Alpaslan Selçuk, Avrupa'da İtalya ve İspanya'dan sonra gelen Türkiye ayakkabı sektörünün, ihracata yeterince ağırlık vermemesi nedeniyle dünya pazarlarında beklenen yerde bulunmadığını belirterek, tanıtım eksikliği, yeni pazarların devreye sokulmaması, küçük atölye tipi üretim biçiminin hakimiyeti, kalifiye olmayan işgücü, tasarıma yeterince önem verilmeyişi, ayakkabı yan sanayi girdilerinde standart ve kalite eksikliği gibi sorunların ihracat potansiyelinin yeterince değerlendirilememesine neden olduğunu anlattı.Hımmmmm. Küçük atölye tipi üretim biçimi, kalifiye olmayan işgücü, tasarıma önem verilmemesi, yan sanayinin bundan da beter olması ve kalite eksikliği... Benim anladığım bu sektörde profesyonel yönetim teknikleri uygulanmıyor, işçilik maliyetleri Italya veya Ispanya’dakinin yarısından daha az olmasına rağmen rekabet edemiyorlar. Sektörde ölçek ekonomisinin ne olduğunu bilen yok, araştırma geliştirme ve tasarıma önem veren yok...
Söylemeyi unuttum, yazının başlığı “Yeni bir istihdam önerisi” ve Lobici Alpaslan Selçuk bankaların asli görevlerini yerine getirmeyerek işletmeleri zor durumda bıraktığını belirtmiş ve özellikle devlet bankalarını bu konuda göreve davet etmiş:
Bankacılık sistemi kendini yüzde 100 garanti altına alıp, hiç riske girmeden tamamen kazanmayı düşünme çabası içinde. Bankacılık görevini ikinci plana atıp müşterilerine kredi vermemek için veya yeterli krediyi açmamak için elinden geleni yapmakta ve 'şube yetkimizde değil, genel merkezden onay bekliyoruz' gibi klasik cevaplarla girişimcinin büyümesine ve istihdam yaratmasına büyük engel çıkarmaktadırlar. KOBİ'lerin büyümeleri ve istihdam yaratmalarının önündeki en büyük engeli bankalar oluşturmaktadır. Her işletme ödediği vergi oranında kredi kullanabilmeli. Bu çarpık düzene bir an önce son verilmeli. Bu sağlanırsa 1 yıl içinde 1 milyon kişi istihdam edilebilir.”Bana bankalar asli görevlerini gayet iyi yapıyorlar gibi geliyor. Bankacılık krediyi geri verebilecek kapasitesi olan adama kredi vermektir, profesyonellikten uzak, geri ödememe riski olan adama da kredi vermemektir. Bankaların asli görevi önüne gelen lobici sektöre banka sermayesini peşkeş çekmek değildir. Bu kaçıncı lobici “istihdamı arttırma” konusunda çözüm üretiyormuş ayağına yatıp, devletten rüşvet isteyen yahu?
Türkiye’de ekonomik problemleri azaltmanın en kestirme yolu nedir biliyor musunuz? Hem işçi lobilerini (bunlara sendika deniyor) hem de işveren lobilerini ortadan kaldırmaktır. Türkiye’deki lobilerin amacı pastadan aldıkları payı korumak ve başkalarının payına el atmaktır. Kimsenin vergi veren vatandaş dışında kimseye pek bir kazık attığı yok, onca para lobicilerin makam arabalarına, beş yıldızlı tatil merkezlerindeki “iş toplantılarına” ve binlerce liralık maaşlarına harcanıp çarçur olup gidiyor; ülkede rüşvet ve adam kayırma kültürü gitgide yaygınlaşıyor.
Not:Istihdamı arttıracak asıl öneriyi ben yapayayım. Sektör lobicileri vergi veren vatandaştan (devletten) rüşvet almaya çalışacağına, oturup sektörlerinde konsolidasyonu nasıl sağlarız, maliyetlerimizi nasıl düşürürüz, ihracatımızı ve üretimimizi nasıl 10 kat arttırırız diye kafa yorsa işsizlik problemi şimdiye kadar çoktan çözülmüştü. Tembellik, hazıra konma istediği, çalışmadan başkasının emeğini çalma isteği 7’den 70’e birçok vatandaşımızın genlerine işlediği için dünyayı hep geriden takip ediyoruz. Çok çalışıp tasarruf yapmadan işsizlik problemi çözülmez, bunu görebilmek için de doktora sahibi olmaya gerek olduğunu zannetmiyorum...
1 Yorum Var.:
Ben burada ayakkabı sektörünün ve onlar gibi kredi almakta zorlanan diğer sektörlerin tarafındayım. Zira bence bankalar kredi tayınlaması problemiyle karşı karşıya. Kredi talebi fazla ama arzı sanki kısıyorlar bilerek.
Yorum Gönder