2001 Krizi ve 2009 Krizi

2001 krizinden sonra aklıma bir şey takılmıştı, ya bu ülkede hic adam gibi iktisatçı, yazar çizer yokmuydu ki Turkiye kendini intihar ederken bir “Dur Ey Yolcu!” dememişlerdi. Şimdi ben bir blogta yazıyorum ve sanırım bir okuyucu kitlemiz de var o yuzden ben ustume duseni yapiyim.

Millet yıkılıyo, buyume hızımız 2.dunya savaşından beri ilk defa boyle berbat olmus, hukumet berbat adımlar atmış, kriz bizi yiyip bitirecek diye. İşte size birkac ornek: Ekonomix “2001’de bile boyle kuculmedik” demiş, Birde “Birinci Ceyrek Buyumesi: Ak Koyun Kara Koyun Belli Oldu” diye bir yazı yazmış. Akşam gazetesi, “Rekor daralma dünya basınında” demiş habere göre “Wall Street Journal, Türkiye’de ilk çeyrekte meydana gelen “rekor” küçülmenin, dikkatlerin yeniden olası bir IMF kredisine odaklanmasına yol açtığını bildirirken “İlk çeyrekteki küçülme, Türkiye’yi, krizin, en çok vurduğu Avrupa ülkeleri olan Letonya ve Estonya’nın da bulunduğu lige soktu” yorumunu yaptı”. Radikal’den Uğur Gürses “İlk çeyrek için açıklanan rekor ekonomik küçülme verilerinden sonra, sorulması gereken bir soru var. O da, küresel kriz ortamında OECD içinde yer alan 30 ülke içinde neden en çok etkilenen ülkenin Türkiye olduğudur” demiş. Ayrıca diğer bir yazısının başlığı şöyle,“OECD'de 29 ülkeyi teğet geçti: Kriz artık bizim krizimiz”. Deniz Gökçe ise şöyle diyor: “Türkiye iç talebin de inanılmaz boyutta çöktüğü bir durumda: Krizi biz çıkartmadık, ama krizden payımıza düşeni biz kendimiz büyüttük... Kamu birşey yapmıyor dendiği dönemde bile kamu, tüketimini ve yatırımını artırmış. Ama payı küçük olduğu için katkısı da büyük olamıyor. Çöküş özel tüketim ve özel yatırımda.” Şükrü Kızılot, “Dünyada, krizden etkilendiği halde “etkilenmedik, bizi teğet geçecek” diyen tek ülke olan Türkiye’de ise, ekonomi savaş yıllarına döndü ve yüzde 13.8 küçülme ile rekor kırdı. Türkiye bu performansıyla, G-20 ve OECD ülkeleri arasında da liderliğe oturdu” demiş sonrada “Görüldüğü gibi, kriz büyümede teğet geçmiş ama diğer ülkeleri teğet geçmiş, bizi de delip geçmiş ve ekonomide 1945’den bu yana görülmemiş bir küçülmeyi yaşatmış!” demiş. Erdal Sağlam, “Yaşanan bu keskin daralmada yönetim hatası olduğu, gerekli kararların zamanında alınmamasının etkisinin büyük olduğu açık. İlk çeyrek itibariyle en fazla olumsuz etkilenen ülkelerin arasında Türkiye’nin başı çekmesi zaten bu yönetim hatasını çok somut biçimde ortaya koyuyor”. Güngör Uras, “Kriz bizi neden çok, hem de pek çok sarstı?”, “Ayşe Hanım Teyzem, ‘Neden ve nasıl küçüldük?’ diye soruyor” başlıklı yazılar yazmış. Bunlar böyle gider bir suru yazı.

Kapitalizm Kapitalist nedir  Faşizm nedir?  Fraktal Nedir  Kırmızı Başlıklı Kızın Hikayesi  Çernobil Faciası

