Tasarruf ve Tutumluluk

Ekonomi Türk Blogu’nu uzun bir süredir takip ediyorum. Sayın Editör yeni bir Bireysel Finans Yazarı aradığından bahseden yazılar yazınca, bu göreve talip olmak istedim. Bireysel Finans benim için hem hobi hem de hayatımın önemli bir parçası.

Özellikle son 10-15 yılda hızla bir tüketim toplumuna dönüştüğümüzü üzüntüyle izliyorum. Herkes herşeye hemen sahip olmak istiyor ve bu nedenle kredi kartı borçları tavana vuruyor, ailelerin huzuru, bireylerin psikolojisi bozuluyor. Eskimeden atılıp, yerine yenisi alınan cihazlar, gereksiz ambalajlar muazzam bir atık ve dolayısıyle çevre kirliliği yaratıyor. Yaşamı kendi elimizle çok karmaşık hale getiriyor, bunu yaparken de müthiş bir süratle çevreyi kirletiyor, dünyaya zarar veriyoruz. Tasarruf ve tutumluluk deyince herkes burun kıvırıyor. Hatta bazısı alaylı imalarda bile bulunabiliyor.

İnsanlar gelirlerinden daha az harcama yapmayı öğrenmedikçe, kötü günleri veya beklenmedik aksilikleri hesaba katarak kenara para ayırmadıkça, emeklilikleri için tasarruf yapmadıkça bu tür sorunların maalesef sonu yok.

Çoğu insan parasının nereye gittiğinin farkına bile varmıyor ve bunu tespit etmek için de basit bazı yöntemlere başvurmayı akledemiyor. Harcamaları takip etmek hiç de zor bir iş değil. Kira, doğalgaz, su, elektrik, banka kredisi ödeme vs. türü giderler zaten tespiti kolay kalemler. Bir ay süreyle tüm aldığınız fişleri bir kenara ayırın. Eskiden vergi iadesi uygulaması varken zaten bunu yapıyorduk. Fiş almadan yapılan harcamaları da cüzdanınızda taşıdığınız bir kağıda not ediverin. Ayın sonunda paranızın nereye gittiğini göreceksiniz. Bu bütçe yapmanız ve kısıntıya gidebileceğiniz harcamaları tespit edebilmeniz için iyi bir başlangıç noktası olacaktır.

Genelde sorunun büyük rakamlarda değil, hiç düşünmeden harcayıverdiğimiz ufak rakamlarda olduğunuzu göreceksiniz.

Şirketler ve devletler bütçe yapıp bunları yönetmeye çalışıyorsa, bireyler de kendi hayatlarını ve bütçelerini yönetmeli diye düşünüyorum. Bizim toplumumuzda genelde kadercilik, kendini hayatın rüzgarına kaptırmışlık edebiyatı yaygındır. Tabii ki belli ölçüde yazgıya inanmak gerekebilir, ama birçok şey de insanın kendi elindedir. Sahip olduğumuz aklı kullanmak, öz disipline sahip olmak, kontrolü elde tutmaya çalışmak gerekir. Sonuç itibariyle geleceğimiz, sağlığımız, finansal durumumuz en fazla bizi ilgilendirir. Hal böyleyken devletten, aileden vs. medet ummak ya da hayatın rüzgarına kendini bırakıvermek olacak iş değil.

0 Yorum Var.: