El elin esegini turku cigirarak ararmis.
EFT Nedir? Faşizm nedir? Özel Üniversiteler Devlet Üniversiteleri Türk Bilim Adamı
Bundan uzun yillar once Arcelik'te staj yaparken Regaib Bey isimli yonetici bu sozu kullanmisti, o zamandan beri cok severim.
El elin esegini turku cigirarak ararmis sozu Milton Friedman'in arayip da bulamadigi onun yerine para harcamanin 4 yolu seklinde acikladigi durumu cok daha iyi aciklayan bir sozdur. Devlet halkin parasini harcarken israf yaratacaktir, etkin olamayacaktir, verimli olamayacaktir. O yuzden devletin harcamalarini mumkun oldugunca kismaliyiz diyorum. Ben devletten beklentilerimin bir kismini 11 Ocak 2006 tarihinde soyle acikliyorum:
"Devletin yapmasi gereken ama yapmasi "zor" seyler sunlar:
1. Basbakanin kendi dilinden dinleyelim: Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, toplanması gereken vergilerin yeterince toplanamadığını belirterek, “Türkiye'de korkunç vergi kaçağı var. Biz bunların hepsinin farkındayız. Daha fazla vergi toplayacağız” dedi. Erdoğan, Siirt'te kültür merkezinde halkla bayramlaşma töreninde yaptığı konuşmada, bunun için yeni politikalar geliştirdiklerini belirterek, şu anda kayıt dışı ekonominin fazla olduğunu ancak bunu da aşacaklarını kaydetti.
Insallah diyorum.
2. Sosyal Guvenlik Reformu: Bu birinci maddeyle ilintili. Turkiye'deki kayitdisi ekonomi yuzunden kayiticindeki her 1.6 calisan 1 tane emekliye bakiyor. Daha dogrusu bakamiyor ve sosyal guvenlik sistemi buyuk acik veriyor. Burada yapilmasi gereken birinci sey giderlerin dusurulmesi: emeklilik yasinin hizli bir sekilde 65, daha sonra kademeli olarak 70'e yukseltilmesi gereklidir. Yapilacak ikinci sey ise gelirlerin kaytdisindakilerin kayiticine alinarak arttirilmasidir.
Cok zor hedef.
3. Adalet sistemi reformu: Devlet Turkiye'de suc islemeyi neredeyse tesvik ediyor denebilir. Her 5 yilda bir genel af ilan ediliyor, cogu suclarin uzerine gidilmiyor, vergi kacirilmasina, kacakcilik yapilmasina goz yumuluyor. Adli sistem islemedigi icin cek senet tahsil isi mafya'ya kaliyor, vs. Burada yapilmasi gereken basit. Kanunlarin guncel olmali ve bunlari istisnasiz uygulamalisiniz.
Cok cok zor hedef, oyle 3-5 yilda olacak sey degil."
Demek ki benim devletten oncelikli beklentim dogru durust bir adli sistem isletmesi, vergileri toplayarak butce aciklari vermenin onune gecmesidir. Bu soylediklerim yapildiktan sonra ve devletin borclari nominal olarak azalmaya basladiktan sonra yapilmasi gereken ise vergilerin yavas yavas azaltilmasidir. Dusuk vergilerden ve tikir tikir isleyen adil bir adli duzenden daha iyi tesvik yoktur.
Peki devlet enerji yatirimlari yapsin mi sorusuna ne cevap veriyoruz? Bunun icin 18 Ocak 2006 tarihinde "En ucuz enerji turu hidrolik enerjidir. Devletin yapmasi gereken ozel sektoru bu alanin icerisine cekmek. Ben devletin bu tur yatirimlari yapmasina karsiyim. Uc senede tamamlamasi planlanan projeler 10 senede, planlanan maliyetinin 5 katina yapiliyor. Devlet sadece ozel sektorun bu tur yatirimlari yapmasina olanak saglayacak yasal altyapiyi hazirlasin yeter." demisiz.
Bugune kadar yazdigim yazilarda devletin varligina karsi cikmadigimi (verimsizlik oldugunu bilmeme ragmen) belirttigim alan egitimdir (milli guvenlik, asayis, karayollari, gibi konularda henuz fikir belirtmis degilim). Bunun icin 4 Kasim 2006 tarihinde yazmis oldugum yaziyi okumaniz gerekecek.
