Isci mi Isveren mi hakli?

Politik Ekonomi baslikli bir blog var, uzun suredir yazi yazmiyordu. Gecen ay nihayet bir yazi yazmis. Yazar Fazil Acar isimli Wayne State Universitesinde mikroekonomi dersleri veren kendi oz vatanini terkedip elin Amerikasina gelmis bir kisi. Amerika'da kapitalizmin ocaginda okuyup da bizim supply side economist dedigimiz isverenleri gozeten bir ekonomist olmus cikmis kendisi. Yazisinda da iscilerin iyiligi icin sendikalarin etkisini azaltalim, isten cikarmalari kolaylastiralim, girisimcilere destek olalim gibisinden sermaye usakligi yapan laflar ediyor.

Oncelikle kendisine soralim: kimden kac para aliyorsun da boyle yazilar yaziyorsun?

Soylediklerini de desteklemek icin bazi rakamlar vermis. Mesela Amerika'da sendikalarin oldugu eyaletlerde ortalama maaslar daha az, issizlik daha fazla gibisinden rakamlar vermis. Hatta en son Avrupa ve Amerika'ni son 20 yilda urettigi istihdam rakamlarini karsilastirmis ve sunu soyluyor: Amerika 40 milyon yeni is olanagi yaratmis, Avrupa ise sadece 8 milyon.

Tutumluluk Nedir    Nükleer Enerjinin Zararları    Nükleer Kirlilik    Nükleer Nedir    Fraktallar

Bizim karnimiz bu matematik oyunlarina tok, lisede edebiyat aldiysak da ucle besi toplamasini bilmiyoruz zannetmeyin. Amerika'da son 20 yilda kac kisi isinden atilmis, Avrupa'da kac kisi isinden atilmis? Amerika'da isten atilanlar cok daha kisa surede is buluyorlarmis, ulke ekonomisi piyasadaki degisimlere daha cabuk adapte oluyormus laflarina karnimiz tok. Sayin Fazil Acar bir daha boyle sendikalari yeren, ulkemiz gercekleriyle ortusmeyen yazilar yazmayin yoksa websitenizi boykot ederiz. Bizim ulkemizde onemli olan isi olanlarin bunu koruyabilmeleridir. Isi olmayana da Allah kolaylik versin, baska kapiya canim!!

Fraktallar
Fraktal nedir?
Çernobil Faciası
Türev Konu Anlatımı: Türev Nedir
Iktisat nedir
Nükleer Kirlilik
Nükleer Santraller
Nükleer Enerjinin Zararları
Gönüllü Çevreci Kuruluşlar
Borsa Yorumları
Altın Yorumları

7 Yorum Var.:

Adsız dedi ki...

Bu seferde siz populist olmuşsunuz bence. Rakamları görmedim ama eğer doğruysa (siz yanlış dememişsiniz) bence sonuçlar mantıklı olabilir.

Amacımız işsizliği azaltmak, insanların işlere daha kolay girip çıkmasını sağlamaksa. Böyle yasalar neden mantıksız olsunki??
En basitinden işten atamayacağınız bir adamı neden işe almak isteyesiniz.Adam bir piskopat bile çıkabilir.Bence işçi alımını kolaylaştıran politikalar işsizlik sorununun çözümüne yardımcı olabilir.

O yüzden bu görüş işverenler açısından iyiymiş gibi görünsede genel olarak topluma fayda sağlayabilir.

Eflatun

Adsız dedi ki...

Ben insanlarin kolayca harcanabilir kaynak olarak gorulmesine karsiyim. Temelde firmalar iyi gunlerde gerek insan kaynagini, gerekse diger kaynaklari hovardaca harciyor, gereksiz siskin kadrolar kuruyor, sonra da biraz yagmur bulutu gorse, once cayci'dan baslamak uzere tasarruf tedbiri almaya kalkisiyor. Yetenekli ve birden fazla isi halledebilen kalifiye kisileri secerseniz ve zor zamanlari dusunerek daima tasarruflu hareket ederseniz, ne insanlar islerini kaybeder, ne de firmalar darbogaza duser.

Bu arada psikopat birini isten atmak cok da zor degil. Onemli olan dogru sureclerin calistirilmasi. Ornegin yazili kurallar olmasi ve bu kurallara uymayan calisanin gerekli sekilde uyarilmasi neticesinde ise son vermek mumkun.

Isten adam cikartmanin cok da kolay olmasi dogru degil. Zira sirf kidem tazminati odememek icin iscileri 1 yil dolmadan isten cikartan en az bir sirketi bizzat biliyorum. Hala bunu yapiyorlar mi bilmiyorum ama yaklasik 10 sene evvelki uygulamalari boyleydi.

T'pol

Blog Sahibi dedi ki...

Satir aralarini okuyun Eflatun Bey ne demek istedigimi anlarsiniz!!

Adsız dedi ki...

Elbette iyi zamanlarda sacma sapan yatirimlar yapan sirketlere diyebilecegim birsey yok; ama gereginden fazla insan calistirmanin bir takim avantajlari olabilir.

Bence sirketlerin yaptiklari bir bakima dogal seleksiyon. Durumlar kotulestiginde, iyi zamanlarda biriktirdikleri iscilerinden en cok ise yarayanlari secip gerisini gonderiyorlar. Kanimca insanlarin CV`sine bakip ya da gecmisini arastirip ne kadar basarili olacaklarini tahmin etmek zor. O bakimdan sirket acisindan bakarak, soyle bir savunma one surulebilir: finanse edilebildigi surece ne kadar insan denenirse, iyi adam (yetenek) bulma sansi da o kadar yukselir..

Tabii tartismaya acik..

L.A

Adsız dedi ki...

Bu aslında uzun bir konu, kimseyide sıkmak istemem ama yinede düşündüklerimi toparlamaya çalışacağım.

Günümüzde makro politikaların üç temel amacı var diyebilirz yanılmıyorsam. Bu üç amacı;
-sürdürülebilir büyüme
-düşük işsizlik
-düşük enflasyon
diye sıralasak pek fazla itiraz eden olmaz sanırım.Bunları uzun dönemde başaran ekonomi aslan gibi olmuş demektir.

Bildiğimiz üzere, dünya globalleştikçe, piyasalar birbirine bağlanıp serbestleştikçe ülkeler arası rakabet adeta vahşileşmişti. Yani çok sertleşti. Bu şartlar aldında her geçen gün yukarıdaki hedeflere ulaşabilmek zorlaşmakta dünya ülkeleri için.

Bizim konumuz olan işçi-işveren hukuku işsizlik seviyesinin düşük tutulması açısından hayati öneme sahip.Yani buradaki yasalar düzenlemeler işsizliğin düşük tutulmasında önemli rol oynuyor.

Bu durumu iyice kavradıysak eğer, çözüm açısından bakmadan bu yasaların genel içeriğinin bütün işçi piyasasını etkileyeceğini unutmayalım. Yani özel durumlardan ziyade genele bakalım.

Bu konuda dünyada başarılı olmuş ülke olarak ise akla yine ABD geliyor.İş gücü piyasasının dinamikliği ve sermayenin serbest hareket edebilirliği açısından önde gidiyor Amerika.

Elbette bu dinamikliğin altında yatan büyük sebeblerden biri ise hukuki alt yapı.Gerek işe alma gerekse işten çıkarma yada işten ayrılma diğer dünya devlerine göre Amerikada daha kolay hukuki açıdan.(Tabi bu kolay hukuki süreç yada düzen işe alma-çıkarma maliyetlerinide düşürüyor.)

Bu durum aslında bizi korkutsada genel olarak baktığımızda işsizliği azaltıcı etki yaptığı için bu yasalar aslında işçilerin de lehine oluyor.Yani kazan kazan durumu var.

Yanlız bişeye daha dikkat çekmek istiyorum. İşe alma ve çıkarma sıfır maliyetle değil, göreceli olarak düşük maliyetle.

Bu durumda olaya akıllı işveren açısından baktığımızda istihdam etme iştahının artacağını tahmin edebiliriz. Çünkü işe alma-çıkarma maliyeti düşeceğinden işe alma isteği artacaktır.

İşe alınan işciler açısından baktığımızda ise genellikle iki sebepten işçi çıkarılır;
-karşılanamaz maliyet
-düşük verim(çalışmama,yatma,uyuma vs)
Bu iki sebebe baktığımızda işverenin keyfiyetten işçi çıkaracağını söyleyemeyiz.

