Amerika Neden Zengin Türkiye Değil

Amerika neden zengin Türkiye değil diye merak eden çok fazla insanımız olduğunu zannetmiyorum. Herkesin kafasında saplantı haline gelmiş bir önyargı var bu konuda zaten. Ben bu yazıda henüz zehirlenmemiş taze beyinlere hitap etmek istiyorum. Bu yazıyı okumadan önce Ismet Inönü ve 2. Dünya Savaşı Yılları başlıklı yazıyı okursanız daha iyi olur. Bu konuda bir liste sunacağım, siz de maddeler ekleyebilirsiniz daha sonra:

1. Avrupalıların yoksul ülkeleri sömürerek zenginleştiğine dair inanışlar yaygın, bir bakıma da doğru. Adamlar teknolojik üstünlüklerini kullanarak sömürgeler elde etmişler ve adı üstünde sömürmüşler. Zenginliğin gerçek sebebi teknolojik üstünlükleri midir, yoksa sömürgeler midir sorusuna dürüst cevap verebilecek insan sayısı ise çok değildir. Çoğu insan Amerikalıların da zenginleşmek için Avrupalılar gibi benzer bir yol izlediğini düşünür. Tam olarak doğru değil bu. Amerika Avrupalıların yeni bir kıtayı kolonileştirmesiyle başlayan bir devlet. Yapılan Amerika’nın yerlileri olan Kızılderililerin elinden topraklarının alınmasıdır. Bunu yaparken Fransızların biyolojik silah (su cicegi viruslu battaniyelerin kizilderililere "hediye" olarak verilmesi) kullanarak 2 milyon kızılderiliyi katlettiklerini çoğu insan bilmez mesela. Ondan sonra da parlamentolarında Ermeni soykırımı tasarısını onaylar bu şerefsizler.

2. Fransızlar Amerika’nın ortabatısında Louisiana adı verilen bölgeyi Amerika devletine satarak Amerika kıtasından çekilmiş ve Büyük Amerikan Devletinin oluşmasına en büyük katkıyı sağlamıştır. Bu bölgenin şimdiki Louisiana eyaleti olduğunu zannetmeyin, Amerika’nın neredeyse üçte birini oluşturan ve verimli topraklara sahip çok büyük bir bölgedir bu (haritaya bakin). Bunun batısında ise Meksikalılar, yerliler ve Pasifik Okyanusu yer alıyor. Amerika ayrıca Alaska’yı da Ruslardan satın alarak hem değerli topraklara kavuşmuşlar hem de Rusya gibi büyük bir devleti kıtalarından uzaklaşmışlardır.

3. Amerika kendi topraklarını güvence altına aldıktan sonra elindeki geniş topraklarda bir yandan tarım yaparken ülkenin kuzeydoğusunda yer alan eyaletler endüstri devrimini gerçekleştiriyordu. Osmanlı padişahı dışarıdan aldığı borç para ile yatırım yapacağına Dolmabahçe Sarayını 35 ton altin harcayarak inşaa ettirirken Amerikalılar sanayiye, bilime, teknolojiye yatırım yapan, Avrupa’ya yetişmeye çalışan bir ülke idi.

4. Türkiye ise daha borç para almanın ne demek olduğunu bilmeyen 15 yaşında babası tarafından eline kredi kartı tutuşturulmuş aklı bir karış havada delikanlı gibi davranarak kendisini hüsrana yollayacak bir yolda ilerliyordu. Borç para alarak kendinize saray yapmazsınız, savaş gemisi veya silah da almazsınız. Borç para alarak yatırım yaparsınız, yaptığınız yatırımın da senelik getirisinin borcun faizinden kat kat yüksek olmasına bakarsınız. Bu ilke 150 sene önce geçerli olduğu gibi bugün de geçerli. Bunları bilmeyen ve borç batağına batan insanlardan ise ülkemizde her köşe başında var.


