Gungor Uras

Gecen gun okurlarimin tanistirdigi Gungor Uras'in yeni yazisini okudum. Bazi noktalari anlamamis, nasil oluyor diye sormus. Once yazinin ilk paragrafini asagiya alayim:

"2006 yılı ocak-ağustos arasında (8 ayda) halkımız, iç borç kâğıtlarına para bağlayan yerlilere ve yabancılara tam 108 milyar YTL anapara ve faiz ödemesi yaptı. Bu ödemeye rağmen, yıl başında 244 milyar YTL olan iç borç stoku 251 milyar YTL'ye çıktı. Nasıl olur böyle bir şey? Sekiz ayda borç stokunun yüzde 43'ü kadar para ödeniyor. Stok azalmıyor, artıyor. Cevap: Çünkü faiz çok yüksek"

Gungor Bey, lisede edebiyati secmis galiba. Neyse onemli degil, hepimiz birbirimizin eksiklerini tamamlayacagiz. Oncelikle kullandigi rakamlar olcmek istedigi kavramlari ifade eden rakamlar degil. Borcun topluma maliyetini olcmek istiyorsaniz yapilan anapara odemelerine bakmazsiniz. Carpici bir ornek vereyim. Diyelim ki bir banka buldunuz, size 1 ay vadeli yuzde SIFIR faizle kredi verdi ve siz de $10,000 borclandiniz. (Amerika'da eger kredi puaniniz iyiyse bankalar genelde size promosyon amacli bu tur firsatlar sunuyorlar). Bir ay sonunda baska bir bankadan ayni kosullarda $10,000 kredi alarak ilk bankadan aldiginiz krediyi odediniz. Boylece borcunuzu 1 ay icin cevirmis oldunuz. Ikinci ayin sonunda ucuncu bir bankadan ayni miktarda ayni kosullarda kredi buldunuz. Ve bu prosesi 12 ay devam ettirdiniz diyelim.

Simdi bu ornekte verdigimiz durumu analiz edelim:
Soru 1: Bu borcu almakla iyi mi yaptik kotu mu? Cevap: Iyi yaptik cunku bu paradan elde edecegimiz getiri (%3 senelik faiz) bu paranin maliyetinden (SIFIR) daha yuksek. Kredi faizinin %3'un altinda oldugu tum durumlar icin bu sonucumuz gecerli.

Devalüasyon Nedir    Verimlilik Nedir    Altın Yorumları    Hedge Fon Nedir    Resesyon Nedir    Nükleer Santraller

Sonuc 1: Onemli olan borc miktari degil, bunun maliyeti ve getirisi. Eger Turkiye aldigi borclari uretken alanlarda kullaniyorsa iyi yapmistir. Yok, findikcilara, tekstilcilere vs. dagittiysa iyi yaptigi soylenemez.

Soru 2: Bir yil boyunca ne kadar anapara ve faiz odemesi yaptik? Bir yil boyunca 11 kez anapara ve faiz odemesi yaptik ve toplamda $110,000 odedik. Yani borcumuzun 11 kati odeme yaptik. Neticede Gungor Bey'in de yorumladigi gibi o kadar odeme yapmamiza ragmen borcumuz azalmamis bile.

Sonuc 2: Yapilan toplam anapara odemesinin borcluluk seviyemizle veya bunun yukuyle bir alakasi yoktur. Onemli olan odedigimiz faiz rakamidir. O yuzden bizim yilin ilk 8 ayi odedigimiz
108 milyar YTL rakami anlamsiz bir rakamdir.

Soru 3: Peki yapilan toplam odeme rakami anlamsizsa hangi rakama bakmamiz lazim? Bakmamiz gereken rakam odedigimiz faiz rakami ve buna paralel olarak ic borc konusunu irdeledigimiz icin enflasyon oranlari.

Sonuc: Ornegimizde odedigimiz toplam faiz miktari SIFIR oldugu icin aldigimiz krediyle ilgili dogru sonuclara bu rakama bakarak ulasiyoruz. Bize yuku yoksa veya getirisi maliyetinden buyukse her zaman borc almak borc almamaktan daha iyidir.

Simdi verdigimiz ornekten Turkiye gerceklerine donelim ve yilin ilk sekiz ayindaki ic borc resmini yorumlayalim. Yilin ilk sekiz ayinda 252 milyar YTL'ye yukselen ic borcumuza toplam 29 milyar YTL faiz odemisiz. Ic borcumuz da 7.1 milyar YTL artmis. Bu iyi mi kotu mu? Buna cevap verebilmemiz icin bir rakama daha ihtiyacimiz var: enflasyon rakami. Yilin ilk 8 ayinda enflasyon orani %6.5 oraninda gerceklesti. Enflasyonun hedeflerin uzerinde olmasi vatandas icin kotu ama borc stokunun reel degeri acisindan iyi. Enflasyon vatandastan, bono sahiplerinden alinan dolayli bir vergidir. Yani biz yilin ilk 8 ayinda baslangicta 245 milyar YTL olan ic borcumuzdan %6.5 oraninda enflasyon vergisi almisiz. Bu miktar yaklasik olarak 15.9 milyar YTL'ye karsilik geliyor. Yani borcumuz nominal olarak 7.1 milyar YTL artmasina ragmen reel olarak 8.8 milyar YTL (15.9-7.1=8.8) dusmustur.

