Gülay Göktürk Gülay Göktürk’e Karşı

Gülay Göktürk Tekel işçileri hakkında bir yazı yazmış, dün yazdigimiz Nuray Mert ve Tekel işçileri yazımızda tartıştığımız Nuray Mert gibi yazarların aksine doğrulara daha yakın şeyler söylemiş ama bir noktayı es geçmesi beni bir miktar rahatsız etti doğrusu. O yüzden eski yazılarına gittim ve Tekel işçileri hakkında söylediklerine cevap olabilecek bir yazısı var mı diye baktım. Önce bugun ne dediğine bir bakalım:

Benim sözüm, herhangi bir işçi direnişi söz konusu olduğunda, önünü arkasını, haklıyı haksızı, kamu çıkarının nerede olduğunu düşünmeden o direnişi "kutsal" ilan edip yanında saf tutanlara...

... O zamana kadar ekonomiden sorumlu olan bakanlarımız, Avrupa ülkelerinde yüzde 2'lerde seyreden kamu açığının bizde yüzde 14'e varmasının ne anlama geldiğini bir türlü kavrayamadıkları için mi böyle duvara toslamıştık? 130-140 milyar dolarlık borç stoku erimeden dururken ve bütçenin çoğu borç faizlerine kapatılırken, "usta" para manevralarıyla, Ali'nin külahını Veli'ye, Veli'nin külahını Ali'ye giydirerek günü kurtarmaya çalışmanın çıkmaz yol olduğunu o zamana kadar ekonomiyi yönetenler bilmiyorlar mıydı?

... Kısacası, çöküşü önlemenin siyasi bedelini ödemek yerine transfer politikalarına devam etmeyi ve açığı kapatmak için borçlanmayı tercih ediyordu. Bu politika, bugün kendi siyasi geleceğini kurtarmak için, gelecek kuşakların refahından çalmak demekti. Evet, 2001 krizine kadar siyasetçinin yaptığı özet olarak buydu. 2001'de duvara toslamamızın sebebi de buydu. Şimdi bu iktidar, siyasi bedelini ödemeyi de göze alarak, "Ben bunu yapmayacağım, devletin sırtındaki kamburu kalıcı olarak büyütmeyeceğim" diyor. Ve bizler, yani vergi verenler, bu tutumu alkışlamamız gerekirken; nihayet siyasi risk alarak doğru olanı yapmaya cesaret eden bir hükümetimiz var diye sevinmemiz gerekirken işçi kuyrukçuluğu yapıyoruz.

Ben bu konuda yorumumu sadece üyelerimizin görebildiği yeni sitemizde yaptım (uyelik ile ilgili detaylar icin tiklayin). Gülay Göktürk yazısının sonunda hükümet şakşakçılığı yaparken “başka” bir Gülay Göktürk dun ona şu sözlerle cevap veriyor:

“Herkes vergi kaçırır; sadece bazen "şanssız" birileri yakalanır. Dönen yolsuzlukları herkes bilir. Ama kimse işleme sokmaz. Yolsuzluk dosyaları günü geldiğinde şantaj aracı olarak kullanılmak üzere sümen altlarında saklanır. O gün geldiğinde, bir "ahlaksız müteahhit" karşımıza çıkarılır ve bizden linç etmemiz istenir. Herkes bu işlerin böyle yürüdüğünü bilir.

... Denilebilir ki, evet, şimdiye kadar hisse devri usulü konusunda gevşeklik gösterilmiş olabilir ama yanlışın neresinden dönülse kârdır, biz buraya bir çizgi çiziyoruz. Bundan böyle hisse devirlerinde kimseye müsamaha etmeyeceğiz. O zaman da yeni bir başlangıç için başlanan yer yanlıştır. Eğer siz şu ana kadar göz yumduğunuz bir usulsüzlüğe bundan sonra göz yummayacaksanız, işe en ateşli muhalefeti yürüten yayın grubundan başlamazsınız. Eğer başlarsanız, kimse sizin niyetinizin "yeni bir başlangıç" yapmak olduğuna inanmaz. Sadece ve sadece muhalefeti boğmaya çalışan bir iktidar durumuna düşersiniz.

Hangi Gülay Göktürk doğruları söylüyor?

1 Yorum Var.:

Acttt dedi ki...

ya şu 2. blog işini hiç sevemedim:D. bari yazılarınızı ya orda yazın burda yalnızca başlıkları falan belirtin. burda yarısını yazıp devamı orda demek olmamış. ne biliim buraya az yazı koyun ama en azından tamamı burda olsun bari. bizde kendimizce okuyalım, eğlenelim.