Şimdi ben niye buna takılıyorum. Bazı kucuk beyinliler benim bu konuda bu yazıyı yazmamı akp taraftarlığına verebilirler ama bilenler bilir benim oyle bir derdim yok. Benim derdim su kamuoyu icte ve dısta Trnin bu kadar etkilendiğini pompaladıkca, son donemdeki mali disiplindeki bozulmayla birleşen bu durum, tekrardan faizlerin arttığı, IMF’le bir anlaşmanın sivil toplum kuruluşları tarafından dayatıldığı (imzalanıp imzalanmaması değil mesele burda dayatılması) ve yeni kamu harcamalarının pompalandığı bir duruma yol acabilir! Bu da daha genc olan benim gibilerin geleceğine set koyabilir! İşte derdim bu.
tartışmaya geçmeden önce tekrar ve tekrar belirtiyim bir noktayı. cunku bu anlaşılmıyor Ekonomix bile yazısında, "Hatta akli basinda doktora ogrencisi yazarimiz rdynk bile" deyip cumlenin sonunu (benim kirişimi hic gormeksizin) "Simdi soruyorum? Kriz teget mi gecmistir? Kim daha fazla etkilenmistir: Amerika mi Turkiye mi?" gibi bir basitlikle bitirebiliyor. Neyse kirişi bilen biliyor zaten bilmeyen de yazıya baksın. biz yazımıza dönelim.

1. % 13.8 Küçülme Meselesi


profilimde belirttiğim gibi, "sayının taşıdığı bilginin anlamını dikkate almayan istatistiği" sevmiyorum. Bu % 13.8 meselesi de boyle bir durum ve bu rakama sadece işte gecen yılın 1.ceyregine göre %13.8 daraldı ekonomi, biz dunyadaki en cok etkilenen ulkeyiz, politikalarımız cok kotu, IMFle de hemen anlaşma imzalamalıyız, yandık bittik deyip sonrada hane halkı harcama yapmiyor demek salaklığın önde gideni. Bu oran, kotu bir ekonomik daralmayı gösteriyor ama buz dağının bir de altı var.



Bakın yukarıdaki grafik, 1998Q1-2009Q1 için çeyrek dönemlik reel GSYİH'nın ince çizgi ham serisinin logaritmik halini, kırmızı cizgi eğilimi daha iyi görmek için 4 dönemlik hareketli ortalamayı gösteriyor. oval yuvarlak 2001 kriz dönemini, iki kısa ok küresel krizdeki 2008Q4 ve 2009Q1 reel GSYİHsını gösteriyor. Turkiye 1998-2002 döneminde ortalama olarak nerdeyse uretimde hic adam akıllı bir artış gösterememiş, 2 salak kriz yaşamış bir adım ileri bir adım geri gitmiş. 2002 yılı ile birlikte krizden cıkmaya başlamışız, 2003-4-5-6-7'de de guzel buyume oranlarına sahip olmusuz. yani ne demek istiyorum biliyormusunuz iki dönemin trendleri farklı bir kere. Uzun dönemli önemli kazanımların ardından TR dunyayla paralel bir gerileme döneminde, ulkeyi 1998-2001 döneminin altyapısına cekmeyin, (bazı yazarlar sabit kurlu ulkelerin krizden az etkilendiği gibi akla zarar yorumlar yapmaya başladı bile, kamu disiplinini biliyorsunuz zaten) bu ciddi bir dış şok ve geçicek! biraz sabır sadece.

Şimdi biraz daha % 13.8 olayına eğilelim. yukarıdaki grafik sadece 1.ceyrek reel GSYİH değerlerinin logaritmik olarak cizilmiş hali. boylece karsılastırmayı mevsimsel etkileri dıslayarak daha acık yapabileceğiz. (i) trenddeki farklılaşma burada da acıkca goruluyor. (ii) TR % 13.8'lik azalma ile birlikte 2006'nın ilk ceyrek uretimine geri dönmüştür. (iii) hatırlarsanız 2008'in ilk ceyregi % 7'nin ustunde bir buyumeye sahipti. yani ciddi bir baz etkisi söz konusu bu % 13.8'de.
sonuc: % 13.8 ciddi bir kuculme oranıdır dogru, ama dediğim gibi uretimin altyapısı farklıdır buradan gidipte 2.dunya savasından bu yana en kötü oran, ekonomimiz bitti demenin bir anlamı yoktur. aklı selim, geleceğimizi tehlikeye atmayan bir dusunce tarzı oturtmak cok daha onemlidir. yoksa merdivendeki cıkısları gormeyip, sadece inişe odaklanırsak bu olmaz.

