Ismet Inönü ve 2. Dünya Savaşı Yılları

Atatürk Yönetiminde Türkiye Ekonomisi ve Büyük Buhran Sırasında Türkiye Ekonomisi başlıklarını taşıyan ve içinde bir sürü yanlışlarla dolu iki yazı yayınladık. Ana amacımız Cumhuriyet’in ilk yıllarında olan biteni anlamak. Atatürk’ün 1938’in sonunda ölümünün ardından ipleri eline alan Ismet Inönü yönetiminde 2. Dünya Savaşı ve sonrasında Türkiye ekonomisinin performansına kısaca değineceğim bu yazıda.

Bu yazıları yazmak inanamayacağınız kadar çok vakit alıyor; elimizdeki verilerin doğruluğu da tartışılır. Buna rağmen bu konuları karıştırmazsak hiç bir şekilde bir şey öğrenemeyeceğiz. O yüzden deşmeye devam ediyoruz. Daha önce de söyledim, ben Türk ekonomi tarihi konusunda oldukça cahilim, o yüzden bu yazılar üzerinde bu kadar vakit ayırmamın asıl amacı kendimi eğitmek. Siz de arada pozitif dışsallıktan yararlanıp iki satır bir şey öğrenirseniz ne mutlu size.

Hemen rakamlara geçelim:

Göreceğiniz üzere 1939 yılında Savaş başlayana kadar ekonomimiz Atatürk döneminden kalan ivme ile %6,9 büyüyor, sonrasındaki 10 yılda ise kümülatif %0,7 küçülüyor. Yerimizde saymak diye buna denir ama öyle değil. 2, Dünya Savaşı süresince 1940-1945 arasındaki 6 yılda ekonomimiz tam tamına %35 küçülüyor. Ben Savaşa girmedik zannediyordum, girmekten beter olmuşuz. Bu sürede nüfusumuz da 1 milyon kişi artarak kişi başına düşen gelirin daha da gerilemesine neden olmuş.

Ne yaptık biz 2. Dünya Savaşı sırasında yahu? Insanları tarımdan ve üretimden çekip asker mi yaptık? Üretimi %35 düşürmek için iş gücünün %35’inden fazlasını (verimliliğin biraz arttığını varsayarsak) kenara oturtmuş olmamız lazım. Cumhuriyet tarihinin en kötü 6 yıllık büyüme süreci bu. Hani geçen sene gazetelerde “Rekor Küçülme” başlıklı bir sürü haber görüyordunuz ya, o haberler yanlış. Bir çeyreklik %14,7’lik küçülmeye bizim medya “rekor” diyor. Kardeş, bizim ekonomimiz 1945 yılının tamamında %15,3 küçülmüş, o çeyreklerden bir tanesinde %20-25 dahi küçülmüş olabiliriz.

Savaş sonrasındaki rakamlar daha abuk. 1946 yılında %32,1, 1948 senesinde ise %16,4 büyümüşüz. Eminim insanlar kendilerini hiç zenginleşmiş hissetmemişlerdir. Marshall yardımı hangi senelerde yapıldı? Şimdi araştırmaya ve yukarıda sunduğumuz rakamları açıklayacak teorileri üretmeye vaktim yok. Bilgisine güvenen, veya ben iyi araştırma yapabilirim diyen varsa kendini göstersin. Sonra “devlet fırsat vermiyor, köşe yazarı olamıyoruz, tanıdık falan da yok torpil yapsın” diye sızlanmayın. Tam anlamıyla gizemli bir dönem, biraz gayret ederseniz üstesinden gelirsiniz.

3 Yorum Var.:

ekşi iktisat dedi ki...

aslinda su resim savasin halklar uzerindeki etkisini tam yansitmiyor. milli gelir denkligini hatirlayalim: y=c+i+g+nx. turkiye de abd de nispeten kapali ekonomiler oldugundan, nx'i goz ardi edebiliriz.

negatif buyume y'nin azalmasi demek. savas yuzunden g de artiyor. bu da turkiye'de tuketim ve yatirimlarin (c+i), milli gelirin azalisindan daha fazla azalmis olmasi demek. yani turk halki acisindan durum daha da beter.

bu arada amerika'da da savas sirasindaki buyumenin en buyuk sebebi, devlet harcamalarinin ucmasi. tabii, gelir buyuyor ama, amerikan halkinin hayat standardinda, paralar kursuna, bombaya yatirildigi icin, buyuk bir degisim olmuyor.

burada iki ulke arasindaki fark dikkate deger. turkiye'de ne oluyor da savas harcamalari milli geliri arttiramiyor? hatta tam tersine milli gelir dusuyor?

ilk akla gelen sey, uretken isgucunun askere alinmasi. ama bu beni cok tatmin etmiyor. o devirde kentlerde issizlik orani ne duzeydeydi bilmiyorum, ama tarimda gizli issizlik oldugu kesin. ulke isgucunun buyuk bolumu de zaten tarimda calisiyor. ustelik insanlar tarimda kadin, erkek, coluk-cocuk birlikte calisiyorlar. dolayisiyla erkeklerin bir kismini koyunden alip asker yapsaniz da uretimin cok fazla degismemesi lazim. (bu sirada amerika'da da, ev hanimi kadinlar calismaya baslayip askere giden erkeklerin yerini dolduruyorlar.)

ben sahsen vergilerden suphe ediyorum. amerikalilar savasin finansmanin onemli bolumunu borclanmayla sagliyorlar, biz ise vergi topluyoruz. bunun onemli etkisi olabilir.

vanmemet dedi ki...

şevket pamuk buradaki makalesinde de belirttiği gibi tek parti döneminin osmanlıdan miraz aldığı ne pahasına olursa olsun denk bütçe mantığının kötü niyetli olmayaraktan savaş döneminde yatırımları sıfırlamış, tek parti yönetiminden dolayı kalabalığın tepkisi susturulmuş, yüksek miktarda özellikle köylerdeki iş gücüne ve maddi kazanca el konulmuştur. (jandarma ve kaymakamla toplanan zorunlu yardım: köylülerin hayvanlarından ve hasadından, çatısındaki kiremitine kadar vergi adı altında zorla alınmıştır), tüm bunlar o dönemdeki tepetaklak düşüşte büyük etkiye sahiptir.

E.Bölükbaşı dedi ki...

BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI SONRASI TÜRKİYENİN TAZMİNAT ÖDEMEYE MAHKUM EDİLİP EDİLMEDİĞİ, EDİLMİŞ İSE MİKTARI VE HANGİ TARİHLERE KADAR NASIL ÖDENDİĞİ KONUSU ÜZERİNDE DURULMASINI BUNDAN SONRA YAZILARINI OKUMAK İSTEDİĞİM KIYMETLİ EKONOMİSTLERE BIRAKIYORUM.