Piyasada zorlama yoktur

Finansbank, Tüketici Hakem Heyeti'ne başvurarak kredi kartı yıllık kullanım ücretini iptal ettiren avukat Cem Demirhan'ın kredi kartını iptal etmiş. Bunun üzerine Demirhan bu defa da kartını iptal ettikleri için Finansbank’a dava açmış.
Akıl alır gibi değil. Piyasa ekonomisi gönüllü alışverişlere dayanır. Alıcılar ve satıcılar kendi tekliflerini ortaya koyar. Taraflar birbirlerinin tekliflerini inceledikten sonra, istedikleri takdirde, alışveriş gerçekleşir. Kimse kimseyi alışverişe zorlayamaz.
Son yıllarda adet haline geldi. Kafası bozulan ticari ilişkide olduğu kurumu dava ediyor. Halbuki tüketicinin tepkisini göstermesinin çok kolay bir yolu var. Ticari ilişkiye hiç girmemek ya da mevcut ilişkiyi kesmek. Bu kadar basit. Mahallenin köftecisine gittiniz. Köfte pahalı geldi. Köfteciyi dava mı ediyorsunuz? Hayır. Yandaki köfteciye gitmeye başlıyorsunuz.

Nükleer Kirlilik  Gönüllü Çevreci Kuruluşlar  Olasılık Soruları ve Çözümleri  Marksizm Nedir  Spam Nedir    Nükleer Enerjinin Zararları  Bono Nedir?  Fareli Köyün Kavalcısı  Arge Nedir?  Kalite Nedir  Açık Arttırma Nedir  Pesimist Nedir?

Demirhan’ın da yapması gereken Finansbank kredi kartını iptal ettirmek ve daha düşük aidat isteyen ya da hiç istemeyen bir kredi kartı almaktı. Buna karşılık Finansbank ise müşterisine doğru bir karşılık vermiş ve ticari ilişkisini kesmiş.
Bundan sonrası daha da akıl almaz bir durum. Demirhan zorla ticari ilişkiyi devam ettirmeye çalışıyor. Bunun için mahkemeleri kullanıyor. Bir an için, olayın ticari değil de, bir kadın erkek ilişkisi olduğunu düşünün. Kız ilişkiye razı değil. Adam ise ilişkiyi devam ettirmek için mahkeme kararı çıkarttırmaya çalışıyor. Kulağa garip gelmiyor mu?

11 Yorum Var.:

Kubilay dedi ki...

Sayın Çokgezen, burada bir asimetri var. Öncelikle ben de kredi kartlarından kesilen paralara ifrit oluyorum zira kesinlikle söz almama rağmen para kesiyorlar. sonra benim 30-40 liranın peşine düşüp dilekçe vermem, uğraşmam gerekiyor. bir iki de telefonla ararsam para çekildikten 1 ay sonra geri yatırıyorlar. çekilen paranın faizi, benim uğraşmam vs tamamen boşa ve ne için? onların yaptığı - güya hata için. farketmesem ekstre borcu içinde haksız şekilde bu parayı alacaklar.

Bu seneki Liberal Düşünce Kongresinde Asaf Savaş Akat'ın söylediği bir söz kafamı çok kurcalıyor. "Bir manavla bir berberin arasında eşit ticari ilişki kurulabilir" demişti, "ama işçi ile işveren arasında eşit bir ticari ilişki yok. işin içine hiyerarşi giriyor, sömürü giriyor" kesinlikle katılıyorum demiyorum ama sömürü girmese de hiyerarşi girdiği bir gerçek. sosyal pssikoloji girdiği bir gerçek. bankalarla bizim ilişkimizde de keza böyle bir durum söz konusu. KAnunsuz şekilde bütün birikimime el koysa bir banka ne yapabilirim? mahkeme mahkeme uğraş. onların yüzlerce avukatına karşılık benim yeni mezun avukatçık arkadaşım. bence demirhan bey ticari ilişkisini sürdürmek istediği için değil, hakim kararına karşı bankanın tutumu yüzünden dava açmış.

işyerinde bana cinsel taciz olsa ve bunu dava ettim diye patronum beni işten atsa burada bir "ticari ilişki bilmem ne" yoktur sanırım.

Yanılıyor muyum?

syzer dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
syzer dedi ki...

Demirhan’ın da yapması gereken Finansbank kredi kartını iptal ettirmek... Sorunda orda zaten. Adamlar iptal etmiyor.Ayriyetten danıştay kredi kartı kullanım ücretinin geçersiz saymıştır. Serbest piyasa derken birazda kural olmalı. Ona buna kazık atmak liberal ekonominin özünde yok

Kubilay dedi ki...

Sayın Syzer, kastettiğim kart ücretinin yasak olması gerektiği değil. Birileri karına yıllık ücret ödemeyi kabul edebilir. sorun kabul edin etmeyin kalabalıklar içinde yok sayılmanız ve anlaşmayı banka çiğnerse elinizden bir şey gelmemesi, siz çiğnerseniz donunuzun alınması gibi bir izansızlığın yarattığı çaresizlik var onu kastediyordum. Sözleşme hürriyetinin yokedilmesini değil.

Kadir dedi ki...

Esasında çaresizlik yok, kredi kartınızı iptal ettirisiniz.Daha sonra size kredi kartı vermek isteyen onlarca bankadan birinin sözleşmesine gidip kredi kartı aidatı ödemeyecegim diye yazarsınız.

Misal benim yüksek lisasn akbank kredi kartına taksit yapıyordu cebit fuarındada 10 dakika da kreid kartı verilir denilmişti.Ben size asla kredi kartı aidatı falan vermem dedim tamam dediler, tabi ben sözleşmeye ayrıca yazdım.kredi kartı aidatı, bilmem ne parası adında benden para laınmayacak diye.

Ben hocama katılıyorum.İfrit olabilirsiniz ama bir şey yapamazsınız.Misal telefonda sabit ücrete laf diyebiliyor musun hayır ? esasında laf edecegimiz nokta orası.Zira bizde maşaallah bir sürü banka varken evden ve işyerinden kullanabilecegimiz tek hat turk telekoma ait, lanet olsun telekoma deyip telefonu kapatıp başka bir şirketten telefon hattı alabiliyor muyuz ? hayır.

Burada da dikkat edilmesi gereken nokta şu, şayet piyasaya girme koşulları açık, serbest fakat hiç bir firma turk telekomu rakip olarak göremiyorsa ve piyasaya girmekten çekiniyorsa o zaman siz yine lanet olsun telekom diyemezsiniz.Dersiniz ancak o zaman her daim cep telefonu kullanmak zorunda kalırsınız.Ki memleketim olan aksaray'da köyümde akrabalarım genelde telefon hatlarını kapattı ve herkeste cep telefonu var.

Bu olaya da bu açıdan bakarsak hocam çok doğru soyluyor.Kimse bize kredi kartını zorla vermiyor.İllaki sizden imza, kısa mesaj ya da internet aracılığı ile bir belge doldurmanız gerekiyor.Hal böle olunca bankalara kızmayı çok doğru görmüyorum.

Bu arada geçen cuma bir ara amerikada bulunmuş bir hoca ki kendisi muhasebe hocası değil pazarlama hocasıymış, amerikada kredi kartlarına bizdeki gibi 12 taksit falan olayı yokmuş.
Bilmem doğru mudur ?
Liberal düşünce kongresinde ben de vardım.Orada konuşan her kişiyi liberal olarak tanımlayamayız.Misal Şahin alpay'ı çağırmışlar ki ben kendisini ve orada söyledikleri kimi sözlerden dolayı liberal olarak görmem.Hani bir atasözümüz varya hacının olmadığı yerde keçiye abdurrahman çelebi derler, bu misal liberal insan sayısının az oldugu güzel ülkemde işte hafiften özgürlükçü oldunuz mu liberal olabiliyorsunuz.malesef.Biran'ı bile liberal yapanlar var misal.