2. Krizden ABD mi TR mi Daha çok Etkilendi?
Daha öncede bu konuyu incelemiştik. En son 4.ceyrek buyume oranlarının ardından standart normal dağılıma (s.n.d.) uydurulmuş büyüme verilerinden hareket ederek yazımızda ABD kaynaklı krizden % 67'lik bir derece ile etkilendiğimizi belirtmiştik. şimdi de 2009'un 1.ceyrek buyume rakamlarını ekleyerek bakalım.

yukarıdaki grafik her iki ülkenin gecen yılın aynı donemine gore hesaplanmış 1990Q1-2009Q1 büyüme oranlarını veriyor. Kırmızı renkteki TR, mavi renkteki USA, Turkiye ekonomisinin 2009Q1 deki %13.8 lik kuculmesi ile birlikte grafikte aşağılara yelken açtığımız da goruluyor. aşağıdaki grafik ise (detayları daha önceki yazılarımızda var) s.n.d'a uydurulmuş mean=0 standart sapma=1 olan buyume serileri goruluyor.

merak edenler kriz ve daralma dönemlerindeki abd ve tr nin gidişatına bakabilirler. biz konumuza dönelim, standartlaştırılmış büyüme rakamlarında hala USA bizden bir nebze kotu durumda! şöyleki 2009Q1 NTR (normal dağılım:N): -3,10 NUSA: -3,34. Diğer bir deyişle bu şu demek 2009 Q1 de eğer TR % -15,19 küçülseydi ABD ile aynı oranda küçülmüş olacaktık. peki etkilenme derecemiz ne oldu 2009Q1'de % 90.59! yani 2008Q4'de etkilenme derecemiz % 67 iken 2009Q1'de bu oran % 90,59'a çıkmış. peki bu bize ne der : Türkiye ekonomisi, 2008in son ceyreginde % 67 derecesinde etkilenirken, 2009un ilk ceyreginde yaklaşık % 91'lik bir etkilenme derecesine sahiptir. yani Krizden etkilenme derecemiz artmış. asıl mesele bundan sonraki cıkısımızı iyi yapabilmek, milletin dediği gibi krizden 6-7 kat daha fazla etkilenmedik, daha önceki belirttiğim nedenlerden ötürü etkilenmemiz gerektiği kadar etkilendik.
Ayrıca standartlaştırılmış büyüme rakamlarına bakıldığında, ABD ekonomisinin 2006Q3'den itibaren TR ekonomisinin ise 2007Q2'den itibaren güç kaybettiğini, yani ortalamanın altında büyümeye geçtiğini görüyoruz.
birde İktisadi Dinamikler Derneginin duzenlediği konferansta Erdem Bascının sunumundan bir grafik, istihdamdaki yüzde değişmeyi gösteriyor. bu ne diyor mart 2008'den mart 2009'a gelindiğinde ABD'de her 100 çalışandan 3,6'sı işsiz kalırken Tr'de 1,2 kişi işsiz kalmış. (katıldığım bu konferanstaki izlenimlerimi ayrı bir yazıda belirteceğim).
son not: ABD yukarıda gördüğümüz büyüme rakamlarına gelecekteki ekonomisini tehlikeye atarak ulaştı! yani ABD'nin fütürsuz para politikası ve butce acigi ile borc gostergeleri bizden cok daha kotu. Bu durum su anda bir basari olarak görülse bile, ilerdeki istikrarsız ve enflasyonlu dönem problemi cok gecmeden büyüme önünde ciddi bir engel olarak cıkmaya baslayacak.

12 Yorum Var.:

merlin dedi ki...

yaptigin etut calismasi icin ciddi anlamda tesekkur ederim. Bu bize en azindan reel bazi degerler gosteriyor. Yalniz benim grafiklerden okuduklarimla senin okuduklarin birbirini tam olarak tutmuyor. Benim gordugum sey Turkiye'nin kriz sonunda 2 sene geriye gitmis oldugu, Amerika nin ise nispeten yerinde saydigi. Muhtemelen nufus artisi ve is aramaktan umidini kesenler de Tr de Amerika ya gore daha fazladir. Evet Amerika krizden etkilenmistir, ama Amerika cidden savastan cikmistir. Turkiye savastan mi cikmistir?