5. Yukarıya koyduğum şu grafiğe bir bakın ve Atatürk döneminde ve sonrasında nasıl bir performans gösterdiğimize bir bakın. Sonra da bunu Amerika’nın performansı ile karşılaştırın. Atatürk zamanında Amerika’ya neredeyse 3 kat fark atmışız. Yani yakalama yönünde genellikle doğru adımları atmışız, sonrasında ise ekonomimiz üçte bir küçülmüş ve Amerika da attığımız farkı kapatmış ve bizi geçmiş. Amerika’nın gerçek üstünlüğü de burada başlıyor. Almanya iki dünya savaşını başlatarak kendisini değil bizi perişan etmiş. Geri kalmamız Almanya’nın değil tabii ki bizim cehaletimizin bir sonucu.

6. Avrupa ekonomileri savaş süresince birbirlerini yok ederek gerilerken Amerika savaşın başlamasıyla önce tedarikçi rolüne soyunmuş, sonrasında ise savaşa girerek muazzam hızlarda büyümüş. Işin ilginç tarafı savaş sırasında elde ettiği kazançları savaş sonrasında korumuş, Almanlarla daha verimli savaşmak için teknoloji geliştirmişler, bu teknolojiler de savaştan sonra ekonomilerinin üstünlüğünü korumasına yardımcı olmuş. Biz ise savaş süresince daha iyi savaşmak için teknolojiye ve üretime ağırlık vereceğimize, ekonomiyi %35 küçültmüşüz.

Savaştan sonrasını biliyorsunuz. Başkalarının toprağında savaşan Amerika 1938 yılına kıyasla ekonomisini ikiye katlayarak çıkmış ve dünya üretiminin %40’ını yapan bir dev olarak ortaya çıkmıştır. Türkiye ise teknolojiden uzak, devletin koruma şemsiyesi altında çalışan “çok özel” sektörle ve devlet ekonomik şirketleri, ya da o zamanki adıyla Kamu İktisadi Teşekkülü (KİT) denilen tekellerle büyümeye çalışmış. Hiç bir devirde bilimin, teknolojinin, rekabetin ve çok çalışmanın önemini tam olarak kavramamışız. Türk Öğren Çalış Geliş diyeceğimize Meliha Okur’un Moğolistan’a göçü teşvik eden “Kırk dönüm bostan, yan gel yat Osman” sözünü düstur almışız.

3 Yorum Var.:

vanmemet dedi ki...

1930 sonrasında nazi almanyası ile olan ticaretimizin ve bunun sonucu olan büyümeyi görmezden gelmemek gerek. savaş başlayınca türkiye taraf değiştirmiş ve yol gösteren abisiyle yolları ayırmıştır.
doğru sadece tamamını söyleyince doğrudur.

Her Yol Roma dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Hüseyin MEÇO dedi ki...

abd 2.dünya savaşından sonra alman bilim adamlarını,sovyetlerin dağılmasından sonra sovyet bilim adamlarını ülkesine katmıştır.buda yetmiyor diğer ülkelerin bilim insanlarını ve beyinlerini kendisine çekmeyi bilmiştir.bu iranlı bu çinli bu türk bu hintli,pakistanlı,vientnamlı,afrikalı dememiştir.hepsini topraklarında tutmayı başarmıştır.bilim adamlarının önlerindeki kapıyı sonuna kadar açık tutmayı bilmiştir.hukuku,parayı,silahlı kuvvetlerini kullanmayı iyi biliyor.yıllarca patent sahipliliği en üst seviyede.toprak altı toprak üstü zenginliği olduğu gibi insan zenginliğide kuvvetli.

adamlar tamam engüçlü benim en zengin benim deyip yan gelip yatmıyorlar.

okullarında çarpım tablosunu öğretmek veya ezberlemek için kimsenin göbeği çatlamıyor.coğrafya bilgileri sıfır.gereksiz bilgi yüklenilmiyor.ne lazımsa onu alan çocuklar ilerde google lı icad ediyorlar.hep sistem meselesi


bizde...siyaset herşeyin üzerinde.
şunu hep merak etmişimdir.hani partilerde delegeler var.bu delegelerin eğitim durumu,meslek durumu,ne işle meşgüller nasıl geçinirler.inanın hiçbiryerde okumadım duymadım.her zaman delegeler ön plandadır.bilenler anlatırlarsa sevinirim.

delegeler çok önemli.