Simdi her alana tek tek girip fikir belirtmeyeyim, fikirlerimi olustururken baz aldigim temel prensip serbest piyasa prensibidir. Serbest piyasada herkes kendi esegini kendisi aradigi icin kaynaklar daha verimli kullanilir. Devlete dusen gorev de piyasanin gercekten serbest olmasini saglamaktir, yani hakemlik yapmaktir. Kastettigimiz Amerikan futbolunda yapilan hakemliktir, gormedigi zaman gidip Erman Hoca gibi monitorden seyreden, gerekirse oyunu 2-3 dakika durduran cinsten hakemlik; yoksa bizim hakemlerin yaptigi gibi hep buyuk takimlar lehine "takdir haklarini" kullandiklari veya "ben gormedim" cinsinden hakemlik degil.
Bana sorarsaniz Turkiye'nin bir numarali problemi kanuni altyapisinin, polislik hizmetlerinin ve adli sisteminin yamuk olmasidir. Bunu bir ekonomist olarak soyluyorum. Elimizde bunlari olcecek veri olmadigi icin ekonomistler ancak olcebildikleri konular uzerinde tartisiyorlar. Tarla gibi sahada futbol oynamaya calisiyoruz, ondan sonra da "pas hatalari", "top kayiplari" gibi istatistikleri yorumlamaya calisiyoruz. Atalarimiz bunun icin de soz soylemisler: havanda su dovuyoruz, cok da basariliyiz!!!
6 Yorum Var.:
evet sayın ekonomıx size tamamen katılıyorum.devleti küçültmek gerek.Devlet memuru petrolcülük yapamıyor.yapsaydı devlet memuru olmazdı.devlet memurundan bankacı olmuyor.Çünkü onun maaşı ve primi müşteri memnuniyetine bağlı değil o yüzden bankanın perfomansı onun için pek önemli değil. Devlet memurundan basmacı olmuyor çünkü estetik anlayışı olmayan piyasayı bilmeyen devlet memurları basmanın rengine ve desenine karar veriyor.yanlış yapınca işten atılacağım maaşı alamayacağım derdi yok.Devlet memurundan kunduracı olmuyor.olsaydı kendi firmasını kurar markasını oluşturur işine bakardı.
Devlet üstüne düşmeyen işleri siyasilerin yardakcılarını yemleme yeri olarak kullandılar.
Devlet bu yüzden asli görevleri olan eğiteme,adalete,güvenliğe kaynak aktaramıyor. Kaynaklar verimsiz yerlerde çarçur edilip bizleri borç batağı içinde bıraktılar. oy uğruna 38 ve 43 yaşında emekli edilenlere maaşlarını denkleştirmek için bizlerin gelecekleri karartıldı. Bu yüzden ne çalışırken adam gibi maaş alabiliyoruz nede emekli olunca insan gibi yaşayabileceğiz.
Acaba bunlara sebeb olanlar yaptıklarının ve sonuçlarını biliyorlar mı?
Vergi politikaları tarih boyunca devletin var yada yok olmasında çok önemli bir rol oynamıştır.
Devlet tarafından talep edilen fazla vergi halk nazarında devletin meşruiyetini kaybetmesi ile sonuçlanmıştır her zaman. Devlet fazla vergi talep ettikçe halk vermemek için daha katı bir direnç sergilemiştir. Kimse kazancının yada servetinin önemli bir bölümünü başkaları ile paylaşmak istemez bu en doğal ve haklı tepkidir.
Devlet ancak topladığı vergi karşılığında yeterli ve ihtiyaç duyulan bir hizmet üretebiliyorsa o vergiyi toplayabilir. Bir takım atanmış yada seçilmiş bürokratın ideolojik yada dini tercihlerine göre harcama yapmak için halktan vergi toplamak ise nerede ise imkansızdır.
Bu gün ülkemizde böyle bir durum söz konusudur devlet çok fazla vergi toplamaya çalışmakta üstelik toplayabildiği paranın nasıl harcandığı konusunda da hesap vermemektedir.
Halk bu duruma pasif direnç göstermekte ya vergi vermemekte yada üretimde bulunmamaktadır. Bu o kadar yaygın bir davranış biçimidir ki nerede ise her birey böyle davrandığı için bir cezai yaptırımda uygulanamamaktadır.