Ben ne yazik ki bir muhendisim ama basit fizik yasalari bana bu verileri degerlendirirken isik tutuyor. Madde yoktan var olamaz ve vardan yok olamaz. Ancak transfer edilebilir. Money is a veil diyebilirsin, yalniz bu Turkiye nin emerging economies arasindaki yerini ne olcude etkilemistir buna bakmak lazim. Guney Afrika, Arjantin, Meksika, Brezilya ve Rusya dan herhangi biri ile karsilastirma yapamazsak bunu anlayabilmemiz mumkun degildir. Sadece kur farkindan bile calisanlarin maaslari yuzde 30 eridi. Ekonomideki makro gostergeler gercekten insan hayatini da makro olcude etkiliyor. Sadece ne olacak yuzde 13.6 ufaldi demek, ve bunun sorumlusunun hala global ekonomik sistemdeki turkiye nin yeri olarak aciklamak bana yanlis geliyor.

Bir de su konuda soyle bir sorum var. Bu GDP dolar olarak aciklaniyor ama biz ic piyasada Turk Lirasi ile harcama yapiyoruz. Belki de dolar artik dogru bir gosterge degil. Neden satinalma gucune endeksli real bir para birimi karsisindaki dususe bakmiyoruz. (IMF kullandigi boyle bir para birimi var diye okumustum) Gecen sene kur yuksek olsa buyumemiz daha mi yavas olacakti. Ve eger gecen sene yuksek olsaydi bu sene kuculmemiz daha mi az olacakti?

Simdiden tesekkurler

T'Pol dedi ki...

Benim merak ettigim birsey var: Kriz oncesi Amerika'nin issizlik orani neydi, bizimki neydi? Onlarinki goreceli olarak daha kotuye gitmis gibi gozukse dahi bizimki zaten bastan berbat idiyse? diye dusunuyorum...

ekoturka dedi ki...

Bu yazdıklarınız, doktora öğrencisi olduğunuz yolundaki bilgilerin doğru olup olmadığını düşündürdü doğrusu.
Birinci maddede, özetle "canım 2006'ya geri dönmüşüz ne var bunda" diye özetlenebilecek bir yaklaşıma, aradan geçen üç yılda artan 4 küsür milyon kişiye düşen gelirin nereden karşılanacağını sorarım ben de...Ya da kişi başı gelirin düşeceğini anımsatmak isterim.
Her neyse, biraz zorlama bir yazı yazmışsınız. Fark ettiğim şu ki, yazarken de bunun farkındaymışsınız gibi bir hava var yazıda.
Ne diyelim, siz de böyle eğlenin işte...

ekşi iktisat dedi ki...

buyume oranlarinin standart normal dagiliminin yorumlanmasina dayanan analiz, turkiye ekonomisinin durumunu iki sebepten iyi gostermeye meyilli. birincisi ortalamanin ve standart dagilimin hesaplandigi zaman diliminin secimi. mesela 1990-2009 degil de 2002-2009'u baz alsak sonuclar farkli olur. ikincisi, abd ve turkiye'nin farkli karakterde iki ekonomi olmasi sebebiyle makroekonomik degiskenliklerdeki oynakligin farkli olmasi. ornekle aciklayayim:

bir siniftaki ogrencilerin not ortalamasi x olsun. bu sinifa uc zayif ogrenci daha gelsin. bu ucununun not ortalamasi y (y x'ten kucuk) olsun. bu durumda sinifin ortalamasi duser, daha once sinifta bulunan tum ogrenciler goreceli olarak daha basarili gorunurler. buradaki buyume oranlarina dayanan analizde de 1994, 99 ve 2001 krizleri bu uc zayif ogrencinin islevini goruyor. yani buyume ortalamasini dusuruyor. siniftaki diger zayif ogrencileri (mesela turkiye'nin 2009 buyumesini) goreceli olarak daha iyi gosteriyor.

bir de standart sapma var. ucuncu grafikteki serilere bakalim. her seneyi bir ogrenci gibi dusunelim. amerikali ogrenciler ne kadar benzer, turk ogrenciler ne kadar farkli. ozellikle turk sinifindaki ortalamadan oldukca sapan uc haylaz ogrenci goze batiyor. turk sinifindaki standart sapma yuksek oldugundan, turk sinifinda ortalamanin (mesala) 1 puan altindaki bir ogrenci, amerikan sinifinin ortalamasinin 1 puan altindaki ogrenciden daha basarili duruyor. amerikali ogrencilere sorsak, not dagiliminin cok esitsiz oldugu bir sinifla karsilastirma yapmanin kendilerini cok kotu gosterdiginden dem vurup itiraz edeceklerdir. bu karsilastirma zayif turk ogrencilerin ise isine gelir.