Konuya cok hakim olmayan kisiler borc rakamlarini analiz ederken enflasyon etkisini goz ardi ediyorlar. Unutmayalim ki para her zaman enflasyon yuzunden deger kaybediyor. Gecen senenin 245 milyar YTL borcu bu senenin 261 YTL borcuna esit, simdiki borcumuz 252 milyar YTL oldugu icin reel olarak borcumuzun azaldigini soyleyebiliyoruz.

Ama yine de borc rakamlari beni tatmin etmiyor. Benim gormekten mutluluk duyacagim sonuc bu sene harcamalarin %14 yerine %7 gibi bir oranda artmasi ve neticede butce fazlasi vererek borc stokumuzun nominal olarak da azaldigini gormek. Hukumet gizli secim yatirimi yaptigi icin harcamalar son 3 yila nazaran cok yuksek hizlarda artiyor. Bu da butce fazlasi vermemizi geciktiriyor.

2 Yorum Var.:

Adsız dedi ki...

Enflasyon düzeltmesi yapildiktan sonra borçlarin reel olarak düstügünü anliyorum yazinizdan. Halbuki Güngör bey bu konuyu atlamis. Güngör beyi severim, kötü bir niyetin oldugunu da zanetmiyorum. Fakat borçlar konusunda okurlarin eksik bilgilendirmek suretiyle doldurulusa getirilmesi pek hos degil.

Su belirtiginiz de ayrica onemli; asil üzerinde durulmasi gereken devletin borçlanmasi degil de ONU NASIL KULLANDIGI. Bazi yatirimcilar borç alir, verimli alanlara yatirir. Kullandigi krediyi geri ödemenin ötesinde cebine para kalir. Diger bazilari aliyor basitçe harciyor, gelecege sadece borçlari kaliyor. Bu adam ilerde harcamasi gerekenleri bugünden harcamaktan baska bir sey yapmiyor. Eger bizler sosyal politikalari borçlanarak yapiyorsak gelecekteki sosyal harcamalardan (toplanan vergilerden) feragat ediyoruz demektir. Çünki sosyal politalakalar adi üstünde sosyaldir, üretken degildir, geri dönmez. Dikkat etmesseniz, sosyal politikalar ölçüsünde üretkenlikten fedakarlik ettiginiz için ilerdeki harcamalarinizi çok daha fazlasiniz kesmek zorunda kalabilirsiniz. Bunca yapilan fakir fukara edebiyatina ragmen fakirler niye hala bu kadar fakir diyorsaniz, iste cevaplardan birisi budur.

Bu yazida yanlis anlasilabilecek bir noktayi da belirtmeden geçemeyecegim. 'Enflasyon, borçlari reel olarak düsürmek için iyidir' deniyor. Bazilarinin aklina parlak fikirler gelebilir. 'Niye enflasyona gaz verip borçlarimizin üzerine yatmiyoruz' seklinde. Bu sark kurnazligi daha önce defalarca denenmis ve basarili olmamistir. Yalnizca son dalgalanmamiza dönüp baksak bile buna sahit olabiliriz. Faizleri kim yükseltti ? Merkez Bankasi. Hayir kardesim. Hatirlayacaksiniz enflasyon rakkamlarinin kötü çikmasiyla piyasa faizlerini çoktan yükseltmisti. Merkez arkadan geldi. Son ay yine kötü çikti. Faiz 23'e kadar yükseldi. 'Borç verenleri geri zekali yerine koyabilir miyiz' düsüncesi pek tutmaz. Idari kararlarla faizleri düsüremeyiz. Ancak enflayonu düsürecegimiz konusunda inandirici olabilirsek bir yerlere varabiliriz. Çok yakin bir zamanda faizlerin hem nominal hem de reel olarak son yirmi yilin en düsük noktalarina geldigini hatirlayin. Bu nasil basarilmisti ?

ahmet çavusoglu

Blog Sahibi dedi ki...

Ahmet Bey,

Sagolun iyi ki belirtmissiniz, ben unutmustum. Gungor Uras'in yazisina baktiginiz zaman bu sene odedigimiz faiz oraninin gecen seneden biraz daha yuksek oldugu goruluyor. Bunun nedeni sizin dediginiz gibi bu sene enflasyonun gecen seneden daha yuksek cikmasi. Gungor Bey enflasyon yuzunden yukselen faizleri hesaplarina yansitiyor ama enflasyonun borclari azaltici etkisini yok sayiyor.