Çözüm için ilk adımı devlet atmalıdır yoksa bir çözüm mümkün olmaz. Atılması gerekli olan adımlar:
1-Talep edilen Vergi oranları kişinin gelirinin % 10 'unu aşmamalı ve herkesi kapsamalıdır.
2-Vergi oranı anayasa hükmü haline getirilmeli ve iktidarın keyfine göre değiştirilmesi engellenmelidir. (Anayasalar halkın haklarını devlete karşı korumak için yapılır aslında)
3-Devlet topladığı vergiyi nereye ve nasıl harcayacağı konusunda son derecede şeffaf olmalıdır.
4-Bu makul oranlı vergiyi ödemeyenler son derecede ciddi yaptırımlara tabi tutulmalıdır.
5-Servetin vergilendirilmesi asla düşünülmemelidir
6-Maliyeti yükselten dolaylı vergiler derhal kaldırılmalıdır.
7-Devlet tasarruf etmeli ana hizmet kalemleri dışında hiç bir işle uğraşmamalıdır.
Burada önemli bir mantık değişikliğinede gitmeliyiz artık: devlet toplumun ihtiyaç duyduğu hizmetleri üreten bir kurumdur, kutsal bir varlık değildir vergide devlet tarafından üretilen bu hizmetlere karşı ödenen bedeldir.
Bu yorumda sosyopisikolojik ve sosyoekonomik gerçekleri dile getirmeye çalıştım, popilizm yapmak kolay versinler efendim vergiyi yoksa sallandırırız üç beş tanesini demekle işler yürümüyor ya vergi toplayamıyorsunuz yada üretim yaptıramıyorsunuz.
Hiç bir insan kazancının % 60 ını al ben yemedim sen ye diye başkalarına vermez böyle bir şeyi talep etmek dahi mantıksızlıktır.
Bu değişiklikler yavaş yavaşda olmaz vatandaşa önce sen vergi ver sonra ben azaltacağım demek saçmalıktır kimse bu yemi yutmaz. Sadece yasa yapmak bile bu konuda vatandaşı ikna etmeye yetmez bu yasayı anayasa maddesi haline getirmek ancak vatandaşın güvenini kazanmaya yeter.
Murat Özbülbül
mozbulbul@yahoo.com
bir yazinizda da diger ABD'de MB ve hazine iliskileri uzerine deginebilir misiniz?
kanuni alt yapı eksikliği olarak nitelendirdiğiniz konuda tamamen size katılıyorum.batılı ülkelerde görülen tüm yerel yönetim konuları sadece polis üzerinde toplanırken bizim ülkemizde polis ve muhtar arasında paylaştırılmak suretiyle işlemez hale getirilmiştir. Muhtarlık sisteminin ülkemize yaptığı kötülüğe dikkatinizi çekerim.
ABD'de Fed ve Hazine arasinda belirgin bir iliski oldugunu zannetmiyorum. Fed, butce politikalarini para politikasini belirlerken girdi olarak alir o kadar.
Siz nasil bir sey bekliyorsunuz bu Hazine-Fed iliskisinden biraz acar misiniz?
Simdi hazine dusuk maliyetle borclanmaya calisir. MB ise enflasyon hedeflemesi ile ve beklentileri de yonetmek amaciyla faizleri yuksek tutmak durumunda olabilir. Aynı zamanda Hazine itfalari zamaninda piyasaya cikan fazla miktarda para varsa(borc cevirme rasyosu dusukse yani)MB bu parayi cekmek zorunda kalabilir. ya da Hazine borclanacagi vakit piyasada likidite surumu sıkısık ise MB hazinenin borclanmasini kolaylastirmak ve maliyetini dusurmek icin mesela dolar alimi yapip TL likiditesi verebilir. Daha da otesi Hazine belirli seviyede rezerv tutar. Ama bu rezerv degerlendirilmez. MB bu rezervi degerlendirse mesela uluslararsi piyasalarda(belirli bir seviye uzerinde)bu da mumkun..simdi onemli olan para yonetiminde iki basli olmamalari ve ayni zamanda bagimsiz olmalari..yani bunu basarmak zor kanimca..o yuzden dunyada mesela ABD'de koordineli mi calisirlar..mesela rezerv yonetimi nasildir hazinelerin...
Yorum Gönder