Markanin iki tane fonksiyonu var. Birincisi musteriye urunun kalitesi (veya hizmetin kalitesi) hakkinda bir bilgi verir, musteri gecmisteki tecrubelerine dayanarak alacagi urun hakkinda fazla bir arastirma yapmadan karar verebilir. Markanin ikinci fonksiyonu ise simgeledigi statu ile ilgili. Diyelim ki Turkiye'de A tekstil sirketi Armani'nin taseronlugunu yapiyor olsun, ayni sirket Armani ile yaptigi anlasmaya uymayarak el altindan ayni malzemeyi ve ayni tasarimlari kullanarak baska bir marka altinda urettigi urunleri Armani fiyatlarinin ancak cok altinda bir fiyata satabilir. Armani urunlerini alanlar bunu Armani pahali oldugu icin aliyorlar ve boylece kendileri ve "digerleri" arasindaki farki ortaya koyuyorlar.
Baska bir ornek vereyim, Amerika'da bir cok golf kulubu var, halka acik olanlarinda saatine $6 gibi bir rakam vererek golf oynayabilirsiniz. Ote yandan "private" golf kuluplerinin senelik uyelik ucreti $50,000 civarinda seyreder. Belki ozel golf kuluplerinin cimleri biraz daha yesildir, daha bakimli da olabilir ama bu haftada $1000'lik bir ucreti aciklamak icin yeterli degildir. $1000'lik ucretin fonksiyonu yoksul ve orta halli kisileri disarda tutup, sadece zenginleri iceri almaktir.
Tutumluluk Nedir Nükleer Enerjinin Zararları Nükleer Kirlilik Nükleer Nedir Fraktallar
Turklerdeki marka merakini da "kaliteli urun tuketmek" isteginden ziyade "sosyal statuyu cumle aleme ilan etme" istegi olarak acikliyorum ben. Turkler tonla para sayip aldiklari urunlerin markalarinin diger insanlar tarafindan gorulebilecek yerlerde olmasina dikkat ediyorlar cunku.
Peki marka yaratmak neden onemli? Marka yarattiginiz zaman urununuz "commodity" olmaktan ciktigi icin fiyatlandirma da ust kademelere cikmanizi sagliyor. Siradan bir tisort 5 milyon liraya ancak alici bulurken, Polo tisort 50 milyona alici buluyor. Neymis, Poloymus?
Neyse, bizi buraya kadar sabirla takip eden makrocu okuyucularimiza da bir jest yapalim ve marka merakini tasarruflarimizin dusuklugune baglayalim. Turkiye'de tasarruflarin dusuk olmasinin bir nedeni de insanlarimizin marka meraki yuzunden tasarruf edecekleri parayi marka yaraticilarina verme tercihidir. Tekstilcilerimizin de aci icerisinde kivranmalarinin nedeni rekabete acik urun uretmeleridir, eger marka yaratabilselerdi karsilastiklari acimasiz Asya rekabetiyle daha iyi basedebileceklerdi. Maalesef cogu beceremedi, o yuzden de yokolmaya mahkumlar.
1 Yorum Var.:
Dünyada da öyle değilmi ?
yani çin gibi bir ülkeye tekstilde karşı durabilen avrupada kaç üretici var? bildiğim kadarıyla bunu başaran sadece "zara" olmuş diğerleride birer markaydı ama karşı koyamadılar bu neden?
Yani insanların geliri belli bir seviyenin aşağısına düşünce markadan önce gıda deyip ucuza daha doğrusu çine kayıp bizim markasız tekstilimizi bitirdi diyebilirmiyiz. yani parası olan markaya yine devam etti fakat çinle asıl mücadele etmesi gereken düşük fiyatlı tekstilciler bu mücadeleyi kaybetmediler mi ?
Yorum Gönder