Çünkü işten çıkarma gibi yeniden işçi alımında şirkete hiçte küçümsenemeyecek maliyeti var.

Yanlız yine tekrarlamak istiyorum, istisnai içgücü piyasaları için istisna düzenlemeler yapılabilir.Ama bu düzenlemeler kaideyi bozmaz bence.

Sonuç olarak iş gücü piyasının dinamikleşip daha fazla işvereni çekebilmesi için bizimde benzer düzenlemelere ihtiyacımız var bence.

Tabi bu yasaların dozu ve içeriği yine ayrı bambaşka bir tartışma konusu...

Eflatun

Adsız dedi ki...

Önce ABD'de sendikaların olduğu eyaletlerde daha fazla işsizlik ve düşük ücret olduğu cümlesi zaten cevabı içinde barındırmakta: öyle olduğu için sendikalar orda!

Sonra:

işsizlik konusuna makro yaklaşmakla mikro yaklaşmak aynı şey olamayabilse bile, serbest piyasa mekanizmasının hakim olduğu sosyal hukuk devletlerinde ki biz de kağıt üzerinde böyle bi devletiz işveren işine geldiği gibi konjoktüre göre işçi alıp çıkartamaz kardeşim!

Ayrıca işveren sırf maliyeti ucuz diye bi ton vasıfsız, beyinsiz ve orta ve uzun vadede şirkete hiç bi yarar sağlamayacak insanları bilerek! evet bilerek işine öyle geldiği için istihdam etmekte! Ama süreklilik arz eden çalışan sirkülasyonunun ( giriş-çıkış-giriş-çıkış so on) maliyetinden bi haberler! işler kısa vadede yürüyor gibi gözükse de ben hayretler içersinde bu durumda para kazanabilen şirketlerin daha sistemli bi durumda daha neler kazanabileceklerini düşünmekteyim!

Ben kendi şirketimde bile bir stok memurunun bir senede 5 kere değiştiğine şahidim! hammadde stok listesinin yanlış düzenlemesi neticesinde yaşadığımız dar boğazları anlatmiim ben burda!ki her biriyle yapılan telefon görüşmelerine yani otokontrole rağmen!

Hani beni aydınlatırsanız bu konuda sevinirim! tümden gelim mi tüme varım mı (makrodan mikroya, mikrodan makroya!?) bizi sonuca yaklaştırır, bu konuda da aydınlatma beklemekteyim!!

Hadi kalın sağlıcakla!

Özge

Blog Sahibi dedi ki...

Benim bu yazidaki amacim "ortalama" bir kose yazari Fazil Acar'in yazisina nasil bir tepki verirdi onu gostermekti.

Yaziyi gercekten elestirmek istesem ortaya gayet bilimsel argumanlar da surebilirdim ama bu yazinin amacina hizmet etmezdi. Mesela sendikalarin olgun ve dunya rekabetine acik sektorlerde daha yerlesik oldugunu soyleyebilir ve Uzakdogu rekabeti yuzunden bu sektorlerdeki ucretlerin rekabete kapali sektorlerden daha dusuk oldugunu belirtebilirdim.

Bana kalirsa sendikalar maaslari dusurmez, arttirir. Ama bu marifet midir? Sendikalar istihdami dusurur, yani issizligi arttirir, faaliyet gosterdikleri sektorlerin rekabetciliklerini uzun donemde azaltirlar. Kisa ve orta vadede sendikalar uyeleri icin iyidir.

Benim icin bir isveren veya bir isci cok onemli degil, onemli olan genel olarak ulke icin iyi bir sonuc ortaya cikar mi cikmaz mi sorusu. O acidan baktiginizda ben genis capli istihdami biraz daha yuksek ucretlere tercih ederim. Keske ulkemizdeki issizlik orani %5 olsaydi da maaslar da %5 dusuk olsaydi.

Ote yandan issizligin ve biraz yuksek ucretlerin iscileri kaytarmaktan alikoyan bir etken oldugunu savunan ekonomistler de var.

Neyse amacim derinlemesine issizlik konusu tartismak degildi, baska bir zaman tartisiriz.