IMF, Keynes ve Bütçe Açıkları

IMF'in sitesinde IMF Ekonomi Danışmanı Olivier Blanchard'la bir roportaj yapılmış, tam ben bu roportajın bir kısmını cevirip buraya yazıyım derken, TEPAV'da yapılmışını buldum :) hatırlarsanız daha once sıcagı sıcagına "Kurtar Bizi Keynes ! diye bağıran IMF" yazımda IMF'in calışmasından bahsetmiş ve eleştirmiştim. bu roportajda o calısma ustune şekilleniyor aslında. her neyse merak eden link aracılıgıyla roportajı okusun bence hangi dusuncede olursanız olun degerli bir yazı okuyun derim.
benim dikkat çekecegim, roportajdaki bir soru ve yanıt uzerine:
Soru: bazıları geçmişte uygulanan genişletici maliye politikası paketlerinin etkilerinin çok da iyi olmadığını ileri sürerek yeni bir borç altına girmenin pek mantıklı olmadığını savunuyorlar. Tam da nüfusun yaşlanmasının, gelişmekte olan ülkeleri etkilemek üzere olduğu bu zamanlarda, ülkeler gelecek nesillere ağır bir borç yükü bırakmak riskiyle karşı karşıya olmazlar mı?

Tutumluluk  Inovasyon örnekleri  Türev Konu Anlatımı  EFT Nedir  Olasılık nedir    Ekonomi Nedir  Hisse Yorumları  Bilinçli Tüketici
BLANCHARD: Aslında normalde IMF çoğu ülkeye bütçe açıklarını ve kamu borçlarını azaltmalarını tavsiye ederdi. Ama olağanüstü zamanlar yaşıyoruz ve riskler dengesi bugün çok farklı.
Eğer mali genişlemeye gidilmezse, talep düşmeye devam edebilir. Bunun sonucunda da geçmişte yaşadığımız likidite tuzağı, gittikçe kötüleşen beklentiler ve bunlara bağlı olarak gittikçe kötüleşen durgunluk gibi bazı kısır döngülerle baş başa kalabiliriz. Ancak mali genişlemeye gidilir, fakat sonuçta gereksiz olduğu anlaşılırsa, alacağımız risk ekonominin gereğinden daha hızlı iyileşmesi olur. Hiç şüphe yok ki, böyle bir riski kontrol altına almak, gittikçe kötüleşen bir iktisadi durgunluğun yaratacağı risklerle başa çıkmaktan daha kolay olacaktır.
Şunu kesinlikle belirtmeliyim ki, ihtiyacımız olan, yalnızca bir defalık bir mali uyartı da değil, hükümetlerin Büyük Buhran’ın tekrarı senaryosundan kaçınabilmek için hangi politika gerekiyorsa yapacaklarına dair kararlılıklarını net bir şekilde ortaya koymalarıdır. Böyle yaptıkları takdirde, bugün tüketicilerin ve firmaların duyduğu korkular azalacak ve talep kendine gelecektir. [koyular bana ait].
Öncelikle şunu belirtiyim, ben daha krizle ilgili ilk yazımda bu krizin akademik ve uygulamalı iktisatta (iktisat nedir) cok buyuk degişimlere neden olacagını belirttim. yani krizi hafife aldığım filan yok! Fakat, daha krizin başından itibaren Marx haklıydı, liberalizmin sonu, battık, bittik, gibi laflar ortalıklarda gezindi. Öyleyse, öncelikle şu olağanüstü zamanlar ve Büyük Buhranın tekrarı senaryosuna bir bakalım. Yani şu korktuğumuz şeyi bir görelim.Yukarıdaki grafik ABD'nin 1929 krizindeki ve şu anda içinde bulunduğumuz krizde sanayi üretim endeksinin davranışını gösteriyor. (FED'den alınan mevsimsellikten arındırılmış, sanayi üretiminin iki ay üstüste küçüldüğü1929:8, 2008:2 başlangıç). Bir kere başlangıç olarak baktığınızda, 2008'in ikinci ayından 11. ayına kadar sanayi üretimi % 5 küçülmüş, buna karşın 1929:8 den aynı 10 aylık süreçte sanayi üretimi % 15 küçülmüş. yani bugünün 3 katı kadar bir düşüş söz konusu! Yani, en basit ifadeyle biraz yavaş demek gerek.
İkincisi, Blanchard'ın bahsettiği "alacağımız risk" vurgusu. Ya ekonomik çöküş bir 1929 krizi değilse (ki orda bile hükümet harcamasını rolü tartışılıyor), ya 1950’lardan beri çoğu ülkede %30-40 olan devletin ağırlığını daha da artırıp, kriz dediğiniz olaydan kurtulamazsanız yada kurtulup da bu sağlıksız iyileşmenin sonucu olarak on yıllarca daha düşük büyüme oranlarına katlanmak zorunda kalırsanız yada gelecek nesilleri kendi harcama zevkiniz ve riskten kaçınmaz yapınız nedeniyle uzun bir fetret dönemine iterseniz. Neyse en azından bizlere bu tür saçmalıkları önermiyorsunuz, biz bunlarla çok uğraştık. Biraz da siz uğraşın. Biz kendi deneyimimiz içinde, devlet ile ekonomik verimsizlik arasındaki uyuşmazlığın sonuçlarını güzelce gördük. enflasyonlar, borçlar, krizler yakamızı bırakmadı, biraz rahata ermişken hortlatmayın gene Keynes'i.

Siz insanın hiç hasta olmadan yoluna devam edeceğine inanın, spor yapmayın, fast food la beslenin, önünüze bakmadan koşun, sonra da beni kurtar doktor deyip durun bakalım ne olucak. (rahatsızlığım nedeniyle bir süredir yazamıyorum, belki hastalık vurgusuna takılmamda bundan, grip olan bünyeyi ameliyata almanın bir anlamı yok. Tetkiklerimi yapın doktor bey, ben biraz psikolojik destek biraz da artık spor yaparak ve daha iyi beslenerek üstesinden gelirim bu hastalığın.)

0 Yorum Var.: