4- Organ Borsası Fikri

Şimdi, çok sevdiğimiz birisi (güzel de kadındır bakmasını bilene) “çocuk pornosu çizgi filmleri serbest olmalıdır” demişti de ortalık ayağa kalkmıştı. İnsanlar “neden bu kadın böyle diyor, işin altında yatan mantığı bir anlamaya çalışsak mı acaba” diye düşünmemişler ve “bu liberaller de fazla oluyor çocuk pornosu bile mi yasak olmayacak yaniee” şeklinde bir tepki verdiler. Şimdi, aynı yoldan gidelim ve Ahmet Hakan üstadımızın kafası yine basmayacak ama ne yapalım, biz yine diyeceğimizi diyelim: Türkiye’de organ satışı serbest olmalı, hatta bu piyasayı denetlemek üzere bir üst kurul oluşturulmalı, ve bir organ borsası kurulmalıdır. (hain liberaller organlarımız bile satmaya niyetliler)

Yeni öğrendim, Türkiye’de organ ihtiyacı olanlara akrabalarından başkasının bağış yapması yasakmış. (daha yeni bi daha baktım, değilmiş) Yani şimdi ben, istesem bile küçük bir kız çocuğuna uyan ve onun yaşaması için gerekli olan böbreğimi örneğin veremeyeceğim. Verirsem suçlu konuma düşecek ve hapis cezasına çarptırılacağım ha? Olsun. “Old man dies, little girl lives. Fair trade.”

Diyeceksiniz ki oğlum “redactio ad absurdum denememeler”, gene en absürd örneği verdin, bu kanun insanlar organlarını satamasınlar diye var. Tamam da insanların vücutları üzerinde istedikleri gibi tasarrufta bulunmalarını önleyecek yasaları koyma hakkını bu devlet nereden buluyor ki? Satamasınlar, tamam da anladım da neden satamasınlar? “Zengin kan emici pislikler gariban halkın böbreğini dalağını alamasın diye var” İyi de neden? İki kişi arasındaki ticareti, ticaretin metası ne olursa olsun engelleme cüretini devlet nereden buluyor? “Kişiler böbreklerini yalnızca çok mecbur kaldıklarında satarlar” tezi de insanları sahip oldukları şeyi istedikleri gibi kullanma hakkından alıkoymak için yeterli bir delil değil. İşin gerçeği odur ki insanlar emeklerini, evlerini arabalarını da ancak çok mecbur kaldıklarında satarlar.

Sorun, kişilerin özgür iradeleriyle organlarını satmaları ile ne bileyim organ mafyasının insanları zorla kaçırıp organlarını gasp etmesi, veyahut onları düpedüz öldürmesini karıştırmak kaynaklıdır. İnsanlar unutmamalıdırlar ki dünya çapında örgütlenmiş bir organ borsası var olsa, organ mafyası olmaz. (borsası olan şeyin mafyasının olmadığı isviçreli bilimadamlarınca kanıtlanmış bir gerçektir.) eğer bir kişi kendisine uyacak olan organı gazeteye ilan vererek veya bir borsa aracılığıyla edinebiliyor olsa neden mafyaya başvursun ki?

Şaka bir yana, şu anda saçma sapan şekilde yürüyen bu piyasanın adı konulunca sağlık sektöründeki şirketler de yapay organ, kişinin çeşitli hücrelerinden organ oluşturulmasını sağlayacak hücre temini gibi araştırmalarının expected return’lerini (beklenen getirilerini) daha iyi hesaplayabileceklerdir. Muhtemelen bu piyasalar da büyüyecek, ve yine muhtemelen bu konu, bir zaman sonra sigorta şirketlerinin sağlık sigortası portföylerine girecektir.

Konuya bir de şu açıdan bakalım: (kendimi trt 4’den eğitim veren açıköğretim fakültesi hocaları gibi hissettim birden, ürperdim) denebilir ki kişinin öyle organları vardır ki alınıp başkasına nakledilirlerse kişi ölebilir. Hoop, döndük geldik ötenazi hakkına. Kişi eğer isterse yanmakta olan bir binaya dalıp canı pahasına canının istediği birini (veya bir şeyi) kurtarır mı, kurarır. Kurtaramazsa ölür gider mi, ölür gider. İsteyen camdan kendini atar intihar eder mi, eder isteyen gider kadıköy’den taksiye binip “Üsküdar lütfen” der mi der. Kişilerin varlıklarını sona erdirme hakları bu tip durumlarda oluyor da neden bir organını satarken, veya aslında çok hasta olduğunda organlaı çürümeden birilerine faydalı olsun diye (veya çocuklarına 3-5 kuruş kalsın diye) neden olmuyor? Yahu, devlete ne, ona ne oluyor, o ne karışıyor?

Velhasılı kelam, başta söylediklerimi yineleyeyim: bir organ borsası ve bu borsayı denetleyecek bir üst kurul kurulmalı, her türlü organ satışı (be dahi kişilerin vücutları üzerindeki diğer tasarrufları) serbest bıraklımalıdır.

Ustam Engin ardıç’ın ustası Attila İlhan’dan naklettiği gibi: “buyrun şimdi tartışın.”

0 Yorum Var.: