Bankalar vatandaşı soymuş, gerçekten. Taraf gazetesinin ilginç(!) yazarı Süleyman Yaşar'ın yazısının başlığı bu. Peki nasıl mı soymus, Yasar'ın yazısından alıntılarla gidelim, parantez içleri bana ait:
BDDK raporuna göre ... Banka kârları da geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 41,1 oranında artarak 15,7 milyar liraya yükselmiş. Peki, bankalar bu paraları nasıl kazanmış? (hah işte merak ettiğim nokta! öğrenelim.)
Nükleer Kirlilik Gönüllü Çevreci Kuruluşlar Olasılık Soruları ve Çözümleri Marksizm Nedir Spam Nedir Nükleer Enerjinin Zararları Bono Nedir? Fareli Köyün Kavalcısı Arge Nedir? Kalite Nedir Açık Arttırma Nedir Pesimist Nedir?
Bankalar, vatandaşın mevduatına verdikleri faizleri düşürürken, kullandırdıkları kredilerin faizlerini azaltmamış. (soyguna bak ya, dur dur dahası var, niye azaltmadığını açıklıyor) Çünkü bankalar paraları batabilir korkusuyla uzun vadeli kredi vermiyor (ne korkuyorsun oğlum, versene paranı -tabi burada Yaşar verilecek olan paranın da vatandaşın parası oldugunu unutuyor, bütün paralar bankanın ya-). Mevduata yüzde 9 oranında faiz verirken, aynı mevduat sahibi kredi kullandığında yüzde 22 oranında faiz alıyorlar. (bir kere bu bilgi yanlış, aşağıda Merkezin sunumundan ticari kredi faizlerinin gelişimi gösteriliyor. Ne olmuş, ticari kredi faizleri %22'lerden % 12'lerin altına gerilemiş. neyse devam)
Denetleyici ve düzenleyici kurumlar, vatandaşın mevduatına sahip çıkmalı. Ve tasarruflara yeterli getiriyi sağlamak için sektörde gereken önlemleri almalı. (hah işte bu süper...)
Böylece net faiz gelirleri bir yıl içerisinde yaşanan ekonomik durgunluğa rağmen 22,8 milyar liradan 31,0 milyar liraya yükselmiş. Net faiz gelirlerindeki artış yüzde 36 oranında olmuş. (olay basit, tüm dunyada bankalar battı riskler yukseldi, bankalarda (i) zaten kesilen ticari kredi talebi (ii) güvenli bir liman arayışı (iii) debvletin artan finansman ihtiyacı nedeniyle devlete gittiler ve vatandaşa "ya kardeşim kusura bakma ben senden topladığım parayı cok ucuza (dusuk faizden) batma ihtimali yüksek bir adama vermektense, devlete yatırdım boylece bende sende paramızı alabileceğiz" tersi durumda olsa ve Yaşar bankadaki parasını alamasaydı ne olurdu acaba).
Yaşarın son paragrafı ise yorum bile yapılamayacak sacmalıkta. Birisi Yaşar'a 2001 deki banka iflaslarının temel sorununun "Hukuk" eksikliği ve devletin "beceremediği" programı oldugunu hatırlatsın, birde yazdığı "“kârlar patrona, zararlar vatandaşa.” cumlesinin 2001 sonrası duzenlemelerden sonra patronları rahat bırakmayacak şekile getirildiğinide.
2 Yorum Var.:
ticari kredi faizlerinde masraflar hariç tutulmuş, onlar da dahil edilirse gap daha da acılıyor.
bu gap'in sebebi de risk priminin hala yüksekliği.
risk primi tabi Süleyman bey icin önemsiz bir konu ama tum finansal cevrelerde cok onemlidir.
O süleyman yaşar denen adam tam bir hükümet yalakası. Yazılarına bakın görürsünüz. Yani ben de iktisatçıyım liberal diyorum kendime, hatta libertarian. Ama bu türkiye'deki liberalim deyip hükümete yalakalık yapanlara fena gıcık oluyorum. Bunlar Türkiye'yi kargaşaya sürüklüyorlar. Sonumuz hayrola.
Yorum Gönder