rdynk dedi ki...

merlin,
tesekkurler. TR 2006q1 e geri donuyor.fakat ABDnin ne kadar geriye gittigini grafiklerden cıkarman cok zor, veride yanımda olmadığından sana soyleyemiyorum. ama sanırım TR ile hemen hemen eş bir durum söz konusu. savas örnegini anlayamadım nasıl yani? ben asla "ne olacak % 13.6 kuculdu" demiyorm. bu cok kotu bir buyume oranı fakat bunu abartıp, gelecegimizi karartacak maliye ve para politikalarına karşı çıkıyorum. duygularımızla degil, aklımızla davranalım diyorum. satın alma gucu paritesine gore de GDP hesaplanıyor OECD den bakabilirsin.

T'Pol,

ben daha onceki yazılarımda da dedgim gibi işsizlik oranlarını yanıltıcı buluyorum. benim için ekonominin iş yaratması daha anlamlı. yazıdaki grafikte mart 2008-9 döneminde istihdamdaki yani ekonomnin iş yaratma kapasitesindeki düşüşü gösteriyor. mart 2008 kriz oncesi bir donem burada.

ekoturka,

kusura bakma ama sacmalamıssın, cunku ne demek istedigimi anlamamıssın. ayrıca soruyu sormadan once git üç yılda nufusunun ne kadar arttıgını ogren. ben ne var bunda demiyorum, bu dususun ciddi bir artış trendinden sonra gelmesi nedeniyle yuzde değişimleri gecmise gore yorumlarken biraz daha dikkatli olun diyorum. % 13.8 TR nin dunyadaki en cok etkilenen ulke oldugu gercegini yansıtmaz diyorum.

dr. Jekyll,

zaman dilimi secimini daha once ekonomixle de tartışmıstık. o da 2001 sonrası iyi bir secim olur demişti. ben buna katılmamıstım. en iyi performans döneminizi karsılastırmak pek gercekci degil ve zaman dilimi kısa.

şimdi bak. s.n.d da zaten bu oynaklık farkını ortadan kaldırıyorum ben. ayrıca sen diyorsun ki 3 haylaz ogrenci buyume ort. dusuruyor, yo oyle değil, bizim genişleme donemlerimizde de abd ye gore parlak ogrencilerimz var % 9 buyudugun yılların var. onlara ne diyeceksin o zaman. zaten biizm ort. buyumemiz abd den fazla. s.s mız da oyle.

zaten 3. grafige bakma diye 4. grafigi koyuyorum oraya :

ekşi iktisat dedi ki...

1990'lar buyume ortalamasi bakimindan turkiye ekonomisinin ikinci dunya savasi sonrasindaki en kotu on yili. beni rahatsiz eden bu ekstra kotu performans. 2001 sonrasini ekstra iyi gorup ikisinin ortalamasini aliyorsan eyvallah.

ama dogrusu buyume oranlarini snd'ye donusturme isi aklima yatmadi. iki tane farazi ulke dusun. ikisinin de 2008'de kisi basi reel GSYIH'leri x'mis, 2009'da y'ye dusmus olsun. Dolayisiyla ikisi de ayni z oraninda kuculmusler. bu ulkeler 2008'deki x noktasina cok farkli patikalardan gelmis olabilir. dolayisiyla son yirmi senedeki buyume ortalamalari ve standart sapmalari farkli olacaktir. ama bu bilgilerin hangi ulkenin krizden daha cok etkilendigi konusunda bence onemi yok. hepsi ayni oranda etkilenmistir.

oynaklik farkini ortadan kaldirmana gelince. simdi varsayalim ki bu iki ulkenin buyume ortalamalari ayni, ama standart sapmalar farkli. senin yontemine gore, buyume degeri standart normalize edildiginde, standart sapmanin yuksek oldugu ulke krizde daha az kuculmus cikiyor. sen bunu bu ulke krizden daha az etkilenmistir gibi yorumluyorsun. ben ise bunu, oynakligin yuksek oldugu ulkenin krizden daha fazla etkilenmesi daha olasiydi (ama ayni etkilendiler) gibi yorumlardim.

rdynk dedi ki...

dr jekyll
dogru 1990'lar gercekten kotu performansın sergilendiği bir donem ama benim ceyrek donemlik veri de burdan baslıyor.

