Deneysel Ekonomi ve Ilginç Uygulama Alanları: Esther Duflo

Bu yıl ki John Bates Clark madalyasının sahibi MIT’den Esther Duflo deneysel ekonomi alanında ilginç uygulamalara imza atmış. Deneysel ekonomi nedir hemen tanımlayalım, masa başında işkembeden teori üreterek sorulara cevap vermektense sahada deney ve gözlem yaparak ekonomik sorulara cevap arayan ekonomi dalına deneysel ekonomi denir. Örnek vererek açıklayalım.

Öğretmen-öğrenci oranını arttırmak eğitimin kalitesini ve öğrencilerin başarı oranını arttırır mı? Teorik olarak bu soruya bir sürü cevap verebilirsiniz. Esther Duflo saz arkadaşları Pascaline Dupas ve Michael Kremer ile birlikte Kenya’da 70 tane okulu rastgele seçmiş ve bu okullara (köy okulu olmalı) bir tane ekstra öğretmen vererek öğretmen-öğrenci oranını iki katına çıkarmış. Sonuç ne mi olmuş peki? Öğretmenler daha az çalışmaya başlamış, öğrencilerin test skorları da istatistiksel olarak değişmemiş. Kenya’ya bakın, aynı Türkiye. Öğretmenler herhalde kendilerine bir öğretmenler odası yapıp, akşama kadar çay içmişler, canları sıkılınca da öğrencileri eşek sudan gelene kadar veya ağız ve burunlarından kan gelene kadar evire çevire dövmüşlerdir. Adamlara o kadar boş zaman verirsen olacağı budur.

Ikinci bir deneyde ise Hindistan’da rastgele seçilen öğretmenlere fotoğrafın çekildiği tarih ve saati gösteren fotoğraf makinesi verilmiş ve her sabah ve öğlen öğrencilerle birlikte resim çektirmeleri istenmiş. Sonuç ne mi olmuş? Öğretmenler daha az kaytarmış, öğrencilerin ise test skorları yükselmiş. Demek ki neymiş? Daha fazla öğretmeni işe almak değil, öğretmenleri daha iyi çalıştıracak yöntemler eğitimin kalitesini arttırırmış. Bu sene 40 bin tane öğretmeni devlete memur olarak alacak hükümete duyurulur.

Bahsedeceğimiz son deney için Esther Duflo’nun zaman ve emek harcamasına gerek yokmuş aslında. Türkiye’ye gelip AKP yöneticileriyle görüşse işin doğrusunu öğrenir, hatta bu konuda geliştirilen son inovasyonlara ulaşabilirdi. Bu deneyde Esther Duflo yoksul annelere 1 lira değerinde kuru fasulyeyi (herhalde yarım kilo falandır) çocuklarını aşılatmaları karşılığında vererek aşılatmanın yaygınlaşmasının çok kolay bir şekilde başarıldığını göstermiş. Anam, yarım kilo fasulyeye, yarım torba kömüre Türkiye’de çocuklarını aşılatmayı bırak, insanlar oylarını satıyorlar, senin haberin yok. Şaka bir yana ufak hediyeler gerçekten insanların kararlarını çok büyük ölçüde etkileyen faktörlerin başında gelir, o yüzden ilaç firmaları üzerilerinde kendi reklamları olan 5 kuruş etmez tükenmez kalemleri doktorlara hediye ederler.

Iktisat eğlenceli bir alandır ve kullanmasını bilen için oldukça da kullanılışlıdır. Mikro iktisat konusuna Ekonomi Türk kitabının da üçte birinde değindik ve yukarıdakine benzer yazıları yazdık. Kitabı okumadıysanız satın alıp okumanız karşılığında size yarım kilo kuru fasulye verebilirim :)

3 Yorum Var.:

Hüseyin MEÇO dedi ki...

insan davranışları,bulunduğu ortamın gereklerine verdiği tepkilerdir....
karakter insan davranışlarının yapı taşlarından birtanesidir.bizim insanımızın tüm yapı taşları yerinden oynamıştır.

çok evvelden sokaklardan destan diye bir gazete gibi basılı bir şey satarlardı.birinin başına talihsiz bir şey gelirdi.tabi ölümle sonuçlanan bunu ağıt biçimde anlatarak elindeki basılı kağıdı satardı.sonraları bu ağıtları kaset yapıp satıyorlardı.
şimdi bu talihsiz olaylar o kadar çok ki.insanımız ne yapsın.

karakter marakter kalmıyor yani.
karakterli insanımız hızla azalıyor.

Emin Tolga Akgoz dedi ki...

Bugün tesadüfen bu tarz bir araştırma ile ilgili bir yazıya denk gelmiştim.

Araştırmaya göre hediyeler, nakit paraya kıyasla çalışanların performansını daha fazla arttırıyormuş. Fakat insanlara ne istersiniz diye sorulduğunda, "hediye yerine nakit parayı tercih ederim" diyorlarmış.

http://www.bakadesuyo.com/is-it-better-to-give-employees-gifts-or-cash

hostrans dedi ki...

1 öğretmeni 2 ye çıkarmakla 10 öğretmeni 20 ye çıkarmak aynı sonucu vermeyebilir.