Türkiye’de borçla alışveriş yapılması özellikle büyük kalem tüketim ürünlerinde satış elemanları tarafından en fazla teşvik edilen uygulamalardan bir tanesidir. Hatta şirketler “peşin fiyatına taksitle” şeklinde kampanyalar da düzenleyerek sizi direkt taksitle alışveriş yapmaya da zorlarlar. Zorlarlar zorlamasına da çoğu zamanda müşterilerinin borçlarını geri ödemeyeceklerini önceden kestirdiklerinden kendilerinden bir
Insanlar neden kefil olurlar irdeleyelim. Birincisi bir kısmı arkadaşlarının sözünde duracağını ve aldıkları borcu ödeyebileceğine inanır. Iyi de işi borç verdiği insanların kredibilitesini ölçmek olan şirketler veya bankalar bu işi yanlış biliyor, arkadaşınızın kredibilitesini yanlış değerlendiriyor, en doğrusunu siz biliyorsunuz öyle mi? Ikinci gruptaki
Ben yazıda arkadaş diyorum ama bu kişi anneniz olur, babanız olur, kız arkadaşınız olur, erkek arkadaşınız olur, çocuğunuz olur, hiç farketmez. Bankalar ve şirketler birisinden kefil bulmalarını istiyorlarsa bu o kişinin satın aldığı malı gerçekten alacak maddi gücünün olmadığını ve iflas riskinin yüksek olduğunu gösterir. Karşılık beklemeden böyle bir riski neden almak isteyesiniz ki, bu arkadaşınız veya akrabanızla olan ilişkiniz üzerine kumar oynamaktan farksızdır. Iflas ederlerse yalnız paranızı değil, sevdiğiniz bu insanı da kaybedeceksiniz demektir. O yüzden prensip olarak kimseye kefil olmayın, tüketim yapmaya maddi gücü olmayanlar da böylece tüketim yapamayacak, sizin de ruh sağlığınız bozulmayacaktır.
2 Yorum Var.:
"Birisine yardım etmek mi istiyorsunuz? Geri ödemesiz para verin. En azından baştan sonucu kabullenmiş olursunuz."
Bence en güzeli bu çözüm.
En azından aradaki samimiyet,sevgi,arkadaşlık yok olmaz.
Doğru söze ne denir? Çok yerinde bir yazı olmuş. Bizim insanlarımızın "hayır" deme konusunda biraz eksiği var. Birini red etmekten çok korkuyoruz ama kefillilk çok pis bir iş. Hiç bulaşmamak en iyisi. Bir şeyi alacak gücümüz yoksa zaten o şeye sahip olmamamız gerekiyor demektir.
Yorum Gönder