Pasha dedi ki...

Orjinal yazı çok güzel ama yorumlar hemen "zavallı ezilen tüketiciyi koruyalım, sevelim, nüfusumuza geçirelim" temasına bürünmüş. Öncelikle kredi kartı sözleşmene bakarsın, senelik aidat varsa bunu ödersin. Ödemek istemezsen iptal edersin. İptal işlemini de şubeden yaparsın ki, elinde bir dilekçe numarası filan olur. Ama alternatif olarak herşeyi devletten de bekleyebilirsin, devletin 60 milyon tane koruması gereken aciz vatandaşı olduğu için ve saçma sapan kanunlar yüzünden mahkemeler meşgul edildiği için beklersin biraz. Zaten yeterince koruma var Türkiye'de. Maaşından fazla toplam limitin olamaz, gecikme faizi falandan daha yüksek olamaz, vs.

İşyerinde cinsel taciz ne alaka? İş tanımında patronun metresi yazıyorsa ya da Manukyan'la bir sözleşme yaptıysan dava edemezsin tabi.

İşverenle işçi arasında bir eşitlik yok çünkü, insanlar işçi ve işveren arasında kolayca geçiş yapamıyor. iş kurmak da zor, iflas etmek de güzelim bürokraside.

Kubilay dedi ki...

Sayın Pasha, ne dediğinizi anlayabilseydim yorum yapardım. Benden kaynaklanan bir konu sanırım. LD Kongresindeki herkese liberal demiyorum ama ASA Liberal Düşünce dergisi hakemlerinden birisi. Onu "liberal değüldür" diyip silmek de zor olsa gerek. Ben, su katılmamış bir liberalim devlet müdahil olsun, vatandaşı korusun demiyorum. Ağzımdan en son duyacağınız cümle bu olurdu. ama kafam bu konularda (asimetrik güç ilişkilerinde serbest ticaret konusunda) karışık. cevaplamam gereken sorular var. Acaba liberalliğim konusunda kafam karışık diye beni ergenekondan içeri alırlar mı? bakın soru birken ikiye çıktı. hay bin kunduz. . .

syzer dedi ki...

önceki yorumu sildiğim için yazım yanlış anlaşılmış. Biraz finansbank'ı eleştirmiştim sonra biraz konudışı oldu diye silmiştim. Önceki yazımda kurye ile Finansban'tan gelen kredi kartı teklifini istemediğimi söylemiştim.Kuryede zorunlu olduğundan dolayı istemiyorum yazan kısmı imzalamamı demişti, bende imzaladım.sonrada aidat faturası geldi.Yorumum özü buydu.

Pasha dedi ki...

Sayın denememeler,
Sizin tüm fikirlerinize toptan bir sene sonu notu vermek haddim değil. ASA beyefendiye de. Sadece hiyerarşi lafına biraz kıl oldum. Kimsenin kafanı kurcalamasına izin verme :)

Zannediyorum sorun bizdeki patron imajından kaynaklanıyor. Göbekli, babadan patron, patron doğmuş patron ölecek, vs. Halbuki devlet kollamasının ya da engellemesinin olmadığı bir ortamda düşmez kalkmaz bir Allah. Amerika'da geçen senenin en zengin 400 adamından 250 tanesi kendisi kazanmış servetini. Yani sınıflar arasında geçmenin kolay olduğu özgür bir ortamda 'işçisin sen işçi kal' daha az olur.

Kadir dedi ki...

Pasha, Rawls'ın adalet teorisi bu mu demek oluyor peki ? bunu mu kastetmiş ?

Pasha dedi ki...

Esitlik cok suistimal edilen bir kavram. Rawls arkadasima da "private property ve baskalarinin hakkina tecavuz edince esit cezalandirma" disinda katilmiyorum. Herkes esittir ama biz onlardan daha esitiz diye cok kan dokulmus. Kim yagmaci, kim adil duzenci bunlari baska bir yaziya birakalim.