iki tane farazi ulke dusun diyorsn ve bunları aynı kabul et diyorsun. bende diyorum ki aynı kabul edemem, abd ekonomisi tr deki % 13.8'lik daralmayı gormus olsaydı ekonomisi dagılmıs olurdu. en basit ornek tr de kayıtdısılık denen bir oldu var sokların etkisini azaltan.

guzel ornek:)evet buyume ortalmalarını aynı varsayalım ulkelerden birinin daralma (kriz) ortalamasının değeri -2, diğerinin ise -6 olsun. sonra kriz gelsin her biri kendi kriz ortalamalarına uygun bicimde daralsınlar yani biri -2 kuculsun diğeri de -6 kuculsun. ben bu iki ulke krizden benzer bicimde etkilenmişlerdir diyorum, bazıları da -6 kuculen ulke -2 kuculen ulkeye gore 3 kat diyor. (burda konuya sadece s.s acısından yaklastıgımız unutulmasın).

ekşi iktisat dedi ki...

ben hala o bazilarinin arasindayim:) son defa olarak sansimi futboldan deneyecegim. milli takimin ingiltere'den 6 gol yedigini varsayalim. italya da 2 gol yesin. verdigin ornek, mactan sonra fatih terim'in italya'yla ayni oranda basarisiz olduk demesine benziyor. bu da biraz garip.

syzer dedi ki...

ikinci düya savaşı sırasındaki ölçüm tekniğiyle bu günkü ölçüm tekniği aynı olamdığı için o zamanla bu zamanı karşılaştırmak pek mantıklı değil gibi geliyor bana.Aman kimin umrunda haber olsunda,ne olursa olsun!

Unknown dedi ki...

Ne gerek var kardeşim türkiyenin son küçülme ile batmadığını ispat etmeye. En büyük mürşidi, alimi yılmaz özdil olan kitleye istatistik eğrileri, veriler falan. Türkiye Avrupa ülkelerinden fazla küçüldü diyenlere, avrupa ülkelerinin çoğu 40 yıldır ilk defa eksi büyüme gösteriyor demiştimde beni de tii ye almışlardı.

serhat dedi ki...

Standart dağılıma uydurmanın sebebini şu şekilde bir sonuç çıkarabilecek olsak anlayabilirim. Mesela Türkiye 10 küçülmüş, Amerika 1 küçülmüş fakat büyüme başladığı zaman Türkiye 11 büyüyecek Amerika 1. Geçmişteki standart sapmalar ve ortalamalara göre bu trendlerin devam edeceğini varsayarak (her iki ülke içinde politikalarda ciddi bir değişim veya herhangi bir dış şok olmayacak)bir karşılaştırma yapmış oluyoruz.
Ama senin de yazıda belirttiğin gibi Türkiyede ciddi bir trend değişiminin yaşandığı dönemleri içine alarak bu hesaplamaları yaptığın için söz konusu sonuçların yanıltıcı olma ihtimali oldukça fazla. Bunun gibi trend(politika vs.) değişikliklerinin çok fazla yaşandığı ülkeler için herhangi bir sonuç çıkarımı yapabilecek kadar uzun bir dönem verisi kullanmak pek olası değil. Hadi trend değişikliklerine aldırış etmeden uzun bir dönemin verilerini kullandık diyelim Bu seferde gelecektede bu trend değişikliklerinin bu şekilde devam edeceğinide kabul etmiş bulunuyoruz. Sizce eski ekonomi politikalarına geri dönmüş olabbilirmiyiz şu an. O politikaları uygulayarak bile bu kadar az! (amerikaya göre) küçülme yaşayabilmişiz demek ki.

Mert Nuhoglu dedi ki...

türkiye mi daha çok küçüldü abd mi? cevap, hangi kriteri temel alacağımıza bağlı.
kriter yüzdelik büyüme oranı olduğunda, türkiye abd'ye fark atıyor. bu kesin.
fakat standart sapmaları temel alırsak, abd'nin biraz daha fazla küçüldüğünü gayet net bir şekilde görünüyor. bence rdnyk'nın analizi farklı ve ufuk açıcı.
bu tip sosyal konulara farklı perspektiflerden bakmakta fayda var, hepsinin doğru olduğu kısımlar var. mutlak kapsayıcı bir doğruluk yok, çünkü büyüme dediğimiz kavram çok sayıda değişkenlik içeriyor.