bu yazının amacı Ersin Özince’yi yerden yere vurmak değil ama bilakis adam sürpriz bir açıklama yaparak geçmişte çizdiği imaja ters, bizim oldukça takdir ettiğimiz bir pozisyon almış. Türkiye’de bugünlerde en fazla ortaya atılan hurafelerden bir tanesi de “bankalar çok kazanıyor, kobilere kredi açmıyor, kendini zenginleştiriyor” hurafesidir. Teorik olarak bu hiç de mantıklı bir açıklama değil. Bankalar eğer kobilere kredi açarak kar etme olanağına sahiplerse ve bilerek bunu es geçiyorlarsa masada para bırakıyorlar demektir. Kazanabilecekleri parayı adamlar neden kazanmasınlar? Ya kobilerin riski çok fazladır, adamlar profesyonel değildir, güven vermiyordur, kar etmiyorlardır, alacakları kredinin üzerine yatacaklardır, ya da kredi faiz oranları çok düşüktür, bankalar başkalarına (devlete) kredi açarak daha fazla kar etme olanağına sahiptir. Yani burada, eğer bir problem varsa, en son suçlanacak olan bankalardır. Bankacılık sektörünün adam gibi yönetilmediğinde ne gibi sonuçlar doğacağını 2001 krizinde öğrenmediysek, Amerika’daki krizde öğrenmiş olmamız lazım.

Ersin Özince de nihayet benim yukarıdaki açıklamamla aynı anafikirdeki açıklamayı bugün Türkiye Bankalar Birliği baskani sıfatıyla yapmış. Yeni yılda banka kredilerinin %13 arttığını ifade etmiş, ve şu mantıklı sözleri söylemiş:

Bugün Türk bankacılığı uluslararası bir başarı denebilecek bir performans gösterirken bunu doğru adımlar atarak sağladı. Bankacılığın karı dikkat çekiyor ama en önemli marifetlerimizden biri güçlü sermaye yapısına kavuşmamız, iyi risk yönetimi yapıyor olmamızdır. Tesadüfen bu duruma gelmedik. Türk bankacılık sektörü aktiflerinin neredeyse tamamı Türkiye ekonomisiyle ilgili risklerden oluşuyor. Dışarıda önemli bir şeyimiz yok. Biz iyi gidiyoruz.
Tabii ki Türkiye ekonomisi geçmişte bankacılık krizlerinden sıkıntı çekti. Durumun iyi olması, iyi zamanlarda önlem alınmamasını gerektirmiyor. Biz serbest piyasa ekonomisine uygun, Türk bankacılık sektörünü GSMH'ye oranı itibarıyla büyütecek her tür düzenlemenin yerinde olacağı kanaatindeyiz."
Genellikle lobicileri eleştiririm ama bunun nedeni lobi düşmanı olmam değil, lobicilerin hakkıyla lobi yapmasını bilmemesi, sektörü ve altyapıyı geliştirecek düzenlemeleri savunmak yerine, direkt devletten (yani vergi veren vatandaştan) kendilerine servet transferi yapılması konusunda tehdit, şantaj veya kandırmaca yöntemlerini kullanmalarıdır. Ersin Özince bu resmin dışına çıkarak bu sefer alkışı hakediyor.

1 Yorum Var.:

Unknown dedi ki...

Ersin Özince son derece bilgili aklısalim ve mükemmel bir yöneticidir.Sadece İş Bankasının değil ülkenin de o'na ihtiyacı vardır.

sidquarter